Saff Suresi, 4. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 18 Ocak 2010 tarihli röportajından Saff Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: Şeytan’dan Allah’a sığınırım: ”Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” (Saf Suresi, 4)

ADNAN OKTAR: Kendi yolunda Allah yolunda şimdi biz ne yapıyoruz? Allah yolunda mücadele ediyoruz. ”Sanki birbirine kenetlenmiş bir bina gibi”; bu çok önemli, yani çimento ile tutturulmuş gibi, betonarme bina gibi, o kadar sıkı olacak. O zaman ne yapacak? İfrat derecesinde irtibat, sık görüşecekler, birbirlerini çok sevecekler, güvenecekler, sabredecekler, vefalı olacaklar, birbirlerine değer verecekler, sırdaş olacaklar, birbirlerini teşvik edip heyecanlarını artıracaklar, birbirlerine cesaret verecekler, birbirlerine maddi-manevi destekleyecekler, birbirlerinin üstüne yük olmamaya gayret edecekler. Bu tarzda bir mücadele yapacaklar, buna Kuran “çarpışma” diyor. Yani ilmi mücadele; çünkü biz şu an mesela Darwinizm ile çarpışıyoruz. İki zıt birbirine çarptı mı ne olur, pozitif ile negatif? Bir mücadele meydana gelmiş olur. Pozitif daima galip gelecektir, inşaAllah.

 


Saff Suresi, 4. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 12 Aralık 2010 tarihli röportajından Saff Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: İttihad-ı İslam. İttihad; birlik demektir. Tevhid-ittihad-birlik. Müslümanlar’ın bir olması, dayanışma içinde olması. Allah “Müslümanlar kardeştir” diyor Kuran’da. “Kurşunla kaynatılmış binalar gibi” diyor, “birlikte mücadele ederler” diyor. Yani “kurşunla kaynatılmış” ne demek biliyor musun? Lehimlenmiş. Mesela dört tane demir parçası olsa, bir araya getirdiğimizde lehimlendiğinde ne oluyor? Blok haline geliyor. Kurşunla kaynatılmıştan kasıt budur. Lehimlenmiş, bütün blok haline gelmiş ve birbirinden ayrılmaz. Bu oluşacak işte. Biz mesela akşama Şam’a, tatlı yemeğe gideceğiz, Şam tatlısı yemeğe gideceğiz, akşama buradayız. Kimliğimizle. Suriye gençliği, Türk gençliği, Ürdün gençliği hep iç içe olacak, kardeş olacak. Birlikte eğlenecekler, sohbet edecekler, konuşacaklar ama kimse kimseye zulmetmeyecek. Kimse kimseye acı vermeyecek, rahatsızlık vermeyecek. Mehdiyetin özelliği budur.

 


Saff Suresi, 4. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 19 Nisan 2011 tarihli röportajından Saff Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Saff Suresi, 4;  “Şüphesiz Allah, Kendi yolunda” Kuran yolunda, İslam yolunda “sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi” betonarme bina nasıl? Betonarme bina gibi “saf bağlayarak çarpışanları sever.” Bunu gördüğü halde bir insan İttihad-ı İslam’ı savunmuyorsa ne olur? Kuran’a karşı mücadele vermiş olur. 

 


Saff Suresi, 4. Ayetin Tefsiri

(Müslümanların birlik olması)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 13 Şubat 2015 tarihli sohbetinden Saff Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Bismillah. Saff Suresi 4. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.” [Saff Suresi, 4] Müslüman nasıl oluyormuş? Kenetlenmiş gibi oluyor. Şimdi nasıl? Paramparça. Sınırlarla ayrılmış pasaportla vizeyle ayrılmış, mayın tarlalarıyla ayrılmış. Üstelik birbirine düşman kılınmış, birbirinin kafasını kesen, gözünü çıkaran bir sistem. Hoca efendiler de diyorlar, “biz maaşı alıyoruz her şey yerinde çok rahat, öyle bir şey yok rahat olun” diyorlar. “Yani öyle ahir zaman, olaylar öyle bir konu yok” diyorlar. “Bütün İslam aleminde huzur berkemal” diyor. “Ben de pilav yiyorum, hoşaf da yiyorum bayağı rahatım” diyor. Müslümanlar’ın büyük bölümü de inanıyor buna.

 


Ahirette Sorulması Muhtemel Kuran Ayetleri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 20 Ocak 2011 tarihli röportajından ahirette sorulması muhtemel Kuran ayetleri ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Mesela bakın, Al-i İmran Suresi, 103’te Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.” Bana diyor ki arkadaş; “Ahir zamanda Mehdiyet’i anlatıyorsunuz, İslam’ı anlatıyorsunuz bize ahirette soracaklar mı?” diyor. Ona ahirette sorulacak soruları söylüyorum. Al-i İmran Suresi 103, “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın”. Adam oraya sallanarak gelecek, diyecek “Ben dağıldım ve Allah’ın ipine de sımsıkı sarılmadım” diyecek. Bu nedir? Bu bölünmüşlük işte, ayrılma. Anti-Mehdi hareket demektir. Bunun cevabını vereceksin. Veremezsen ne yapacaksın?

