Neml Suresi, 71, 73, 76-77, 79 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 25 Haziran 2010 tarihli röportajından Neml Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Derler ki: "Eğer doğruyu söylüyor iseniz, bu va'dolunan (azap) ne zaman?” Yani Kıyamet ne zaman diyor, eğer doğruyu söylüyorsanız, madem böyle alametler var, madem böyle bir olay olacak, ne zaman diyorlar. “Şüphesiz, senin Rabbin, insanlara karşı büyük lütuf (fazl) sahibidir, ancak insanların çoğu şükretmiyorlar.” Yani Allah’a şükretmiyorlar, haline şükretmiyorlar diyor Allah. “Gerçek şu ki, bu Kur'an, İsrailoğulları'na hakkında ayrılığa düştükleri şeylerin birçoğunu aktarıp anlatıyor.’’ Bakın Musevilerin neden Muhammedi olmalarına gerektiğine dair bir Kuran ayeti. Yani Muhammedi olmalarının dışında Musevi olmalarının imkansız olduğunu gösteren bir ayet, gerçek Musevi olmak istiyorlarsa gerçek Muhammedi olmaları lazım. Bak ne diyor Cenab-ı Allah; “Gerçek şu ki, bu Kur'an, İsrailoğulları'na hakkında ayrılığa düştükleri şeylerin birçoğunu aktarıp anlatıyor.’’ Doğrusunu anlatıyor diyor Allah. Yanlış bildikleri şeylerin doğrusunu aktarıyor diyor Allah. “Ve gerçekten o, mü'minler için bir hidayet ve bir rahmettir.’’ Hem Kuran’a işaret var, hem Mehdi (a.s)’ye işaret var. ”Sen artık Allah'a tevekkül et; çünkü sen apaçık olan hak üzerindesin.” Yetmiş dokuzuncu ayet.  Ne geliyor aklına Berker’im?

ALTUĞ BERKER: 1979, Mehdi (a.s)’nin çıkış tarihi, Hicri 1400 inşaAllah.

ADNAN OKTAR: “Çünkü sen apaçık olan hak üzeresin”  diyor Cenab-ı Allah.

 


Neml Suresi, 30-32, 50-51, 73, 76 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın 19 Mart 2014 tarihli sohbetinden Neml Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah'a sığınıyorum. “Şüphesiz senin Rabbin insanlara karşı büyük lütuf, fazl sahibidir.” Televizyonlar, radyoları yaratıyor, kitapları yaratıyor, güzel kaplar, bakın ne kadar kibar. Değil mi? Telefonlar, saatler, kıyafetler, yiyecekler. Say say say say say gruplaşma da yapsanız diyor Allah yine bitiremezsiniz.

“Senin Rabbin insana karşı büyük bir faz lütuf sahibidir. Ancak insanların çoğu şükretmiyorlar”, diyor Allah. Yani teşekkür etmiyorlar diyor. Sadece yiyor, sadece kullanıyor. İnterneti kullanıyor, şunu kullanıyor, bunu kullanıyor. Aklının ucundan bile geçmiyor Allah'a hamd etmek, teşekkür etmek. “Gerçek şu ki, bu Kur'an İsrailoğullarına hakkında ayrılığa düştükleri şeylerin bir çoğunu aktarıp anlatıyor”. Demek ki İsrailoğulları Tevrat'a bakacaklar. Kuran'ı mihenk alacaklar. Hatalı yönleri Tevrat'taki hatalı yönleri Kuran'dan anlayacaklar. Kuran'ın tasdik ettiği Tevrat ayetleri doğrudur. Ama Kuran'la çelişiyorsa, son kitaba güvenecektir. İnşaAllah.

“Artık onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak. Biz onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.” Demek ki hileli düzen mutlaka çöküyor. Hileli düzen yapmayacak Müslüman. Dürüst olacak. İyi niyetli olacak. Samimi olacak. Şeffaf olacak. “Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de onların hilesine karşılık farkında olmadıkları bir düzen kurduk”, diyor Allah. Bak onlar bir hileli düzen kuruyor. Uzun uzun uğraşıyor, yıllarca uğraşıyor. Ama Allah da onlara karşı bir hileli düzen kuruyor. Ama farkına varmıyorlar. O hileli düzen içerisinde boğulup gidiyorlar. O bana mı? Çok şahane. O zaman şu kenardan gelsin. Vay. Burada mı yaptık bunu? Dışarıdan mı geldik? Şahane olmuş. Bu yoğurt da çok iyi gider. Evet. Nasıl bir yoğurt? Yağlı yoğurt. Ama kimseye tavsiye etmem. Tabii.

