Fatır Suresi, 4-5, 15, 22-24, 32, 34 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 16 Ocak 2010 tarihli röportajından Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Eğer seni yalanlıyorlarsa” diyor Fatır Suresi’ni açtım. “Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden önceki elçiler de yalanlandı”. Yani Mehdi(a.s)’ye de yine burada işaret var. Seni yalanlayabilirler, samimi olmamakla, yalancılıkla, oyun oynamakla, çıkarcılıkla, anormallikle değil mi, Kuran’a uymamakla her şeyle itham edebilirler anlamı çıkıyor. “Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden önceki elçiler de yalanlandı”; bütün tebliğciler, muslihler, Mehdiler, Peygamberler, onlar da yalanlandı diyor. Demek ki bir tek Mehdi (a.s)’nin karşılaşacağı bir şey değil bu. “Sonunda bütün işler Allah’a döndürülür”; hepsini Ben yaparım diyor Allah, hepsini Ben yaratırım diyor. Burada bir ledüni izah da var. Yani yalanlamanın yaratılmasını da Allah yaratır. “Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah’ın va’di haktır”; Allah Mehdi (a.s) gelecek dedi mi gelir, İsa (a.s) inecek dedi mi iner, Kıyamet kopacak dedi mi kopar. “Öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın”, işte paralar, pullar, kadın-kız, eğlence hayatı sizi aldatmasın. İşte çıkar, ekonomik bazı çalışmalar, gayretler sadece bir hedef, put haline gelmesin, dünya hayatı sizi aldatmasın. “Ve aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah’ın adını kullanarak) aldatmasın”.

Ahir zamanda böyle mahluklar türeyecek, Peygamberimiz (sav) diyor, hadislerde de belirttim. Ne diyor bakın hadiste; “Doğu’dan başları tıraşlı kavimler çıkacak,” başları tıraşlı bunların, “dilleriyle Kuran okuyacaklar”. Kuran’ı böyle tecvitle, gale gale idgama çok dikkat ederek çok şahane okuyacaklar. “Fakat boğazlarından aşağıya geçmeyecek”. Pratikte uygulamayacaklar diyor Allah. “Onlar dinden yaydan okun çıktığı gibi çıkacaklar”. Öyle bir konuşma yapacak ki, konuşmalarında ya dinin hükümlerini anlatarak insanları güldürecek, hokkabazlık, sahtekarlık yapacak, dinden çıkacak. Veyahut dinin hükümlerini tam tersi açıklayarak insanları aldatıp, bambaşka hükümler çıkaracak, insanları kandıracak. Mesela ahir zamanda Mehdi (a.s)’ye karşı çıkacak o sarıklı yobaz da, değil mi ahir zamanda bir yobaz var. İstanbul’da Mehdi (a.s)’ye karşı huruç edecek bir yobazdan bahsediyor Resulullah (sav). Mehdi (a.s)’yi yalancılıkla, Kuran’a uymamakla, hatta dinsizlikle itham edecek bir mahluk, ahir zaman mahluku.

OKTAR BABUNA: Dini ortadan kaldırmakla.

ADNAN OKTAR: Evet, dini ortadan kaldırmakla suçlayacak, bunu İmam Rabbani diyor. “Dinimizi izal etti, dinimizi kaldırdı diyecek” diyor bu yobaz. Mehdi (a.s)’yi suçlayacak ve ona cephe alacak. Bütün bunlar gösteriyor ki, her elçi, her Mehdi, her Mürşid böyle insanlarla, böyle mahluklarla, böyle deccal adamlarıyla karşılaşacaklar. Zaten diyor rivayette, “başları sarıklı yetmiş bin kişi deccale tabi olacak” Yani Darwinist, materyalist, ateist yahut iddia edilen Ergenekon Örgütü’ne sahip, onunla bağlantılı değil mi, ona sahip çıkan, inşaAllah. Böyle mahlukların faaliyette bulunacağını buradan anlıyoruz. Bakın ayetin birinci kısmı 2015 tarihini veriyor. İkinci kısmı da 1997 tarihini veriyor. Yani Mehdi (a.s)’nin böyle mahluklarla karşılaşacağını işaret ediyor ayet. “Ey insanlar, siz Allah'a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız”; daha önce bunu söylemiştim. “Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)’dir, Hamid’ (övülmeye layık...

