Yunus Suresi, 41-44, 47 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 4 Haziran 2010 tarihli röportajından Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Eğer seni yalanlarlarsa, onlara de ki: “Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir.” Tam bir demokrasi, karışmıyor. “Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” “Allah’a hesabını vereceğiz” diyorlar. “Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa sen mi duyuracaksın?” diyor Allah. Akılları da ermiyor, anlatıyorsun dinlemiyor. “Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları üstelik basiretleri de yoksa sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Adam ölü, canlı zannediyorsun ama ölü. Gözü var görmüyor, kulağı var işitmiyor, kalbi var yani iç dünyası yani şuuru var ama anlamıyor. Kör. “Şüphesiz Allah insanlara hiçbir şeyle zulmetmez” diyor Allah.

“Ancak insanlar kendi nefislerine zulmediyorlar.” Mesela o onu düşman zannediyor, o onu düşman zannediyor. Halbuki kardeş olsalar, barışsalar, birbirlerini bağırlarına bassalar. Karşılıklı affedicilik olsa konu bitecek. İşte bunu Mehdi (a.s.) sağlıyor. “Şüphesiz Allah insanlara hiçbir şeyle zulmetmez” diyor Allah. “Ancak insanlar kendi nefislerine zulmediyorlar.” Bütün dünyada karmaşa, terör, anarşi, hayat pahalılığı; hep insanların kendi kendilerine zulmetmesinden oluyor bunlar. Çünkü Mehdi (a.s.) geliyor, Hz. İsa (a.s.) nüzul ediyor. Birdenbire kesiliyor. Çünkü insanların kendi nefislerine zulmetmesi ortadan kalkıyor. Savaş kalkıyor, terör kalkıyor. O, onu öldürmek için hazırlık yapıyor; o, onu öldürmek için hazırlık yapıyor. İnsan öldürmek için harcanan para dünyadaki fakirleri yani yüz kere doyurur. Yüz kere. Bakın, insan öldürmek için harcanan para, harcanan teknoloji, zaman israfı, malzeme, mühimmat; dünyada muazzam bir sanayi adam öldürmek için çalışıyor dünyada. Binlerce fabrika adam öldürmek için silah imal ediyor.

SUNUCU: Ülkelerde savunma harcamalarına yapılan yatırım sosyal devlet anlayışına uygun durumlara uygulansa çok daha güzel olacak; vatandaşların durumu, her şey. Ama savunma harcamaları her zaman, her ülkede kapalı kara kutudur, bilinmez ve milyonlar, dolarlar, eurolar yani inanılmaz paralar harcanır. Oysaki Afrika’da da işte insanların halini her gün görüyoruz. Bunu daha söylemeye gerek bile yok.

ADNAN OKTAR: Mesela Amerika’nın savunma harcamalarını, silaha verdiği parayı ve emek neyse, Afrika’ya yatırmış olsa Afrika’da inanılmaz bir zenginlik, inanılmaz bir bolluk oluşur. Binalar, hastaneler, okullar, yiyecek-içecek… Sefalet, açlık tamamen kalkar. Sırf Fransa’nın, sırf Almanya’nın bile askeri harcamasını versen konu biter. Sırf Afrika’yı bitirir. Kökünden halleder. Bir ülkenin yani Avrupa’nın herhangi bir ülkesinin askeri harcaması bir kıtayı olduğu gibi kurtarır. Akıl almaz harcama yapıyor. “Her ümmetin bir resulü vardır.” “Bir elçisi vardır” diyor Allah. Yani bir Mehdi (a.s.)’si, bir mürşidi. “Onlara resulleri geldiği zaman,” tabii Peygamberlere işaret ediyor ama aynı zaman da Mehdilere, mürşitlere de işaret ediyor. “Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir.” Demek ki Mehdi (a.s.) geldiğinde adaletle hüküm verecek, hadislerde bu en önemli konu olarak, Mehdiyet’te en önemli konu olarak ele alınıyor. Adalet.