“Gerçek şu ki bu Süleyman'dandır. Şüphesiz Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlamaktadır.” Neml Suresi 30. Demek ki, Müslüman bir yere bir haber gönderirken, bir yazıyı yazıp mektup gönderirken, “Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla” demesi makbul ve güzel. Çünkü Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla onu gördü mü Müslüman? İçindeki dert, sıkıntı, azap hemen zail olur, ferahlık. İnşaAllah. O mektuptaki, o ifade hemen kalplerde suhulet ve inşirah meydana getirir. Müslümanın beyni açılır, aklı açılır, dikkati açılır. Allah'ın bereketi üzerine gelir. Üzerini bir nuraniyet kaplar. O zaman daha güzel anlar her şeyi.

“İçinde bana karşı büyüklük göstermeyin.” Enaniyet yok. Enaniyet insanları o zaman daha güzel anlar her şeyi. Enaniyet insanları mahvediyor. “Ve bana Müslüman olarak gelin.” Yani Allah'a teslim olmuş olarak gelin. Diye yazıyordu diyor Allah. Şeytandan Allah'a sığınırım. “Sebe Melikesi diyor ki; “Ey önde gelenler bu işin bana bir görüş belirtin.” Demek ki, kadın lider olabiliyor. Devlet başkanı olabiliyor. Ama istişare şart. Kim olursa olsun, kadın olsun, erkek olsun bak bana bir görüş belirtin diyor. Ben her şeyi biliyorum demiyor.

“Siz şahitlik etmedikçe ben hiçbir şeye kesin karar veren biri değilim”, diyor. Yani illaki sizin görüşünüzü alacağım. Allah bunu makbul görüyor. İllaki istişare. Peygamberimiz de istişare yapıyor. Bazı insanlar mesela aklına çok güvenir. En iyi ben biliyorum der. Olmaz. “Her bilenden daha fazla bir bilen vardır”, diyor Allah ayette. Bilenlerden sorunuz diyor. Ne kadar biliyor olsan da istişarede fayda var. Yöneticilerin büyük bir tahtının olması makbul ki, Kur'an'da işaret verilmiş. Sebe Melikesi'nde büyük bir tahtı var. Hazreti Süleyman'ın tahtı var. Hazreti Yusuf tahta çıkıyor. Demek ki, Mehdi'nin de güzel süslü bir tahtı olacak. Tahtı insanlar severler. Fıtratlarında vardır bu. İnşaAllah. İsa Mesih için olacak. Mehdi için olacak. Bu bir şükür ifadesi olarak. Allah'a bir hamd ifadesi olarak oluşacaktır, inşaAllah. Kur'an neye işaret ediyorsa o yerine gelecek. İllaki. Hazreti Süleyman'ın mescidini yeniden kuracağız. Sarayını yeniden yapacağız. Her türlü güzelliği yeniden ihya edeceğiz. İnşaAllah.

 


Neml Suresi, 73, 79-82 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 28 Nisan 2010 tarihli röportajından Neml Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Şüphesiz, senin Rabbin, insanlara karşı büyük lütuf (fazl) sahibidir, ancak insanların çoğu şükretmiyorlar” diyor Allah. Yani “elhamdülillah demiyorlar” diyor. “Allah’a hamd olsun demiyorlar” diyor. Halbuki Allah’a şükretmeleri lazım diyor. 79. ayette, şeytandan Allah’a sığınırım. “Sen, artık Allah’a tevekkül et; çünkü sen apaçık Hak üzeresin.” 79 senin aklına ne getiriyor? 1979.

SUNUCU 1: Hatırlayamadım.

ADNAN OKTAR: Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkış tarihine işaret ediyor olabilir mi?

SUNUCU 1: İnşaAllah.

ADNAN OKTAR: Evet ediyor. “Çünkü gerçekten sen, ölülere (söz) dinletemezsin.” Bir kısım insanlar ölü fakat insanlar diri zannediyorlar.

SUNUCU 2: Evet inşaAllah.

