Ali İmran Suresi, 78. Ayetinin Tefsiri 

(Münafıkların Müslümanları kandırmaya çalışmaları)

 

ADNAN OKTAR: Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. “Bu Allah katındandır” derler. Oysa o, Allah katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler. (Al-i İmran Suresi, 78)

Mesela Kuran’da açık bir hüküm var Hz. İsa (as) ile ilgili, adam dilini eğip büküyor, bambaşka şekle sokuyor. O Kuran'ın hükmüne uygun değildir. Ama sizi kandırırlar. Münafıklar bunu bilirler ama Allah’a karşı yalan söylerler.

 


Ali İmran Suresi, 78. Ayetinin Tefsiri 

(Yobazlar dillerini Kitab’a eğip bükerler)

 

(SAYIN ADNAN OKTAR’IN A9 TV’DEKİ CANLI SOHBETİ (12 ARALIK 2011; 22:00))

Ali İmran Suresi, 78- “Onlardan öyleleri vardır ki” diyor, münafık takımından, bu yobaz takımından, “dillerini kitaba doğru eğip bükerler” Kuran’a uydurmak için, Kuran’danmış gibi gösterip, bak dilini eğip büküyor. “Siz onu kitaptan sanasınız diye” Allah’ın hükmünden sanasınız diye, “oysa o kitaptan değildir” Allah’ın hükmü değildir diyor Allah, “bu Allah Katındandır derler” diyor, Allah Katından değil. “Oysa o Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah’a karşı (böyle) yalan söylerler” diyor, yobaz takımı için Cenab-ı Allah.

 


Ali İmran Suresi, 78. Ayetinin Tefsiri 

 

Sayın Adnan Oktar'ın 18 Eylül 2010 tarihli röportajından Ali İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Onlardan öyleleri vardır ki” diyor Cenab-ı Allah münafıkları kastediyor ve müşrikleri. “dillerini kitaba doğru eğip bükerler” Yani Kuran’a doğru dillerini eğip bükerler. Mesela Kuran’da açık bir hüküm var değil mi? Mesela Hz. İsa (a.s.)’yla ilgili, dilini bir eğip bir büküyor, bambaşka bir şekil oluyor. Veyahut Bediüzzaman’ın ifadelerinde de görüyoruz; mesela adam bir dilini eğiyor, bir dilini büküyor, bambaşka bir şekle sokuyor. “Siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye” Yani Kuran’ın hükmüdür gibi görünsün diye, “oysa o kitaptan değildir” diyor Allah. Yani Kuran’ın hükmüne uygun değildir diyor. Ama dil eğip bükerek oyun yaparlar ve sizi kandırırlar diyor, münafıkların özelliği. “’Bu Allah Katındandır’ derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde” münafıklar bunu bilirler. “Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler” diyor Allah. Al-i İmran Suresi 78.

Şimdi bakın kafirin şu faydası olur, şevkini arttırır. Mücadele azmini arttırır, heyecan verir, adrenalin meydana getirir. Münafık ne yapar? Şevkini arttırır, adrenalin verir, daha akılcı, daha güçlü atak yapmanı sağlar. Ayrıca münafık Kuran’ı çok iyi anlatmana da vesile olur. Çünkü Kuran’da bahsedilen münafıkları anlatmamız için, bizim pratik münafık görmemiz gerekir, pratik münafık. Allah bize pratikte münafıklık gösteriyor. Gerçek hakiki münafık gösteriyor. Mesela hakiki kafir gösteriyor. Hakikaten kalbinde hastalık olan insanları gösteriyor Allah. Kuran’da bahsedilen kişileri görmek, çok heyecan verici. Mesela gerçek müminleri gösteriyor Allah. Cihadı gösteriyor, Allah yolunda mücadeleyi gösteriyor. Münafıkların, küfrün saldırılarının nasıl olabileceğini gösteriyor. Hepsini fiilen yaşıyoruz.

