Sayın Adnan Oktar’ın 10 Nisan 2015 tarihli sohbetinden Kehf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: "Bağına girdiğin zaman, 'MaşaAllah, Allah'tan başka kuvvet yoktur' demen gerekmez miydi?” (Kehf Suresi, 39) Bak, biraz evvel inşaAllah vardı, şimdi maşaAllah. İki şifre; inşaAllah ve maşaAllah. Ebcedlerini bana getirin inşaAllah ve maşaAllah kelimelerinin. “Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.” (Kehf Suresi, 46) Ne oluyor mal? Adam öldüğünde malı gidiyor zaten. Mal toptan gidiyor. Ölmese de mal çürüyüp dağılıyor. Çocuk da öyle. Şimdi çocuğu oluyor, babasından önce ölüyor çocuk bazen veyahut babasından sonra ölüyor. Ama hiçbir çocuk kalmıyor. Dedesi ölüyor. Dedenin oğlu da ölüyor, torunları da ölüyor, hepsi ölüyor. Emek emek yetiştiriyorlar, bayağı bir uğraşıyorlar, çok pahalıya mahal oluyor yani o çalışmaları, o eğitimleri ama sonra bakıyorsun aile mezarlığında, hepsi yan yana gömülmüş.
“Andolsun, bu Kur'an'da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk.” Bahane var mı? Yok. “Her örnekten” diyor Allah, “çeşitli açıklamalarda bulundum” diyor. Adam da diyor ki; “Kuran yetersiz” diyor. Ya senin aklında bir sorun olmuş oluyor, ya nefsinde bir acayiplik var. Hükmü açık çünkü bak, “Andolsun, bu Kur'an'da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk.” Her örnekten. Allah doğru söylüyor. “İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.” (Kehf Suresi, 54) Gelenekçiler meraklıdır ya tartışmacılığa. “Ebu Yusuf’a göre şöyle, şuna göre böyle, essah olan kavle göre böyle.” Yani müthiş bir tartışa ortamı.
MaşaAllah kelimesi maşaAllah’ı; 1409’a bakıyor. Miladi karşılığı; 1987. MaşaAllah’ı yine şeddeli olursa; 1439’a bakıyor, 2016. Yani 1987 tarihine ve 2016 tarihine bakıyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 31 Ağustos 2011 tarihli röportajından Kehf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyorum. Kehf Suresi, 54; Cenab-ı Allah yemin ediyor; “Andolsun, bu Kur'an'da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk.” Yobazlar ne diyorlar? “yok, öyle bir şey yok” diyorlar. Kuran’da her şey yok. Allah, “hepsi var” diyor. Biz Allah’ın dediğine inanırız. Yobazın dediğine inanmayız. “İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.” Yobazların ana özelliğidir o, internette tartışır, orada burada tartışır, gazetelerde tartışır, televizyonlarda tartışır. Fitne, demagoji, kargaşa, bol laf, münafığın ve yobazların özelliğidir. Cedelci olmak Müslüman’a yakışmaz.
Kehf Suresi, 46; “Mal ve çocuklar dünya hayatının çekici-süsüdür.” Münafık neyle övünür? Malıyla. Başka? Çocuğuyla. Başka? Diplomasıyla, işiyle, daha da olmazsa etiyle, kemiğiyle övünüyor. Müslüman neyle övünür? Hizmetiyle, tebliğiyle, küfre karşı etkisiyle, akılcı çalışmalarıyla, şefkatiyle, merhametiyle ve İslam’ı dünyaya yaymasıyla, İttihad-ı İslam için yaptığı hizmetle övünür, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar’ın 4 Kasım 2013 tarihli sohbetinden Kehf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Andolsun” diyor Cenab-ı Allah, Kehf Suresi, 54 de, “Bu Kuran'da” bak hep Kuran’a dikkat çekiyor Allah, “Andolsun, bu Kuran'da insanlar için Biz her örnekten” ama bak her örnekten diyor Allah, akla gelen her örnekten “çeşitli” diyor bu seferde. Bak her örnekten “çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.” Yeni yeni hadisler ortaya çıkararak, yeni yeni hükümler ortaya çıkararak işte falanca alim şunu dedi, falanca alim bunu dedi diye tartışma ortamı meydana getiriyorlar. Diyorlar ki: “arkadan tartışmada da ümmetin ihtilafı rahmettir” diyor. Tartışma var ya bu rahmettir diyor. “Allah, felakettir” diyor ayette, “bela“ diyor, onlarda Allah’tan bize bir güzellik olarak geldi bu diyor. Ümmetin bölünmesi, parçalanması, birbiriyle uğraşması tartışmasını bir nimet olarak görüyor.