ADNAN OKTAR: “Arkasını dönüp kaçan sağırlara çağrıyı işittiremezsin.” Daha Allah’tan, dinden bahseder bahsetmez adam; ‘işim var hemen gitmem gerekiyor’ diyor değil mi inşaAllah? “Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin; sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin, işte Müslüman olanlar bunlardır. O söz başlarına geldiği zaman.” Hz. Mehdi (a.s.) zuhur ettiğinde, Hz. İsa (a.s.) zuhur ettiğinde Allah’ın o sözü, Allah’ın o vaadi. Ahir Zamanda Hz. İsa (a.s.) nasıl zuhur edeceğini vaat etti değil mi? Hz. Mehdi (a.s.)’ın çıkacağını nasıl vaat etti? “O söz başlarına geldiği zaman” Allah’ın o vaadi oluştuğu zaman. “Onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların Bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler." “Tukellimuhum” diyor Cenab-ı Allah. Açıklar, beyan eder. Biz bunu açıkladık, izah ettik fakat gerekirse yine ayeti açıklayabiliriz. Bakın, “Ve sen körleri düştükleri sapıklıktan çekip hidayete erdirici değilsin” diyor 81. ayette Cenab-ı Allah. Yani öyle bir dönemden bahsediyor ki ölüler kaplamış, insanlara anlatıyorsun anlatıyorsun anlamıyorlar. Anlatmak istediğinde kaçıyor, kör insanlar. Mesela Allah’ın verdiği delilleri, Allah’ın gösterdiği delilleri anlamazdan geliyorlar. Fosil koyuyorsun ortaya onu anlamazdan geliyor. Proteinlerin yapısını ortaya koyuyorsun anlamazdan geliyor. “Bu kişileri” diyor Cenab-ı Allah, “hidayete erdirici değilsin” diyor.

Sen Mehdilik görevini yaparken, Hadi’sin hidayete vesile olursun ama bunları hidayete erdiremezsin diyor Allah bakın “hidayete erdiremezsin”. “Sen ancak, ayetlerimize iman edenlere (söz) dinletebilirsin.” Yani onlara ancak bu konuları anlatabilirsin Ayete inanıyorsa, “İşte Müslüman olanlar bunlardır.” diyor. İşte bakın böyle bir ortamda Allah ne diyor; “O söz, başlarına geldiği zaman.” Hz. Mehdi (a.s.) zuhur ettiğinde, Hz. İsa (a.s.) nüzul ettiğinde, “onlara yerden” mamul topraktan, bakır, çinko, silisyum, magnezyum her türlü kobalt yerdeki maddelerden oluşmuş, “bir Dabbe” debib, hareketli, hareketlenen bir cisim, bir varlık çıkartırız, bu da hayvan gibi özellikler gösterir. Nedir hadislere baktığımızda? Bir kere duyma özelliği var. Bilgisayara konuştuğumuzda başka yere nakledebiliyoruz, duyma özelliği var. “Gözü domuz gözüdür” diyor. Bakıyoruz görme özelliği var. Bir tane kamerası var domuz gözü gibi görüyor. “Fil kulağı gibidir” diyor. Açıp kapanıyor. Fil kulağını andırıyor değil mi? “Müslümanların ve kafirlerin herkesin evine girer” diyor. İnternet herkesin evine giriyor mu? Giriyor. Herkesin evine girer diyor. Girmedik hiçbir ev bırakmaz diyor.

“Müslümanı alnından damgalar” diyor. Allah Muhammed Resul, Peygamberimizin damgası var ya. Onunla damgalar diyor. “Ve müminin yüzü nurlanır” diyor. İman hakikatleri anlatılınca Müslümanın içi açılıyor. Kalbi rahatlıyor ve yüzünün aydınlık oluşuyor. Kafiri damgaladığında ise diyor “kafirin yüzü simsiyah kesilir” diyor. Kızdığı için, öfkelendiği için rahatsız olur ve yüzü siyahlaşır anlamında. Demek ki, Mehdi'nin silahından bahsediyor Kur'an. Mehdi'nin kılıcından bahsediyor. Dabbetü'l-Arz, Mehdi ve Hazreti İsa Aleyhisselam için oluşturulmuş, Allah tarafından oluşturulmuş ahir zamandaki kılıçtır. Mehdi'nin kılıcıdır. Hazreti İsa'nın kılıcıdır. Yani internet Allah tarafından özel oluşturulmuştur. Bilgisayar Allah tarafından özel oluşturulmuştur. Ahir zaman için oluşturulmuştur. Bediüzzaman ne diyor? “Hayatın geniş dairesinde” diyor. Hayatın geniş dairesinde ne oluşturuyor? İnternet oluşturuyor. Çünkü her eve internetle giriliyor. Ve televizyonlarla. Şu anda bakın Müslüman kardeşlerimizin evlerine televizyonlarla girmiş durumdayız. İnternetle girmiş durumda. Günde mesela bizim 70 bin falan internet girişimiz. En düşüğü 70 bin maşaAllah. Biz Mehdi öncüsü olarak Mehdi'nin kılıcını temsil ediyoruz. Ve biz de bu faaliyet içerisindeyiz. Mehdi'nin kılıçlarından bir kılıcız biz. Ama tabii Mehdi ve Hz. İsa Aleyhisselam bunu geniş çapta kullanacaktır. Biz de vesile oluyoruz.