Sayın Adnan Oktar’ın 21 Ekim 2013 tarihli sohbetinden Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Yunus Suresi 39. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Hayır onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiş bir şeyi yalanladılar.” Yahut henüz daha tahakkuk etmemiş. Ortaya çıkmamış mesela Hz. Mehdi (a.s) veya Hz. İsa Mesih (a.s), o anlama geliyor bu kelime. Kendilerine henüz yorumu gelmemiş anlamına da geliyor, henüz ortaya çıkmamış vaat anlamına da geliyor. Henüz daha zuhur etmemiş, Allah’ın vaadi anlamına geliyor. “Hayır onlar ilmini kuşatamadıkları” Mehdiyet ve Hz. İsa Mesih (a.s) ile ilgili bilgileri ilmini kuşatamadılar o yüzden geceleri gündüzleri anlatıyoruz, bazı kişiler anlamaları için, “ve kendilerine henüz” bu olay tahakkuk etmemiş, vaat daha oluşmamış, daha görmemişler. Ama daha tahakkuk etmeden yalanlıyorlar. Ne diyor ayette?
“Bir şeyi yalanladılar onlardan öncekilerde böyle yalanlamışlardı.” Peygamber gelecek deniyor, yalanlıyorlar. ‘Yok’ diyorlar ‘gelmez, Hz Musa’dan sonra peygamber gelmez’ dediler, Hz. İsa (a.s) geldi. ‘Hz İsa (a.s)’dan sonra peygamber gelmez’ dediler Hz. Muhammed (s.a.v) geldi. ‘Hz Yusuf (a.s) zamanında’ demişler, ‘Hz Yusuf (a.s)’dan sonra peygamber gelmeyecek’ dediler, yine peygamber geldi. ‘Hz Mehdi (a.s) gelmeyecek’ diyorlar, geliyor. ‘Hz. İsa Mesih (a.s) gelmeyecek’ diyorlar, geliyor. “Hayır onlar daha ilmini kuşatamadıkları” daha o konuda bilgiye ulaşamamışlar, detaylı bilgileri yok. Ahir zaman hadislerini bilmiyorlar, Kuran’daki işretleri bilmiyorlar. Kuran’da Hz. İsa Mesih (a.s) geleceğine ait ayetlerden haberleri yok. Hz. Mehdi (a.s) ile ilgili hadislerin bu kadar sahih olduğundan haberleri yok. “Ve henüz tahakkuk etmemiş henüz daha zuhur etmemiş bir olayı yalanladılar.” Şu anda da Hz. Mehdi (a.s)’ı yalanlıyorlar değil mi? Hz. İsa Mesih (a.s)’ı da yalanlıyorlar, halbuki Hz. Mehdi (a.s)’da, Hz İsa (a.s)’da hak.
Yunus Suresi 39, bu gerçeğe dikkat çekiyor. “Onlardan öncekilerde böyle yalanlamışlardı” hep böyle yaparlar diyor Cenab-ı Allah. “Zuhur etmeyecek, olmayacak” derler diyor. “Zulmedenlerin nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak” Allah bunu zulümlerinden dolayı böyle yapıyor diyor. Tek amaçları zulüm diyor. Zalimliklerinden dolayı anlamazlıktan geliyorlar diyor. “Nasıl sonuca uğradıklarına bir bak” diyor, yani onlara içi savaş dış savaş, belalar, hastalıklar, devletlerinin yıkılması, kargaşa, açlık, hayat pahalılığı ile zulmedeceğim diyor Allah. Vaat edilen gerçekleri inkar ettiklerinde. “Onlardan ona inanlar var ve inanmayanlar da vardır. Rabbin bozgunculuk çıkaranı daha iyi bilir.” Mesela Hz. Mehdi (a.s)’in, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın geleceğine inanda var, inanmayanda var. “Rabbin bozgunculuk çıkaranları daha iyi bilir.” Yani Müslümanları bölen, bozan bütünü bozduğunda, ona bozgunculuk denir. Parça parça ayırdığında, Müslümanları birbirine düşürdüğünde buna bozgunculuk denir.