Al-i İmran Suresi 104, “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” Bu topluluk nedir? Hz. Mehdi (a.s) grubudur, Mehdiyet’tir. Böyle bir topluluğa yardım ettin mi sen? Allah bunu sorduğunda ne diyeceksin? Bak, diyor ki; “Hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun.” “Bu topluluk beni ilgilendirmedi” dersen sen, ne olacak durumun ahirette? Al-i İmran Suresi, 105; “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın.” Sen parçalanmışsın, ayrılmışsın; mezheplere, tarikatlara, tarikatlar içinde yine gruplara, gruplar içinde yine gruplara ayrılmışsın ve Müslümanlara yönelik nefret dolu ifadelerin var. Ağzına hiç sevgiyi almazsın, şefkati almazsın; dostluğu, kardeşliği almazsın; birlik, bütünlüğü almazsın. Böyle tiplere dikkat edin, hayatlarında sevgiden bahsetmezler. Bakın yazılarına, açın internetten, oradan buradan, gazetelere de bakabilirsiniz. Mesela 500 tane yazısı çıktıysa bir bakın, hangi yazısında sevgiden bahsetmiş, hangi yazısında şefkatten, merhametten, dostluktan, kardeşlikten, birlikten, beraberlikten, İttihad-ı İslam’dan, Türk-İslam Birliği’nden, İslam ahlakının dünya hakimiyetinden bahsetmiş. Bol bol dedikodu, laf sokma, ona buna iftira atsın, buğz etsin, tekvir etsin. Böyle şeyler olursa ahirette bunun hükmünün ne olacağını kendisi görür ahirette, inşaAllah.

Enfal Suresi, 39; bakın Cenab-ı Allah diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım; “Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin.” Bu Mehdiyet değil mi? Bak, “Fitne kalmayıncaya kadar”; fitne ne demek? İslam’ın, Kuran’ın ulaşmadığı, İslam ahlakının yaşanmadığı her yer fitnedir. Sevginin, merhametin, şefkatin olmadığı; terörün, anarşinin olduğu her yer fitnedir. “Ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar,” din her yönden dünyaya hakim oluncaya kadar onlarla mücadele edin” diyor. Sen yapıyor musun bunu? Yok. Bu ayet neyi anlatıyor? Mehdiyet’i anlatıyor. Sen diyorsun ki, “Mehdiyet’ten nerede bahsediyor?” İşte burada bahsediyor. O illa istiyor ki, falanca kişi Mehdi’dir diye Kuran’da yazsın istiyor. Böyle yazmaz. İslam aleminin lideri olan kişiye biz Mehdi (a.s) diyoruz. Ve o topluluğa, İslam’ı dünyaya hakim eden, vesile olan topluluğa Mehdiyet grubu diyoruz, Mehdi topluluğu diyoruz.

Şura Suresi, 13; “Dini (İslam’ı) dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.” Mezheplere, cemaatlere, gruplara ayrılıp birbirinizle uğraşmayın. Birbirinizi tekfir etmeyin. Birbirinizle mücadele etmeyin. Birbirinizi sevin, dost olun. Yemeğinize gidin. İftarlara gidin. Kardeş olun, birbirinizin evine gidin, komşuluk edin, sohbet edin. Birbirinizi koruyup, kollayın. İyi günde, zor günde birbirinize destek olun. Ayetin anlamı bu.

Şura Suresi, 14; şeytandan Allah’a sığınırım, “Onlar, kendilerine ilim...

 


İttihad-ı İslam ile İlgili Ayet Tefsirleri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 9 Ocak 2013 tarihli sohbetinden İttihad-ı İslam ile ilgili ayet açıklamaları.

 

ADNAN OKTAR: Hucurat Suresi 10. ayet. Gülgün Hocam buyurunuz.

GÜLGÜN HANIM: Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakının. Umulur ki esirgenirsiniz.” Hucurat Suresi, 10.

ADNAN OKTAR: Arasını derken, mesela Suriye ile aramız nasıl düzelir? Birleşince. Irakla? Birleşince. Pakistan’la? Birleşince. Demek ki, Müslümanlar birleşecek. Aralarında bir bozukluk varsa, o aradaki bozukluk izale edilecek, düzeltilecek. Bakın, “arasını bulup” diyor. Arasını bulacaksınız. Ve “düzeltin” diyor. Eğrilik varsa, kopukluk varsa, bağlantı kopukluğu varsa, onu düzeltiyorsun, birleştiriyorsun, öz kardeş gibi oluyorsun.

