Sayın Adnan Oktar’ın 7 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Her ümmetin bir resulü vardır” diyor Cenab-ı Allah, Yunus Suresi 47’de. “Her ümmetin bir resulü” bir elçisi, bir imamı, bir başı “vardır. Onlara resulleri geldiği zaman” imamları geldiği zaman, 2021 tarihini veriyor ebcedi. Yunus Suresi, 10. Sure, 47. ayet. “Her ümmetin” istisnasız söylüyor Allah. Bakın, “Her ümmetin bir resulü” bir imamı “vardır. Onlara resulleri geldiği zaman” imamları geldiği zaman “aralarında adaletle hüküm verilir ve onlar zulme uğratılmazlar.” Bu ayette “Her ümmetin bir resulü vardır. Onlara resulleri geldiği zaman”ın ebcedi; 2021 tarihini veriyor. Bir şeyler olacak. Dünya sallanıyor, yer gök sallanıyor. Bakın, “Derler ki: “Eğer doğru sözlüyseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd)” kastettiğiniz bu olay “ne zamanmış?” (Yunus Suresi, 48) derler diyor Allah. Orada da ebcedinde 2021 çıkıyor. Peygamberimiz (s.a.v)’e soruyorlar. O da süreyi belirtiyor. Bediüzzaman’a soruyorlar. Bediüzzaman “Hicri 1400” diyor. Bak, şimdi Hz. Mehdi (a.s)’ın geleceğine inanmıyorlar ya, Allah diyor ki 51. Ayette.
Yunus Suresi, 51 “Gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz?” diyor. “Gelecek” diyor Allah değil mi? “Yok inanmıyoruz” diyor. Allah diyor ki “Gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz?” İnanacaksınız. “Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.” Kıyamet için söyleniyor bu ayet, inşaAllah. “Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar.” (Yunus Suresi, 53) Yani Hz. Mehdi (a.s) gerçek mi? Kıyamet gerçek mi? Hz. İsa Mesih (a.s) gerçek mi? “diye senden haber soracaklar” diyor Allah. “Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar.” 53. ayet Yunus Suresi. “De ki: “Evet, Rabbime andolsun” Allah adına yemin ediyor. “Ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz.” Yani “bunu durduramazsınız” diyor. Ne Hz. Mehdi (a.s)’ı ne, Hz. İsa Mesih (a.s)’ı ne kıyameti durduramazsınız. Bu ayet de 2004 ebced tarihi, 2004’ü veriyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 22 Aralık 2010 tarihli röportajından Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Derler ki: “Eğer doğru sözlüyseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?” İşte biz de diyoruz, 10 yıla kadar, inşaAllah. 1545 gibi de Kıyamet kopacak diyoruz, inşaAllah. Cenab-ı Allah: Bu vaade inanmayanlar; “Gerçekleştikten sonra mı ona iman edeceksiniz?” Kıyamet koptuktan sonra mı iman edeceksiniz, diyor Allah. “Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.” ““Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz.” “sizler aciz bırakacak değilsiniz.” 2004 tarihini veriyor. Bak diyorlar ki: “Bu bir gerçek mi?” İttihad-ı İslam, Türk-İslam Birliği, Mehdi (a.s.)’ın çıkışı, İsa Mesih (a.s.)’ın inişi, “Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz.” Durduramazsınız İttihad-ı İslam’ı, Türk-İslan Birliği’ni. Tabii ayeti şerh olarak söylüyorum, ayetin yorumu olarak.
SAYIN ADNAN OKTAR'IN KAÇKAR TV'DEKİ CANLI RÖPORTAJI (22 ARALIK 2010)
ADNAN OKTAR: Bismillah, Kuran’dan sayfa açayım yine. Yunus Suresi, şeytandan Allah’a sığınırım, 43’üncü ayet. “Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Bakın, sana bakarlar, diyor ama onlar kör, diyor Allah. Üstelik basiretleri de yoktur. “Sen mi doğru yola ulaştıracaksın? Şüphesiz Allah, insanlara hiçbir şeyle zulmetmez.” Hiçbir şekilde Allah zulmetmez, diyor. “Ancak insanlar, kendi nefislerine zulmediyorlar.” Gidiyor dinsiz oluyor, ateist oluyor, vesveseler, kuruntularla kendini mahvediyor. Kendisini acıların içerisinde, elemlerin içerisinde kavuruyor adeta, bitiriyor. Hatta derler; insanın kendi düşmanı bile kendisi kadar insana zulmetmez. İnsan en ziyade kendisi kendine zulmeder. “Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları birarada toplayacağı gün,” 45’inci ayet, ne aklına geliyor.