 


Ali İmran Suresi, 78. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 19 Ekim 2010 tarihli röportajından Ali İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Al-i İmran Suresi, 78, şeytandan Allah’a sığınırım; “İnsanlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler.” Kuran’a doğru dillerini eğip büküyorlar, yani Kuran’ın açık hükmünü değiştiriyor, başka şekillere. Yani “ima var burada, Kuran’da” diyor. İmadan farz çıkarıyor, Allah’ın hükmünü çıkarıyor. “Allah, böyle demek istedi” diyor, imayla. Allah imayla söyler mi? Muhkem ayet gerekir. Mesela “...namaz kılın...” diyor Allah, “...oruç tutun.” İmayla oruç çıkmaz, imayla namaz çıkmaz. Mesela “...zekat verin” diyor Allah, “burada bir ima var, zekat olduğu anlaşılıyor” diyemeyiz. Kuran’ın hiçbir hükmü imayla olmaz ama münafıklar ne yapıyorlar; “dillerini kitaba doğru eğip bükerler.” ‘Eğip bükmenin’ anlattığı konu işte bu, yani ima var demek ve imayı çözen batın rahipleri var, batın rahipler böyle. “Nereden çıkarttın?” diyorsun, “çok açık” diyor. Böyle falcı gibi, haşa, Kuran’ın açık hükmüyle hareket etmez onlar. “...siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye.” Yani Kuran’dan sanasınız diye. “Oysa o kitaptan değildir.” “Allah’ın hükmü değildir” diyor. ““Bu Allah Katındandır” derler.” Hurafeyle karıştırıyor Kuran’ı. ““Bu Allah Katındandır” derler. Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah’a karşı (böyle) yalan söylerler.” İşte münafıkların yönetimi budur. Bana münafıkları soruyor arkadaşlar, Allah anlatıyor işte Al-i İmran Suresi, 78’de.

 


Ali İmran Suresi, 78. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 9 Kasım 2010 tarihli röportajından Ali İmran Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Ali İmran Suresi, 78. “Onlardan öyleleri vardır ki,” o münafıklardan, müşriklerden. “Dillerini kitaba doğru eğip bükerler.” Kuran’ın hükümlerini okurken, dillerini eğip bükerler, diyor Allah. “Siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir.” Kuranda varmış gibi gösteriyor, neden çıkardın bu hükmü diyorsun? Allah diyor, diyor. Göster, diyorsun. Kuran’ı açıyor, hakikaten gösteriyor. Ama dilini eğip büküyor, yanlış yorumluyor. Kasten kelimenin başka anlamıyla olayı değerlendiriyor. Mesela Kuran’da kapı diyorsa, o burada gök kastedilmiştir burada, diyor.

SUNUCU: Bunu Arapçayı farklı tonlamalar da yaparak mı?

ADNAN OKTAR: Tabii tabii. Ben dil uzmanıyım, ben çok iyi bilirim, diyor, bambaşka bir anlam veriyor ve yeni yeni yasaklar çıkarıyor. Bak “Allah burada ima ediyor, görmüyor musun” diyor. Halbuki Allah imayla hüküm vermiyor. İma ile din olmaz, muhkem ayet gerekir. Mesela Allah diyor ki; “şarap içmeyin.” Net söylüyor. Mesela, “namaz kılın” net söylüyor, ima yollu söylemiyor. Mesela “kumar oynamayın.” Çok net söylüyor. Ama adam onu öyle yapmıyor, dilini eğip bükerek bambaşka bir şekle sokuyor. Muhkem ayete göre hareket etmiyor.

Şu an İslam alemindeki belanın kökenini açıklıyor Allah. Bak “Dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz de onu (okur gördüklerini) kitaptan sanırsınız diye. Oysa o kitaptan değildir. “Bu Allah Katındandır” derler,” diyor, Kuran’ın açık hükmü bak, diyor. Halbuki imayla ortaya çıkarıyor. İmayla Kuran hükmü olmaz. Açık hüküm gerekir. “Oysa o, Allah Katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler.” diyor. İşte millette diyor ki, bu gericilik nereden çıktı? İşte Allah açıklıyor nerden çıktığını. Hurafenin nereden çıktığını açıklıyor, bu yobaz takımının mantığını burada açıklıyor Allah.

 


Kuran'ın Yeterliliği ile İlgili Ayetlerin Tefsiri - 1

 

Sayın Adnan Oktar’ın 21 Mayıs 2014 tarihli sohbetinden Kuran'ın yeterliliği ile ilgili ayetlerin açıklamaları.

 

BÜLENT SEZGİN: Hocam, dediğiniz gibi inşaAllah Kuran’ı hiç yeterli görmeyip Kuran’ın dışında mutlaka eklemeler yapıyorlar inşaAllah. Allah da ayette şöyle belirtiyor. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Andolsun, Biz bu Kur'an'da insanlar için her örneği gösterdik. Şüphesiz, sen onlara bir ayetle geldiğin zaman, o inkar edenler, mutlaka: “Siz ancak muptil olanlardan başkası değilsiniz” derler.” (Rum Suresi, 58) diyor inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Bir daha oku şerh ederek.