“Ve onlar zulmü uğratılmazlar”. Yani ne İsrail'de meydana gelen bu olaylar, zulüm meydana gelecektir. Ne efendim Afganistan’da, ne Irak’ta, ne Çeçenistan'da, ne Mora’da, ne diğer yerlerde. Mesela biz Filistin'de bir olay oldu. Kardeşlerimizin bir kısmı şehit ettiler. Çok müteessir olduk. Rahatsız olduk. Vicdanen çok rahatsız olduk. Peki Müslüman, mümin kardeşlerimiz bir tek İsrail'de mi şehit oluyor? Yok. Mora’da, Çad'da, Doğu Türkistan'da 100 bin kişi, 50 bin kişi, 20 bin kişi bir gece de yok oluyor. Mesela topluyorlar, halkı götürüyorlar. Çin hükümetine itiraz yok. Avukat tutman yani. Avukatını uçururlar senin senden. Avukat diye bir şey yok. Hakim, savcı, hepsi onların konusunda adamların.

Mesela genç kızları toplamışlar geçen günler. Binlerce Doğu Türkistan'da genç kız. Hangi bölgeye, nereye götürdükleri, ne amaçlı götürdükleri bilinmiyor. Çocuklar kayboldu. Binlerce genç kız. “Hemşerim arkadaşım nereye götürüyorsun”, diyorsun. “Sana ne diyor”, adam? Cevap yok. Dilekçeyi versen savcılığa gülerler adama yani içinde. Espri gibi bir şey öyle. Şaka gibi yani. Mahkemeye gideceğin hakim zaten adam cellat gibi yani. Hepsi aynı takım. Mesela Çeçenistan'da her gün gençler öldürülüyor. Şehit ediliyor. Öldürülüyor değil de, Allah affetsin.

 


Yunus Suresi, 36, 41, 47-48 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın 27 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar. 

 

ADNAN OKTAR: Yunus Suresi, 36. Cenab-ı Allah diyor ki, “Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz.” Hep zan, yobazlara bakıyoruz zan, bağnazlar zan, Darwinistlere bakıyoruz zan, tahminle! Kesin hükümle olması lazım. “Onların çoğunluğu zandan başkasına uymaz. Gerçekten zan ise, haktan hiçbir şeyi sağlayamaz.” Zan ile ne yapılır? Hiçbir şey yapılmaz. “Şüphesiz Allah, onların işlemekte olduklarını bilendir” diyor Allah.

Şeytandan Allah’a sığınırım. “Eğer seni yalanlarlarsa,” diyor Cenab-ı Allah-ki, hep Darwinistlerin, materyalistlerin, bağnazların yaptığı hep yalanlama, karşı çıkma “yalanlarlarsa, onlara de ki:” Allah bir akıl, bir üslup gösteriyor, “onlara de ki: Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir” bu kadar. Ben size karışmam sizde bana karışmayın. Bu nedir? Demokrasinin özü. Diyorlar ki Kuran’da demokrasi var mı? İşte al. “Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız ve ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” Bu kadar. “Uzak olduğunuz için sizi cezalandıracağım” demiyor. Uzaksınız sadece ama “bende sizin yaptıklarınızdan uzağım” diyor. Fakat bu bir kavgayı gerektirmiyor.

“Her ümmetin bir” Mehdi (a.s)’ı, bir elçisi “bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman” ebcedi kaç? 2021. Bir tane rakam veriyor, 2021. Harf toplamı 2021.” “Her ümmetin” mesela Müslümanlar bir ümmet, “bir resulü” bir elçisi, bir Mehdisi vardır. “Onlara resulleri” Mehdileri, “geldiği zaman,” 2021, “aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.” Hep adalet, Cenab-ı Allah’ın en çok üzerinde durduğu şey. Hz. Mehdi (a.s)’da geldiğinde, en önemli görevi ne? Adalet, adil olmak dünyaya müthiş bir adalet hakim oluyor. En büyük konfor adalettir, adalet olmayınca mahvolursun.

