Sayın Adnan Oktar'ın 11 Ekim 2010 tarihli röportajından Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınıyoruz, Araf Suresi 144. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey Musa, (Allah:) ‘Ey Musa’ dedi. ‘Sana verdiğim risaletimle...” Peygamberlik görevimle “...ve seninle konuşmamla seni insanlar üzerinde seçkin kıldım. Sana verdiklerimi al ve şükredenlerden ol. Biz ona Levhalarda her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklamasını yazdık.” Bak, “Biz ona Levhalarda her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklamasını yazdık.” Yani Allah’ın Kitabı yeterli, Allah’ın Kitabı’nda her şey var. Tevrat’ta o zamanlar. Demek ki Allah gönderdiği kitapta her şeyi yazıyor. Hurafeye, uydurukçuluğa, münasebetsizliğe gerek yok. Bak “Levhalarda her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklamasını yazdık.” Yeterli bir açıklama yazdık. “ Şimdi bunlara sıkıca sarıl ve kavmine de emret ki en güzelleriyle...” bu kitaba Tevrat’a “...sarılsınlar. Size fasıkların yurdunu pek yakında göstereceğim.” Yani küfrün sonucunu pek yakında göstereceğim diyor Cenab-ı Allah. “Yeryüzünde haksız yere büyüklenenleri ayetlerimle engelleyeceğim.” Yani güzelliklerden, iyiliklerden engelleyeceğim diyor Allah.
“Onlar her ayeti görseler bile ona inanmazlar.” Mesela Ramazan ayında ay ve güneş tutulmaları oluyor, inanmıyorlar. Kuyruklu yıldız çıkıyor, inanmıyorlar, bu ayettir Allah’tan. Efendim, Kabe’de baskın oluyor, inanmıyor. 150’ye yakın Hz. Mehdi (a.s.)’nin çıkış alameti oluyor, muhatap dahi olmuyor. “Onlar her ayeti görseler bile ona inanmazlar; dosdoğru yolu (rüşd yolunu) da görseler de, yol olarak benimsemezler.” Yani Hz. Mehdi (a.s) hakkı, hakikati anlatsa da benimsemezler, yani Ahir zamana bakan yönüyle işari anlamda. “Azgınlık yolunu gördüklerinde ise onu yol olarak benimserler.” Mesela Darwinizm, materyalizm, terörizm, anarşizm onu benimseler diyor Cenab-ı Allah. “Bu onların ayetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil olmaları dolayısıyladır.” Demek ki bir gaflet olduğunda fark edemiyorlar, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 14 Ekim 2010 tarihli röportajından Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Bakın Cenab-ı Allah Araf Suresi 144-145’te, Kuran’da ayet, şeytandan Allah’a sığınırım:
“(Allah:) “Ey Musa” dedi. “Sana verdiğim risaletimle ve seninle konuşmamla seni insanlar üzerinde seçkin kıldım. Sana verdiklerimi al ve şükredenlerden ol.”
“Biz ona Levhalarda...” –yani Hz. Musa’ya sunulan levhalarda- “...her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklamasını yazdık.” - Hz. Musa kendi aklıyla bir şey yapmıyor, nereden öğreniyor, levhalardan, Allah’ın ona indirdiği vahiyden, yani Allah’ın Kitabından. Hz. Musa neye bağlı? O da Kitaba bağlı. Peygamberimiz (sav) neye bağlıdır? O da Kitaba bağlıdır, Kuran’a bağlıdır. Yani Kuran’a muhalif bir şey yapamaz Peygamber. Kuran’a bir ilave yapamaz, çıkartma yapamaz. Ama en mükemmel tefsirini Peygamber yapar. İnşaAllah. Bak “Biz ona Levhalarda her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklamasını yazdık. (Ve:) “Şimdi bunlara sıkıca sarıl ve kavmine de emret ki en güzeliyle sarılsınlar.” Bakın Kitaba sarılın diyor sıkı sıkıya. Kendi kafana göre bir şey olmaz diyor Allah. “Size fasıkların yurdunu pek yakında göstereceğim” diyor Cenab-ı Allah. (Araf Suresi, 144-145)
Sayın Adnan Oktar’ın 20 Mart 2014 tarihli sohbetinden Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Cenab-ı Allah diyor ki Araf Suresi 153’te; “Kötülük işleyip bunun ardından tövbe edenler.” Yaptıysa bir kötülük evet yaptım deyip itiraf edip, tövbe etsin, nur gibi Müslüman olur. Allah kabul ediyor. Bak “kötülük işleyip bunun ardından tövbe edenler” diyor. Şeytandan Allah’a sığınırım, Araf Suresi 153, “ve iman edenler hiç şüphesiz Rabbim bundan tövbeden sonra elbette bağışlayandır, esirgeyendir.” Tamam, o zaman ne var? Her şeyi Allah yarattığına göre mesela Twitter’daki yazıları da Allah yaratıyor değil mi? Onlara cevabı da Allah yaratıyor. Hükümeti de ayakta tutan Allah’tır. “Musa kabaran öfkesi, gazabı yatışınca levhaları aldı. Onlardan bir nüshasında Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır.” İşte bu levhayı, inşaAllah Hz. Musa (a.s)’ın sandığında bulacağız. Bu taş üzerine yazılmış Allah’ın hükmü bölünmüş olarak bulacağız.
“Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardır.” İnşaAllah, Hz. Mehdi (a.s)‘da işaret ediyor. “Rablerinden korkanlar için bir hidayet” Hz. Mehdi (a.s) demek, hidayete vesile olan demektir, inşaAllah. “Musa belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden 70 adam seçip ayırdı.” Şuanda da Sanhedrinliler oluşturuldu. Bakın 3 bin yıldan sonra Sanhedrin yeniden oluşturuldu yaklaşık. Bu Hz. Mehdi (a.s) çıkış alametlerinden birisi yine, 70 kişilik. Evet, bak “biz ona levhalarda her şeyden bir öğüt ve her şeyin yeterli bir açıklamasını yazdık.” Yeterli diyor. Kuran’da böyledir. Kuran’da da Allah hepsini yaptım diyor. Hepsini anlattım, yeterli açıklamayı yaptım. İlave yapmayın, çıkarma da yapmayın diyor Allah. Ama Museviler ne yaptı? Hata yaptılar, ilaveler yaptılar, çıkarmalar yaptılar. O zaman olmaz. “Şimdi bunlara sıkıca sarıl” Tevrat’ın hükümlerine sıkıca sarıl. “Ve kavmine de emret ki en güzeli, buna sarılsınlar, Tevrat’a sarılsınlar. Onlar Tevrat’a biliyorsunuz fiilen de sarılıyorlar. Burada bir manevi sarılma diyor ama o rulo halindeki Tevrat’a da sarılıyorlar, öpüyor sarılıp.
“Size fasıkların yurdunu pek yakında göstereceğim.” Yani yerle bir olacak fasıklar diyor, Allah. Fasıklara imkan ve aman vermeyeceğim diyor Allah. “Yeryüzünde haksız yere büyüklenenlere ayetlerimden engelleyeceğim.” Enaniyet yapanları ayetlerimden engelleyeceğim ne demek? Allah’ı anamayacaklar, Allah’tan uzak kalacaklar, Allah sevgisini bilmeyecekler, sevgiyi bilemeyecekler, merhameti, şefkati bilemeyecekler, o acı azap içinde yaşayacaklar. “Onlar her bir ayeti görseler bile ona inanmazlar, dost doğru rüşt yolunu görseler yol olarak benimsemezler, azgınlık yolunu gördüklerinde ise onu yol olarak benimserler.” Mesela hakikaten insanlar var, sevgiden, merhametten, arkadaştan başka hiç dinlemiyor. Hadi sokağa çıkalım bağıralım, çağıralım molotof kokteyli atalım, ortalığı yakalım dedin mi, hayatı pahasına o deliliğin içine giriyorlar. Ama şefkat, merhamet, sevgi, dostluk, arkadaşlık, kardeşlik onu hiçbir şekilde kabul etmiyor, onu boş buluyor. “Bu onların ayetlerimizi yalanlamaları ve onların gafil olmaları dolayısıyladır. “Allah’ın hükmüne inanmıyorlar diyor, bir de gafiller diyor Allah. Gafil ne demek? Gaflet içinde, yani beyninde bir boşluk oluşmuş, muhakeme yargısı bozulmuş. “Rabbim bana göster seni göreyim dedi” diyor Cenab-ı Allah’a nazı geçtiğini düşünüyor Hz. Musa (a.s), çok şeker bir Peygamber. “Allah: Beni asla göremezsin” diyor, şeytandan Allah’a sığınırım. “Ama şu dağa bir bak eğer o yerinde karar kılabilirse sende beni göreceksin diyor.
“Rabbi dağa tecelli edince onu dağı paramparça etti”. Dağ paramparça oluyor. Yani bir yıldırım tarzında bir ışık tarzında dağın üstünde. Dağda taşlar, kayalar paramparça oluyor. O vuruşla müthiş bir aydınlanma ve müthiş şiddetli bir vuruş meydana geliyor. Bu şiddetli yıldırım vuruşu karşısında Musa bayılıp yere düşüyor. Zaten heyecanla Allah tecelli edeceğini bekleyince, zaten teyakkuz halinde heyecanla, birden o ışık ve gürültü dağ taş birbirine girince, onu görünce bayılıyor. Şoka giriyor bayılıyor. Yani baya tatlı peygamber. Hep hayatı böyle heyecan, hep heyecan.