BÜLENT SEZGİN: Şeytandan Allah’a sığınırım; “Andolsun, Biz bu Kur'an'da insanlar için her örneği gösterdik.”

ADNAN OKTAR: Her örneği.

BÜLENT SEZGİN: Her örneği Hocam inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Kardeşim Türkçe biliyor musun? Bak, Allah “her örneği” diyor. Bir kısım örnekleri demiyor. Her örneği.

BÜLENT SEZGİN: Yani Kuran’ın yeterli olduğunu Allah vurgulamış oluyor bir kez daha inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Kuran’ın yeterliliğine dair ayetleri ara ara okuyalım da, onu düşünsünler. Müslüman aleminin niye mahvolduğunu düşünmüyor. Halbuki o çok elle tutulur bir delil. Durduk yere. Sen Kuran’a uysan Allah seni niye helak etsin? Allah diyor ki “eğer tebliğ yapılıyorsa, Kuran’a uyuluyorsa ben orayı helak etmem” diyor. Ama sen helak olmuşsun. O zaman bir şey yaptın kardeşim, düşünsene. Demek ki Kuran’a uymadın. Kuran’ı yeterli görmedin, o yüzden helak oldun. Afganistan o yüzden helak oldu. Irak o yüzden helak oldu. Suriye o yüzden helak oldu. Libya o yüzden helak oldu. Bütün Müslüman alemi sürünüyor. Ve bütün dünyada sevgisizlik hakim, egoistlik hakim.

BÜLENT SEZGİN: Hocam başka bir ayette inşaAllah Allah şöyle buyuruyor. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Onlara; 'Allah'ın indirdiklerine uyun' denildiğinde,” yani Kuran’a uyun denildiğinde, derler ki; 'Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.' Derler”. (Bakara Suresi, 170)

ADNAN OKTAR: Gelenek, geleneğe. Atalarından gelen gelenek.

BÜLENT SEZGİN: “Peki, ya onların ataları hiçbir şeyi düşünemeyen, doğru yolu bulamamış kimseler idiyse de mi öyle yapacaklar?”

ADNAN OKTAR: Senin ataların Kuran’a uymadıysa niye atalarının peşinden gidiyorsun? Yanlış yapmışlar işte. Senin atan mı, Kuran mı? “Atalarım hata yapar mı? diyor. Peki Kuran hata yapar mı? “Kuran hata yapmaz” desene. “Atalarım hata yapmaz” diyor. Atan hata yapmış o yüzden belaya girmişsin zaten. Kuran hata yapmaz. Allah hata yapmaz.

KARTAL GÖKTAN: Bir başka ayette de Allah şöyle buyuruyor Hocam. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, Bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki: “Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir.” De ki: “Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahyolunana uyarım”. (Yunus Suresi, 15)

ADNAN OKTAR: Bak Kuran’a ilave et veya çıkar. Şu an yaptılar. Hem ilave yaptılar, hem de çıkarttılar ve Kuran’ı değiştirdiler.

GÖKALP BARLAN: Bir de Hocam ayrıca onları da başka insanlara öğreterek başka insanların da Allah korusun cehennemine vesile olacaklar. Çünkü ayette şöyle buyuruyor Yüce Rabbimiz kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım; “Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye. Oysa o kitaptan değildir. “Bu Allah katındandır” derler. Oysa o, Allah katından değildir. Kendileri de bildikleri halde Allah'a karşı (böyle) yalan söylerler.” (Ali İmran Suresi, 78).

ADNAN OKTAR: Bir daha söyle.

GÖKALP BARLAN: Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım; “Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler, siz onu (bu okur göründüklerini) kitaptan sanasınız diye”. (Ali İmran Suresi, 78).

ADNAN OKTAR: Diyorsun bunu nereden çıkardın? “Kuran’dan söylüyorum” diyor. Nerede Kuran’da? “Hadis zaten anlatıyor ya” diyor. Sen delirdin mi be adam? “Kuran’dan” diyorsun, arkasından “hadisten” diyorsun sen. Kuran’dansa ayetle göster. “Hadisten ne farkı var ya” diyor, “aynısı işte” diyor. “Ha ayet, ha hadis ne fark eder?” diyor. Uydurmuşsun orada, o uydurma. Kuran Allah’ın hükmü.

GÖKALP BARLAN: “Oysa o kitaptan değildir” diyor Hocam.

ADNAN OKTAR: Tabii, Kuran’ın hükmü değil, Allah’ın hükmü değil.

