Fatır Suresi, 24-26, 28, 33-34 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 26 Ekim 2010 tarihli röportajından Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Açtım, Fatır Suresi çıktı. 24. ayet; “Şüphesiz” diyor Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım; “Biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” Bak, “Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” Bediüzzaman’ın, Üstad’ın talebeleri, o devirde Kuran’dan ebced çalışmaları yapıyorlar. Bediüzzaman da tasdik ettiği bir çalışma, inşaAllah. Mesela bak; “Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 1983 yılını veriyor.

OKTAR BABUNA: MaşaAllah Hocam.

ADNAN OKTAR: “Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” O da 2026 tarihini veriyor.

OKTAR BABUNA: MaşaAllah, elhamdülillah.

ADNAN OKTAR: Dünya hakimiyeti tarihini veriyor. Birinci ayet, bak; “Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” 1983 tarihini veriyor. “Hiçbir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” O da 2026 tarihini veriyor. “Eğer seni yalanlıyorlarsa” diyor Cenab-ı Allah, “senden öncekiler de yalanlandı.” Demek ki o devirlerde de Mehdiler istenmemiş. O devirlerde de Allah’ın elçilerine karşı bir öfke olmuş. Adamların sistemlerini yıkacağı için anlamazdan gelmişler. Hz. İsa (a.s.)’nın vefatından sonra, mesela Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in gelmesini adamlar hazmedemediler, kabul edemediler. “Yok öyle bir şey” dediler, Hıristiyanlar; “nereden çıkarıyorsunuz?” dediler. Şimdi de aynı konum meydana geldi. Bak Peygamber müjdeliyor. “Gelecek” diyor. Mehdi (a.s.)’nin vaktini, zamanını da bildiriyor. Adamlar; “yok öyle bir şey” diyor. Hz Musa (a.s.) zamanında da öyle oldu. Hz. İbrahim (a.s.)’de, hep böyledir. Bak, Allah ona dikkat çekiyor; “Eğer seni yalanlıyorlarsa, senden öncekiler de yalanlandı.”Bu şaşmaz bir kanun. Hep üçkağıtçılar bunu yapmışlar. “Elçileri ise; kendilerine apaçık ayetler, sahifeler ve aydınlatıcı kitaplar getirmişlerdi. Sonra Ben de o inkar edenleri yakalayıverdim. Beni inkarları nasıl oldu (onlar gördüler.)” Tabii, bir kısmı da cahilliğinden yapıyor, bir kısmı üçkağıtçılığından yapar; bir kısmı itliğinden, çakallığından yapar, bir kısmı gaflete düştüğü için yapar, değişik.

"Kulları içinde ise” diyor Cenab-ı Allah, “Allah’tan ancak alim olanlar,” bilim adamları, “içleri titreyerek-korkar.”Neden? Genetiği inceliyor, astronomiyi inceliyor, Allah’a hayran oluyor. “Bilim adamlarında bu güç yüksektir” diyor Allah. Bak “Allah'tan ancak alim olanlar 'içleri titreyerek-korkar'. Şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, bağışlayandır.” Yani “ilminin derecesine göre” Allah; “Allah’tan korkmaları artar” diyor. (Fatır Suresi, 28)

OKTAR BABUNA: İnşaAllah Hocam.

ADNAN OKTAR: “Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir. Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamd olsun; "” Şimdi millet hep üzülüyor, bir şeyler oluyor. Cennette, Ahirette hüzün yok. Üzülmeyi bilmiyor, yani ne olduğunu çıkaramıyor kafasında. Üzülme hiç üzerine gelmiyor. Burada sinek konsa üzülüyor. Mesela ne bileyim, çayının şekeri olmuyor o an yahut eksik oluyor, üzülüyor. Bakkala gidemediği için üzülüyor. Yüzünde bir kızarıklık oluyor, ona da üzülüyor. Bir ben çıkıyor bir yerinde, ona da üzülüyor, her şeye üzülüyor. “Derler ki: ‘Bizden hüznü giderip yok eden Allah’a hamdolsun. Şüphesiz Rabbimiz gerçekten bağışlayandır, şükrü ...

