Sayın Adnan Oktar'ın 17 Ocak 2011 tarihli röportajından Nisa Suresi ile ilgili açıklamalar
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyoruz. Cenab-ı Allah diyor ki 114. ayette; “Onların 'gizlice söyleşmelerinin' çoğunda hayır yoktur.” Mesela toplanıyor, fısır fısır bir köşede Müslümanlar’ın aleyhinde bir plan hazırlıyor ama gizlice, gizli konuşmalar. “Ancak bir sadaka vermeyi veya bir iyilikte bulunmayı ya da insanların arasını düzeltmeyi emredenlerinki başka. Kim Allah'ın rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz.” Ben seninle gizli bir şey konuşmak istiyorum diyorsa, dikkat ederseniz mutlaka bir melanet çıkar o konuşmaların çoğunda. İyilik kastı ile özel bir şey pek söylemek istemez insanlar. Ya birini bir laf sokacaktır, ya birine bir iftira atacaktır, birinin aleyhinde kötü bir şey söyleyecektir. Çok nadir iyilik kastıyla gizli fısıldaşmalar olur. Onun için gizli fısıldaşmadan kaçınmak lazım. Gel söyleyeceksen ortada söyle demek lazım. O zaman söyleyemez herkes bileceği için. Çünkü gizlice söylemesinin sebebi şu, şahitsin söylemesinin sebebi, yarın bir gün onun bir melaneti ortaya çıkarsa, ben öyle bir şey demedim diyecek. Şahidi var mı? Yok, bir kişi var. Ona Kuran dikkat çekmiş.
“Kim kendisine 'dosdoğru yol' apaçık belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse,” Peygamber (s.a.v.)’e muhalefet ederse; ahir zamana bakan yönüyle, Mehdi (a.s)’a muhalefet ederse, “ve mü'minlerin yolundan başka bir yola uyarsa.” Ahir zamandaki Mehdi (a.s.)’ın cemaatinin dışında bir yola uyarsa, “onu döndüğü şeyde bırakırız ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o.” Tabii ayetin ilk anlamı şu; “Kim kendisine 'dosdoğru yol' apaçık belli olduktan sonra,” Kuran’a uymak “ve elçiye muhalefet ederse,” Peygamber (s.a.v.)’e muhalefet ederse “ve müminlerin yolundan başka bir yola uyarsa,” yani sahabelerin yolundan başka bir yola uyarsa, “onu döndüğü şeyde bırakırız.” Yani sapkın yolda bırakırız. “Ve cehenneme sokarız. Ne kötü bir yataktır o.” Ama Mehdiyet’e bakan yönü de demin anlattığım tarzda olur. “Hiç şüphesiz, Allah, Kendisi'ne şirk koşanları bağışlamaz.” Şirki bağışlamıyor Allah. Şirkten kaçınılması lazım. “Bunun dışında kalanlar ise, (onlardan) dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır.”
“(Şeytan) Onlara vaadler ediyor.” Deccal onlara vaad ediyor, “onları en olmadık kuruntulara düşürüyor,” vesveselere düşürüyor. “Oysa şeytan, onlara bir aldanıştan başka bir şey va'detmez.” Mesela Darwinizm, materyalizm şeytanın bir aldatmacası, komünist dünya devleti bir aldatmaca. “Şeytan onlara vadediyor.” Neyi vaadediyor? Dünyada bir komünal toplum, komünist bir dünya devleti vadediyor. Ve onlara Allahsızlığı, ateizmi, Darwinizm’i, materyalizmi anlatıyor. “Ve onları en olmadık kuruntulara düşürüyor.” Proteinler tesadüfen meydana gelir, diyor. İnsanlar kurbağa gibi bir varlıktı, İşte büyüdü dallara sıçradı, dallardan indi ovaya geldi, konuşmaya başladı falan, diyor, değil mi? Onları kuruntulara düşürüyor, vesvese ettiriyor insanlara. “Oysa şeytan onlara bir aldanıştan başka bir şey vadetmez.” Tamamı yalandır, diyor Cenab-ı Allah. Hepsi bir aldanıştan başka bir şey değildir, diyor. Şu anda da şeytan zaten insanlarla alay ediyor.
Sayın Adnan Oktar’ın 7 Aralık 2013 tarihli sohbetinden Müminlerin arasını düzeltmek ile ilgili ayetlerin açıklaması.
ADNAN OKTAR: (Hucurat Suresi 10) Cenab-ı Allah Diyor ki: “Müminler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin.” Farz, yani müminlerin arası açıldığında, aralarını bulup düzeltmek farzdır. Gücün yettiği kadar, sen gayret edeceksin, sebebe sarılacaksın olur veya olmaz. Ama namaz vakti gibi, iki Müslüman cemaat topluluk birbirine düştüğünde, ona müdahale farzdır, aralarını düzeltmek için gayret etmek farzdır. Diyeceksin ki, ne kadar etkili olur. Onu söylemiyor Cenab-ı Allah. Sen o ibadeti yapmakla mükellefsin, namaz gibi. Bizim de yaptığımız o, benim de yaptığım o. İki gurubun Müslüman gurubun barışması için gayret ediyorum, etkiyi Allah meydana getirir. Yani belki hiç etkisi olmaz, belki çok büyük etkisi olur, belki hemen neticelendirtir. Bütün güç ve kudret Allah'ın elindedir. “Allah'tan korkup sakının umulur ki, esirgenirsiniz” diyor Allah, umulur ki, esirgenirsiniz, yani korunursunuz. “Birde yeminlerinizi bahane ederek”, bak yeminlerinizi bahane ederek, “iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenize Allah'ı engel kılmayın, Allah işitendir bilendir”. Mesela bazen de yemin ediyor, hiç bir şekilde ben bu hükümeti bir daha desteklemem. Halbuki, bak Allah diyor ki; bir de yeminlerinizi bahane ederek diyor, iyilik yapmanız, sakınmanız ve insanların arasını düzeltmenizde Allah'ı engel kılmayın, hayır için umulur ki esirgenirsiniz diyor, Allah. (Hucurat Süresi 10)
“Onların gizlice söyleşmelerinin çoğunda hayır yoktur” diyor Cenab-ı Allah. Gizli kendi aralarında, gizli konuşmalarında. Mesela bakıyorsun bir oda, gizlice kendi aralarında konuşuyor, başka bir yerde gidiyorsun gizlice konuşuyor. Bak ben mesela açık konuşuyorum, bir şey olduğunda açık açık söylüyorum. “Geldiler şunu konuştum, bunu konuştum” diyorum. “Onların gizlice söyleşmelerinin çoğunda hayır yok. Ancak bir sadaka vermeyi veya iyilikte bulunmayı, ya da insanların arasını düzeltenleri emredenlerinki başka.” Yani onda gizlicede olsa ara düzeltmek için konuşma yapılabilir,sohbet yapılabilir. Mesela benim konuşmam orada gizli, ama şu an açık yapıyorum. “Kim Allah rızasını isteyerek böyle yaparsa, artık ona büyük bir ecir vereceğiz, çok sevap vereceğiz.” (Nisa Suresi 114)
“Müminler ancak kardeştirler” şeytandan Allah'a sığınırım. Cenab-ı Allah, “kardeştirler” diyor. “Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin.” Farz, namaz gibi farz.