 


Fatır Suresi, 23-24, 33-34, 42 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 10 Ocak 2010 tarihli röportajından Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı-korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair, Allah'a and içtiler. Ancak onlara bir uyarıcı-korkutucu geldiğinde (bu,) nefretlerinden başkasını artırmadı.” Hocam bu ayeti açıklar mısınız?” demiş Serpil Durmuş.

ADNAN OKTAR: Fatır Suresi’nde, biz daha öncesinden gelelim ayet başlangıcından gelelim, oraya doğru gidelim. “Sen, yalnızca bir uyarıcısın” diyor Fatır Suresi 23’te. “Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Bak “biz seni hak ile” Kuran ile “bir müjdeci”, İslam ahlakının dünyaya hakimiyetini müjdeleyen, cennetle müjdeleyen, Müslümanlara ferahlık, zenginlik, bolluk, güzellik ve Allah’ın rızasını ummayı müjdeleyen bir üslupla “müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” “Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 1983 ebcedi. Bakın bu kadar Kuran ayetlerinin hemen hemen tamamında bu böyle; bu ayetlerde hep Mehdi (as)’ın devrine bakıyor olması ebcedinin, bu olağanüstüdür. Yani bir tane, iki tane, üç tane, dört tane, beş tane, altı tane değil. Bu çok şaşırtıcı. “Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” Bu da 2026’yı veriyor tarih, dünya hakimiyeti inşaAllah. 33, “Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler.” Altın bilezikler evrimle olmuyor. Süslü, Allah yaratıyor. “Ve incilerle süslenirler.” İnci tabi, cennet incisi bildiğimiz inci gibi değil, göz kamaştırıcıdır. “Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir.” Saf ipek, cennet ipeği ayrıdır, bildiğimiz ipek gibi değil. 34, “Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamd olsun;” İnsanların dünyada başına Allah bir imtihan olarak hüzün vermiştir. Efendim, bahçede çiçeğe solmuş görür ona hüzünlenir, bir laf söylersin ona hüzünlenir, sabah kalkar aynaya bakar tipini beğenmez hüzünlenir. Sonbahar gelir hüzünlenir, saçında bir kaç tel beyazlanır hüzünlenir, yüzünde bir kırışıklık görür hüzünlenir. Cennette bu yok diyor Cenab-ı Allah. “Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarıcı korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doğru olacaklarına dair Allah'a and içtiler.” Bir muslih, bir Mehdi ve bir mürşit bekliyorlar ve biz diyorlar, eğer gelirse çok mükemmel olacağız, çok iyi olacağız diyorlar. “Ancak onlara bir uyarıcı korkutucu geldiğinde” Mehdi (as) geldiğinde “bu, nefretlerinden başkasını artırmadı.” Hani bekliyordun sen Mehdi (as)’ı? Peki bu arkadan gelen nefret ne? Bu öfke ne? Bu kin ne? Kuran buna işaret ediyor. Tabii, hep peygamberleri kastediyor ama Mehdi (as)’a da ikinci işari anlamı olarak bakıyor.

