Sayın Adnan Oktar'ın 16 Şubat 2013 tarihli sohbetinden Bakara Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Canım Adnan Hocam, sizi çok seviyorum, Allah sizi başımızdan eksik etmesin. Hocam, ben bu sürede geçen on iki pınardan ne anlatmak istediğini merak ediyorum; Bakara Suresi, 60- Şeytandan Allah’a sığınırım. “(Yine) Hatırlayın; Musa kavmi için su aramıştı, o zaman Biz ona: “Asanı taşa vur” demiştik de ondan on iki pınar fışkırmıştı, böylece herkes içeceği yeri bilmişti. Allah'ın verdiği rızıktan yiyin, için ve yeryüzünde bozgunculuk (fesad) yaparak karışıklık çıkarmayın.” Şimdi de asrımıza bakan yönü açısından değerlendirecek olursak, teknolojinin ileri boyutunda neler uygulanıyor; kayaya matkap, asa gibi bir şey değil mi? Matkap uygulanıyor ve matkapla kaya deliniyor, 200-300 metre de suya ulaşılıyor ve su fışkırıyor.
61- “Siz (ise şöyle) demiştiniz: “Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarımsak mercimek ve soğan çıkarsın.” (O zaman Musa:) “Hayırlı olanı, şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz?” O zaman açıkça da söyleyeyim, özellikle sarımsak ve soğan çok rahatsız edici yiyecekler. Hoca anlatıyor diyor ki; “Soğanın içinde her türlü faydalı madde var, soğanı yiyen çok güçlü bir beslenme sistemi içine girmiş olur. Hele sarımsağı yiyen, vücuttaki bütün ihtiyaçlar onun içinde var, çok etkili olur ve o kişi son derece zinde olur. Sarımsakta, soğanda çok alerjik maddelerdir. İçindeki maddeler çok çok alerjiktir. Mideyi çok rahatsız eder, vücut ondan nasıl kurtulacağını bilemiyor. Nefesteki kokusu çok kötü, soğanında, sarımsağında. Ben sarımsak ve soğanı hiç kimseye hiçbir şekilde tavsiye etmem.
Resulullah Peygamberimiz (s.a.v.) hiçbir şekilde yememiştir sarımsak ve soğanı ve hiçbir şekilde de tavsiye etmemiştir. Faydalı değildir, sadece alerjiktir, rahatsızlık verir. Vitamin her yiyecekte vardır, her yiyecekte olduğu kadar onda da mineral vardır. Yani bir dilim elmada ne kadar varsa, bir dilim sarımsakta da o kadar mineral vardır. Bir üstünlüğü yoktur, sadece alerjik yönü var, kokusu da çok çok rahatsız edici. Hatta dün akşam ben bunu düşündüm söyleyeyim diye, kardeşimiz şimdi ayeti söyledi, baktım tam ilgili yer. Akşam kafamda tasarlamıştım. Bir sohbet oldu, sarımsak soğanla ilgili, arkadaşlar dedi ki; “Amerikalılar da çok meraklılar sarımsağa” dediler, birazda midem bulandı aklıma gelince, dedim ben bunu yarın söyleyeyim, şimdi kardeşimizde söyleyince çok manidar oldu.
“Soğan sarımsak dünyanın en faydalı besinleri” diyor. Yok, faydalı değildir, alerjiktir. Yani hiçbir özelliği yok, ne protein yönünden bir faydası vardır, ne başka bir yönden. İçinde çok az bir mineral vardır, diğer yiyeceklerde olduğu kadar. Mide için, müthiş alerjiktir. Yani bu mide hastalıklarında birçok kişinin çektiği ızdırabın ana nedenlerinden birisi, haberleri bile olmuyor, soğan ve sarımsaktır. Çok tahrip eder. Özellikle çiğ soğan ve sarımsak, müthiş tahribat yapar, hiç tavsiye etmem.
Kardeşlerimiz diyorlar ki; “Peki ötekileri de mi yemeyeceğiz, bakla, acur, sarımsak, soğan.” Hz. Musa (a.s) diyor ki; Bıldırcın, zibil gibi bıldırcın gönderiyor Cenab-ı Allah, çok fazla, bir de manna. Bıldırcının özelliği şudur, bıldırcının eti, kolesterol yönünden çok düşüktür ve çok lezzetlidir. Hayvansan proteine göre insanın vücudu Allah tarafından yaratılmıştır. Mesela bitkisel proteini vücut alsa bile, hayvansal proteinde olan aminoasitler onda olmadığı için, beslenme bozukluğu meydana gelir, bitkinlik meydana gelir. Mesela insan sırf baklayla beslense, ciddi şekilde çöker. Çünkü birçok aminoasit eksik kalacak. Onu da vücut bulamadığı için, vücutta muazzam yıpranma ve halsizlik, bitkinlik olur.
