Sayın Adnan Oktar'ın 2 Temmuz 2010 tarihli röportajından Haşr Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: ''Münafıklık edenleri görmüyor musun ki?'' diyor Cenab-ı Allah. Şeytandan Allah'a sığınırım. ''Kitap ehlinden inkar eden kardeşlerine derler ki”; yani dışarıdan insanlara, onları destekleyenlere, “Andolsun eğer siz çıkarılacak olursanız mutlaka biz de sizinle birlikte çıkarız.’’ Yani bir yere giderseniz, biz de sizin yanınıza geliriz diyor münafıklar. Siz neredeyseniz, biz oradayız diyorlar. “Ve size karşı olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat etmeyiz.’’ Yani Müslümanlar eğer size karşıysa, hiçbir şekilde biz onlara itaat etmeyiz, onlardan yana da olmayız, Müslümanlardan yana olmayız. Ben daima sizden yana olurum diyor münafık. “Eğer size karşı mücadele ederlerse elbette size yardım ederiz.” Yani size karşı bir şey olursa, münafıklara karşı Müslümanlar mücadele ederse diyor münafıklar, biz size yardımcı olacağız. Yani münafık, münafıkları destekler diyor özetle. “Oysa Allah şahitlik etmektedir ki, onlar gerçekten yalancıdırlar.’’ Yani münafığın ana vasfıdır bu. Kendini takva gösterir, dinden yana gösterir ama sahtekardır. “Andolsun çıkarılacak olurlarsa, onlarla birlikte çıkmazlar. Onlara karşı savaşırlarsa da kendilerine yardımda bulunmazlar. Yardım etseler bile dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım edilmez.” Yani münafıklar, münafıklara da kahpeler. Onlara karşı da kalleşlik yaparlar, onlar sıkıştı mı, onları da bırakıp kaçarlar, diyor Allah ayette. Yani tam kahpe, klasik kahpeler yani. “Herhalde içlerinde dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından siz Allah’tan daha çetinsiniz.” Yani Allah’tan daha çok sizi düşünürler ve sizden daha çok çekinirler diyor Cenab-ı Allah. “Bu şüphesiz onların derin bir kavrayışa sahip olmamaları dolayısıyla böyledir.’’ Yani yüzüne baktın mı, o ahmaklığı ve boşluğu görürsün münafıkta. Yani derin bir ahmak bakışı vardır, böyle boşluğa açılır kafası ve bir türlü kavramaz. Allah ona dikkat çekiyor diyor ki: “Bu şüphesiz onların derin bir kavrayışa sahip olmamaları dolayısı ile böyledir.’’ Yani bak derin bir kavrayışa sahip değil. O herhangi bir şeyi kavradığında onu kavradığını zannediyor. Halbuki derin kavrayış ayrıdır. “Onlar iyice korunmuş şehirlerde veya duvar arkasında olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşmazlar.’’ Yani sizle mücadele etmezler. Ancak birlikte ve bir ev, bir mekan, bir şey olursa bir araya gelirlerse mücadele ederler diyor. “Kendi aralarındaki çarpışmaları ise pek şiddetlidir.’’ Münafıklar en tiksindikleri yine kendileri olduğu için, birbirleriyle acayip çatışırlar. Yani gider gitmez kavga eder, konuşmaz, tersleşir. Çünkü o da çıkarcı, o da çıkarcı olduğu için, ikisi de birbirlerinin aşağılık ve ahlaksız olduğunu bildiği için doğal bir nefret oluyor. O ondan nefret eder, o da ondan nefret eder. “Sen onları birlik sanırsın, oysa kalpleri paramparçadır.’’ Bak; “sen onları birlik sanırsın,’’ sanki ittifak halindeymiş gibi, bir araya geldiğine göre dersin değil mi? Hakikaten birbirlerini koruyorlar. Bak diyor ki Allah; “oysa kalpleri paramparçadır’’. Hepsi ayrı baş çeker diyor Allah. Hepsi kendi çıkarı peşindedir. “Bu şüphesiz onların akletmeyen bir kavim olmaları dolayısı ile böyledir.” Bak; “bu şüphesiz onların akletmeye...