“Eğer seni yalanlarsa” senin doğru söylemediğini iddia edip yalan söylediğini iddia ediyorlarsa “onlara deki; benim yaptıklarım benim.” Ben İslam’ı tebliğ edeceğim, Hz. Mehdi (a.s)’ın geleceğini söyleyeceğim, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın geleceğini söyleyeceğim, “sizin yaptıklarınız da sizindir” sizde inkar ediyorsunuz, kabul etmiyorsunuz, ‘gelmeyecek, bu bir iddiadan ibarettir sadece, yüz yıllar sonra gelecek’ başka şeyler diyebilirler. “Benim yaptıkların benim sizin yaptıklarınız sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız” benim dediklerimi yapmaktan uzaksınız. “Bende sizin yaptıklarınızdan uzağım” bende sizin gibi bağnaz değilim. “Onlardan seni dinleyecekler vardır.” Peygamberimiz (s.av)’a hitap etmekle beraber, ahir zamana hitap ediyor ayet.
“Onlarda seni dinleyecekler vardır.” Yani Hz. Mehdi (a.s)’ın talebeleri, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın talebeleri “ama hiç duymayan sağırlara üstelik hiç akılları ermiyorsa, sen mi duyuracaksın?” Aklı ermiyor diyor Allah, sen mi duyuracaksın? “Ve sana bakacak olanlar vardır.” Bakıyor ama boş bakıyor anlamsız bakacak olan. “Ama kör olanlar, üstelik basiretleri de yoksa sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Kör, üstelik basiretleri de yok. Kör dediğimizde, klasik kör anlamında değil, manevi kör. Körlük mükemmel bir şeydir imtihan yönünden, insanı üstün kılar. “Ama kör olanları” üstelik basiretleri de kör “yoksa bu kadar açık delile rağmen” anlayamıyorsa “sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Sen mi hidayetlerine vesile olacaksın? “Şüphesiz Allah insanlar hiçbir şeyle zulmetmez, ancak insanlar kendi nefislerine zulmediyorlar.” Anlamazlıktan geliyorlar, bütün dünya şu an kendine zulmediyor. Darwinizme, materyalizme inanarak, Mehdiyet’e tabi olmayarak, Müslüman alemi paramparça olarak kendilerine zulmediyorlar.
“Gündüzün bir saatinden başka, sanki hiç ömür sürmemişler gibi”, şeytandan Allah'a sığınırım, “onları bir araya toplayacağı gün”, yani kıyamet günü ki 45. ayet 1545'e bakıyor. “1545'te kopacak”, diyor kıyamet Bediüzzaman, 45. ayet. “Sanki hiç ömür görmemişler gibi”. Başka bak diyor ki, “Gündüzün bir saatinden başka” bak. Bir saat. Sanki bir saat zannediyor. Bir saat kaldığını düşünüyor. “Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi. Onları bir araya toplayacağı gün onlar birbirlerini tanımış olacaklar”. Bütün küfür birbirini tanıyor orada. Bütün Allah'ı inkar edenler hepsi birbirini tanıyor.
“Allah'a kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır”. Orada müthiş bir hüsrana uğrayacaklar diyor Allah. “Onlar hidayete ermiş kimseler değildi”. Yani Mehdiyet’i kabul etmiş, “Hadi” isminin tecellisi olan, Mehdiyet demek Allah'ın “Hadi” isminin tecellisi. “Hidayete ermiş kimseler değildi”. Yani Allah'a inanmamış, Allah'ı sevmemiş, onlara bağlanmamış, Allah'a bağlanmamış, yani Kur'an'a bağlanmamış insanlardı. Yani Allah'ın iman etmelerini istediği konulara bağlanmamış. “Her ümmetin bir Resulü vardır”, diyor ayetin devamında 47. ayette. Yani bir imamı vardır, bir lideri vardır. “Onlara imamları, liderleri geldiği zaman”, ebcedi 2021 tarihini veriyor. Çok manidar.