Adam diyor ki; “Mercimek yiyorum, bakla yiyorum, zibil gibi protein var onda” diyor. Hakikaten de protein yüksektir. Ama ette bulunan kıymetli proteinler onlarda yok. Onlarda yoktur. Dolayısıyla vücutta çökme meydana gelir. Yani ciddi şekilde çökme meydana gelir. Hz. Musa'da hayvansal proteinden besleniyorsunuz diyor. Kolesterol düşük bir, yani böyle demiyor da yani böyle demiş oluyor dolaylı yoldan. Yani onların bilmediği hikmet yönünü açıklıyorum ben. Yani Hz. Musa tabii ki söylemiştir inşaAllah. O yönde beslenmiş olursalar çok sağlıklı olurlar. Mesela dinlemiyorlar. Halbuki eğer sırf burada bahsedildiği gibi “bakla, acur, sarımsak, mercimek ve soğan” bunlarla beslenmiş olsalar bitap düşerler çölde. Çok yorgunlar. Ama Hz. Musa'nın dediği gibi beslediklerinde çok sağlıklı oluyorlar. Nitekim de Hz. Musa 120 yaşına kadar yaşadı. Kendileri de çok sağlıklı oldular. Benden söylemesi, tabii ben kardeşlerimi sevdiğim için söylüyorum. Sarımsak ve soğan propagandası yapıldığı gibi değildir. Çok alerjiktir.
Bak “hayırlı olanı şu değersiz şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Mısır'a inin çünkü orada kendiniz için istediğiniz vardır”, demişti”. “Öyleyse Mısır'a inin çünkü orada kendiniz için istediğiniz vardır”. Hakikaten Mısır'da bildiğiniz gibi şu anda da soğan, sarımsak, acur hepsi yetişiyor. “Onların üzerine horluk ve yoksulluk damgası vuruldu. Onların üzerine horluk ve yoksulluk damgası vuruldu”. Orada bulunan kişiler için. Genel olarak değil. Bunu da yanlış anlıyorlar. Bütün Musevilere horluk ve yoksulluk damgası vuruldu olarak anlıyorlar. Değil. O sözü dinlemeyen, o konuşmaları dinlemeyen ve o konuda ısrarlı olan, bozuk tavır gösterenler içindir bu ifade.
“Horluk ve yoksulluk damgası vuruldu”. Git diyorlar mesela orada kölelik yapıyorlar Mısır'da. Horlanıyorlar, aşağılanıyorlar. Halbuki orada Hz. Musa'nın yanında olsalar çok güzel yaşayacaklar. Değil mi? Onurlu yaşayacaklar. Oraya gitti mi köle olup aşağılanıyorlar, horlanıyorlar ve yoksul oluyorlar. Köle olarak yaşamak, mercimek soğan sarımsak falan yemek için onların yanına oraya gidiyorlar. Hz. Musa diyor ki bakın, “öyleyse Mısır'a inin. Çünkü orada kendisi için istediğiniz vardır”, diyor ve “onlar üzerine horluk ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'tan bir gazaba uğradılar”. Bela verdi Allah diyor.
“Bu kuşkusuz Allah'ın ayetlerini tanımadıkları ve peygamberleri haksız yeri öldürmelerindendi”. Yani kim yapıyorsa onlar. Allah'ın hükmünü dinlemeyenler ve peygamberi öldürenler. Peygamberleri öldürenler. Ama bunu kim yaparsa zaten lanetlenir. Kim yaparsa. Zannediyor ki arkadaşlar mesela Müslüman asıllı olur da bunu yaparsa lanetlenmez zannediyor. O da lanetlenir. “Yine bu isyan etmelerinden ve sınırı çiğnemelerindendi”. Yani Allah'ın hükmünü çiğnemeyen herkes zaten lanetlidir. Bana mı Ayşe hocam mektup? Sadece not alıyorsunuz. Evet.
Bak diyor ki 58. Ayette, “ve hatırlayın demiştik ki”, şeytandan Allah'a sığınırım. “Şu şehre girin. Orada istediğiniz yerde bol bol yiyin. Yalnızca secde ederek kapısından girerken; “dilediğimiz bağışlanmadır”, diye deyin”. Yani estağfurullah, estağfurullah diyerek girecekler. Tevrat'ta da var bu hüküm. Diyorlar yani Tevrat tahrif olmuş. Tamam ama tahrif olmadık yerleri de var. Mesela bu Tevrat'ta var bu hüküm. Bu açıklama Tevrat'ta var. Yani Allah'ın bu hükmü. Tabii aynısı değil ama yaklaşık. “Biz de hatalarınızı bağışlayalım, iyilik yapanların ecirlerini artıracağız. Ama zulmedenler kendilerine söylenen sözü bir başka sözle değiştirdiler”. Ne yapıyor bağnazlar? Allah'ın söylediğini başka bir sözle değiştiriyorlar.
“Biz de o zalimlerin yaptıkları bozgunculuğa karşılık üzerine gökten iğrenç bir azap indirdik”. Bela. Ceylan hocam. Evet. Ah canımın içi ne kadar güzel bakıyor bu. Ne şeker bu. O benim bir tanem. MaşaAllah. Çok hoş kadın ya. Baya güzel. Allah şaşırtmasın. Allah ona uzun ömür versin. Güzellik versin. Hidayet versin. MaşaAllah. Elhamdülillah.