Enfal Suresi 46.

BERİL HANIM: “Allah ve Resulüne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin. Çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.”

ADNAN OKTAR: “Allah ve Resulüne itaat edin.” Nasıl itaat edeceğiz? Kuran’a uyacağız. Kuran’a uyduğumuzda zaten İttihad-ı İslam’ın farz olduğunu görüyoruz. “Çekişip birbirinize düşmeyin.” Uğraşmayın. Yani mezheplere ayrılıp, cemaatlere ayrılıp, birbirinizle uğraşmayın. Birbirinizle didişmeyin, birbirinizin aleyhinde konuşmayın, birbirinizi sevin” diyor Allah. Aksini yaparsanız, çözülüp bakın birleşmiş bir şey ayrılınca ne oluyor? Çözülüyor değil mi? Çözülme. Birleşmeniz gider o zaman diyor Allah. Birleşmeniz gider, çözülme olur diyor. Çözülme, birleşik bir şeyin ayrılması. “Çözülürsünüz” diyor. “Ve yılgınlaşırsınız” Teslimiyetçi ruh gelişir o zaman. Öyle bir şey olmaz. Müslüman asla yılgınlaşmaz. Allah diyor ki: “Gücünüz gider.” Bölünürsen gücün gider, paramparça olursan. Birleşirsen, İttihad-ı İslam olursa, müthiş bir güce kavuşursun, Allah’ın dilemesiyle. “Sabredin” diyor Cenab-ı Allah. Yani yılgınlığa düşmeyin, irade kullanın, aklınızı kullanın, sabırlı olun, dirençli olun, kararlı olun. “Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” Eğer sabrederseniz, ittifak etmede kararlı olursanız, ben sizi başarılı kılarım diyor. Allah’ın sabredenlerle beraber olması ne demek? İttihad-ı İslam’ın olması, dünya hakimiyeti demektir. Nur Suresi 55’in tahakkuku demektir.

Saff suresi,4. Şeytandan Allah’a sığınırım; “Şüphesiz Allah, kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf bağlayarak mücadele edenleri sever.”

ADNAN OKTAR: Nasıl olacakmışız? Kenetlenmiş olarak, birbirine tam bağlanmış. Müslümanların hali paramparça, cemaatler paramparça, gruplar paramparça, partiler var, dernekler var, o ona karşı o ona karşı, o ona karşı. Halbuki Allah ne diyor, “kendi yolunda” yani Kuran yolunda, her hangi bir yolda değil. Kendi yolunda olmadıktan sonra o kabul edilmez. Allah kabul etmiyor onu bak. “Şüphesiz” diyor. Allah Kendi yolunda, şart bu, Kuran yolunda, Allah yolunda, Kendi yolunda, birbirine kenetlenmiş bir bina gibi. Yani bir apartman düşlünün, betonarme, blok, İslam alemi böyle olacak diyor, Cenab-ı Allah. Bir apartman gibi bir bina gibi, betonarme gibi kenetlenmiş, olacak diyor. “Saf bağlayarak mücadele edenleri Allah sever” diyor. Cenab-ı Allah.

Al-i İmran Suresi,103.

DİDEM HANIM: “Kovulmuş Şeytandan Rabbim sana sığınırım; “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz, O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar.”