 


Fatır Suresi, 5, 15-17, 19-20, 22, 24, 29, 33-34, 37 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 2 Ocak 2010 tarihli röportajından Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Fatır Suresi “Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır;” İslam dünyaya hakim olacak, ayet var, kesin. “Öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın” yani dünyanın çıkarı, çoluk çocuk yemek içmek şu bu aldatmasın. “...ve aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın.” Bakın bu çok önemli, bir kısım yobazlar çıkacak diyecek ki Allah’ın vaadi yok, İslam hakim olmayacak, İslamiyet artık geçti diyecekler yani öyle bir şey yok, bir takım sahtekarlar artık ümit kesin diyecekler, bırakın diyecekler, inşaAllah. Ve bunu Allah ve din adına söyleyecekler. Kuran’da zaten İslam’ın hakimiyetinden bahsetmiyor sen nereden çıkarıyorsun diyecek. Allah’ın vaadini inkar edecek birçok ayet olduğu halde “ve aldatıcılar Allah ile sizi Allah’ın adını kullanarak sizi aldatmasın.” Mesela İstanbul’da çıkacak olan o yobaz da o şekilde yapacaktır, Allah ile aldatacaktır insanları ve klasik yalancı olacaktır. Yani abartılı şekilde Allah onun yalancı olduğunu insanlara gösterecektir. Yarabbi ben anlamadım demeyecek insanlar yani yalancı olduğunu bütün şiddeti ile bütün açıklığı ile göreceklerdir o İstanbul’daki azılı yobazın eylemlerini. Ahir zamanda geleceği vaat edilmiş mühim bir şahıstır, ahir zaman şahsıdır inşaAllah. “Aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın” ayetin birinci kısmı 2015’i veriyor, ikinci kısmı da 1997 tarihini veriyor. Net, çok açık, bilenler baksınlar inşaAllah yani bu ebced ilmini bilenler baksınlar.

Tam harfi harfine normalde mümkün değildir, 3918 işte 7921 çok acayip sayılar çıkar. Ama bak ahir zaman ve Mehdi (a.s)’a bakan ayetler olduğunda tam ilgili tarih çıkıyor. Bu çok büyük bir mucize, “Ey insanlar, siz Allah'a (karşı fakir olan) muhtaçlarsınız;” siz fakirsiniz diyor Allah, çünkü biz görüntüden ibaret varlıklarız, bizim bir şeyimiz yok, her şey Allah’a ait. “Allah ise, Ğaniy (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan)dır, Hamid (övülmeye layık)tır” inşaAllah. Yani ebcedine baktığımızda bazen bu ayetler Abdülhamit dönemini veriyor mesela çok acayip. Abdülhamit’in tahta çıktığı tarihi veriyor. “Dileyecek olsa sizi giderir yok eder ve yepyeni bir halk getirir.” Mesela yepyeni kimler Mehdi(a.s) ve talebeleri, Mesih(a.s) ve talebeleri. 17. ayette “bu Allah’a göre güç değildir” diyor. Sanki 2017’ye bakıyor gibi inşaAllah. Yine Fatır Suresi: “Kör olanla gören bir değildir.” 19. Deccale bakan bir ayettir aynı zamanda. Mesih deccal, ileride gelecek Mesih deccal kördür. Gören bir değil. Yani Mehdi(a.s) ile deccal bir değildir. Mehdi(a.s)’ın basireti de, feraseti de çok açıktır. Ama deccal; gözü kördür, kalp gözü de kördür. Bir gözü de kördür. “Karanlıklarla aydınlık” yani zulümatla, dinsizlikle aydınlık, ışık, nur olan İslam “aynı değildir.” “Gölgeyle, sıcaklık da diri olanlarla ölüler de bir değildir.” Müslümanlar diridir, Allah’a inanmayanlar da ölüdür. Allah Kuran’da öyle söylüyor. “Onları siz canlı zannedersiniz onlar ölüdürler” diyor.