Sayın Adnan Oktar’ın 27 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Yunus Suresi, 36. Cenab-ı Allah diyor ki, “Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz.” Hep zan, yobazlara bakıyoruz zan, bağnazlar zan, Darwinistlere bakıyoruz zan, tahminle! Kesin hükümle olması lazım. “Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiçbir şeyi sağlayamaz.” Zan ile ne yapılır? Hiçbir şey yapılmaz. “Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir” diyor Allah.
Şeytandan Allah’a sığınırım. “Eğer seni yalanlarlarsa,” diyor Cenab-ı Allah-ki, hep Darwinistlerin, materyalistlerin, bağnazların yaptığı hep yalanlama, karşı çıkma “yalanlarlarsa, onlara de ki:” Allah bir akıl, bir üslup gösteriyor, “onlara de ki: Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir” bu kadar. Ben size karışmam sizde bana karışmayın. Bu nedir? Demokrasinin özü. Diyorlar ki Kuran’da demokrasi var mı? İşte al. “Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” Bu kadar. “Uzak olduğunuz için sizi cezalandıracağım” demiyor. Uzaksınız sadece ama “bende sizin yaptıklarınızdan uzağım” diyor. Fakat bu bir kavgayı gerektirmiyor.
“Her ümmetin bir” Mehdi (a.s)’ı, bir elçisi “bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman” ebcedi kaç? 2021. Bir tane rakam veriyor, 2021. Harf toplamı 2021.” “Her ümmetin” mesela Müslümanlar bir ümmet, “bir resulü” bir elçisi, bir Mehdisi vardır. “Onlara resulleri” Mehdileri, “geldiği zaman,” 2021, “aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.” Hep adalet, Cenab-ı Allah’ın en çok üzerinde durduğu şey. Hz. Mehdi (a.s)’da geldiğinde, en önemli görevi ne? Adalet, adil olmak dünyaya müthiş bir adalet hakim oluyor. En büyük konfor adalettir, adalet olmayınca mahvolursun.
“Derler ki: “Eğer doğru sözlüyseniz” madem anlattıklarınız doğru, “bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?” “Ne zaman Hz. Mehdi (a.s) geliyor? Ne zaman Hz. İsa Mesih (a.s) geliyor? Ne zaman kıyamet kopuyor? Bize bir söyleyin” diyorlar. Böyle bir merak da var bunlarda. İlla yapacağından değil ama öğrenmek istiyor içgüdüsel düşünceyle bunu talep ediyorlar.
Sayın Adnan Oktar’ın 7 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Eğer seni yalanlarlarsa” diyor Allah. Ki zaten hep Mehdiler, peygamberler hep yalanlanmıştır. “De ki: “Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir.” Bakın, tam demokrasi, fikir hürriyeti. “Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizin.” Kimse kimseye karışmıyor. “Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” O kadar. Ne yapıyorsa yapar adam. (Yunus Suresi, 41)
Diyor ki Yunus Suresi, 45’de Cenab-ı Allah: “Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları bir araya toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar.” Bütün küfür orada birbirlerini tanıyorlar. Mesela firavunun ekibiyle bu asrın firavunları da orada tanışacaklar. Bütün deccaller, nemrutlar orada birbirleri ile tanışmış oluyorlar. “Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi.” Öyle hissedecekler. Gündüzün bir saati, o kadar. Ne kadar? Bir saat falan kaldık diyorlar dünyada, uykudan uyanır gibi. 45. ayet. Neye işaret ediyor? 1545’e, kıyametin tarihine işaret ediyor.