“Derler ki: “Eğer doğru sözlüyseniz” madem anlattıklarınız doğru, “bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?” “Ne zaman Hz. Mehdi (a.s) geliyor? Ne zaman Hz. İsa Mesih (a.s) geliyor? Ne zaman kıyamet kopuyor? Bize bir söyleyin” diyorlar. Böyle bir merak da var bunlarda. İlla yapacağından değil ama öğrenmek istiyor içgüdüsel düşünceyle bunu talep ediyorlar.

 


Yunus Suresi, 39-45, 47 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın 21 Ekim 2013 tarihli sohbetinden Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar. 

 

ADNAN OKTAR: Yunus Suresi 39. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Hayır onlar ilmini kuşatamadıkları ve kendilerine henüz yorumu gelmemiş bir şeyi yalanladılar.” Yahut henüz daha tahakkuk etmemiş. Ortaya çıkmamış mesela Hz. Mehdi (a.s) veya Hz. İsa Mesih (a.s), o anlama geliyor bu kelime. Kendilerine henüz yorumu gelmemiş anlamına da geliyor, henüz ortaya çıkmamış vaat anlamına da geliyor. Henüz daha zuhur etmemiş, Allah’ın vaadi anlamına geliyor. “Hayır onlar ilmini kuşatamadıkları” Mehdiyet ve Hz. İsa Mesih (a.s) ile ilgili bilgileri ilmini kuşatamadılar o yüzden geceleri gündüzleri anlatıyoruz, bazı kişiler anlamaları için, “ve kendilerine henüz” bu olay tahakkuk etmemiş, vaat daha oluşmamış, daha görmemişler. Ama daha tahakkuk etmeden yalanlıyorlar. Ne diyor ayette?

“Bir şeyi yalanladılar onlardan öncekilerde böyle yalanlamışlardı.” Peygamber gelecek deniyor, yalanlıyorlar. ‘Yok’ diyorlar ‘gelmez, Hz Musa’dan sonra peygamber gelmez’ dediler, Hz. İsa (a.s) geldi. ‘Hz İsa (a.s)’dan sonra peygamber gelmez’ dediler Hz. Muhammed (s.a.v) geldi. ‘Hz Yusuf (a.s) zamanında’ demişler, ‘Hz Yusuf (a.s)’dan sonra peygamber gelmeyecek’ dediler, yine peygamber geldi. ‘Hz Mehdi (a.s) gelmeyecek’ diyorlar, geliyor. ‘Hz. İsa Mesih (a.s) gelmeyecek’ diyorlar, geliyor. “Hayır onlar daha ilmini kuşatamadıkları” daha o konuda bilgiye ulaşamamışlar, detaylı bilgileri yok. Ahir zaman hadislerini bilmiyorlar, Kuran’daki işretleri bilmiyorlar. Kuran’da Hz. İsa Mesih (a.s) geleceğine ait ayetlerden haberleri yok. Hz. Mehdi (a.s) ile ilgili hadislerin bu kadar sahih olduğundan haberleri yok. “Ve henüz tahakkuk etmemiş henüz daha zuhur etmemiş bir olayı yalanladılar.” Şu anda da Hz. Mehdi (a.s)’ı yalanlıyorlar değil mi? Hz. İsa Mesih (a.s)’ı da yalanlıyorlar, halbuki Hz. Mehdi (a.s)’da, Hz İsa (a.s)’da hak.