Çünkü kulakları vardır işitmez, gözleri vardır görmez siz görüyor zannedersiniz, işitiyor zannedersiniz öyle değildir diyor Allah. “Gerçekten Allah dilediğine işittirir sen ise kabirlerde olanlara işittirecek değilsin.” Ölü onlar zaten diyor Allah kabirde diyor. Yani ölmüş adam; yaşıyor ama, insan zombi olarak geziyor. Onu bilmiyor. Yani bakıyor olması, nefes alıyor olmasından dolayı, konuşuyor olmasından dolayı onu yaşıyor zannediyor. Halbuki ruhu alınmış, yani bir çok insan ayakta yürürken ruhu alınır bilemezsin. Eve gelir normal yemeğini yer; ölmüştür adam, yaşıyor zannedersin. O kabirdedir zaten adam. Fakat bedeni yaşar. İkinci bende yaşar. Nasılsın dersin iyiyim der teşekkür ederim. İşte gittik, gezdik, geldik falan der. Hiç ummadığı anda insanın Allah ruhunu alır. Mesela tam böyle Allah’a, dine, mukaddesata bir söz söylerken ensesinden birden tuttuğuyla Cehennem’in içine sokarlar. Yani o neye uğradığını şaşırır. Ama sokaktan yine gelir evine oturur. Yani bedeni görünür ailesine. Ölü olarak ama ölü bedeni. Onların mezarı ayakta oluyor. Anlatabildim mi? Yani ölmüş oluyor ama mezarı ayakta olmuş oluyor. Bak “kabirlerde olanlara işittirecek değilsin.” Birine hitap var burada. “Sen yalnızca bir uyarıcısın.” Peygamberimiz (sav)’e hitap olmakla beraber Mehdi(a.s)’a işaret var. Nerden anlıyoruz? “Şüphesiz” diyor Allah, “Biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.” 1983 ebcedi, net. Yani kalıp gibi tam. “Hiçbir ümmet yoktur ki içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.” 2026, İslam’ın tam hakimiyet tarihini veriyor. Bakın “hiçbir ümmet yoktur ki içinde bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.” 

Arapça bilenler açsın baksınlar nettir, milimi milimine tam bu tarihi veriyor. 33. Ayette Fatır Suresi, “Adn Cennetleri onlarındır oraya girerler orada altından bilezikler ve incilerle süslenirler.” Bayanlar muazzam süslü olurlar. Altın bilezikler, inciler inşaAllah. “ve orada onların elbiseleri ipektendir.” Böyle pırıl pırıl parlayacak elbiseleri. Ama dünyanın ipeği, dünyanın incisi, altınıyla hiç ilişkisi yok. Orada görecekler, nefes kesicidir. “Derler ki bizden hüznü giderip yok eden Allah’a hamd olsun.” Dünyada herkes çayı açık gelir ona üzülür, köpeği sessizleşir ona üzülür. Balığın kuyruğu ne bileyim ayrılır ona üzülür. Mesela balıkta bazen mantar oluşuyor ona üzülüyor. Ya durduk yere; “falanca acaba bana küstü mü?” diyor. Yani insan çok pimpiriklidir. Daha da olmazsa cildine bakıyor. “Ya” diyor, “bu kanser mi acaba?” diyor. Hiç alakasız bir yerde küçücük bir ben buluyor. Diyor “çarpıntı oldu acaba kalbim mi duracak bir şey mi oldu?” diyor. Yani aranır insan genelde böyle bir şeyi vardır. Bu Ahiret’te yok. “Bizden hüznü giderip yok eden Allah’a hamd olsun.” Diyor Cenab-ı Allah. Bir daha olmuyor Ahiret’te hiç yok. Büyük bir beladır bu dünyada insanlara. Tevekkül etmezse sürünür.