ENDER DABAN: Hocam Allah başka bir ayette de şöyle buyuruyor; “Biz sana hakkı ve en güzel açıklama tarzını getirdik” (Furkan Suresi, 33) diyor Hocam.

ADNAN OKTAR: Bak diyor ki Cenab-ı Allah Ankebut Suresi, 51; “Kendilerine okunan bu Kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu?” Onlar ne diyor biliyor musunuz? “Yetmiyor, tabii yetmez” diyor. “Hadis olmadan Kuran’ın kıymeti yoktur” diyor. Bak hadis ve Kuran, şimdi diyorlar ki “hadis tek başına yeter mi? Yeter” diyor. “Kuran tek başına yeter mi? Yetmez” diyor. “Sırf Kuran’dan hareket edersen delalete düşersin” diyor.” Ama sırf hadisle hareket edersen kurtuluşa eresin” diyor. Niye mahvoldunuz o zaman? Bak “Kendilerine okunan bu Kitabı” Kuran’ı, “sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu?” Adam “yetmiyor” diyor. Açık açık söylüyor.

Bak Nahl Suresi, 116 şeytandan Allah’a sığınırım; “Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla” yani uydurma hadisler çıkartmanız dolayısıyla “şuna helal buna haram demeyin”. Kuran’dan soruyoruz haram mı bu? “Kuran’a göre tabii ki haram değil” diyor. Geçenlerde gelenekçi bir tiple karşılaştım. “Kuran’a göre o zaman çok sade bir din ortaya çıkar” diyor. “Her şey çok kolay o zaman” diyor. “Din kalmıyor ki o zaman” diyor. “Din kalmıyor o zaman” diyor. “Namaz da çok kolay” diyor. “Her şey çok kolay” diyor. “Öyle din olur mu ya?” diyor. Önce kendi kafasından bir din çıkarmış, sonra onu Kuran’da arıyor. Bulamadığında kabul etmiyor. “Yani benim önceden bulduğum dini ben Kuran’da ararım diyor. Bulamıyorsam, yoksa o geçersizdir” diyor.

GÖKALP BARLAN: Hocam bir de şöyle diyor Allah ayette, kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım; “De ki: “Siz Allah'a dininizi mi öğreteceksiniz?” (Hucurat Suresi, 16) diye buyuruyor.

ADNAN OKTAR: Onlar da işte Allah’a din öğretmeye ve ahlak öğretmeye kalkıyorlar. Nur Suresi, 31. Ayet kadınların özgürlüğünü anlatıyor. Sonra farkına vardılar, bak hiç gıkları çıkmıyor o konuda. Dehşete düştüler. Diyor ki “eğer bu ayet bu anlamdaysa ben dinsizim o zaman” diyor. Bir de alimim diye ortaya çıkan bir adam bu. Açık açık söylüyor, “eğer bu anlamdaysa benim dinim imanım yok” diyor.

EMRE ACAR: Hocam Allah başka bir ayette de; “Onlar kendileri bir din uydurdular, uydurdukları dine kendileri uymadılar” (Hadid Suresi, 27) diyor Hocam ayette.

ADNAN OKTAR: Tabii. “Biz onlara ruhbanlığı emretmedik” diyor Cenab-ı Allah. “Kendileri uydurdular” diyor. Ona da yine hakikaten gelenekçi dine, Ortodoks dine uymuyorlar hakikaten. Yahut Ortodoks mu diyelim, ne diyelim? Ortodoks’u pek anlamıyorlar onu da. Gelenekçi diyelim, evet gelenekçi. Bazıları için diyorum tabii.

BÜLENT SEZGİN: Hocam Allah özellikle ayette şöyle vurguluyor. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Biz bu Kuran’ı zikir için kolaylaştırdık, fakat öğüt alıp düşünen var mı?” (Kamer Suresi, 17) diyor inşaAllah. Özellikle kolaylaştırdığını belirtiyor.

ADNAN OKTAR: Bir daha söyle bakayım.