Yunus Suresi 39, bu gerçeğe dikkat çekiyor. “Onlardan öncekilerde böyle yalanlamışlardı” hep böyle yaparlar diyor Cenab-ı Allah. “Zuhur etmeyecek, olmayacak” derler diyor. “Zulmedenlerin nasıl bir sonuca uğradıklarına bir bak” Allah bunu zulümlerinden dolayı böyle yapıyor diyor. Tek amaçları zulüm diyor. Zalimliklerinden dolayı anlamazlıktan geliyorlar diyor. “Nasıl sonuca uğradıklarına bir bak” diyor, yani onlara içi savaş dış savaş, belalar, hastalıklar, devletlerinin yıkılması, kargaşa, açlık, hayat pahalılığı ile zulmedeceğim diyor Allah. Vaat edilen gerçekleri inkar ettiklerinde. “Onlardan ona inanlar var ve inanmayanlar da vardır. Rabbin bozgunculuk çıkaranı daha iyi bilir.” Mesela Hz. Mehdi (a.s)’in, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın geleceğine inanda var, inanmayanda var. “Rabbin bozgunculuk çıkaranları daha iyi bilir.” Yani Müslümanları bölen, bozan bütünü bozduğunda, ona bozgunculuk denir. Parça parça ayırdığında, Müslümanları birbirine düşürdüğünde buna bozgunculuk denir.

“Eğer seni yalanlarsa” senin doğru söylemediğini iddia edip yalan söylediğini iddia ediyorlarsa “onlara deki; benim yaptıklarım benim.” Ben İslam’ı tebliğ edeceğim, Hz. Mehdi (a.s)’ın geleceğini söyleyeceğim, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın geleceğini söyleyeceğim, “sizin yaptıklarınız da sizindir” sizde inkar ediyorsunuz, kabul etmiyorsunuz, ‘gelmeyecek, bu bir iddiadan ibarettir sadece, yüz yıllar sonra gelecek’ başka şeyler diyebilirler. “Benim yaptıkların benim sizin yaptıklarınız sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız” benim dediklerimi yapmaktan uzaksınız. “Bende sizin yaptıklarınızdan uzağım” bende sizin gibi bağnaz değilim. “Onlardan seni dinleyecekler vardır.” Peygamberimiz (s.av)’a hitap etmekle beraber, ahir zamana hitap ediyor ayet.

“Onlarda seni dinleyecekler vardır.” Yani Hz. Mehdi (a.s)’ın talebeleri, Hz. İsa Mesih (a.s)’ın talebeleri “ama hiç duymayan sağırlara üstelik hiç akılları ermiyorsa, sen mi duyuracaksın?” Aklı ermiyor diyor Allah, sen mi duyuracaksın? “Ve sana bakacak olanlar vardır.” Bakıyor ama boş bakıyor anlamsız bakacak olan. “Ama kör olanlar, üstelik basiretleri de yoksa sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Kör, üstelik basiretleri de yok. Kör dediğimizde, klasik kör anlamında değil, manevi kör. Körlük mükemmel bir şeydir imtihan yönünden, insanı üstün kılar. “Ama kör olanları” üstelik basiretleri de kör “yoksa bu kadar açık delile rağmen” anlayamıyorsa “sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Sen mi hidayetlerine vesile olacaksın? “Şüphesiz Allah insanlar hiçbir şeyle zulmetmez, ancak insanlar kendi nefislerine zulmediyorlar.” Anlamazlıktan geliyorlar, bütün dünya şu an kendine zulmediyor. Darwinizme, materyalizme inanarak, Mehdiyet’e tabi olmayarak, Müslüman alemi paramparça olarak kendilerine zulmediyorlar.

“Gündüzün bir saatinden başka, sanki hiç ömür sürmemişler gibi”, şeytandan Allah'a sığınırım, “onları bir araya toplayacağı gün”, yani kıyamet günü ki 45. ayet 1545'e bakıyor. “1545'te kopacak”, diyor kıyamet Bediüzzaman, 45. ayet. “Sanki hiç ömür görmemişler gibi”. Başka bak diyor ki, “Gündüzün bir saatinden başka” bak. Bir saat. Sanki bir saat zannediyor. Bir saat kaldığını düşünüyor. “Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi. Onları bir araya toplayacağı gün onlar birbirlerini tanımış olacaklar”. Bütün küfür birbirini tanıyor orada. Bütün Allah'ı inkar edenler hepsi birbirini tanıyor.