Daha da olmazsa başkası adına sürünüyor. Çocuğuna, kardeşine, arkadaşının adına. Onlar adına üzülüyor. Mesela yarım saat gecikiyor. Diyor teröristler mi kaçırdı acaba diyor. Elektrik mi çarptı, araba mı vurdu? Karakolları aramaya başlıyor. Panik yani sürekli. Bak Cehennem ehli için diyor Cenab-ı Allah: “Cehennem içinde onlar şöyle çığlık atarlar” diyor. Çığlıkla konuşuyorlar yani feryat ediyorlar. “Rabbimiz bizi çıkar yaptığımızdan başka Salih bir amelde bulunalım.” Yeniden Müslüman olup İslam’ı yaşayalım. Bizi geri gönder diyorlar dünyaya. “Size orada(dünyada) öğüt alabilecek olanın öğüt alabileceği kadar ömür vermedik mi?” diyor Allah. Yani 60, 70 sene ne yaptınız diyor Cenab-ı Allah. Yani bol bol vakit verilmiş. “Size uyaran da gelmişti.” Mehdi (a.s) da gelmişti, Mesih (a.s) da gelmişti. Hz. Muhammed (sav) de geldi, Hz. Musa (a.s) da geldi, İshak (a.s), Yakup (a.s), Harun (a.s), Yahya (a.s) hepsi geldi. “Öyleyse azabı tadın artık zalimler için bir yardımcı yoktur” diyor Allah. Haberim yoktu yok. Haberleri var inşaAllah.

 


Fatır Suresi, 5, 15, 24, 33-34 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 11 Ocak 2010 tarihli röportajından Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Bak mesela diyor ki, Fatır Suresi, 5; “Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır;” Allah ne vadediyor? Mehdi (a. s. ) çıkacak diyor, Hz. İsa (a. s. ) inecek, İslam dünyaya hâkim olacak. “Öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın” yani dünyaya kapılıp, dünya ile uğraşmayın, kendinizi Allah’a teslim edin, güzel yolda hareket edin, dünyanın nimetlerinden istifade edin, fakat haktan ayrılmayın, değil mi? “. . . Ve aldatıcı(lar)” deccaller, süfyanlar “. . . da, sizi Allah ile (Allah'ın adını kullanarak) aldatmasın. ” Yahut yobazlar değil mi, mesela İstanbul’da çıkacak o yobaz. Mehdi (a. s. )’ye karşı mücadele edecek olan o yobaz. Şimdi bakın¸ “Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır;” Aldatıcılar sizi Allah’ın adını kullanarak aldatmasın, şimdi ayetin ebcedine bakıyoruz, iki parçalı olarak biri 1997’yi veriyor, biri 2015 tarihini veriyor. Demek ki bir mükemmellik olacak, bak ne diyor? “Ey insanlar, şüphesiz Allah'ın va'di haktır;” demek ki Allah’ın vaadi yerine gelecek, inşaAllah. “Ey insanlar siz Allah’a karşı fakir olan muhtaçlarsınız, Allah ise Gani (hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır), Hamid’dir (övülmeye layıktır)”. Onbeşinci ayet. Biz niye fakiriz. Niye fakiriz Oktar?

OKTAR BABUNA: Kuran’ın gerçek anlamda uygulanmadığı, uzaklaşıldığı için,

ADNAN OKTAR: Hayır, bak “siz fakirsiniz” diyor Allah sizin malınız yok diyor. Sizin hiçbirinizin malı yok diyor Allah.

OKTAR BABUNA: Yanlış anladım.

ADNAN OKTAR: Zengin olan benim diyor Allah, sizin hiçbirinizin malı yok. Beynimizin içine bir bakıyoruz. Gözümüzle bastırdığımızda malımız bir böyle gelip gidiyor. Bir de bakıyoruz ki beynimizin içinde bir görüntüden başka bir mal yok. Paralara bakıyoruz, masamızın üstüne koyuyoruz, gözümüze kenardan bastırdığımızda paralar böyle böyle gidip geliyorlar. Beynimizin içinde bir görüntü, paralar. Altınlar da görüntü. Evler, arabalar da, bir görüntü Allah sizin diyor, malınız yok diyor, fakirsiniz diyor Allah. Nasıl fakir biliyor musunuz ? mutlak fakir. Hiçbir şeyiniz yok diyor Allah. muhtaçsınız diyor Allah ayrıca. ”Allah ise Gani hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır” diyor Allah. O görüntüyü ben veriyorum size diyor Allah.