ADNAN OKTAR: MaşaAllah. “Hepiniz Allah'ın ipine sımsıkı sarılın.” Ne? Kuran. Nasıl sarılacağız? Sımsıkı, tavizsiz. “Dağılıp ayrılmayın.” Bütün olarak durun. Müslüman alemi ne olmuşlar? Dağılmışlar. Ayrılmada oluşmuş, ayrılmışlar. Güneydoğu’da diyor ki; ‘Bizde ayrılmak istiyoruz’ diyor. Allah; “ayrılmayın” diyor. “Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın.” Nimetleri sürekli Müslüman düşünecek. “Hani siz düşmanlar idiniz.” Müslüman alemi, Şii, Sünni birçok yerde birbirlerine düşman gibiler, savaşıyorlar. Cemaatler birbirine düşmen gibiler, bir kısmı, mücadele var aralarında. “O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı.” Şimdi olacak olan. Kalplerinin arası uzlaşıp, Mehdiyet sayesinde uzlaşıp, “uzlaşma” yani asgari müşterekte ittifak, uzlaşıp ısındırdı. O soğukluk gitti. Soğukluk gidecek, Mehdiyet’in vesilesiyle, inşaAllah. “O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız”. İttihad-ı İslam olduğunda, sabaha birde bakacağız ki; hepimiz kardeşiz. Sabah kalktığımızda, bütün İslam aleminin kardeş olduğuna inanacağız. Akşama Hz. Mehdi (a.s)’a bağlanacağız, sabahına böyle kalkacağız. Çünkü bağlanma akşam, hadiste. Akşam. Ayette de ne diyor; “ Sabahladınız. O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız” Sabahleyin, İttihad-ı İslam ilan edildiğinde, bütün ümmet kardeşler olarak sabahlayacaklar, inşaAllah. “Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken” yani anarşinin, terörün, savaşların içindeyken ve bunu yaşarken, yaşamak üzere iken, “oradan Allah sizi kurtardı.” Yani büyük Armageddon’dan, büyük savaşlardan, büyük felaketlerden, Mehdiyet vesile ile Allahi kurtardı ve Allah’tan gelecek büyük belalardan, büyük depremlerden kurtardı, Hz. Mehdi (a.s) vesilesiyle, inşaAllah. “Umulur ki hidayete erersiniz.” Hidayete ermek ne demek? Mehdi-hidayet aynı kelimeler, inşaAllah. Aynı kökten kelimeler. “Umulur ki hidayete erersiniz.” Mehdiyet vesilesiyle ümmet, hidayete erecek, inşaAllah. Hepsi. Mehdi demek, hidayete erdiren, hidayete vesile olan demek. “Umulur ki hidayete erersiniz. Allah size ayetlerini böyle açıklar” diyor. Ne güzel açıklıyor, ne güzel anlıyoruz, maşaAllah.

Şûrâ Suresi, 13.

BEYZA HANIM: Şeytandan Allah’a sığınırım; “O 'Dini dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin' diye dinden Nuh'a vasiyet ettiğini ve sana vahyettiğimizi, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi sizin için de teşri' etti (bir şeriat kıldı). Senin kendilerini çağırdığın şey, müşriklere ağır geldi. Allah, dilediğini buna seçer ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir”.

ADNAN OKTAR: Bakın, hep hidayete erdirme var, hep Mehdiyet’e dikkat var, inşaAllah. “O dini dosdoğru ayakta tutun.” Kuran’a sıkı sıkıya sarılın, dosdoğru ayakta tutun, dini ayakta tutun. Din devrilmiş şu an, din yıkılmış, birçok yerde. Allah onu ayakta tutun diyor. Her yönüyle, hayata hakim olan her yönüyle. Dinin her yönüyle ayakta tutun onu diyor, Cenab-ı Allah, yıkılmasına müsaade etmeyin, yıkıldı ise de ayağa kaldırın, ayakta tutun. “Ve onda ayrılığa düşmeyin” cemaatlere, mezheplere, gruplara ayrılıp birbirinizle uğraşmayın. Birbirinize savaş açmayın, birbirinizden nefret etmeyin, “diye dinden Nuh’a vasiyet edin.” Hz. Nuh (a.s)’a da vasiyet ettim diyor Cenab-ı Allah. “ ve sana vahyettiğimizi” Peygamberimiz (s.a..v)’e, sana da söyledim diyor, “İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya vasiyet ettiğimizi” O’na da söyledim diyor Cenab-ı Allah. Onlara da “İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya” da, yani her üç din mensuplarına da. Hıristiyan, Musevi din mensuplarına da söyledim diyor, Cenab-ı Allah, Müslümanlara da söyledim diyor. “Sizin için de teşri' etti” size de şeriat kıldım diyor bu hükmü. “Senin kendilerini çağırdığın şey” İttihad-ı İslam, Müslümanların birleşmesi, topluluk bir arada olmak, müşriklere yobaz takımına ağır geldi. Yobazları istemiyor. Ne  Hz. Mehdi (a.s)’dan hoşlanıyorlar, ne Hz. İsa Mesih (a.s)’dan hoşlanıyorlar, ne İttihad-ı İslam’dan hoşlanıyorlar. Ağır geldi enaniyetlerine, hükümranlıklarına, çıkarlarına, holdinglerine, kibirliklerine, büyüklük hislerine, en büyük benim diyor çünkü birçoğu. “Müşriklere ağır geldi” diyor Allah, enaniyetlerine. "Allah dilediğini buna seçer.” Kimi seçiyor? Hz. Mehdi (a.s)’ı seçiyor. Kimi seçiyor? Hz. İsa Mesih (a.s)’ı seçiyor. Kimi seçiyor? Hz. Mehdi (a.s) talebelerini, Hz. İsa (a.s) talebelerini seçiyor. “Ve içten kendisine yöneleni hidayete erdirir.” Samimi ise “içten yöneldi ise” diyor, samimiyse hidayete erdirir. Hz. Mehdi  (a.s)’ı vesile eder, Kuranı vesile eder, hidayete erdirir, inşaAllah.