Sayın Adnan Oktar'ın 21 Kasım 2010 tarihli röportajından Bakara Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bakara Suresi, 120. Cenab-ı Allah ayet vermiş, şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Sen onların dinlerine uymadıkça, Yahudi ve Hıristiyanlar senden kesinlikle hoşnut olacak değillerdir.” Peki biz Hıristiyanlar’dan razı olur muyuz bizim dimizi uymazlarsa? Biz de onlardan razı olmayız, bu normal olan bir şey. Herkes kendi dinini haklı olarak görür. Razı olmamak ayrı, düşman olmak ayrıdır. Tabii ki razı olmayız, düzelmesi için, iyi olması için gayret ederiz, hakka, İslam’a girmesi için, gayret ederiz.
“De ki: “Şüphesiz doğru yol, Allah'ın (gösterdiği) yoludur.” İslam’dır, Kuran’dır doğru. “Eğer sana gelen bunca ilimden sonra onların heva (arzu ve tutku)larına uyacak olursan,...”onların inancını kabul edersen, teslis inancını kabul edersen veyahut Tevrat’taki yanlış olan hükümleri kabul edersen “...senin için Allah'tan ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.” Zaten haramdır bu. Biz Hıristiyanlar’ın inancına uyalım mı diyoruz, teslis inancına uyalım mı diyoruz. La ilahe illaAllah’da, Allah’ın birliğinde onlarla ittifak edeceğiz, kardeş olacağız. La ilahe illaAllah’da kardeş olacağız. Çarpık olan, yanlış olan bir inançta kardeşiz, o konuda sana ittiba ediyorum, bağlanıyorum denir mi? Tabii ki denmez.
Sayın Adnan Oktar'ın 12 Eylül 2011 tarihli röportajından Kitap Ehli ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Demirsoy kardeşimiz, bazı ayetler göndermiş, fakat Kuran’ın bir kısmını kabul edip bir kısmını kabul etmemek, müşriklerin özelliğidir. Allah Kuran’da, bunu açıkça belirtiyor; “Onlar, ayetlerin bir kısmını kabul eder, bir kısmını kabul etmezler” diyor. Şimdi Demirsoy kardeşimiz de, ayetlerin bir kısmını kabul ediyor, bir kısmını kabul etmiyor, olmaz. Allah ayete diyor ki; “Size en yakın dost olarak, Hıristiyanlarız diyenleri bulursunuz” diyor. Bu ayeti neden kabul etmiyorsun? Ediyor musun bu ayeti? Etmezsin. Ayeti kabul etmediğinde, sen dinden çıkarsın. Allah diyor ki; “Hıristiyan ve Musevi hanımlarla evlenebilirsiniz” diyor, “yemeklerini yiyebilirsiniz” diyor. Sen bu ayeti kabul ediyor musun? Etmiyorsun. Ediyorsan zaten konu bitti. Konuşacağın bir şey kalmaz. Müşriki veyahut dinsizi, din anlamında dost edinmek zaten olmaz. Yani onun dediklerine göre hareket etmek olmaz. Mesela Cenab-ı Allah müşrik için diyor ki;
“Eğer müşriklerden biri, senden 'eman isterse' ona eman ver; öyle ki Allah'ın sözünü dinlemiş olsun, sonra onu 'güvenlik içinde olacağı yere ulaştır' diyor, “canınızı tehlikeye atarak götürün” diyor Allah. Müşrik için, dinsiz için. Bizim yapacağımız nedir? Müşriği dine çekmek için şefkat göstermektir. Yoksa müşriğin kafasını ezmek değildir. Mesela bir dinsiz, sen ona uymadıkça, senden razı oluyor mu? Mesela bu Demirsoy kardeşimizin akrabalarından, arkadaşlarından dinsiz arkadaşları vardır. O, ona uymadıktan sonra, o onunla arkadaş oluyor mu? Dost oluyor mu? Olmaz. Bu dediği ayet; “Sen onların dinlerine uymadıkça, ne Yahudiler ne Hıristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar” ayeti, geniş kapsamlı bir ayet. Bu, Budist için de geçerli, komünist için de geçerli.
Mesela bir PKK’lı, sen PKK’lı olmazsan adam seninle dost olur mu? Olmaz. Veyahut akrabasından dinen titiz olmayan, İslam’a uygun olmayan, mesela çok farfara tipler vardır, babasından, dedesinden bayağı bir insan vardır. Bu kişi, bunlarla uyum gösterebiliyor mu? Gösteremiyor. O zaman burada kastedilen nedir? İnsanlar, inançlarda uyum içinde olmazlar. Kendi inancına çekmek isterler. Orada, bunu kabul etmeyin diyor Allah. Kastedilen budur. Yoksa ona tebliğ yapmayın, şefkat göstermeyin, İslam’a, Kuran’a davet etmeyin, onunla sosyal bağlarınızı koparın anlamında değildir. Kardeşlerimiz bunu yanlış anlıyorlar. Aslında bu konuyu Risale haline getirelim de, daha kapsamlı anlatalım, yoksa kavrayacakları gibi pek görünmüyor. Defalarca anlattım, aynı şeyi bir daha anlattırıyorlar, iyi oluyor, güzel oluyor, sevap alıyoruz ama anlamaları açısından iyi olur.