SUNUCU: Şimdi bu görüntüyse ben buna nasıl dokunuyorum?

ADNAN OKTAR: Beyninin içinde şu an onu algıladın. Beyninin içinde hissediyorsun. Parmak ucunda hissetmiyorsun. Yani parmak, görüntüden dolayı, yani 3 boyutlu olduğu için parmak görüntü ikisiyle birleştiğinde beyninde hepsi aynı yerde algılandığı için 3 boyutlu algıdan kaynaklanan bir hisle sanki parmağının ucuyla dokunduğunu zannediyorsun. Parmağının ucundaki his yoktur. O anlamda his yoktur. Sadece his beyindedir. Mesela benim görüntümü görüyorsun. Uzakta gibi görünüyorum aynı yerdeyiz. Senin yaka mikrofonunla benim yaka mikrofonum aynı yerde. Beyninin içinde aynı yerde oluşuyoruz.

SUNUCU: Neden o zaman mesela ikimizde sizi aynı yerde görüyoruz. Nasıl aynı görüyoruz o zaman?

ADNAN OKTAR: Evet. Ama dışarıda bir madde gerçekliğimiz var, yani fakat saydamız dışarıda. Saydam atomun yapısından kaynaklanıyor bu. Fakat simsiyah karanlık vardır dışarıda karanlık yoktur. Fotonlar var. Fotonları biz ışık olarak algılıyoruz. S...

 


Fatır Suresi, 24. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 22 Haziran 2010 tarihli röportajından Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım, Cenab-ı Allah Fatır Suresi, 24’te: “Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 1983 tarihini veriyor. Ne var 1983’te? Mehdiyet’in başlangıç yılları, Bediüzzaman’ın açıkladığı. “Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” Bunun da şeddeli olarak ebcedi 2026 tarihini veriyor, inşaAllah.

 


Fatır Suresi, 24. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 25 Ağustos 2010 tarihli röportajından Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Fatır Suresi, 24. “Biz seni hak ile bir müjde verici ve uyarıcı olarak gönderdik.” Ebcedi 1983, Maşallah. Bakın. Fatır Suresi, 24. “Biz seni hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Mehdi müjde vericidir ve uyarıcıdır, inşaAllah. Ebcedi 1983

 


Fatır Suresi, 24-26, 28, 33-34 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 26 Ekim 2010 tarihli röportajından Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Açtım, Fatır Suresi çıktı. 24. ayet; “Şüphesiz” diyor Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım; “Biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” Bak, “Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” Bediüzzaman’ın, Üstad’ın talebeleri, o devirde Kuran’dan ebced çalışmaları yapıyorlar. Bediüzzaman da tasdik ettiği bir çalışma, inşaAllah. Mesela bak; “Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 1983 yılını veriyor.

OKTAR BABUNA: MaşaAllah Hocam.

ADNAN OKTAR: “Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” O da 2026 tarihini veriyor.

OKTAR BABUNA: MaşaAllah, elhamdülillah.

ADNAN OKTAR: Dünya hakimiyeti tarihini veriyor. Birinci ayet, bak; “Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 1983 tarihini veriyor. “Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” O da 2026 tarihini veriyor. “Eğer seni yalanlıyorlarsa” diyor Cenab-ı Allah, “senden öncekiler de yalanlandı.” Demek ki o devirlerde de Mehdiler istenmemiş. O devirlerde de Allah’ın elçilerine karşı bir öfke olmuş. Adamların sistemlerini yıkacağı için anlamazdan gelmişler. Hz. İsa (a.s.)’nın vefatından sonra, mesela Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in gelmesini adamlar hazmedemediler, kabul edemediler. “Yok öyle bir şey” dediler, Hıristiyanlar; “nereden çıkarıyorsunuz?” dediler. Şimdi de aynı konum meydana geldi. Bak Peygamber müjdeliyor. “Gelecek” diyor. Mehdi (a.s.)’nin vaktini, zamanını da bildiriyor. Adamlar; “yok öyle bir şey” diyor. Hz Musa (a.s.) zamanında da öyle oldu. Hz. İbrahim (a.s.)’de, hep böyledir. Bak, Allah ona dikkat çekiyor; “Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden öncekiler de yalanlandı.”Bu şaşmaz bir kanun. Hep üçkağıtçılar bunu yapmışlar. “Elçileri ise; kendilerine apaçık ayetler, sahifeler ve aydınlatıcı kitaplar getirmişlerdi. Sonra Ben de o inkar edenleri yakalayıverdim. Beni inkarları nasıl oldu (onlar gördüler.)” Tabii, bir kısmı da cahilliğinden yapıyor, bir kısmı üçkağıtçılığından yapar; bir kısmı itliğinden, çakallığından yapar, bir kısmı gaflete düştüğü için yapar, değişik.

