Enam Suresi, 136-138 Ayetlerinin Tefsiri

(Münafıkların zanna uymaları)

 

Yine bunun gibi onların ortakları, müşriklerden çoğuna çocuklarını öldürmeyi süslü gösterdiler. Hem onları helake düşürmek, HEM KENDİ ALEYHLERİNDE DİNLERİNİ KARMAKARIŞIK KILMAK İÇİN. Allah dileseydi bunu yapmazlardı; sen onları ve düzmekte oldukları iftiraları bırak.

Ve kendi zanlarınca dediler ki: “BU HAYVANLAR VE EKİNLER DOKUNULMAZDIR. ONLARI BİZİM DİLEDİKLERİMİZ DIŞINDA BAŞKASI YİYEMEZ. (ŞU) HAYVANLARIN DA SIRTLARI HARAM KILINMIŞTIR.” Öyle hayvanlar vardır ki, -O'na iftira etmek suretiyle- üzerlerinde Allah'ın ismini anmazlar. Yalan yere iftira düzmekte olduklarından dolayı O, cezalarını verecektir. (Enam Suresi, 136-138)

Zanna uyuyor, rivayete uyuyor, böyle duyduk atalarımızdan, ecdadımızdan böyle duyduk diyorlar. Peygamber (sav) adına da yalan söylüyor, ondan duyduk diyorlar. Bunu yapmayanı küfürle itham ediyorlar. “Dinlerini karmakarışık kılmak için”; içinden çıkılmaz bir din meydana getiriyor. Binlerce haram, yasak karmakarışık hale getiriyorlar. Bunların haram üretme tekniklerinden Allah örnekler veriyor o devirde.

 


En'am Suresi, 136, 138 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 18 Eylül 2010 tarihli röportajından En'am Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: En’am Suresi 136 ve 138. Şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Ekin ve hayvanlardan Allah için bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca:” zanlarınca bak zan, Kuran’a uymuyor zanna uyuyor. Rivayete uyuyor. “Böyle duyduk atalarımızdan, ecdadımızdan böyle geldi” diyor. Bir de Peygamber (s.a.v.) adına da yalan söylüyor. “Peygamber (s.a.v.)’den duydum” diyor. Yalan söylüyor. “Sonra kendi zanlarınca: ‘Bu Allah'ındır, bu da ortaklarımızındır’ dediler” diyor. Bunu yapmayanı küfürle itham ediyorlar. Bakın; “ekin ve hayvanlardan Allah için bir pay ayırdılar, sonra kendi zanlarınca: ‘Bu Allah'ındır, bu da ortaklarımızındır’ dediler” Cenab-ı Allah diyor ki; “hem kendi aleyhlerinde dinlerini karmakarışık kılmak için” karmakarışık kılmak için, bak dinlerini. Yani içinden çıkılmaz bir din meydana getiriyor. Binlerce haram, binlerce yasak karmakarışık. Bak; “hem kendi aleyhlerinde dinlerini karmakarışık kılmak için” “Bu hayvanlar ve ekinler dokunulmazdır. Onları bizim dilediklerimiz dışında başkası yiyemez. (Şu) Hayvanların da sırtları haram kılınmıştır” Bunların haram üretme tekniklerinden Allah örnekler veriyor, o devirde. Sonra bu tabii gelişti, ilaveler, ekler, ekler, ekler günümüze kadar bu geldi.

Bak; “hiçbir bilgiye dayanmaksızın,” yani Kuran’da açık bir hüküm yokken, Allah’ın açık bir hükmü yokken, Peygamberimiz (s.a.v.)’in sahih bir ifadesi yokken, “insanları saptırmak için Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir?” Allah’a karşı adam yalan uydurduktan sonra diyor ki Müslümana, sen buna uymuyorsun. “Evet, o uydurma olduğu için uymuyorum” diyor adam. “Çünkü Kuran’da yok, Peygamber (s.a.v.)’in ifadesinde de yok, nereden çıkarttın?” diyor. “Ben atalardan bunu böyle duydum, atalarımızdan. Sen neye göre hareket ediyorsun” diyor. “Peki ben uymayınca ne olur?” diyor Müslüman. “Fasık olursun, kafir olursun sen” diyor. Münafık, münafık söylüyor bunu. “Zulüm yapmış olursun” diyor. “Ne yapmam gerekir?” diyor. “Benim atalarımın dininde olan, bu inanca uyarsan bu uydurmalara, bu masallara, bu Allah adına uydurulmuş yalanlara uyarsan muttaki olursun” diyor. Onu kabul edeceğinden mi? Allah esirgesin, Müslüman şaşırıp yanılıp yapsa, yine bir konu bulur münafık. Münafığın tuzağıdır o. Yani bir şekilde Müslümanları suçlamak için yeni yeni hükümler çıkartır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) zamanında yaptıkları uygulama buydu. Dırar mescidini kuranların yaptıkları uygulama buydu, atalarının dinine göre. Peygamber (s.a.v.)’in hükmü açık, getirdiği Kuran hükümler açık oluyor, fakat buna rağmen kendisi yeni bir hüküm meydana getiriyor.