“Haberiniz olsun” diyor Cenab-ı Allah, “Allah'ın velileri” Allah’ın evliyaları, Allah’ın Mehdileri, “onlar için korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır.” 1413 tarihini veriyor. Hz. Mehdi (a.s) 1400’de çıkıyor, 1413 tarihini veriyor, inşaAllah. (Yunus Suresi, 62)
“Onların sözleri seni üzmesin” diyor Allah. “Şüphesiz 'izzet ve gücün' tümü Allah'ındır. O, işitendir, bilendir.” Burada ne demek istiyor Cenab-ı Allah, görüyor musun? “Onların sözleri seni üzmesin.” Mesela duyuyor, üzülüyor. “Şüphesiz” diyor Allah, “izzet ve gücün' tümü Allah'ındır.” O konuşmayı yaratan da Benim diyor Allah. Yani üzülme olmaz diyor Allah. Benim yarattığıma üzülmeyeceksin, bir hayır var diyeceksin diyor. “O, işitendir, bilendir.” (Yunus Suresi, 65)
“Haberin olsun, göktekilerin ve yerdekilerin tümü gerçekten Allah'ındır. Haberin olsun; şüphesiz Allah'ın va'di haktır.” Bakın “şüphesiz Allah'ın va'di haktır; ancak onların çoğu bilmezler.” Bu da; 2025 tarihini veriyor. Bakın “haberin olsun;” diyor Allah, “Haberin olsun;” haber veriyor Allah, “Haberin olsun; şüphesiz” şüphe yok, “şüphesiz Allah'ın va'di haktır;” Hz. Mehdi (a.s) haktır, Hz. İsa Mesih (a.s) haktır, kıyamet haktır, İttihad-ı İslam haktır, “ancak onların çoğu bilmezler.” Şu an dünyanın çoğu bilmiyor. 2025 tarihini veriyor Cenab-ı Allah. Demek ki, 2025’de konu bitmiş. (Yunus Suresi, 55)
“Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip-iletir.” (Yunus Suresi, 25). O da, 2007 tarihini veriyor ayet. Yunus Suresi, 25. “Allah barış yurduna çağırır.” Barış yurdu nedir? Cennet. Dünyada yapılacak olan, Hz. Mehdi (a.s) devrinde yapılacak olan nedir? Dünya ne olacak? Dünya barış yurdu olacak Hz. Mehdi (a.s) devrinde. “Allah barış yurduna çağırır ve kimi dilerse” kimi dilerse, mesela Hz. Mehdi (a.s)’ı dilerse Hz. Mehdi (a.s)’ı, Hz. İsa Mesih (a.s)’ı dilerse Hz. İsa Mesih (a.s)’ı, “ve kimi dilerse dosdoğru yola yöneltip-iletir.” 2007.
“Sizi yeryüzünde halifeler kıldık” 2048 ebcedi. Yunus Suresi, 14, “sizi yeryüzünde halifeler kıldık” lider yaptık diyor Allah. 2048. Dünya hakimiyetinin en muhteşem yılları.
SAYIN ADNAN OKTAR'IN KAÇKAR TV'DEKİ CANLI RÖPORTAJI (22 ARALIK 2010)
ADNAN OKTAR: Bismillah, Kuran’dan sayfa açayım yine. Yunus Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım, 43’üncü ayet. “Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Bakın, sana bakarlar, diyor ama onlar kör, diyor Allah. Üstelik basiretleri de yoktur. “Sen mi doğru yola ulaştıracaksın? Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şeyle zulmetmez.” Hiçbir şekilde Allah zulmetmez, diyor. “Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar.” Gidiyor dinsiz oluyor, ateist oluyor, vesveseler, kuruntularla kendini mahvediyor. Kendisini acıların içerisinde, elemlerin içerisinde kavuruyor adeta, bitiriyor. Hatta derler; insanın kendi düşmanı bile kendisi kadar insana zulmetmez. İnsan en ziyade kendisi kendine zulmeder. “Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları birarada toplayacağı gün,” 45’inci ayet, ne aklına geliyor.