"Kulları içinde ise” diyor Cenab-ı Allah, “Allah’tan ancak alim olanlar,” bilim adamları, “içleri titreyerek-korkar.”Neden? Genetiği inceliyor, astronomiyi inceliyor, Allah’a hayran oluyor. “Bilim adamlarında bu güç yüksektir” diyor Allah. Bak “Allah'tan ancak alim olanlar 'içleri titreyerek-korkar'. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır.” Yani “ilminin derecesine göre” Allah; “Allah’tan korkmaları artar” diyor. (Fatır Suresi, 28)

OKTAR BABUNA: İnşaAllah Hocam.

ADNAN OKTAR: “Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir. Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamd olsun; "” Şimdi millet hep üzülüyor, bir şeyler oluyor. Cennette, Ahirette hüzün yok. Üzülmeyi bilmiyor, yani ne olduğunu çıkaramıyor kafasında. Üzülme hiç üzerine gelmiyor. Burada sinek konsa üzülüyor. Mesela ne bileyim, çayının şekeri olmuyor o an yahut eksik oluyor, üzülüyor. Bakkala gidemediği için üzülüyor. Yüzünde bir kızarıklık oluyor, ona da üzülüyor. Bir ben çıkıyor bir yerinde, ona da üzülüyor, her şeye üzülüyor. “Derler ki: ‘Bizden hüznü giderip yok eden Allah’a hamdolsun. Şüphesiz Rabbimiz gerçekten bağışlayandır, şükrü ...

 


Fatır Suresi, 24 Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 21 Kasım 2012 tarihli sohbetinden Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Fatır Suresi 24; “Şüphesiz biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 1983, Hz. Mehdi (a.s)’ın ilk yıllarına işaret ediyor, maşaAllah. “Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” O da; 2026, maşaAllah. 

 


Fatır Suresi, 24. Ayetinin Tefsiri

(Müminin görevi sadece uyarmaktır)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 21 Kasım 2012 tarihli sohbetinden Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Fatır Suresi 24’de Cenab-ı Allah; “Şüphesiz Biz seni, hak ile” hak nedir? Kuran. “…bir müjde verici” ne müjde? İslam’ın hakimiyeti, Hz. Mehdi (a.s)’ın çıkışı, İsa Mesih’in inişi, cennet, Allah’ın rızası. “…ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Uyarıyor sadece. Müminin görevi budur. İlave yapamaz, çıkartma da yapamaz. Uyarıcıdır. “Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” (Fatır Suresi, 24) o zaman bahane kalmamış. Herkes duyuyor demektir.