 


Fatır Suresi, 24-26, 33-35 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 18 Temmuz 2013 tarihli sohbetinden Fatır Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Fatır Suresi 24. “Şüphesiz” diyor Cenab-ı Allah “biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” Allah Allah 1983 tarihini veriyor. Bak “Biz seni hak ile,” hak ne demek? Kuran, Kuran ahlakı, dürüstlük, samimiyet, iyilik, güzellik, şefkat, merhamet iyi olan her şey. “Hak ile bir müjdeci” Hz. İsa Mesih (a.s) müjdesi, Hz. Mehdi (a.s) müjdesi, İttihad-ı İslam müjdesi, cennet müjdesi. “Ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” (Fatır Suresi / 24) Allah Allah hayret. Bunun ebcedi de 2026 tarihini veriyor. Biri 1983, bir de 2026. Biri başlangıç, biri sonuç. “Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın.” Mutlaka bir uyarıcı gelir-geçer diyor Cenab-ı Allah. Bahane yok. Şu anda da Hz. Mehdi (a.s) hayatta, Hz. İsa Mesih (a.s) hayatta, hiçbir bahane yok, inşaAllah.

“Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle” bak süslenmenin, süs eşyalarının kıymetine, önemini Allah’ın nasıl beğendiğini Kuran’da görüyoruz. “Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada altından bileziklerle ve incilerle süslenirler.” Allah süslenmeyi seviyor muymuş, beğeniyor muymuş? Beğeniyormuş. Bağnazlar beğenmiyor, ama Allah beğeniyor. Ne diyor Allah: “Altından bileziklerle.” İki kolunda altın, blok ama cennet altını. “Ve incilerle, cennet incileriyle “süslenirler.” Cayır cayır yanıyor böyle “Ve orada onların elbiseleri ipek(ten)dir.” (Fatır Suresi / 33) Sen ipekten nefret ediyorsun, altından nefret ediyorsun. Allah beğeniyor sen beğenmiyorsun. Allah güzel diyor ipeğe, sen çirkin diyorsun. Cennet nimeti olarak görüyor Allah ipeği, adam “aman aman” diyor. Altından çekiniyor, inciden çekiniyor, tiksiniyor, ipeği istemiyor. Kalbinde sevgi kalmamış.

“Derler ki: "Bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun” demek ki, insanın ruhunda hüzne eğilim var. Yirmi dört saat hüzne eğilim vardır insanda, her şeye üzülmeye kalkar, her şeye. Aklına gelen her şey. Mesela masada oturur ona üzülür, biri gelir ona üzülür, bir şey olur üzülür, havada rüzgar eser üzülür, yağmur yağar üzülür, güneş çıkar üzülür. Bak, "bizden hüznü giderip yok eden Allah'a hamdolsun” bak gideriyor önce, sonra tamamen yok ediyor Allah. Hüzün diye bir olay bilinmiyor ondan sonra. Allah’a hamdolsun-elhamdülillah. “Şüphesiz Rabbimiz, gerçekten bağışlayandır, şükrü kabul edendir." (Fatır Suresi / 34) Gerçekten Allah günah işlendiğinde bağışlıyor. “Estağfirullah” diyorsun, “Ya Rabbi beni affet” diyorsun. Allah bizleri affetsin. “Bağışlayandır” diyor Cenab-ı Allah. “Şükrü kabul edendir.” Bak, elhamdülillah dediğinde, o şükrü Allah kabul ediyor. Allah’ın en beğendiği zikirlerdendir; elhamdülillah. Mesela bir nimete kavuştun; elhamdülillah. Bir güzellik var; elhamdülillah. Güzel bir söz duydun; elhamdülillah. Allah’a çok hamd ile yaklaşmak lazım. Hamdı çoğaltmak lazım. Hamd çoğalınca, nimet çoğalıyor. Nasıl oluyor? Allah sezdirmeden yapıyor. Hamd ettikçe artıyor, hamd ettikçe artıyor, hiç bilmediğin yerlerden, tahmin etmediğin yerlerden artıyor.

"Ki O, bizi kendi fazlından (ebedi olarak) kalınacak bir yurda yerleştirdi.” İnsanlarda en büyük içgüdü sonsuzluk içgüdüsüdür. Sürekli onu ister ruhunda. Onu işte Allah ahirette tatmin ediyor. Sonsuz oluyor ondan sonra ferahlıyor. Çünkü o içgüdü tam doymuş oluyor. “Burada bize bir yorgunluk dokunmaz.” Demek ki, dünyada yorgunluk özel veriliyor. Adam yataktan kalkıyor, yine yorgun. Tatile gidiyor, yorgun dönüyor. Şezlongda uzanıyor dinleniyor yine yorgun oluyor. Yorgunluk özel veriliyor imtihan için. “Ve ...