ALTUĞ BERKER: 1545, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: 1545. “Gündüzün bir saatinden başka sanki hiç ömür sürmemişler gibi onları birarada toplayacağı gün, onlar birbirlerini tanımış olacaklar. Allah'a kavuşmayı yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır. Onlar hidayete ermiş (kimseler) değildi.” Allah onlara ‘Hadi’ ismile tecelli etmemiş. “Derler ki: “Eğer doğru sözlüyseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?” İşte biz de diyoruz, 10 yıla kadar, inşaAllah. 1545 gibi de Kıyamet kopacak diyoruz, inşaAllah. Cenab-ı Allah: Bu vaade inanmayanlar; “Gerçekleştikten sonra mı ona iman edeceksiniz?” Kıyamet koptuktan sonra mı iman edeceksiniz, diyor Allah. “Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.” ““Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz.” “sizler aciz bırakacak değilsiniz.” 2004 tarihini veriyor. Bak diyorlar ki: “Bu bir gerçek mi?” İttihad-ı İslam, Türk-İslam Birliği, Mehdi (a.s.)’ın çıkışı, İsa Mesih (a.s.)’ın inişi,
“Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz.” Durduramazsınız İttihad-ı İslam’ı, Türk-İslam Birliği’ni. Tabii ayeti şerh olarak söylüyorum, ayetin yorumu olarak. “Eğer seni yalanlarlarsa onlara de ki: ‘Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıklarınız sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız, ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” İşte bakın demokrasinin tarifi. Kim öğretiyor? Kuran öğretiyor demokrasiyi. Ne diyor Cenab-ı Allah? “Eğer seni yalanlarlarsa” seni kabul etmezlerse “onlara de ki: ‘Benim yaptıklarım benim, sizin yaptıkların sizindir. Siz benim yaptıklarımdan uzaksınız, ben de sizin yaptıklarınızdan uzağım.” O kadar. “Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan -sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa- sen mi duyuracaksın?” diyor Allah. Hani dedim ya, “gözleri vardır görmez, kulakları vardır işitmez. Onları sen diri zannedersin, ölüdürler” diyor Allah. Bakın Allah açıklamaya devam ediyor bunları, bu kişileri.
“Onlardan seni dinleyecekler vardır. Ama hiç duymayan” bakın hiç duymazlar, diyor Allah. “Sağırlara -üstelik hiç akılları ermiyorsa” bakın bir parça demiyor Allah. “Hiç akıl erdiremiyorlarsa sen mi duyuracaksın? Ve sana bakacak olanlar vardır. Ama kör olanları -üstelik basiretleri de yoksa- sen mi doğru yola ulaştıracaksın?” Tamamen iptal olmuşlardır, diyor Allah. Onun için adam diyor ki, anlatıyorum anlatıyorum dinlemiyor, diyor. Dinlememesinin sebebini açıklıyor işte Allah. “Onlar ölüdürler, siz onları diri zannediyorsunuz” diyor. Onun için kendinizi yormayın, kendinizi üzmeyin, yanlış yaparsınız, hatalı olur bu, diyor Allah. Çünkü biz taşa gidip birşeyler anlatsak, taş kıpırdamasa; ona da sonra üzülse bir insan, kızsa bunun mantığı var mı? Taşa anlatıyorsun. Velevki şuuru açık bir insana anlatıldı, anlamasa dahi üzülmek haramdır, olmaz.
Sayın Adnan Oktar'ın 4 Haziran 2010 tarihli röportajından Yunus Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “De ki: “Düşündünüz mü hiç, eğer O'nun azabı size gece veya gündüz gelse, suçlu-günahkarlar, bunu ne diye erkene almak istiyorlar?” Gerçekleştikten sonra mı O'na iman edeceksiniz?” Yani “Allah belanızı verdikten sonra mı iman edeceksiniz” diyor Cenab-ı Allah. “Hemen şimdi mi? Oysa siz, onun (azabın) erkence gelmesini istiyordunuz.” Genelde insanlar bir beladan sonra iman ederler, bilirsiniz. Sıkı sıkıya İslam’a sarılırlar, Kuran’a sarılırlar.
SUNUCU: Başları sıkışınca akıllarına gelir.
ADNAN OKTAR: Değil mi? Bol bol vaktin varken neden yapmazsın? Neden Allah’ı deniyorsun, güya kendince, haşa? Değil mi? “Sonra o zulmetmekte olanlara: “Sürekli azabı tadın” denilecek. Kazandıklarınız dışında, bir başka şeyle mi cezalandırılacaktınız?” diyor Allah. “Sürekli azap göreceksiniz” diyor Allah. “Bu bir gerçek mi?” diye senden haber soracaklar. De ki: “Evet, Rabbime andolsun ki, şüphesiz gerçektir ve sizler aciz bırakacak değilsiniz.” Yani “Allah’ı siz dururamazsınız” diyor. “Bu olay mutlaka gerçekleşir” diyor ayette.