ALTUĞ BERKER: 1545, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: 1545. “Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları birarada toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar. Allah'a kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. Onlar hidayete ermiş (kimseler) değildi.” Allah onlara ‘Hadi’ ismile tecelli etmemiş. “Derler ki: “Eğer doğru sözlüyseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?” İşte biz de diyoruz, 10 yıla kadar, inşaAllah. 1545 gibi de Kıyamet kopacak diyoruz, inşaAllah. Cenab-ı Allah: Bu vaade inanmayanlar; “Gerçekleştikten sonra mı ona iman edeceksiniz?” Kıyamet koptuktan sonra mı iman edeceksiniz, diyor Allah. “Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.” ““Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz.” “sizler aciz bırakacak değilsiniz.” 2004 tarihini veriyor. Bak diyorlar ki: “Bu bir gerçek mi?” İttihad-ı İslam, Türk-İslam Birliği, Mehdi (a.s.)’ın çıkışı, İsa Mesih (a.s.)’ın inişi,
“Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz.” Durduramazsınız İttihad-ı İslam’ı, Türk-İslam Birliği’ni. Tabii ayeti şerh olarak söylüyorum, ayetin yorumu olarak. “Eğer seni yalanlarlarsa onlara de ki: ‘Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız, ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” İşte bakın demokrasinin tarifi. Kim öğretiyor? Kuran öğretiyor demokrasiyi. Ne diyor Cenab-ı Allah? “Eğer seni yalanlarlarsa” seni kabul etmezlerse “onlara de ki: ‘Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıkların sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız, ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” O kadar. “Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan -sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?” diyor Allah. Hani dedim ya, “gözleri vardır görmez, kulakları vardır işitmez. Onları sen diri zannedersin, ölüdürler” diyor Allah. Bakın Allah açıklamaya devam ediyor bunları, bu kişileri.
“Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan” bakın hiç duymazlar, diyor Allah. “Sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa” bakın bir parça demiyor Allah. “Hiç akıl erdiremiyorlarsa sen mi duyuracaksın? Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Tamamen iptal olmuşlardır, diyor Allah. Onun için adam diyor ki, anlatıyorum anlatıyorum dinlemiyor, diyor. Dinlememesinin sebebini açıklıyor işte Allah. “Onlar ölüdürler, siz onları diri zannediyorsunuz” diyor. Onun için kendinizi yormayın, kendinizi üzmeyin, yanlış yaparsınız, hatalı olur bu, diyor Allah. Çünkü biz taşa gidip birşeyler anlatsak, taş kıpırdamasa; ona da sonra üzülse bir insan, kızsa bunun mantığı var mı? Taşa anlatıyorsun. Velevki şuuru açık bir insana anlatıldı, anlamasa dahi üzülmek haramdır, olmaz.
Sayın Adnan Oktar'ın 4 Haziran 2010 tarihli röportajından Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Eğer seni yalanlarlarsa, onlara de ki: “Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir.” Tam bir demokrasi, karışmıyor. “Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” “Allah’a hesabını vereceğiz” diyorlar. “Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa sen mi duyuracaksın?” diyor Allah. Akılları da ermiyor, anlatıyorsun dinlemiyor. “Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları üstelik basiretleri de yoksa sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Adam ölü, canlı zannediyorsun ama ölü. Gözü var görmüyor, kulağı var işitmiyor, kalbi var yani iç dünyası yani şuuru var ama anlamıyor. Kör. “Şüphesiz Allah insanlara hiçbir şeyle zulmetmez” diyor Allah.
“Ancak insanlar kendi nefislerine zulmediyorlar.” Mesela o onu düşman zannediyor, o onu düşman zannediyor. Halbuki kardeş olsalar, barışsalar, birbirlerini bağırlarına bassalar. Karşılıklı affedicilik olsa konu bitecek. İşte bunu Mehdi (a.s.) sağlıyor. “Şüphesiz Allah insanlara hiçbir şeyle zulmetmez” diyor Allah. “Ancak insanlar kendi nefislerine zulmediyorlar.” Bütün dünyada karmaşa, terör, anarşi, hayat pahalılığı; hep insanların kendi kendilerine zulmetmesinden oluyor bunlar. Çünkü Mehdi (a.s.) geliyor, Hz. İsa (a.s.) nüzul ediyor. Birdenbire kesiliyor. Çünkü insanların kendi nefislerine zulmetmesi ortadan kalkıyor. Savaş kalkıyor, terör kalkıyor. O, onu öldürmek için hazırlık yapıyor; o, onu öldürmek için hazırlık yapıyor. İnsan öldürmek için harcanan para dünyadaki fakirleri yani yüz kere doyurur. Yüz kere. Bakın, insan öldürmek için harcanan para, harcanan teknoloji, zaman israfı, malzeme, mühimmat; dünyada muazzam bir sanayi adam öldürmek için çalışıyor dünyada. Binlerce fabrika adam öldürmek için silah imal ediyor.