BÜLENT SEZGİN: Şeytandan Allah’a sığınırım; “Biz bu Kuran’ı zikir için kolaylaştırdık, fakat öğüt alıp düşünen var mı?” (Kamer Suresi, 17)

ADNAN OKTAR: “Allah sizin için zorluk dilemez” diyor Cenab-ı Allah şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Allah sizin için zorluk dilemez, kolaylık diler.” (Bakara Suresi, 185) Gelenekçi din zorluk dileme üstüne kurulu. “Sırf Kuran’a göre din yaşansa ne diyorsunuz?” diyorum. Mesela hatta ben dedim ki “bir adaya düştün, sadece Kuran var. Ne yaparsın?” Bayağı düşündü. Yani yeterli mi bu? “Müslüman olunur mu Kuran’la?” diyorum “sadece.” Bayağı kıvranıyor. “Bazı eksikleri tabii ki olacak o zaman” diyor. “Namazda eksiklikler olur” diyor. “Başka şeylerde eksiklikler olur” diyor. Ama bir türlü çıkaramadı. Onu sorsunlar desinler ki “mesela bir adada kalsan sadece elinde Kuran olsa, onunla Müslümanlığı yaşamak mümkün mü?” Değil” diyorlar. “Yaşayamazsın” diyorlar.

AYLİN KOCAMAN: Hocam Allah bir ayetinde kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım; “Yoksa onların ortakları mı var ki Allah’ın izin vermediği şeyleri dinden kendilerine teşri kıldılar” (Şura Suresi, 21) diye belirtiyor. Şeriat oluşturuyorlar, halbuki dinde olmayan bir şey.

ADNAN OKTAR: Bir daha söyle bakayım.

AYLİN KOCAMAN: “Yoksa onların ortakları mı var ki Allah’ın izin vermediği şeyleri dinden kendilerine teşri kıldılar” (Şura Suresi, 21)

ADNAN OKTAR: Kendilerine hüküm çıkarıyorlar, yeni bir din çıkarıyorlar. Allah demediği halde diyorlar. Evet.

 


Bağnazların Kuran'ın Yeterliliği Üzerinde Düşünmeleri Gerekir

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Mayıs 2015 tarihli röportajından Bağnazların Kuran'ın Yeterliliği Üzerinde Düşünmeleri ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Sen anlat bir şeyler.

GÖKALP BARLAN: Kur'an'ın yeterliliğinden bahsediyor hocam. Müşriklerin bunu tam kabul edemediğinden, hep kendilerini Allah yerine koyup, kural koyduklarından bahsediyor.

ADNAN OKTAR: Ya bunu bir parça şöyle kafalarını toplayıp, bir gün höpür höpür çay falan içiyorlar ya. Ya böyle bir anormallik yapıyor muyum acaba? Bir düşünmeleri gerekir. Değil mi? Bir on dakika düşünmeleri gerekir. Kendi kendine bir nefis muhasebesi yapacak. Bende bir anormallik var mı demesi lazım.

OKTAR BABUNA: Allah Kur'an'da siz daha bilirseniz inşaAllah, “yalan söylediklerini”, bildiriyor. “Dillerinin yalan yerini nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal buna haram derler. Bu Allah katındandır derler. O Allah katından değildir”, diyor Allah. “Bu kitaptandır derler. Kitaptan değildir. Kendileri de bildikleri halde işte böyle yalan söylerler”, diyor Allah, inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Ya bir acaba deyip düşünmeleri lazım. Acaba dahi demiyorlar.

GÖKALP BARLAN:Çözümü de hocam. Kur'an dışında her şeyi de arıyorlar. Bir türlü sonuç bulamayacaklar, inşaAllah.

 


Müşrikler dine hurafeler eklerler

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Mayıs 2015 tarihli röportajından Müşrikler dine hurafeler eklerler ile ilgili açıklamalar.

 

GÖKALP BARLAN: “Bildikleri halde yalan söylerler” dediniz, bir ayet hatırlatmıştınız hocam, Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. “Onlardan öyleleri vardır ki, dillerini kitaba doğru eğip bükerler ki, bu okur gördüklerinde kitaptan sanasınız diye, oysa o kitaptan değildir, bu Allah katındandır derler, oysa Allah katından değildir, bildikleri halde yalan söylerler”.

ADNAN OKTAR: “Bak Allah katındandır”, demek de işte müşrikliğini yapıyor orada. Ahirete diyor ki, “biz müşriklerden değildik”, diyor. Allah, “başka fitneler olmadı”, diyor. “Biz müşriklerden değildik demelerinden başka fitneler olmadı”. Ahirette inkar ediyorlar. “Biz müşrik değiliz”, diyor. Ya müşriksin işte. Allah adına hüküm veriyorsun. Allah'ın hükmünü beğenmiyorsun. Allah'ın dinini beğenmiyorsun. İlave yapıyorsun. Kur'an'ı yeterli görmüyorsun.

BÜLENT SEZGİN: Allah adına yalan söylemektedirler.