 


Fatır Suresi, 24-26, 33-35 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 18 Temmuz 2013 tarihli sohbetinden Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Fatır Suresi 24. “Şüphesiz” diyor Cenab-ı Allah “biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Allah Allah 1983 tarihini veriyor. Bak “Biz seni hak ile,” hak ne demek? Kuran, Kuran ahlakı, dürüstlük, samimiyet, iyilik, güzellik, şefkat, merhamet iyi olan her şey. “Hak ile bir müjdeci” Hz. İsa Mesih (a.s) müjdesi, Hz. Mehdi (a.s) müjdesi, İttihad-ı İslam müjdesi, cennet müjdesi. “Ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” (Fatır Suresi / 24) Allah Allah hayret. Bunun ebcedi de 2026 tarihini veriyor. Biri 1983, bir de 2026. Biri başlangıç, biri sonuç. “Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” Mutlaka bir uyarıcı gelir-geçer diyor Cenab-ı Allah. Bahane yok. Şu anda da Hz. Mehdi (a.s) hayatta, Hz. İsa Mesih (a.s) hayatta, hiçbir bahane yok, inşaAllah.

“Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle” bak süslenmenin, süs eşyalarının kıymetine, önemini Allah’ın nasıl beğendiğini Kuran’da görüyoruz. “Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler.” Allah süslenmeyi seviyor muymuş, beğeniyor muymuş? Beğeniyormuş. Bağnazlar beğenmiyor, ama Allah beğeniyor. Ne diyor Allah: “Altından bileziklerle.” İki kolunda altın, blok ama cennet altını. “Ve incilerle, cennet incileriyle “süslenirler.” Cayır cayır yanıyor böyle “Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir.” (Fatır Suresi / 33) Sen ipekten nefret ediyorsun, altından nefret ediyorsun. Allah beğeniyor sen beğenmiyorsun. Allah güzel diyor ipeğe, sen çirkin diyorsun. Cennet nimeti olarak görüyor Allah ipeği, adam “aman aman” diyor. Altından çekiniyor, inciden çekiniyor, tiksiniyor, ipeği istemiyor. Kalbinde sevgi kalmamış.

“Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun” demek ki, insanın ruhunda hüzne eğilim var. Yirmi dört saat hüzne eğilim vardır insanda, her şeye üzülmeye kalkar, her şeye. Aklına gelen her şey. Mesela masada oturur ona üzülür, biri gelir ona üzülür, bir şey olur üzülür, havada rüzgar eser üzülür, yağmur yağar üzülür, güneş çıkar üzülür. Bak, "bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun” bak gideriyor önce, sonra tamamen yok ediyor Allah. Hüzün diye bir olay bilinmiyor ondan sonra. Allah’a hamdolsun-elhamdülillah. “Şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir." (Fatır Suresi / 34) Gerçekten Allah günah işlendiğinde bağışlıyor. “Estağfirullah” diyorsun, “Ya Rabbi beni affet” diyorsun. Allah bizleri affetsin. “Bağışlayandır” diyor Cenab-ı Allah. “Şükrü kabul edendir.” Bak, elhamdülillah dediğinde, o şükrü Allah kabul ediyor. Allah’ın en beğendiği zikirlerdendir; elhamdülillah. Mesela bir nimete kavuştun; elhamdülillah. Bir güzellik var; elhamdülillah. Güzel bir söz duydun; elhamdülillah. Allah’a çok hamd ile yaklaşmak lazım. Hamdı çoğaltmak lazım. Hamd çoğalınca, nimet çoğalıyor. Nasıl oluyor? Allah sezdirmeden yapıyor. Hamd ettikçe artıyor, hamd ettikçe artıyor, hiç bilmediğin yerlerden, tahmin etmediğin yerlerden artıyor.

"Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi.” İnsanlarda en büyük içgüdü sonsuzluk içgüdüsüdür. Sürekli onu ister ruhunda. Onu işte Allah ahirette tatmin ediyor. Sonsuz oluyor ondan sonra ferahlıyor. Çünkü o içgüdü tam doymuş oluyor. “Burada bize bir yorgunluk dokunmaz.” Demek ki, dünyada yorgunluk özel veriliyor. Adam yataktan kalkıyor, yine yorgun. Tatile gidiyor, yorgun dönüyor. Şezlongda uzanıyor dinleniyor yine yorgun oluyor. Yorgunluk özel veriliyor imtihan için. “Ve ...