Şeytandan Allah’a sığınırım. Halbuki Kehf Suresi’nde 54’de Allah; “Andolsun, bu Kuran'da insanlar için, Biz her örnekten” her örnekten üstelik çeşitli. Bak her örnekten deyip bitirmiyor Allah. Her örnekten birde “çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.” Haz alıyorlar adam tartıştığında. İşte falanca alime göre böyle, falanca alime göre böyle. Alın fıkıh kitaplarını, 30 çeşit izah vardır. Aynı alimde hatta talebeleri ayrı düşünüyordur. Talebesinin talebesi ayrı düşünüyordur. Tartışma ortamı olmuş. Bakın, Allah ona dikkat çekiyor. “her şeyden çok tartışmacıdır” diyor.
“Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz.” Müjde veriyorlar. İttihad-ı İslam müjdesi veriyorlar. Hz. İsa Mesih (a.s)’ın müjdesini veriyorlar, cennet müjdesi veriyorlar ve uyarıyorlar ümmetleri. “İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar.” Batıl nedir? Geçersiz bilgiler. Darwinistler, materyalistler gece gündüz çalışma yapıyorlar. Nasıl yapıyorlar? “İnkar edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar.” Batıl geçersiz. Bilimsellikten uzak, mantıksız şeyler ile geçersiz kılmak için hak olanı bak hak olanı geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Ona para veriyorlar, imkan veriyorlar, salonlar tutuyorlar, üniversiteler açıyorlar, okullar açıyor uğraşıyor. Mücadele ediyorlar.
“Onlar Benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı)” uyarıldıkları her şeyi “alay konusu edindiler” diyor Allah açın bakın internette, alay konusu ediniyorlar. Bak diyor ki Allah onun nedeni için; “Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayıp anlamalarını engelleyen bir perde kıldık” diyor. Yani niye anlayamıyor diyorlar, halbuki Ben öyle yarattım onları zaten diyor Allah bu da, ledün ilmi. “kulaklarına bir ağırlık koyduk” diyor Allah. “Sen onları hidayete çağırsan bile” anlatsan delillendirsen bile “onlar sonsuza kadar asla hidayet bulamazlar.” Bak, sonsuza kadar. Sonsuz ne demek? Ben onları öyle yarattım diyor, sonsuzluğun anlamı bu. Böyle yaratıldılar onlar diyor Allah. Yani 1 trilyon, 2 trilyon geçse de değişmiyor. Sonsuza kadar böyledir diyor Allah. Bu çok manidar yani sonsuza kadar böyle olması. Ahir zamanın ne kadar acımasız olduğuna da Kuran işaret ediyor. Çünkü Kehf Suresi, ahir zamanı anlatır daha çok. Ağırlıklı olarak ahir zamanı anlatır.
“İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık;” Mesela bak şimdi Mısır yıkıldı, Afganistan yıkıldı, Irak yıkıldı, Libya yıkıldı. “İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman” çünkü idareciler zulmediyor, halk zulmediyor, halkın bir kısmı zulmediyor, “onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tespit ettik.” Onun için işte Hızır'ın da katıldığı bir toplantı oluyor. Yıkılmadan önce. Ondan sonra yıkım geliyor arkasından. “Böylece ikisi iki denizin birleştiği yere ulaşınca”. İkisi iki. 2-2. “İki denizin birleştiği yere ulaşınca” 1984 ebcedi. İstanbul'da Mehdiyet'in İlk faaliyet yılları.
“Balıklarını unuttular. Denizde bir akıntıya doğru kendi yolunu tuttu”. Bak o denizde de bir akıntı var. Denizde normalde akıntı olmaz. Denizde dalgalanma olur. Akıntı olmaz. Yani göze gönül bir akıntı olmaz. Ama boğazın akıntısına dikkat çekmiş Kuran. “İki denizin birleştiği yer”, diyor. İstanbul boğazını öyle vurguluyor. Bir de akıntıya dikkat çekiyor, iki.