“Allah'a kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır”. Orada müthiş bir hüsrana uğrayacaklar diyor Allah. “Onlar hidayete ermiş kimseler değildi”. Yani Mehdiyet’i kabul etmiş, “Hadi” isminin tecellisi olan, Mehdiyet demek Allah'ın “Hadi” isminin tecellisi. “Hidayete ermiş kimseler değildi”. Yani Allah'a inanmamış, Allah'ı sevmemiş, onlara bağlanmamış, Allah'a bağlanmamış, yani Kur'an'a bağlanmamış insanlardı. Yani Allah'ın iman etmelerini istediği konulara bağlanmamış. “Her ümmetin bir Resulü vardır”, diyor ayetin devamında 47. ayette. Yani bir imamı vardır, bir lideri vardır. “Onlara imamları, liderleri geldiği zaman”, ebcedi 2021 tarihini veriyor. Çok manidar.

 


Yunus Suresi, 47-48, 51, 53 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın 7 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar. 

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Her ümmetin bir resulü vardır” diyor Cenab-ı Allah, Yunus Suresi 47’de. “Her ümmetin bir resulü” bir elçisi, bir imamı, bir başı “vardır. Onlara resulleri geldiği zaman” imamları geldiği zaman, 2021 tarihini veriyor ebcedi. Yunus Suresi, 10. Sure, 47. ayet. “Her ümmetin” istisnasız söylüyor Allah. Bakın, “Her ümmetin bir resulü” bir imamı “vardır. Onlara resulleri geldiği zaman” imamları geldiği zaman “aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.” Bu ayette “Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman”ın ebcedi; 2021 tarihini veriyor. Bir şeyler olacak. Dünya sallanıyor, yer gök sallanıyor. Bakın, “Derler ki: “Eğer doğru sözlüyseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd)” kastettiğiniz bu olay “ne zamanmış?” (Yunus Suresi, 48) derler diyor Allah. Orada da ebcedinde 2021 çıkıyor. Peygamberimiz (s.a.v)’e soruyorlar. O da süreyi belirtiyor. Bediüzzaman’a soruyorlar. Bediüzzaman “Hicri 1400” diyor. Bak, şimdi Hz. Mehdi (a.s)’ın geleceğine inanmıyorlar ya, Allah diyor ki 51. Ayette.

Yunus Suresi, 51 “Gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz?” diyor. “Gelecek” diyor Allah değil mi? “Yok inanmıyoruz” diyor. Allah diyor ki “Gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz?” İnanacaksınız. “Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.” Kıyamet için söyleniyor bu ayet, inşaAllah. “Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar.” (Yunus Suresi, 53) Yani Hz. Mehdi (a.s) gerçek mi? Kıyamet gerçek mi? Hz. İsa Mesih (a.s) gerçek mi? “diye senden haber soracaklar” diyor Allah. “Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar.” 53. ayet Yunus Suresi. “De ki: “Evet, Rabbime andolsun” Allah adına yemin ediyor. “Ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz.” Yani “bunu durduramazsınız” diyor. Ne Hz. Mehdi (a.s)’ı ne, Hz. İsa Mesih (a.s)’ı ne kıyameti durduramazsınız. Bu ayet de 2004 ebced tarihi, 2004’ü veriyor.

 


Yunus Suresi, 47. Ayetinin Tefsiri

(Hz. Mehdi (as)'ın ana görevi adalettir)

 

Sayın Adnan Oktar’ın 13 Haziran 2015 tarihli sohbetinden Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Yunus Suresi 47: “Her ümmetin bir resulü vardır.” Yani öncüsü, onlara İslam’ı anlatan. “Onlara resulleri geldiği zaman, aralarında adaletle hüküm verilir.” İlk yaptığı şey ne? Adalet, “ve onlar zulme uğratılmazlar.” (Yunus Suresi, 47) Cenab-ı Allah iki şeyin üzerinde duruyor; ahirette de adalet, dünyada da adalet. Bir, zulüm olmaması, iki, adalet. Hz. Mehdi (a.s)’ın da ana görevi adalettir geldiğinde. Adil olması, adalet içinde olması.