SUNUCU: Ülkelerde savunma harcamalarına yapılan yatırım sosyal devlet anlayışına uygun durumlara uygulansa çok daha güzel olacak; vatandaşların durumu, her şey. Ama savunma harcamaları her zaman, her ülkede kapalı kara kutudur, bilinmez ve milyonlar, dolarlar, eurolar yani inanılmaz paralar harcanır. Oysaki Afrika’da da işte insanların halini her gün görüyoruz. Bunu daha söylemeye gerek bile yok.
ADNAN OKTAR: Mesela Amerika’nın savunma harcamalarını, silaha verdiği parayı ve emek neyse, Afrika’ya yatırmış olsa Afrika’da inanılmaz bir zenginlik, inanılmaz bir bolluk oluşur. Binalar, hastaneler, okullar, yiyecek-içecek… Sefalet, açlık tamamen kalkar. Sırf Fransa’nın, sırf Almanya’nın bile askeri harcamasını versen konu biter. Sırf Afrika’yı bitirir. Kökünden halleder. Bir ülkenin yani Avrupa’nın herhangi bir ülkesinin askeri harcaması bir kıtayı olduğu gibi kurtarır. Akıl almaz harcama yapıyor. “Her ümmetin bir resulü vardır.” “Bir elçisi vardır” diyor Allah. Yani bir Mehdi (a.s.)’si, bir mürşidi. “Onlara resulleri geldiği zaman,” tabii Peygamberlere işaret ediyor ama aynı zaman da Mehdilere, mürşitlere de işaret ediyor. “Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir.” Demek ki Mehdi (a.s.) geldiğinde adaletle hüküm verecek, hadislerde bu en önemli konu olarak, Mehdiyet’te en önemli konu olarak ele alınıyor. Adalet.
“Ve onlar zulmü uğratılmazlar”. Yani ne İsrail'de meydana gelen bu olaylar, zulüm meydana gelecektir. Ne efendim Afganistan’da, ne Irak’ta, ne Çeçenistan'da, ne Mora’da, ne diğer yerlerde. Mesela biz Filistin'de bir olay oldu. Kardeşlerimizin bir kısmı şehit ettiler. Çok müteessir olduk. Rahatsız olduk. Vicdanen çok rahatsız olduk. Peki Müslüman, mümin kardeşlerimiz bir tek İsrail'de mi şehit oluyor? Yok. Mora’da, Çad'da, Doğu Türkistan'da 100 bin kişi, 50 bin kişi, 20 bin kişi bir gece de yok oluyor. Mesela topluyorlar, halkı götürüyorlar. Çin hükümetine itiraz yok. Avukat tutman yani. Avukatını uçururlar senin senden. Avukat diye bir şey yok. Hakim, savcı, hepsi onların konusunda adamların.
Mesela genç kızları toplamışlar geçen günler. Binlerce Doğu Türkistan'da genç kız. Hangi bölgeye, nereye götürdükleri, ne amaçlı götürdükleri bilinmiyor. Çocuklar kayboldu. Binlerce genç kız. “Hemşerim arkadaşım nereye götürüyorsun”, diyorsun. “Sana ne diyor”, adam? Cevap yok. Dilekçeyi versen savcılığa gülerler adama yani içinde. Espri gibi bir şey öyle. Şaka gibi yani. Mahkemeye gideceğin hakim zaten adam cellat gibi yani. Hepsi aynı takım. Mesela Çeçenistan'da her gün gençler öldürülüyor. Şehit ediliyor. Öldürülüyor değil de, Allah affetsin.