MİSAFİR: Thank you so much.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Efendim. “Hatırlayın, Musa kavmi için su aramıştı”. Şimdi de İsrail'de biliyorsunuz su eksikliği var. Su yok. Türkiye'den istiyorlar suyu. Bakın kaç bin yıllık sorun görüyor musunuz? Dört bin yıllık sorun yani. “O zaman biz ona asanı taşa vur demiştik”, demek ki İsrail'de taşlık bölgelerde su var ama aramayı bilmiyorlar o suyu kim çıkaracak oraya gittiğinde. İmam Mehdi. Moşiyah, gösterecek arazide diyecek ki bakın burayı burayı burayı burayı burayı burayı sondajla efendim inceleyin bakın sondajlayın su çıkacak diyecek. Ve dedikleri yerlerden su çıkacak, inşaAllah.
“Ondan 12 pınar fışkırmıştı”. Allah-u Alem Mehdi de muhtemelen İsrail'de, Kudüs'te, o suyun olmadığı yerlerde 12 büyük pınarı bulacak demek. Ona işaret var. Mehdi'nin işaret ettiği yerlerden demek ki su çıkacak. Yani bak altını çizerek söylüyorum. Allah ona ilham edecek demektir inşaAllah. 12 Pınar aynı zamanda 12 imama işaret eder. Biliyorsunuz son gelen imam, imam Mehdi'dir. Hadislerde de vardır. Şu an gelmiştir 12. imam. Son imam. 12 imam biliyorsunuz ünlüdür, bilinir.
“Öylece her bir topluluk içeceği yeri bilmişti”. 12'ye bölme demek ki önemli bir şey. Yani bir şeyi düşünürken, bir şeyi ayarlarken, düzeltirken 12'ye göre ayarlamak, düzeltmek demek ki bereketli. Mesela Bediüzzaman ne yapıyor? 12 tane kendisine vekil seçiyor. Mehdi'nin kaç tane veziri olacak? On iki tane veziri olacak. On iki kutsaldır. Masonlukta da 12 kutsaldır. Mehdiyet’te 12 kutsaldır. 12 Eylül'de ve 12 Mart'ta özellikle o tarihler seçilmiştir. 12 tarih özellikle seçilmiştir. Bakın 12 Eylül'de ve 12 Mart'ta özellikle seçilmiştir. 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi. Her ikisi de o şekilde. Bakın altını çizerek bir daha söylüyorum. Masonluk da kutsaldır 12. Musevilik de kutsaldır. Kur'an'da geçer. Mehdiyetle bağlantısı vardır. Mehdi zaten 12. imamdır.
DİDEM HANIM: Kardeşlerimiz saatlerin formatı bile 12'ye ayrılmış diye göndermiş.
ADNAN OKTAR: Evet saatlerin formatı 12'ye ayrılmıştır. Efendim o Magendevit 6 köşeli yıldız, 2 katı 12'dir yine. 6 çarpı 12. 6 çarpı 2 12. Evet Didem hocam dinliyorum. Şimdi detaylara fazla da girmeyeyim. Bu yeterli olur.
DİDEM HANIM: Böyle bir soru sormuşlar da hocam. “Yani her dediğim yerden su çıktı diyorsa Adnan Bey ne demek istiyor? Yani ben Mehdi'yim diyor. Yanılmıyorum değil mi Didem Hanım?” diye soruyor? “Yani ben Mehdi'yim diyor, değil mi diye?” sormuşlar.
ADNAN OKTAR: Ne şekerler. Mehdi talebelerinde Mehdi özellikleri olur. Mesela İsa Mesih'in talebelerinde İsa Mesih'in özellikleri oluyordu. Onlarda da şifa oluyordu. Mesela elini sürüyordu hastalara. Tedavi oluyordu onların. Hz. İsa'nın talebelerinde. Görünümleri de benziyordu. Sahabeler nasıl Peygamberimize benziyorlardı? Değil mi? Mesela duaları kabul oluyor. Bir şey yaptıklarında bereketli oluyor, isabetli hareket ediyorlar. Benziyorlardı.
Mesela Hz. Dihye nasıl Peygamberimize benziyordu? Bayağı benziyordu. Suretende benziyordu. Yani baktım mı, bayağı benziyordu. Mehdi'nin devrinde, Mehdi talebelerinde Mehdi meşrep özellikler görünür. Siması benzer, tavrı benzer, konuşması benzer, bereketinde benzerlik olur, hitabetinde benzerlik olur. Şaşıracak bir şey yok. Hayret edecek bir şey yok.
DİDEM HANIM: Kardeşlerimizden şöyle yazılar geldi. Yusuf suresi 12. sure diyorlar.
ADNAN OKTAR: Yusuf suresi 12. sure. Doğru.
DİDEM HANIM: Kur'an'da ayların sayısının 12 olduğunu işaret eden ayet var. 12 çok geçer Kur'an'da.
DİDEM HANIM: Tövbe suresinin 36. ayeti. Şeytandan Allah'a sığınırım. “Gerçek şu ki Allah katında ayların sayısı gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah'ın kitabında 12'dir”.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah.