Sayın Adnan Oktar’ın 8 Kasım 2013 tarihli sohbetinden Al-i İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Cenab-ı Allah diyor ki, Al-i İmran Suresi, 101, şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah'ın ayetleri size okunuyorken” Kuran ayetleri, hurafe değil. Zırvalar değil. Uydurmalar değil. “Allah’ın ayetleri okunuyorken” Kuran’da bak başka hiçbir hükümle karşılaşmazsınız. Hep Allah’ın ayetlerine, hep Kuran’a dikkat çekilir, yüzlerce ayet, hep Kuran’a, hiçbir şekilde hurafeye dikkat çekilmemiştir. Yani çekilmiştir de yererek, fitne olduğunu ve bela olduğunu söyleyerek dikkat çekilmiştir ve uyanların da cehenneme düşeceği söylenmiştir, Allah tarafından cehenneme atılacağı söylenmiştir. “Ve O'nun elçisi içinizdeyken” Peygamberimiz (s.a.v.), “nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz?” diyor Cenab-ı Allah. Nasıl oluyor hurafelere gidiyorsunuz? “Kim Allah'a sımsıkı tutunursa,” bak, “kim Allah’a sımsıkı tutunursa” ne bu? Kuran. Kuran’a sımsıkı tutunursa, Kuran’a tutunmak, Allah’a tutunmak oluyor. Uhretul Vuska, Hablullah-ul Metin, Allah’ın kopmaz, koparılmaz ipi. “Kim Allah’a sımsıkı tutunursa artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir.” (Ali İmran Suresi / 101) Sırat-al müstakim, Fatiha’da geçen, sırat-al müstakim, Allah’ın dosdoğru yolu, dümdüz yolu. Öbür türlü, İslam aleminin başına gelen belaların nedeni doğru yolu bırakıp virajlara girdiler. Her virajda bir belayla karşılaştılar. Her virajda belayla karşılaşmaya devam ediyorlar.
“Ey iman edenler, Allah'tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa öylece korkup-sakının” bak, “Allah’tan korkun, sakının ve Kuran’a tam uyun” diyor Allah. “Ve siz, ancak Müslüman olmaktan başka (bir din ve tutum üzerinde) ölmeyin.” (Ali İmran Suresi / 102) Müslüman olarak, yani başka bir inanç, başka bir mezhep, başka bir akıl, başka bir yol üzerine değil, sadece Müslüman olarak. Yani “Kuran’a uyan Müslüman olarak ölün” diyor Allah, bakın, “Kuran’a uyan Müslüman.” Burada çok büyük bir tehdit var, dikkat edilmesi lazım. “Mezhebe göre” demiyor bak Allah. “Saf Kuran’a dayalı İslam’a göre ölün” diyor Allah.
“(Hepiniz), Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın.” Allah’ın ipi ne? Uhretul Vuska, Hablullah-ul Metin, Allah’ın kopmaz, koparılmaz ipi; Kuran. “(Hepiniz), Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın.” Kuran’a sımsıkı sarılın. Bak, sımsıkı Kuran’a sarılın. “Dağılıp ayrılmayın.” Mezheplere, tarikatlara, cemaatlere ayrılıp birbirinizle uğraşmayın. Birbirinize muhalif olmayın. “Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz.” “Birbirinizle uğraşıyordunuz” diyor Allah. “O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız.” İslam ümmeti olarak, saf Müslüman olarak. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı.” Bak, şu an İslam alemi ateş çukurunun içine düştü işte. Şu an battılar. Ayetin açıkladığı olay bu. Bak, “Siz tam ateş çukurunun kıyısındayken” bütün İslam alemi ateş çukurunun içine düştü, büyük bölümü. Çok küçük bir bölümü ateş çukurundan beri şu an. “Oradan sizi kurtardı” diyor Cenab-ı Allah. İşte Hz. Mehdi (a.s) bu ateş çukurundan Müslümanları kurtaracak; Kuran’a sarılarak. Ne diyor Allah? Bak, “Uhretul Vuska, Allah’ın kopmaz, koparılmaz ipi” diyor, “doğru yol.” Sürekli Kuran’a dikkat çekme var.
“Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” (Ali İmran Suresi / 103) Hurafeleri demiyor, ayetlerini Kuran ayetlerini açıklıyorum diyor, hurafe dese hurafe derdi Allah. Ayet, Kuran ayeti. “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Bu imam Hz. Mehdi (a.s)’a bakan ve cemaatine de bakan bir ayet, ağırlıklı olarak bakan bir ayet. “Kurtuluşa erenler işte bunlardır “ diyor Allah. “Kurtuluşa erenler işte bunlardır” nasıl bir kurtuluş? Bütün dünyanın kurtuluşu. Bak “kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra” hangi belge? “Hurafe” diyor adam. Kardeşim belgeyi açıklıyor Kuran. Allah’ın kopmaz koparılmaz ipinden bahsediyor, doğru yoldan bahsediyor. “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra” dediği, apaçık belge; Kuran ayetleridir. “Parçalanıp ayrılan” parçalanıp bak Müslüman’a alemi paramparça şu an görüyorsunuz, lime lime, paramparçalar, “ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler” adam diyor ki ‘anlaşmazlığa düşmek hayır hikmet, güzelliktir’ diyor. ‘Ümmetimin ihtilafında rahmet var diyor’ diyor ‘peygamber.’ Kardeşim bak anlaşmazlığa “anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın” diyor. Adam anlaşmazlığa düşmüş, onda ‘rahmet var’ diyor. Allah haram olduğunu söylüyor, fitne ve bela olduğunu söylüyor, o da ‘hayır var, çok güzel oldu’ diyor. ‘Ümmetin ihtilafında rahmet var’ diyor. Ümmetin ihtilafında felaket var. Hadisin doğrusu bu. Felaketi kaldırmış, rahmeti koymuşlar. Neden paramparça İslam alemi? Rahmet, Kuran’a uyarsan rahmet olur. Kuran’ı paramparça edersen sen, nasıl rahmet oluyor. Bak dört mezhep var, dördününde helalleri haramları ayrı. Dört ayrı din.
Bak “parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın. İşte onlar için büyük bir azap vardır” diyor. Allah’a inanıyorsun, Allah azapla tehdit ediyor. ‘Yok, rahmet var’ diyor. Kardeşim rahmet var demiyor Allah, “azap var” diyor. Ümmetin ihtilafında azap var, doğrusu bu. Ümmetin ayrılığında felaket var, azap var. Ayet, Kuran ayeti veriyor. Allah “yüzleri kapkara kesilecek” diyor onlara ve “imanınızdan sonra inkar ettiniz öyle mi?” Önce iman ediyor, ‘elhamdülillah Müslüman’ım’ diyor, güzel, La İlahe İllaAllah Muhammeden Resulullah.’ Dinin ne, diyorsun, mezhebini açıklıyor. Kardeşim sen Kuran’a uymakla mükellef değil misin? Sen mezhebe uyuyorum diyorsun. Nerede Kuran’da öyle mezhebe uymak? Allah sadece Kuran’a uymaktan bahsediyor. Sen mezhebe uymayı nereden çıkarttın? ‘Ya’ diyor, ‘ümmetin ihtilafında rahmet vardır’ diyor. “Azap vardır” diyor ayette. Ümmetin ihtilafında azap vardır diyor, rahmet vardır demiyor. Rahmet, Kuran’a uyarsan rahmet var. “Bunlar sana hak olarak okumakta okuduğumuz Allah’ın ayetleridir.” Hiç hurafeye dikkat çekilmiyor, hep Allah’ın ayetlerine. “Allah, alemlere zulüm isteyen değildir.” Zulmü insanlar istiyor, Allah da bela veriyor. Suriye kan gölü. Kaç çeşit mezhep, kaç çeşit tarikat, kaç çeşit cemaat. Binlerce, binlerce şu an ekol var Suriye’de binlerce. Sırf muhalifler bile bin kusur gruptan oluşuyor. Uçsuz bucaksız mezhepler, cemaatler, tarikatlar, paramparça. Hepsi birbirine muhalif. “Siz, insanlar içinden çıkarılmış hayırlı bir ümmetsiniz” kim bu? Hz. Mehdi (a.s) ve cemaati inşaAllah, Müslümanlar, “maruf (iyi ve İslam’a uygun) olanı emreder, münker olandan sakındırır” Kuran’a uygun olarak “ve Allah’a iman edersiniz.” Güçlü bir iman. “Kitap Ehli de inanmış olsaydı, elbette kendileri için hayırlı olurdu.” “Onlar da iman etseydi, onlar içinde hayırlı olurdu” diyor Allah. Kitap ehli, Hristiyan ve Museviler. “İçlerinden iman edenler vardır” bak ehli Kitabın hepsi inkar ediyor demiyor Allah, “içlerinden iman edenler vardır” diyor. “Fakat çoğunluğu fıska sapanlardır” çoğu günahkardır diyor. Hakikaten de öyle, Müslüman alemi de öyle, onlar da öyleler.
Bak “Onlardan hepsi bir değildir. Kitap Ehli’nden bir topluluk vardır ki”, Kitap Ehli yani Hristiyan ve Musevilerden bir topluluk, “gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.” Göster o resimleri Musevilerin secdeye kapanan. Bak ne diyor “gece vaktinde” onların ibadet vakti olan vakit. Ayakta durarak yapıyorlar hakikaten namazlarını, ayakta eda ediyorlar namazlarını. “Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardır” diyor Allah. Ehli Kitap’tan bu İnsanlar. Kuran bunların bu tavrını övüyor, Cenab-ı Allah. Bak “Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe iman eder” diyor, Allah’a da iman ediyor, ahiret gününe de inanıyor. Maruf olanı emrediyor, münkerden sakındırıyor, hayırlarda yarışıyor “işte bunlar salih olanlardır” bunlar samimi olanlardır diyor Allah ve “onların hepsi bir değildir” diyor bak Ehli Kitap için. “Kitap Ehli’nden bir topluluk vardır ki” Hristiyanlardan ve Musevilerden topluluklar. “Gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.” Tabii bu aynı zamanda Hz. İsa Mesih (a.s)’ın talebelerine bakıyor bu ayet, yani bak “Kitap Ehli’nden bir topluluk” Hz. Mehdi (a.s) cemaatine bakan ayetler de var ama bunlar Kitap Ehli’nden, Hz. İsa Mesih (a.s)’ı talebeleri. “Gece vaktinde ayakta durup Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar.” Muhammed-i Hristiyanlar, Muhammed-i Museviler.
Bakın, ayetteki ifadeler; “Çeneleri üstüne” diyor zaten ayette, onlar da çeneleri üstüne kapanıyor. Müslümanlar alnının üstünedir, onlar da çenelerinin üstünedir. Kuran da detay olarak verilmiş o, çenelerinin üstüne secde ederler diye.
Sayın Adnan Oktar'ın 5 Eylül 2011 tarihli röportajından Al-i İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey iman edenler, Allah’tan nasıl korkup-sakınmak gerekiyorsa, öylece korkup-sakının. Ve siz ancak Müslüman olmaktan başka bir din üzerinde ölmeyin.” Allah, ‘mutlaka Müslüman olarak ölün’ diyor. “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, dağılıp-ayrılmayın.” Hepinizden kastı kim? Pakistan’daki Müslümanlar, Türkiye’deki Müslümanlar, Libya’dakiler, Fas, Tunus, Cezayir. Dünyanın her tarafındaki Müslümanlar’a Allah bakın emrediyor. “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın.” Kuran’a sımsıkı sarılın, bakın “Dağılıp ayrılmayın.” Adamlar dağılıp-ayrılma değil, dağılıp-ayrılmanın kitabını yazmışlar. Bakın, hem dağılmışlar, hem ayrılmışlar; Allah’ın iki tane emrini yapmıyorlar, dağılma da olmuş, ayrılma da olmuş. Paramparça olmuşlar ve birbirlerinden haberleri bile yok. Bakın halbuki diyor ki; ‘Hepiniz topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, kardeş olun, birlikte olun.’ “Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmalar idiniz.” Birbirleri ile savaşıyor, değil mi? Şu anda da birçok Müslüman ülke birbirlerine düşman. “O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O’nun nimeti ile kardeşler olarak sabahladınız.” Müminler neymiş? Kardeş. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı.” Cehenneme düşecekken, belanın içerisine düşecekken, anarşinin, terörün içine gidecekken, “... sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” Şimdi bu adamlar, ‘ya bu ayetleri geç’ diyorlar. Peki ne kalıyor geriye, ne istiyorsunuz yani? ‘Sabaha kadar evde zikir yapalım’ diyorlar. Ulan sen evde zikir yaparken, Afganistan’da çocukların ırzına geçiliyor, Müslümanlar’ı doğruyorlar. Sen zikri Allah’ın dinini yayarken yapacaksın. Cihad yaparken, tebliğ yaparken yapacaksın. Evin içerisine girip, evden çıkmayarak, yan gelip yatarak olmaz. Acil olan cihad var. Cihad demek, cehd etmek, gayret etmek, bunu yapacaksın.
Bakın Al-i İmran Suresi, 104. “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun.” ‘Tebliğ yapan bir ekip olsun’ diyor Allah.”Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” diyor. Müslümanların hepsinin bunu yapması gerekiyor işte. “Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” ‘Öbürleri kurtuluşa eremiyor’ diyor Allah. Bakın, “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan...” parçalanıp; apaçık belge Kuran gelmiş. Parçalanma var mı? en şiddetlisini yapmışlar, parçalanmışlar. Ayrılma var mı? Ayrılma da var. Bakın, “... ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın.” Yok, biz anlaşmazlığa düşeceğiz, diyorlar. Mezhep ayrılıkları var, cemaat ayrılıkları var, anlaşmazlığa düşüyorlar. Parçalanma da var, param parça olmuş İslam alemi. “İşte onlar için büyük bir azap vardır.” Diyor Cenab-ı Allah. İşte Müslümanların başına gelen belanın nedeni bu. Allah ne diyor? “İşte onlar için büyük bir azap vardır.” Allah o yüzden azap veriyor. İttihad-ı İslam’ın farz olduğunu anlatan yüzlece ayetten birkaç tanesini okudum.
Sayın Adnan Oktar'ın 14 Şubat 2012 tarihli röportajından Al-i İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Mustafa kardeşimiz yazmış; Ali İmran Suresi, 103. ayet, şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın.” İttihad-ı İslam’ın farz olduğunun delillerinden bir ayet. “Dağılıp ayrılmayın.” Ne olmuş oluyor? Ayrılmak haram oluyor. Müslümanlar bütün. Dağılıp ayrıldı mı harama girer. “Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz.” “Mezheplere ayrıldınız, birbirinizle boğuşuyordunuz, birbirinize düşmandınız” gibi olmuş oldu şu an, değil mi? “O kalplerinizin arasını uzlaştırıp, ısındırdı ve siz onun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. “Ne zaman olacak bu? Peygamber Efendimiz (s.a.v) zamanında oldu. Şimdi ne zaman olacak? Ahir zamanda, Hz. Mehdi (a.s) zamanında olacak. Kalplerimizin arasını ısındırıp uzlaştıracak Hz. Mehdi (a.s). Müslümanlar Hz. Mehdi (a.s) vesilesiyle kardeşler olarak sabahlayacaklar. “Yine siz tam ateş çukurunun kıyısında iken,” Deccaliyet, Darwinizm, materyalizmin kenarındayken, “oradan sizi kurtardı” diyor Cenab-ı Allah. Hz. Mehdi (a.s) vesilesiyle, inşaAllah. Ahir zamana bakış şeklini anlatıyorum ayetin, işari manasını. “Umulur ki hidayete erersiniz,” Allah’ın ‘Hadi’ ismi tecelli eder, “diye Allah ayetlerini size böyle açıklar.”
Sayın Adnan Oktar'ın 20 Ocak 2011 tarihli röportajından ahirette sorulması muhtemel Kuran ayetleri ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Mesela bakın, Al-i İmran Suresi, 103’te Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.” Bana diyor ki arkadaş; “Ahir zamanda Mehdiyet’i anlatıyorsunuz, İslam’ı anlatıyorsunuz bize ahirette soracaklar mı?” diyor. Ona ahirette sorulacak soruları söylüyorum. Al-i İmran Suresi 103, “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın”. Adam oraya sallanarak gelecek, diyecek “Ben dağıldım ve Allah’ın ipine de sımsıkı sarılmadım” diyecek. Bu nedir? Bu bölünmüşlük işte, ayrılma. Anti-Mehdi hareket demektir. Bunun cevabını vereceksin. Veremezsen ne yapacaksın?
Al-i İmran Suresi 104, “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” Bu topluluk nedir? Hz. Mehdi (a.s) grubudur, Mehdiyet’tir. Böyle bir topluluğa yardım ettin mi sen? Allah bunu sorduğunda ne diyeceksin? Bak, diyor ki; “Hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun.” “Bu topluluk beni ilgilendirmedi” dersen sen, ne olacak durumun ahirette? Al-i İmran Suresi, 105; “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın.” Sen parçalanmışsın, ayrılmışsın; mezheplere, tarikatlara, tarikatlar içinde yine gruplara, gruplar içinde yine gruplara ayrılmışsın ve Müslümanlara yönelik nefret dolu ifadelerin var. Ağzına hiç sevgiyi almazsın, şefkati almazsın; dostluğu, kardeşliği almazsın; birlik, bütünlüğü almazsın. Böyle tiplere dikkat edin, hayatlarında sevgiden bahsetmezler. Bakın yazılarına, açın internetten, oradan buradan, gazetelere de bakabilirsiniz. Mesela 500 tane yazısı çıktıysa bir bakın, hangi yazısında sevgiden bahsetmiş, hangi yazısında şefkatten, merhametten, dostluktan, kardeşlikten, birlikten, beraberlikten, İttihad-ı İslam’dan, Türk-İslam Birliği’nden, İslam ahlakının dünya hakimiyetinden bahsetmiş. Bol bol dedikodu, laf sokma, ona buna iftira atsın, buğz etsin, tekvir etsin. Böyle şeyler olursa ahirette bunun hükmünün ne olacağını kendisi görür ahirette, inşaAllah.
Enfal Suresi, 39; bakın Cenab-ı Allah diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım; “Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin.” Bu Mehdiyet değil mi? Bak, “Fitne kalmayıncaya kadar”; fitne ne demek? İslam’ın, Kuran’ın ulaşmadığı, İslam ahlakının yaşanmadığı her yer fitnedir. Sevginin, merhametin, şefkatin olmadığı; terörün, anarşinin olduğu her yer fitnedir. “Ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar,” din her yönden dünyaya hakim oluncaya kadar onlarla mücadele edin” diyor. Sen yapıyor musun bunu? Yok. Bu ayet neyi anlatıyor? Mehdiyet’i anlatıyor. Sen diyorsun ki, “Mehdiyet’ten nerede bahsediyor?” İşte burada bahsediyor. O illa istiyor ki, falanca kişi Mehdi’dir diye Kuran’da yazsın istiyor. Böyle yazmaz. İslam aleminin lideri olan kişiye biz Mehdi (a.s) diyoruz. Ve o topluluğa, İslam’ı dünyaya hakim eden, vesile olan topluluğa Mehdiyet grubu diyoruz, Mehdi topluluğu diyoruz.
Şura Suresi, 13; “Dini (İslam’ı) dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.” Mezheplere, cemaatlere, gruplara ayrılıp birbirinizle uğraşmayın. Birbirinizi tekfir etmeyin. Birbirinizle mücadele etmeyin. Birbirinizi sevin, dost olun. Yemeğinize gidin. İftarlara gidin. Kardeş olun, birbirinizin evine gidin, komşuluk edin, sohbet edin. Birbirinizi koruyup, kollayın. İyi günde, zor günde birbirinize destek olun. Ayetin anlamı bu.
Şura Suresi, 14; şeytandan Allah’a sığınırım, “Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra,” yani Kuran’ın bilgisi, İttihad-ı İslam’ın önemi, Türk-İslam Birliği ile ilgili bütün bilgiler geldikten sonra, “yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler.” Enaniyet, gurur ve kibirden ayrılığa düşüyorlar. Allah bunu telin ediyor işte, Kuran’da. Bunun hesabını verecekler ahirette, bu ayetlerin.
Enfal Suresi, 46; “Çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” Alevi, Sünni, Bektaşi, Vahhabi; birbirinize yönelip düşmanca bakış açınız olmasın. Birbirinizden nefret etmeyin. “Çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” Şimdi çözülüp yılgınlaşmadılar mı? Çözülüp yılgınlaştılar. Güçleri gitmedi mi? Gitti. Bak, “Amerika’dan çekiniyoruz” diyorlar, “İsrail’den çekiniyoruz” diyorlar. Türk-İslam Birliği’ne yanaşmayan bayağı bir insan var. Bu ayetin hükmü ahirette sorulacak, inşaAllah.
Enfal Suresi, 73; “İnkâr edenler birbirlerinin velileridir”. Deccaliyet, deccal orduları birbirilerinin velileridir. “Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız),” birbirinizi desteklemezseniz,”yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat),” anarşi ve terör,”olur” diyor Allah. Sen bunu yapıyor musun? Yapmıyorsun. Yapana destek oluyor musun? Olmuyorsun.Bu ayetin de hesabını vereceksin, inşaAllah.
Şura Suresi, 39; “Ve haklarına tecavüz edildiği zaman,” Afganistan’a, Irak’a, Moro’ya, Çad’a saldırıldığında; küfür, tuğyan, dalalet Müslümanın ırzına, namusuna, dinine, imanına saldırdığı zaman, “birlik olup karşı koyanlardır” diyor. Sen birlik olup savundun mu? Olmadın. Birlik olmak için gayret ettin mi? Etmedin. İşte bu birlik olması için yapılan gayrete Mehdiyet diyoruz biz, Mehdilik hareketi deniyor, inşaAllah. Birlik olup karşı koyuyorsan başında bir lider olur. Topluca karşılık verirsen ilimle, bilgiyle, akılla, sevgiyle, bunun adına biz Mehdiyet diyoruz.
Saff Suresi, 4; “Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi,” binalar var ya, birbirine yapışık binalar,”saf bağlayarak mücadele edenleri Allah sever” diyor. Sen bunu yapıyor musun? Yok. Sen internet sayfalarından, oradan buradan, kudurmuş gibi Müslümanlara saldıracaksın, iftira atacaksın, hakaret edeceksin, tekfir edeceksin, İttihad-ı İslam’a karşı olacaksın, Türk-İslam Birliği’ne karşı olacaksın, Mehdiyet’e karşı olacaksın. Sonra da kendini doğru yolda zannediyorsun. Kuran’ın bu hükmüne giriyorsun. Ahirette bu hükmü açıklamak durumunda kalacaksın. Tabii açıklayabilirsen.
En’am Suresi, 159; “Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiçbir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah'adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir.” Bak, “Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip,” adam parça parça etmemiş mi dinini? Kendileri de gruplaşmamış mı? “Kendileri de gruplaşanlar” diyor. “Sen hiçbir şeyde onlardan değilsin.” İşte burada Mehdi (a.s)’a hitap var. Mehdi (a.s) çünkü gruplaşmayı ve dinin parça parça olmasını kabul etmiyor. Mehdi cemaati ve Mehdi (a.s) kabul etmez. Biz de kabul etmiyoruz Mehdiyet grubu olarak, çünkü biz de Mehdi (a.s) talebesiyiz. Ben de Mehdi (a.s) talebesiyim ve kabul etmiyorum. Tabii şu an zaruri olarak mezhepler var. Ama Mehdi (a.s.) çıktığında mezhepler kalkıyor, gruplar kalkar. Cemaatler, tarikatlar olmaz. Bütün Müslümanlar, hepsi ittifak halinde olacaklar. Bütün Türklük alemi, bütün İslam alemi bir bütün; blok, bütün olacak, inşaAllah.
Al-i İmran Suresi, 104. O kadar çok ayet var ki; “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” İşte bu Mehdi cemaatidir, inşaAllah.
“Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar” mesela Afganistan, Irak, “Bize Katı’ndan bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize Katı’ndan bir yardım eden yolla.”“ Bu nedir? Mehdi (a.s.), Mehdi (a.s.) beklentisi işte, Kuran’da açık açık geçiyor. “Katı’ndan bir veli” nedir? Koruyucu, sahip; ‘Sahib-i Zaman’ değil mi Mehdi (a.s)’ın lakabı? “...gönder. Bize Katı’ndan bir yardım eden yolla.” Nedir bu, Müslümanların lider istemesinin sebebi? İşte Mehdi (a.s)’ı beklemeleri. “…diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına niye mücadele etmiyorsunuz?” diyor Allah; Nisa Suresi, 75’te.
Nisa Suresi, 76; “İman edenler Allah yolunda mücadele ederler; inkar edenler ise tağut yolunda mücadele ederler. Öyleyse şeytanın” deccalin “dostlarıyla mücadele edin. Hiç şüphesiz, şeytanın,” deccaliyetin, “hileli-düzeni pek zayıftır” diyor Allah. Darwinizm, materyalizm gibi pek zayıf, vurdun mu gidiyorlar.
Nisa Suresi, 84; “Artık sen Allah yolunda mücadele et, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et.” Ben ne yapıyorum? Müminleri hazırlayıp teşvik ediyorum. İttihad-ı İslam’a, Türk-İslam Birliği’ne. Demek ki bu Allah’ın hükmü. “Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin,” materyalist, Darwinist, ateist düşüncenin, “ağır-baskılarını,” televizyonlardan, radyolarda, internetten yaptıkları; müşriklerin, münafıkların, yobazların,”ağır-baskılarını geri püskürtür. Allah, 'kahredici baskısıyla' daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.” Yani Mehdiyet’i yenmenin imkanı olmadığını söylüyor Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 9 Ocak 2013 tarihli sohbetinden İttihad-ı İslam ile ilgili ayet açıklamaları.
ADNAN OKTAR: Hucurat Suresi 10. ayet. Gülgün Hocam buyurunuz.
GÜLGÜN HANIM: Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakının. Umulur ki esirgenirsiniz.” Hucurat Suresi, 10.
ADNAN OKTAR: Arasını derken, mesela Suriye ile aramız nasıl düzelir? Birleşince. Irakla? Birleşince. Pakistan’la? Birleşince. Demek ki, Müslümanlar birleşecek. Aralarında bir bozukluk varsa, o aradaki bozukluk izale edilecek, düzeltilecek. Bakın, “arasını bulup” diyor. Arasını bulacaksınız. Ve “düzeltin” diyor. Eğrilik varsa, kopukluk varsa, bağlantı kopukluğu varsa, onu düzeltiyorsun, birleştiriyorsun, öz kardeş gibi oluyorsun.
Enfal Suresi 46.
BERİL HANIM: “Allah ve Resulüne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin. Çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.”
ADNAN OKTAR: “Allah ve Resulüne itaat edin.” Nasıl itaat edeceğiz? Kuran’a uyacağız. Kuran’a uyduğumuzda zaten İttihad-ı İslam’ın farz olduğunu görüyoruz. “Çekişip birbirinize düşmeyin.” Uğraşmayın. Yani mezheplere ayrılıp, cemaatlere ayrılıp, birbirinizle uğraşmayın. Birbirinizle didişmeyin, birbirinizin aleyhinde konuşmayın, birbirinizi sevin” diyor Allah. Aksini yaparsanız, çözülüp bakın birleşmiş bir şey ayrılınca ne oluyor? Çözülüyor değil mi? Çözülme. Birleşmeniz gider o zaman diyor Allah. Birleşmeniz gider, çözülme olur diyor. Çözülme, birleşik bir şeyin ayrılması. “Çözülürsünüz” diyor. “Ve yılgınlaşırsınız” Teslimiyetçi ruh gelişir o zaman. Öyle bir şey olmaz. Müslüman asla yılgınlaşmaz. Allah diyor ki: “Gücünüz gider.” Bölünürsen gücün gider, paramparça olursan. Birleşirsen, İttihad-ı İslam olursa, müthiş bir güce kavuşursun, Allah’ın dilemesiyle. “Sabredin” diyor Cenab-ı Allah. Yani yılgınlığa düşmeyin, irade kullanın, aklınızı kullanın, sabırlı olun, dirençli olun, kararlı olun. “Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” Eğer sabrederseniz, ittifak etmede kararlı olursanız, ben sizi başarılı kılarım diyor. Allah’ın sabredenlerle beraber olması ne demek? İttihad-ı İslam’ın olması, dünya hakimiyeti demektir. Nur Suresi 55’in tahakkuku demektir.
Saff suresi,4. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever.”
ADNAN OKTAR: Nasıl olacakmışız? Kenetlenmiş olarak, birbirine tam bağlanmış. Müslümanların hali paramparça, cemaatler paramparça, gruplar paramparça, partiler var, dernekler var, o ona karşı o ona karşı, o ona karşı. Halbuki Allah ne diyor, “kendi yolunda” yani Kuran yolunda, her hangi bir yolda değil. Kendi yolunda olmadıktan sonra o kabul edilmez. Allah kabul etmiyor onu bak. “Şüphesiz” diyor. Allah Kendi yolunda, şart bu, Kuran yolunda, Allah yolunda, Kendi yolunda, birbirine kenetlenmiş bir bina gibi. Yani bir apartman düşlünün, betonarme, blok, İslam alemi böyle olacak diyor, Cenab-ı Allah. Bir apartman gibi bir bina gibi, betonarme gibi kenetlenmiş, olacak diyor. “Saf bağlayarak mücadele edenleri Allah sever” diyor. Cenab-ı Allah.
Al-i İmran Suresi,103.
DİDEM HANIM: Kovulmuş Şeytandan Rabbim sana sığınırım; “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz, O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.”
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın.” Ne? Kuran. Nasıl sarılacağız? Sımsıkı, tavizsiz. “Dağılıp ayrılmayın.” Bütün olarak durun. Müslüman alemi ne olmuşlar? Dağılmışlar. Ayrılmada oluşmuş, ayrılmışlar. Güneydoğu’da diyor ki; ‘Bizde ayrılmak istiyoruz’ diyor. Allah; “ayrılmayın” diyor. “Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın.” Nimetleri sürekli Müslüman düşünecek. “Hani siz düşmanlar idiniz.” Müslüman alemi, Şii, Sünni birçok yerde birbirlerine düşman gibiler, savaşıyorlar. Cemaatler birbirine düşmen gibiler, bir kısmı, mücadele var aralarında. “O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı.” Şimdi olacak olan. Kalplerinin arası uzlaşıp, Mehdiyet sayesinde uzlaşıp, “uzlaşma” yani asgari müşterekte ittifak, uzlaşıp ısındırdı. O soğukluk gitti. Soğukluk gidecek, Mehdiyet’in vesilesiyle, inşaAllah. “O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız”. İttihad-ı İslam olduğunda, sabaha birde bakacağız ki; hepimiz kardeşiz. Sabah kalktığımızda, bütün İslam aleminin kardeş olduğuna inanacağız. Akşama Hz. Mehdi (a.s)’a bağlanacağız, sabahına böyle kalkacağız. Çünkü bağlanma akşam, hadiste. Akşam.
Ayette de ne diyor; “Sabahladınız. O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız” Sabahleyin, İttihad-ı İslam ilan edildiğinde, bütün ümmet kardeşler olarak sabahlayacaklar, inşaAllah. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken” yani anarşinin, terörün, savaşların içindeyken ve bunu yaşarken, yaşamak üzere iken, “oradan Allah sizi kurtardı.” Yani büyük Armageddon’dan, büyük savaşlardan, büyük felaketlerden, Mehdiyet vesile ile Allahi kurtardı ve Allah’tan gelecek büyük belalardan, büyük depremlerden kurtardı, Hz. Mehdi (a.s) vesilesiyle, inşaAllah. “Umulur ki hidayete erersiniz.” Hidayete ermek ne demek? Mehdi-hidayet aynı kelimeler, inşaAllah. Aynı kökten kelimeler. “Umulur ki hidayete erersiniz.” Mehdiyet vesilesiyle ümmet, hidayete erecek, inşaAllah. Hepsi. Mehdi demek, hidayete erdiren, hidayete vesile olan demek. “Umulur ki hidayete erersiniz. Allah size ayetlerini böyle açıklar” diyor. Ne güzel açıklıyor, ne güzel anlıyoruz, maşaAllah.
Şûrâ Suresi, 13.
BEYZA HANIM: Şeytandan Allah’a sığınırım; “O 'Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin' diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir”.
ADNAN OKTAR: Bakın, hep hidayete erdirme var, hep Mehdiyet’e dikkat var, inşaAllah. “O dini dosdoğru ayakta tutun.” Kuran’a sıkı sıkıya sarılın, dosdoğru ayakta tutun, dini ayakta tutun. Din devrilmiş şu an, din yıkılmış, birçok yerde. Allah onu ayakta tutun diyor. Her yönüyle, hayata hakim olan her yönüyle. Dinin her yönüyle ayakta tutun onu diyor, Cenab-ı Allah, yıkılmasına müsaade etmeyin, yıkıldı ise de ayağa kaldırın, ayakta tutun. “Ve onda ayrılığa düşmeyin” cemaatlere, mezheplere, gruplara ayrılıp birbirinizle uğraşmayın. Birbirinize savaş açmayın, birbirinizden nefret etmeyin, “diye dinden Nuh’a vasiyet edin.” Hz. Nuh (a.s)’a da vasiyet ettim diyor Cenab-ı Allah. “ve sana vahyettiğimizi” Peygamberimiz (s.a..v)’e, sana da söyledim diyor, “İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi” O’na da söyledim diyor Cenab-ı Allah. Onlara da “İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya” da, yani her üç din mensuplarına da. Hıristiyan, Musevi din mensuplarına da söyledim diyor, Cenab-ı Allah, Müslümanlara da söyledim diyor. “Sizin için de teşri' etti” size de şeriat kıldım diyor bu hükmü.
“Senin kendilerini çağırdığın şey” İttihad-ı İslam, Müslümanların birleşmesi, topluluk bir arada olmak, müşriklere yobaz takımına ağır geldi. Yobazları istemiyor. Ne Hz. Mehdi (a.s)’dan hoşlanıyorlar, ne Hz. İsa Mesih (a.s)’dan hoşlanıyorlar, ne İttihad-ı İslam’dan hoşlanıyorlar. Ağır geldi enaniyetlerine, hükümranlıklarına, çıkarlarına, holdinglerine, kibirliklerine, büyüklük hislerine, en büyük benim diyor çünkü birçoğu. “Müşriklere ağır geldi” diyor Allah, enaniyetlerine. “Allah dilediğini buna seçer.” Kimi seçiyor? Hz. Mehdi (a.s)’ı seçiyor. Kimi seçiyor? Hz. İsa Mesih (a.s)’ı seçiyor. Kimi seçiyor? Hz. Mehdi (a.s) talebelerini, Hz. İsa (a.s) talebelerini seçiyor. “Ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.” Samimi ise “içten yöneldi ise” diyor, samimiyse hidayete erdirir. Hz. Mehdi (a.s)’ı vesile eder, Kuranı vesile eder, hidayete erdirir, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar’ın 26 Eylül 2013 tarihli sohbetinden Ümmetin İhtilafının Rahmet Değil Felaket Getireceği ile İlgili Ayetlerin Tefsiri.
ADNAN OKTAR: Enbiya süresi 92-93. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz.” “Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar” ihtilafa düştüler diyor Allah, “(dinlerinde bölünmeler yaptılar); hepsi Bize döneceklerdir.” Ve intikam alacağım diyor Allah. Adam da diyor ‘rahmet rahmet’ diyor. Allah fitnedir diyor, bölünmek beladır diyor. O da ‘yok rahmet’ diyor. “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.” (Ali İmran Suresi, 103) Nerede burada ihtilaf. Birbirine mi düşün diyor Allah bilakis. Hepiniz Allah’ın ipine sarılın topluca. “Dağılıp ayrılmayın.” İhtilafa düşmeyin diyor Allah. “Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin” ihtilafa düşmeyin “çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.”
“Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin” itilafa düşmeyin, “çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” Şu anda da öyle oldu, Müslümanların gücü gitti ve yılgınlaştılar. “Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.”
“Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın” diyor Allah, Müslümanlara. “Fitne kalmayıncaya kadar” ne demek fitne? İslam’a zıt hiçbir şey kalmayıncaya kadar, “ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar” din, bütün dünyada uygulanıncaya kadar İslam, mücadele edin diyor. Adamlar ne yapıyor? “İhtilaf rahmettir” diyor. Allah, dinin bütün dünyaya hakim olmasını istiyor. Burada ihtilaftan bahsediyor adamlar. “Şayet vazgeçecek olurlarsa, şüphesiz Allah, yaptıklarını görendir.”
“Ve haklarına tecavüz edildiği zaman, birlik olup karşı koyanlardır” diyor birlik, “bütün İslam alemi birleşsin” diyor Allah. Bir yerde mesela Suriye’de “Müslümanlar’a zarar geldiğinde bütün İslam alemi birleşip birlik olup karşı koysunlar” diyor, Şura Suresi, 39’da, ihtilaf etsinler demiyor.
Saf Suresi, 4- “Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” Nasılmış Müslüman? İhtilaf bir yana, betonarme bina gibi diyor. Kenetlenmiş bina gibi, o kadar iç içe. Mesela köprü oluyor, kenetlenmiş bütün taşlar birbirinin üzerine oturmuş, bir tane taşı çekemiyorsun. Osmanlı köprüleri eski Peygamber Efendimiz (s.a.v) zamanında da öyleydi, taş köprüler vardır, kenetlenmiştir birbirine. Bir taşı çekersen, bütün köprü çöker. “Birbirinizden hiç ayrılmadan, tek bir taş bile çıkmadan, kenetlenmiş olarak mücadele edin” diyor Allah. “Ayrılmayın, ihtilaf etmeyin” diyor.
Sayın Adnan Oktar’ın 26 Kasım 2013 tarihli sohbetinden Müslümanların birlik olması gerektiği ile ilgili ayet açıklamaları.
DİDEM ÜRER: Hocam, Allah Enbiya Suresi 92-93. ayetlerde, şeytandan Allah’a sığınırım “Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz. Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar (dinlerinde bölünmeler yaptılar); hepsi Bize döneceklerdir.” diye bildiriyor inşaAllah.
ADNAN OKTAR: İşte bak, Dinde bölünmeyi, kendi aralarında mezheplere, cemaatlere, gruplara bölünmeyi Allah yasaklıyor. Kuran’da hep Müslümanlara hitap ederken tek bir topluluğa hitap ediyor Allah. Mümine ve Müminat diyor. Yani Suriye Müslümanları, Mısır Müslümanları, Nakşibendîler, Nurcular yahut Nur talebeleri, o şekilde demiyor Cenab-ı Allah. Sadece Müminler, Kuran Müslümanlarına hitap ediyor. Tek bir topluluğa hitap ediyor ve Müslümanların mutlaka başı olması gerektiğini söylüyor Allah. Her kavmin başı olduğunu söylüyor. “Birlik ve beraberlik içinde olursanız, birlik, beraberlik içinde size bolluk, huzur ve güven veririm” diyor “aksinde korku ve acıyı tattırırım” diyor Cenab-ı Allah “ızdırabı tattırırım” diyor. Aynısıyla oluyor. Allah’ın açık hükmünü görmezden gelmenin bir alemi yok. Evet, dinliyorum.
DİDEM ÜRER: Hocam, Rabbimiz başka bir ayetinde, şeytandan Allah’a sığınırım, Hucurat Suresi 10. ayet- “Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin ve Allah'tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurat Suresi, 10) diye bildiriyor.
ADNAN OKTAR: Bak, kardeş. Aile içinde kardeş nasıl, onu kastediyor Cenab-ı Allah, “aralarını bulup düzeltin” bulup düzelttiğinde nasıl oluyor? Birlik ve beraberlik içinde oluyor. Allah diyor; “Kurşunla kaynatılmış binalar gibi” (Saff Suresi, 4) “lehimlenmiş gibi olacaksınız” diyor ayette. Burada paramparçalar. “Bir yerde bir Müslüman’ın hakkına saldırıldığında bütün Müslümanlar ittifak etsinler birlikte, ona karşılık versinler ve gidip Müslümanları kurtarsınlar” diyor Allah ayette. Yani “her hangi bir yerde, dünyanın her hangi bir yerinde bir Müslüman’a saldırı olduğunda, bütün Müslümanlar birleşin, gidip kardeşinizi kurtarın” diyor Allah. “Bunu size farz kıldım” diyor Allah. Yapmıyorlar. Peki Hristiyanlar birleşiyor, Papanın başkanlığında birleşiyorlar. Onların hakkı var. Museviler Başhaham kontrolünde birleşiyorlar, masonlar Meşrik-i Azamın başkanlığında birleşiyorlar. Müslümanlar? “Yok, Müslümanların birleşmesine gerek yok” diyorlar. Bu olacak iş değil. Bunda bir acayiplik var, bir hastalık var, bir yanlışlık var. Bunun derhal düzeltilmesi lazım. İttihad-ı İslam coşkuyla aşkla savunulması lazım. Aksi haramdır.
DİDEM ÜRER: Hocam, Allah bir ayetinde söylediğiniz gibi Müslümanların gücünün gideceğini bildiriyor. Şeytandan Allah’a sığınırım. Enfal Suresi 46. ayette, “Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.”
ADNAN OKTAR: Bak, güç gitme olayı oluyor mu? Çözülme var mı? Müslümanlar çözüldüler. Bak, bir birleşme vardır, bir de çözülme vardır. Çözülme olmuş zaten. Güçleri de gitmiş. Mağlup da olmuşlar. Eziliyorlar da. Allah buna karşı diyor ki; “Birleşin. Beraber olun.” “Çözülmeye karşı birleşme yapın” diyor. “Birleşin, bir araya gelin.” “Ayrılıp dağılmayın” diyor Allah. Ne diyor adam? “Ayrılıkta rahmet var” diyor. “Bereket, güzellik var” diyor. “Müslüman ne kadar parçalansa, ne kadar muhalif olsa, ne kadar birbirinin zıttı olsa o kadar hayır vardır” diyor. Peygamberimiz (s.a.v) bunun şer olduğunu söylüyor. Bela olduğunu, hastalık olduğunu söylüyor ve haram olduğunu söylüyor. Adamlar da çıkıp övüyorlar. “Ne güzel” diyorlar. Ve alkışlıyor adamlar da, bunu duyanlar da. “Ne güzel konuştu” diyor. Çünkü “İttihad-ı İslam’a gerek yok” dedi mi gayrete de gerek kalmamış oluyor. Ondan sonra vezneden para toplar gibi sadece para toplayacaksın. İşine gücüne bakacaksın. Köşe dönmeci olacaksın. İthalat, ihracatla uğraşacaksın. Bediüzzaman’ın İttihad-ı İslam’ı savunan, o kadar çok sözü var ki.
ADNAN OKTAR: Enbiya Suresi 92 ve 93’te Cenab-ı Allah “Gerçekten” diyor Allah, vurgu yapıyor. “Sizin” yani Müslümanların “bu ümmetiniz tek bir ümmettir.” diyor. Bir tane. Arkasından diyor ki Cenab-ı Allah; “Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar” diyor. Tek bir ümmetken, parça parça. Ülkelerde, cemaatler halinde gruplar halinde birbirleriyle alakaları yok. Parça parça dağıttılar. “dinlerinde bölünmeler yaptılar” diyor. Ve Allah bunun intikamını alacağını “Hepsi Bize dönecekler” diyor. “İntikam alacağım” diyor bölünmede. Bakın, diyor ki Allah, Al-i İmran Suresi 103, şeytandan Allah’a sığınırım, “Allah'ın ipine hepiniz” Bak, hepiniz ne demek? Bütün Müslümanlar. Dünyada ne kadar Müslüman varsa. “Hanefi, Şafii” demiyor. Bütün Müslümanlar “hepiniz sarılın.” Diyor. Ama nasıl sarılın diyor? “Sımsıkı sarılın” diyor. Sımsıkı sarılmak ne demek? Var gücüyle. “Dağılıp ayrılmayın.” Diyor. Cemaatlere, gruplara, paramparça ayrılmayın. Mezheplere ayrılmayın. Bakın, diyor ki Enfal Suresi 46’da “çekişip birbirinize düşmeyin” şu an dünyanın her tarafında çekişiyorlar. Her yerde çekişme var. Bütün dünyada çekişiyorlar. “Çekişip birbirinize düşmeyin” birbirine düşmenin en şiddetlisi. Çoluğunu çocuğunu katlediyor. Mahvediyorlar birbirlerini.
“Birbirinize düşmeyin” Kuran ayeti okuduğum için konuşma olmaz. Şeytandan Allah’a sığınıyoruz. Allah diyor ki, “Kuran okunurken susup dinleyin” diyor. Yani konuşmada olmuyor. Ve dinleyin dikkatinizi verin. Özen göstertin anlamında. Kuran okunurken normal hayat devam etmez. Bazı camilerde falan öyle oluyor. Adam, Kuran kıraati var. Adam, konuşuyor, durum değerlendirmesi yapıyorlar. İşine gücüne bakıyor. Mesela cenazelerde de öyle oluyor. Ben görüyorum. Kuran okunuyor. “Başınız sağ olsun birader” diyor. “Ne yapıyorsunuz, ne ediyorsunuz?” falan konuşuyor. Allah diyor ki, “susup dinleyin” diyor. Susup dinle, demek ne demek? Dikkatin edin teksif edin. Özen göstertin. Kafanızı iyice açın. Özenle teksif olarak bütün kalbinizle anlamaya çalışın ve anlayın.
Bak, “Allah’a ve Resulü’ne itaat edin” diyor. Cenab-ı Allah. “çekişip birbirinize düşmeyin.” İslam alemi şuan savaşıyor. Boğuşuyor adeta birçok yerde. Birbirine düşmüş durumda. Ama feci şekilde birbirine düşmüş durumda. O zaman ne olur diyor biliyor musunuz? Cenab-ı Allah “çözülürsünüz” diyor. Çözülme demek, birlikken parçalanırsınız. İlk başta birlikmiş. Peygamberimiz (s.a.v) zamanında. Sonra çözülmüşler, sonra parçalanmışlar, sonrada güçleri gitmiş. Peygamberimiz (s.a.v) zamanında çözülme yok birlikteler. Tek bir ümmet var. Hepsi birlikteler. Yılgınlaşma yok. Yılgınlaşma olmuş, yığılmışlar şuan. İslam aleminin büyük bir bölümü yılgın. “Ve gücünüz gider” diyor Allah. Güçleri gitti. Çünkü birlik ve beraber değiller. Bak, Kuran’ın mucizesi bu oluştu. “Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.”
Enfal suresi, 73: “İnkar edenler birbirlerinin velileridir.” Birbirlerini koruyup kollarlar. Birbirlerine destek olurlar. “Eğer siz bunu yapmazsanız” yani birleşmez, beraber olmaz, birbirinizi korumazsanız veli olarak yani. Mesela çocuğun velisi vardır. Annesi, babasıdır değil mi? Çok iyi korur çocuğunu. “Birbirinizin velisisiniz” diyor Müminler. Birbirlerinizi koruyacaksınız. Velayet altındalar Müslümanlar birbirlerinin. “Eğer siz bunu yapmazsanız. Birbirinize yardım etmez, dost olmazsanız, ittifak etmezseniz. Yeryüzünde bütün dünyada bir fitne ve büyük bir bozgunculuk fesat olur” diyor. Şuan İslam alemi büyük bir bozgun ve fesat yaşıyor görüyorsunuz. Allah’ın dediği oldu mu? Olmadı mı? Oldu.
DİDEM ÜRER: Tam olarak, maşaAllah.
ADNAN OKTAR: Büyük bir bozgun yaşanıyor mu? Yaşanıyor. Fesat yaşanıyor mu? Yaşanıyor. Adamlar duyarsız ayrıca. Oda ayrı bir fesat ve fitnedir. Etkilenmiyor. Bak, her gün Suriye’den çocuk ölüm haberleri geliyor. Şehit oluyor çocuklar sabiler. Kadınların ırzına geçiliyor. Ve şehit ediliyorlar. Adamların umurunda bile değil.
Nisa suresi, 75.de diyor ki, Cenab-ı Allah “Size ne oluyor ki,” insanların gaddarlığı, gaddar yönlerini Allah ve zulümatlı yönlerine uyarıda bulunuyor. “Allah yolunda” Allah için “ve: Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar,” Şimdi Suriye’deler. Halkı zulüm var. Adamlar ülkeden çıkmak istiyorlar. Kurtulmak istiyor. “bize Katından bir veli (koruyucu sahib)” bir Mehdi (a.s) “gönder,” Bak, “bize Katından bir veli (koruyucu sahib) gönder,” Bir tane. Diyorlar ki, Mehdi (a.s) nereden çıktı. Müslümanların başına nereden bir lider gerekiyor. Nerden çıkartıyorsun? Bak, diyor ki, müminin duası olarak söylüyor Allah “bize Katından bir veli (koruyucu sahib)” sahibi zaman bir Mehdi (a.s) Müslümanların başına bir lider “bize Katından bir veli (koruyucu sahib) göder, bize Katından bir yardım eden yolla” Bak, bir yardım eden yolla. O bir kişinin özelliği ney? Milyonlara sahip çıkacak, yönetecek. Ayeti vurgulamasına bak. Kaç defa vurguluyor. Cenab-ı Allah “bize Katından bir veli” bir veli. Bir Mehdi (a.s) “koruyucu sahip gönder.” Bununla bitmiyor ayet diyor ki, Cenab-ı Allah yine “bize Katından bir yardım eden yolla” bir tane “yardım eden yolla” bunu kim diyor. “diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan” bak, erkekler de diyor bunu. Kadınlar da diyor Müslüman ve çocuklar da diyor. “Zayıf bırakılmışlar da” diyor mustazaflar “adına” diyor. Mücadele etmiyorsunuz? Niye gayret etmiyorsunuz? Diyor Allah. Demek ki, Müslümanların başlarına bir sahip, bir veli, bir yönetici Müslümanlar tarafından istenecek. Erkekler, kadınlar, çocuklar mustazaflar Allah’tan bu ricayı Cenab-ı Allah’a istirham edecekler. Allah’a sunacaklar. Bak diyor ki, Allah
Şura suresi, 39: “Ve haklarına” kardeşlerine saldırıldığı zaman onlara mütecaviz bir tavır gösterildiği zaman şehit edildiklerinde evleri yakılıp yıkıldığında Müslümanlara yönelik bak “Ve haklarına” saldırı olduğu zaman şahıslarına evine barkına her şeyine. Bütün Müslümanların birlik olup karşı koymalarına bahsediyor Allah. “Birlik olup karşı koyanlardır” diyor. Yani İttihat edip, İttihad-ı İslam’ı meydana getirip, birlik olup karşı koyuyor. Neye karşı koyuyor? Müslüman’a saldırıyı durdurmayı amaçlıyor. Birliğin amacı bu oluyor. Müslüman’a zulmedilmesini durdurmak. Aksinde zaten Allah “fitne, fücur her türlü şey olur” diyor. “Gücünüz de gider” diyor.
Şüphesiz diyor, Cenab-ı Allah. Saff suresi, 4’te. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Allah, Kendi yolunda,” Yani Kuran yolunda “sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi” bina nasıl kilitleniyor? Harçla, çimentoyla değil mi? Demirle “kilitlenmiş bir bina gibi” sap blok tek parça “birbirine kenetlenmişte parça bir bina.” Bak “bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” Zaten Saff Suresi, özel olarak iniliyor bu ayet. Bak diyor. Saf bağlayarak birlikte. Ama bir bina gibi tek bina gibi. Tek bir topluluktan bahsediyor Allah. Mesela bir bina görüyorsun, bina nedir? Diyor. Bu Müslümanları temsil ediyor. Blok tek bir tane bina. Yanında küçük küçük binalar yok. Tek bir binadan bahsediyor Allah.
Sayın Adnan Oktar’ın 19 Aralık 2013 tarihli sohbetinden Müminlerin arasını düzeltmek ile ilgili ayetlerin açıklaması.
ADNAN OKTAR: Bak diyor ki Cenab-ı Allah Hucurat Suresi, 10; “müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin” Önce bulun arasını bulun, ondan sonra da düzeltin. “Ve Allah’tan korkup sakının. Umulur ki esirgenirsiniz”. “Allah’tan korkun” diyor Cenab-ı Allah.
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın” İslam’a, Kuran’a ama hepiniz, bütün Müslümanlar. “Dağılıp ayrılmayın” Cemaatler gruplar, paramparça olmayın. “Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın” Şeytandan Allah’a sığınırım; “Hani siz düşmanlar idiniz” Birbirinize haset eden, birbiriyle mücadele eden düşmanlar idiniz. “O kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı” Demek kalplerin arasını uzlaştırmak gerekiyor ve ısındırmak gerekiyor. Cenab-ı Allah kullarını vesile ediyor, inşaAllah. “Ve siz onun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız” Demek ki müminler kardeşler olarak sabahlayacaklar. “Yine siz tam ateş çukurunun kenarındayken” Şuan mesela İslam alemini Müslümanlar yok etmek istiyorlar. Ateş çukurunun kenarında müminler. İslamofobi yaygın, her yerde Müslümanları kitle halinde öldürüyorlar, şehit ediyorlar. “Yine siz tam ateş çukurunun kıyısındayken oradan sizi kurtardı” Mehdiyetle kurtaracak inşaAllah Cenab-ı Allah. “Umulur ki hidayete erersiniz” Yani Mehdiyet zaten hidayete vesile olma anlamına geliyor. “Umulur ki hidayete erersiniz diye Allah size ayetlerini böyle açıklar.” Al-i İmran Suresi, 103.
Enfal Suresi, 1, şeytandan Allah’a sığınırım; “eğer mümin iseniz” diyor Allah. Bak “eğer mümin iseniz Allah’tan korkup sakının ve aranızı düzeltin. Allah’a ve Resul’üne itaat edin” “Aranızı düzeltin” diyor Cenab-ı Allah. Haramdır Müslümanların arasının bozulması, haramdır. “Eğer mümin iseniz” diyor Allah, bak şart koşuyor Allah. “Korkup sakının ve aranızı düzeltin. Allah’a ve Resul’üne itaat edin”
Enfal Suresi, 46, “Allah ve Resulü’ne itaat edin” Şeytandan Allah’a sığınırım. “çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız” “Çözülürsünüz, gücünüz gider” diyor Allah. Ve arkasından “yılgınlaşırsınız” Başıbozuk, ezik hale gelirsiniz, herkes sizi ezer. “Gücünüz gider” diyor. Caydırıcı gücünüz olmaz. “Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir” Enfal Suresi, 46.
Diyor ki Cenab-ı Allah Enfal Suresi, 73’de; “İnkar edenler birbirlerinin velileridir.” Mesela komünistler bütün dünyanın her yerinde birbirlerini destek ediyorlar. Birbirlerine yardım ediyorlar, birçoğu öyle. “Eğer siz bunu yapmazsanız” Müslümanlar bunu yapmazsa “birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız yeryüzünde bir fitne” Bak bütün yeryüzünde ama. “bir fitne ve büyük bir bozgunculuk fesat olur.” “Bütün İslam alemine yönelik bir bozgun meydana gelir” diyor. “Büyük bir fesat olur, İslam alemi birbirine girer, mahvolursunuz” diyor Allah Enfal Suresi, 73.
Al-i İmran Suresi 105; “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra” Kuran’ın hükmü açıklandıktan sonra “parçalanıp ayrılan” Cemaatlere, tarikatlara, mezheplere ayrılan, parçalanıp ayrılan “ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın” Şuan olduğu gibi “anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın” Haram. “İşte onlar için büyük bir azap vardır” diyor, Allah. Al-i İmran Suresi 105.
Hucurat Suresi, 9; “Müminlerden iki topluluk çarpışacak olursa” Birbirleriyle mücadeleye, birbirleriyle kavgaya, birbirleriyle zıtlaşmaya gidecek olurlarsa. “Aralarını bulup düzeltin” Farz. Yaparsın, yapamazsın o ayrı mesele. Yani sen buna niyet edip gayret etmekle mükellefsin. Takdir Allah’tan. Yani yapamazsan yapamazsın. Gayret edeceksin. “Aralarını bulup düzeltin. Şayet biri diğerine saldırıda bulunacak olursa, artık saldırıda bulunanla Allah’ın emrine dönünceye kadar mücadele edin” Tek taraflı biri birine saldırıyorsa ona karşı durdurmaya çalışın. “Eğer sonunda Allah’ın emrini kabul edip” Yani Kuran’ın hükmünü kabul edip kardeş olursa dönerse. “Bu durumda adaletle aralarını bulun” İki tarafı dengeleyin, adaletle bulun. “Ve her konuda adil davranın” adaletli davranın, makul, mutedil, adaletli davranın. “Şüphesiz Allah adil olanları, adaletle davrananları sever” Mehdiyet’in temel özelliğidir adalet. Hucurat Suresi, 9.
Cenab-ı Allah Enfal Suresinde şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah’a ve Resul’üne itaat edin” Yani Peygamberimiz (s.a.v.)’e bağlılık, Kuran’a itaat. “Çekişip birbirinize düşmeyin” Bu çekişip birbirinize düşmeyin ayetini kardeşlerimiz paylaşsınlar, inşaAllah. “8. Sure 46, çekişip birbirinize düşmeyin.”
Sayın Adnan Oktar’ın 22 Aralık 2013 tarihli sohbetinden Müminlerin arasını düzeltmek ile ilgili ayetlerin açıklaması.
ADNAN OKTAR: Bakın, ne diyor Cenab-ı Allah, Enfal Suresi 1’de, aynı namaz oruç gibi farz bu anlattığım. Allah’ın hükmü. “Eğer mümin iseniz” diyor Allah, şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Eğer Müslüman’sanız” adam “Müslüman’ım” diyor. Eğer Müslüman’sa “Allah’tan korkup sakının.” Bir kere “Allah’tan korkun” diyor Cenab-ı Allah. “Allah’tan korkup sakının” “Helale, harama, Allah’ın hükümlerine dikkat edin. “Aranızı düzeltin” Allah’ın hükmü. Haramdır Müslüman’ın arasının bozuk olması. “Ve Allah’a ve Resulüne itaat edin.” Yani Kuran’a uyun.
Enfal Suresi 1. Enfal Suresi 46 “Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin” haram. Yani domuz eti yemek gibi, şarap içmek gibi haram. Veyahut kumar oynamak gibi haram. Ayrıca burada da fitne de var. “Fitne katilden beter” (Bakara Sures, 191) diyor Cenab-ı Allah. Yani şimdi bu sırf çekişme yok. Fitne meydana gelmiş durumda. Fitne katilden, adam öldürmekten daha beter. Onun için fitneyi kimse körüklemesin. Fitneyi hiç kimse körüklemesin. Fitneyi körükleyen yazılar yazmasınlar. Allah vermesin. Çok yanlış olur.
Bak, “Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin” Enfal Suresi, 46’da “ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız” Çözülme ne demek? Aranızdaki bağlar kopar, çözülürsünüz. Paramparça olursunuz. “Yılgınlaşırsınız” diyor Allah “gücünüz gider.” Yapacak bir şeyiniz kalmaz. Direnme gücünüz kalmaz. Gelişme gücünüz, sağlığınız, sıhhatiniz. “Yılgınlaşırsınız” diyor. “Ve gücünüz gider” diyor Allah. “Her türlü maddi manevi gücünüz gider. Felç olursunuz” diyor Allah. “Sabredin.” Diyor. Tamam, bir olay var doğru. Ama sabredilecek. Ve yatıştırılması gerekiyor. Aleyhte hiçbir kardeşimiz Allah rızası için yazı yazmasınlar. Ortalığı böyle gerecek, teşvik edici yazı yazmasınlar. “Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.” Bakın, sabredilirse yatışır, düzelir, sakinleşir. Meydana gelmiş fitneyi körüklemenin alemi yok. Allah’ın hükmü açık. “Fitne katilden beterdir” demek ne demek? Adam öldürüyorsunuz o zaman. Fitneyi körüklemek demek adam öldürme hükmünde. Onun için, Allah rızası için yatıştırıcı yazı yazsınlar.
Bak, Cenab-ı Allah, Al-i İmran Suresi 103’te şeytandan Allah’a sığınırım “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın.” Yani Kuran’a sımsıkı sarılın. Sımsıkı sarılın ne demek? Tavizsiz. “Dağılıp ayrılmayın.” Bütün olarak hareket edin. “Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın.” Bak, ne kadar güzel nimet içindeyiz. “Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız.” Çetelerden kurtulduk. Fitnelerden kurtulduk. Değil mi? Millete kabadayılık yapanlardan kurtulduk. Faili meçhullerden kurtulduk. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı.” Ateş çukuru işte bu iddia edilen Ergenekon terör örgütü. Ateş çukuruydu. Allah oradan kurtardı Müslümanları. “Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.”
Al-i İmran Suresi, 103. Haşr Suresi 10 “Bir de onlardan sonra gelenler, derler ki: “Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla” Bak, birbirlerine müminler güzel dua ediyorlar. “Bağışla” yani suç işlemiş olabilir. “Bağışla” diyor Cenab-ı Allah’a. “Bağışlanmayı isteyin” diyor “ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma.” “Öfke bırakma. Nefret bırakma. Kalbimiz ferahlasın. Müslümanlara karşı içimizde öfke olmasın.” Hepsi nur gibi Müslüman. “Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin.” Allah bu kadar şefkatli, esirgeyici, Müslümanlar da birbirini affedecek, şefkatli davranacak. Hiç kimse, tekrar ediyorum istirham ediyorum. Aleyhte kışkırtıcı yayın yapmasın.
Sayın Adnan Oktar’ın 30 Ocak 2014 tarihli sohbetinden Müminlerin Arasını Düzeltmek ile İlgili Ayetlerin açıklamaları.
ADNAN OKTAR: “Gerçekten, sizin bu ümmetiniz tek bir ümmettir” Enbiya Suresi. Bak, “tek bir ümmet”. “Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana ibadet ediniz.” (Enbiya Suresi, 92) “Onlar, işlerini kendi aralarında parça parça dağıttılar.” “Bölündüler” diyor Allah. Paramparça oldular. Mezheplere, cemaatlere, birçok küçük parçaya ayrıldılar. “(dinlerinde bölünmeler yaptılar); Hepsi bize döneceklerdir” diyor Allah Enbiya Suresinde. “Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın.” Nimeti hatırlamayı Allah önemli bir ibadet olarak belirtiyor. “Allah’ın günlerini hatırlat” diyor Hz. Musa (a.s)’a da. “Hani siz düşmanlar idiniz.”
Bak, şimdi düşman oldu Müslümanların birçoğu birbirine. “Ve kalplerinizin” Allah “O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı” Müslüman kalplerin arasını uzlaştırıp ısındıracak. Düşmanlığa sevk etmeyecek. Uzlaştırıp. Uzlaşma ne demek? Zıtlık var demektir. Uzlaşma ne demek? İki tarafın birbirine uyum sağlaması sonucu uzlaşma meydana gelmesi. Bir de “ısındırdı” diyor Allah. Sevdirdi. Muhabbet duyurdu. “ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız.” “Bir de öz kardeş gibi oldunuz” arkasından da diyor. Sabah kalktınız, bir de baktınız ki öz kardeş gibisiniz. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken” Bak, biz de Türkiye olarak, ateş çukurunun kenarındayız. Bütün dünya cayır cayır yanıyor. Suriye yanıyor. Irak yanıyor. Bütün orta doğu yanıyor. Ateş çukurunun kenarındayız. “oradan sizi kurtardı.” Bak, Allah bize anarşi vermiyor. Terör vermiyor. Beladan koruyor bizi. “Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar” diyor, Al-i İmran Suresi 103.
Hucurat Suresi 10 “Mü'minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin” diyor ki; “ya sen nasıl ortada kalıyorsun?” Ne yapayım? Taraf olacakmışım. Yani Müslümanlarla uğraşacağım. Olmaz. Bak, “kardeşlerinizin arasını bulup-düzeltin” önce bulun diyor. Sonra düzeltin. Tamir edin. Şimdi biz kardeşlerimizin arasını bulduk. Düzeltip tamir ediyoruz. “ve Allah'tan korkup-sakının” Bak, “Allah’tan korkup-sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” “O zaman Allah sizi korur” diyor. Hucurat Suresi, 10. “Allah’a ve Resulüne itaat edin.” Yani Kuran’a uyun anlamına gelir bu. “Allah’a ve Resulüne itaat edin.” Anlamı budur. Kuran’a uyun. “Ve çekişip birbirinize düşmeyin” Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında da tam onun imamlığına itaat de aynı zamanda bunun içinde. “ve çekişip birbirinize düşmeyin” Çekişme ne demek? O onu çekiyor. O onu çekiyor. Çekişme var. Ve birbirine düşmüş. Şu an oldu bu. Bu haram işleniyor şu an. Çözülüp yılgınlaşırsınız. Ne oluyor? Parti bölünüyor. Mesela Ak Parti bölünür. İktidar bölünür. Yılgınlaşıyor. Nasıl? Ekonomi çöküyor. Yılgınlık meydana geliyor. “Gücünüz gider.”
Bak, ekonomik güç gidiyor. Askeri güç gidiyor. Politik güç gidiyor. Allah diyor ki; “sabredin” öfkelenmeye gerek yok. Sabredeceğiz. “Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” İstediğini desin. Sen sabret. Sabret, güzel olacak yani. Enfal Suresi 46. Diyor ki Allah; “Ve haklarına saldırıldığı zaman” haklarına zarar verildiği zaman “birlik olup karşı koyanlardır” birlik olun. İşte sabah akşam söylediğimiz o. İttihad-ı İslam. Birlik olun. “Birlik olun” diyor Allah. Farz kılmış. Şura Suresi 39. Haklarına herhangi bir yerde Müslüman’ın saldırı olduğu vakit. Bangladeş olabilir. Pakistan, Irak, Suriye, her yer. Mesela Suriye’de mahvediyorlar kardeşlerimizi. Ne diyor Allah? Haklarına saldırı olduğu zaman birlik olup karşı koyanlardır. Kim birlik oluyor? Bütün Müslüman Alemi karşı koyuyor. Yani direniyor. Kabul etmiyor. “Şüphesiz Allah Kendi yolunda sanki birbirine kenetleniş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever.” Saf bağlanıyor böyle. “Kilitlenmiş bina gibi” diyor Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 19 Nisan 2011 tarihli röportajından Ali İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Cenab-ı Allah ne diyor, Al-i İmran Suresi, 103’de? “Allah'ın ipine hepiniz,” bütün dünyadaki Müslümanlar, Allah’ın ipi nedir? Kuran, Kuran’ın gösterdiği yol. “...sımsıkı sarılın dağılıp-ayrılmayın.” Farz dağılıp ayrılmamak. Adamlar dağılıp ayrılmışlar. İttihad-ı İslam’ın farz olduğunu açıkça ayette, muhkem olarak anlatıyor Cenab-ı Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 3 Mayıs 2010 tarihli röportajından Ali İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın”, bakın Cübbeli’ye de burada bir işaret var, Cübbeli diyor ki, “ne anlatıldıysa o doğrudur, direkt o anlam üzerinedir, o müteşabih diye bir şey yoktur, ne deniyorsa onu o şekilde anlamak lazım.” Halbuki hadiste de, Kuran’da da müteşabihat var. Bakın diyor ki Allah “hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılın”. Şimdi –haşa- bir ip var da biz o ipe sarılıyor değiliz. Nedir Allah’ın ipi? Kuran, Kuran’a sıkı sarılın, imana sıkı sarılın. Bu anlamdadır. “Dağılıp ayrılmayın” şimdi Müslüman alemi bunu yaptı mı, yapmadı mı? Dağılıp ayrıldılar, değil mi? Her biri ayrı bir başı çekiyor. Bu harama girilmiş bir kere. Harama girmek günah. Günahtan kaçınmak da farzdır. Bu ayetin oluşması için işte Mehdi (a.s.)’nin zuhuru gerekiyor, inşaAllah. Başka türlü olmuyor şu an. Mehdiyet bu ayeti uygulayacak inşaAllah. “Ve Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın”, yani Allah’ın her türlü verdiği nimet, sağlık, sıhhat, güç, ne varsa bunları hatırlayın, “hani siz düşmanlar idiniz”, şu an olduğu gibi, değil mi? Birbirini kırıp geçiriyorlar. Şiisi, Sünnisi ayrı, başka, “şu millettenim” diyor, “bu millettenim” diyor. Birbirini kırıp geçiriyorlar.
“Hani siz düşmanlar idiniz, o kalplerinizin arasını uzlaştırıp, ısındırdı” diyor Allah. Hem uzlaştınız, hem ısındınız diyor kalplerinizin arasını. “Ve siz onun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız” diyor. Kardeş ne demek? Kan kardeşi gibi, gerçek kardeş gibi. Kanı, canı gibi, evet, sabahladınız. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken”, “yanacaktınız” diyor Allah. “Ateş çukurunun kıyısındayken, oradan Allah sizi kurtardı” diyor Cenab-ı Allah. “Umulur ki hidayete erersiniz diye”, belki Allah size hidayet verir diye. Kuran’a, İslam’a döner, İslam’ı tam yaşarsınız diye. “Allah, size ayetlerini böyle açıklar.” “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” Hadiste de bu topluluğun Mehdi (a.s.) ve cemaati olduğunun, Mehdi (a.s.)’ye baktığına dair hadis var. Al-i İmran Suresi 104. Zaten hadis olmasa dahi Mehdi (a.s.)’ye baktığı görülüyor.