Sayın Adnan Oktar'ın 8 Kasım 2010 tarihli röportajından Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Eğer seni yalanlarlarsa, onlara de ki: “Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir.” Bak demokrasinin özeti. “Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizin. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” O kadar. Demokrasinin net açıklamalarından bir tanesi. Diyorlar ki, demokrasi daha önce ortaya çıktı. Demokrasiyi onlar hak kitaplardan öğrendiler, Hz. İbrahim (a.s.)’den öğrendiler, Hz. Nuh (a.s.)’dan öğrendiler, sosyal adaleti de Nuh (a.s.)’dan öğrendiler. Paylaşımcılığı yine hak kitaplardan öğrendiler. Hz. Nuh (a.s.) ne yaptı? Gemide biraz nohut vardı, biraz mercimek, son artık gemi karaya oturdu, yiyecek kalmadı yani çok azalmıştı, biraz üzüm işte biraz incir var, bulgur var, “hepsini getirin karıştırın” dedi, tencerenin içerisine doldurttu, kaynattı, nefis bir aşure oldu. İnşaAllah, aşure oradan kalmadır biliyorsunuz.
Hepsi tabaklarına koyup yediler. İşte bak bu sosyal adalettir. Değil mi bak herkese eşitlik, herkese bir kolaylık ve yardımseverlik insanlara değil mi yiyecek dağıtmanın önemi. Hz. İbrahim (a.s.) ne yapıyordu, misafirleri geliyordu, hemen bir buzağıyı kesti, şahane pişirdi, gayet güzel misafirlerine hemen sundu. Hiç tanımaz bilmez, daha yeni gelmişler. Yemek ikram etmenin, insanlara ziyafet vermenin, güzel bir davranış olduğunu Allah bize Kuran’da gösteriyor. Nuh (a.s.)’da görüyoruz, Hz. İbrahim (a.s.)’de görüyoruz, Kuran ayetlerinde görüyoruz. Mümkün mertebe yalnız yememek lazım. Böyle fakir fukarayı da çağırıp birlikte.
Sayın Adnan Oktar'ın 22 Aralık 2010 tarihli röportajından Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Eğer seni yalanlarlarsa onlara de ki: ‘Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız, ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” İşte bakın demokrasinin tarifi. Kim öğretiyor? Kuran öğretiyor demokrasiyi. Ne diyor Cenab-ı Allah? “Eğer seni yalanlarlarsa” seni kabul etmezlerse “onlara de ki: ‘Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıkların sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız, ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” O kadar. “Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa sen mi duyuracaksın?” diyor Allah. Hani dedim ya, “gözleri vardır görmez, kulakları vardır işitmez. Onları sen diri zannedersin, ölüdürler” diyor Allah. Bakın Allah açıklamaya devam ediyor bunları, bu kişileri.
“Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan” bakın hiç duymazlar, diyor Allah. “Sağırlara üstelik hiç akılları ermiyorsa” bakın bir parça demiyor Allah. “Hiç akıl erdiremiyorlarsa sen mi duyuracaksın? Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Tamamen iptal olmuşlardır, diyor Allah. Onun için adam diyor ki, anlatıyorum anlatıyorum dinlemiyor, diyor. Dinlememesinin sebebini açıklıyor işte Allah. “Onlar ölüdürler, siz onları diri zannediyorsunuz” diyor. Onun için kendinizi yormayın, kendinizi üzmeyin, yanlış yaparsınız, hatalı olur bu, diyor Allah. Çünkü biz taşa gidip birşeyler anlatsak, taş kıpırdamasa; ona da sonra üzülse bir insan, kızsa bunun mantığı var mı? Taşa anlatıyorsun. Velevki şuuru açık bir insana anlatıldı, anlamasa dahi üzülmek haramdır, olmaz.