Sayın Adnan Oktar'ın 13 Ağustos 2010 tarihli röportajından Sebe Suresi ile ilgili açıklamalar.
OKTAR BABUNA: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Ayetlerimizi etkisiz bırakmak için çaba harcayanlar; işte onlar da azabın içine getirilmişlerdir”.
ADNAN OKTAR: Kuran’ın hükmü mesela İslam ahlakının dünya hakimiyeti var. Bunu nasıl etkisiz hale getirebiliriz? İttihad-ı İslam’ı nasıl ortadan kaldırabiliriz? Mehdi (a.s.)’nin çıkışını nasıl durdurabiliriz? Deccalin varlığını insanların gözünden nasıl gizleyebiliriz? Deccal yok diyecek, deccali gizleyecek. Tabii saflığından, cahilliğinden yapanları tenzih ediyorum. Mehdi (a.s.)’yi nasıl gizleyecek? Müslümanların şevkini ve heyecanını nasıl kıracak? Bununla ilgilenir münafık. Ama o arada da münafık boş durmaz. Münafığın ana silahlarından birisi de dürüst görünmesidir. Çok dürüst görünmeye çok özen gösterir münafık. Hep yeminle başlar Kuran’da dikkat ederseniz, hep yemin. Münafığın özelliğidir. Yani dürüst görünmeye çok önem verir münafık. Dürüst ve samimi görünmeye gayret eder kendince. Ama üst göğsünde elbise var ama sırtında elbise yoktur münafığın. Haberi bile yoktur yani, öyle gezer o. O hiçbir şeyden haberi olmaz. Elbise önde vardır arkada yoktur. Böyle sırt tarafında. Müslümanlar tarafından da çok rahat o ahlaksızlığı ve kansızlığı fark edilir. Bakın dürüstlük görüntüsü. Ne diyor Peygamberimiz (s.a.v.)? “Tebliğe çıkalım dini yayalım” diyor. Havaya bakıyor bunlar meteoroloji uzmanı gibi “hava çok sıcak” diyor. “Bu sıcakta çıkılmaz” diyor. Tam ahmak, tam şeytan iblis karakteri. Peygamber nasıl bilmez havanın sıcak olup olmadığını? Sahabeler nasıl bilmez, değil mi? Yani çok kolay bir bilgiyi buluş gibi anlatır münafık?
Onu bir akıl alameti olarak görür. Müthiş ahmaktır. Halbuki orada asıl amacı kaçmak. Canı tatlı, gelmeyecek. Gelmemek için güya insani bir bahane bulur. Mesela dese ki Peygamberimiz (s.a.v.) “olsun sıcakta gel” dese. Diyecek ki işte “ben rahatsızlanıyorum, hasta olmamı mı istiyorsun” diyecek. Nasıl haşa bir imamlık ki diyecek benim hasta olmamı istiyor diyecek ve imamı kendince halkın gözünde haşa küçük düşürecek. İnsanları korumayan insan konumunda gösterecek. Münafık konuları çok şeytani seçer. Bak mesela çok şeytani bir şey seçmiş oluyor. Mesela yine mücadeleye, tebliğe çıkılacak Allah’ın dini yayılacak. Diyor ki; Peygamberimiz (s.a.v.) “haydi sabahtan kalkın” ayette de var. “Sabah erkenden onları kaldır teşvik et” diyor, Cenab-ı Allah mealen yaklaşık söylüyorum. Ya Resulullah diyor; “benim evde çocuklar ve hanım var, dedem var, akrabalar var. Ev açık ben gidersem onlara kim bakacak” diyor. Peygamber (s.a.v.)’in çocuğu yok mu? Hanımları yok mu? Sahabelerin yok mu? Hepsinin var. Şimdi Peygamber (s.a.v.) onu götürse ne diyecek; “bile bile –haşa- Peygamber beni çocuklarımdan, dedemden, ailemden ayırdı. Ailemi parçaladı. Onları kontrolsüz ve savunmasız bıraktı. Dolayısıyla onun haşa Peygamberliği şüpheli” diyecek. Öyle bir mantık geliştirecek. Böyle kansızdır. Mesela aile gibi, insanların sağlığı gibi, insanların geleceği gibi, akrabaları gibi konuları böyle insanların yüzyıllardan beri, binlerce yıllardan beri hassas olduğu konuları münafıklar kullanır. Peygamberi aileye karşı gibi gösteriyor, insanların sağlığına, sıhhatine önem vermiyor gibi göstertiyor.
OKTAR BABUNA: Evet hocam.
ADNAN OKTAR: Anlaşıldı mı? Yani dolayısıyla haşa egoist gibi göstertiyor ki onu peygambere şüpheli hale getirsin. Behey köpek. Eğer peygamber cihatta çıkmasa senin aileni komple kaybedeceksin. Değil mi ahmak? Ve bir tek konuda diğer aileleri de kaybedeceksin. Onu durdurmak için Allah'ın Resulü gayret ediyor Allah için. Ve vahiy ile hareket ediyor. Allah emrediyor. Allah'ın dediğini yapıyor. Ama o ahmak bunu düşünmez işte. Kendi gibi ahmaklara bunu empoze etmeye çalışır. Dolayısıyla kendini çok akıllı zanneder bu münafık.
Ve hep böyle kendince hassas konuları bulmaya çalışır. Yani o zaman buna ne diyeceksin? Mesela ona cevap verirsin. O zaman buna ne diyeceksin? Yani hep bu kafadadır.
OKTAR BABUNA: Evet hocam.
ADNAN OKTAR: Ve yüzyıllardan beri bu hiç değişmemiştir. Buna karşı çok akıllı olmak lazım. Yani Müslümanlardan da zayıf olanları kendince seçip kendine taraftar etmeye çalışır. Münafığın muazzam bir dedektör gibi seçme kabiliyeti vardır. Müslümanlar buna çok uyanık olacaklar. Çok dikkatli olacaklar, inşaAllah. İnşaAllah.