Sayın Adnan Oktar'ın 20 Aralık 2010 tarihli röportajından Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Ama bak gizli bir işaret verdim. Onun içinde arasınlar. Bakın ben dedim ki; “Allah'ı aşla seven, samimi olan hiç bir Müslüman Cehenneme gitmez.” Yeter bu sözüm artık, değil mi? Ve bak Cehennem ehli için de çok önemli bir delil veriyorum. Diyor ki Allah; “Gözleri vardır görmez, kulakları vardır işitmezler.” En hayati noktayı söylüyorum; “sen onları diri zannedersin” diyor Allah, “onlar ölüdür” diyor. Birçok insan ölü gezer sokakta. Ölüler geziyor. İnsanların haberi yok. Yani üçüncü bende yaşayan ölülerdir. Hatta üçüncü benin özelliği olarak, Allah onu da belirtiyor “dilini sarkıtmış köpek gibidir” diyor. Yani bir şey söylesen de fark etmez, söylemesen de fark etmez. “Sana” diyor, “baktıklarını görürsün” diyor. Bön bön bakar sana. Ama ölüdür yani. “Zombi” diyorlar ya filmlerde vardır. Yani yürüyor olması, konuşuyor olması ölü olmasını değiştirmez. Yani plastikten de bir insan yapsan, değil mi? Yapılsa, mesela robot olarak yapılmış olsa, tam benzetse bilemezsin ki sen onun insan olmadığını. Ölü ama o. “İşte böyle ölüler var” diyor, Allah. Artık daha ne diyeyim yani? Bu kadar yeter herhalde, inşaAllah. Ama hepsi Allah'ın ruhunu taşır. Allah'ın ruhunu taşımayan hiçbir yer yoktur, hiçbir şey yoktur. Bütün cisimlerde, her şeyde Allah'ın ruhu vardır.
Sayın Adnan Oktar'ın 20 Aralık 2010 tarihli röportajından Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Mesela diyor ki Allah Cehennem ehli için; “onların gözleri vardır; görmez. Kulakları vardır; işitmez. Kalp gözleri vardır; kördür. Hayvanlar gibidir ve hayvanlardan daha aşağıdırlar. Sen onları diri zannedersin,” “yaşıyor zannedersin” diyor Allah; bakın, çok hayati bir şey; “onlar ölüdür” diyor Allah. Yani bak, bu bir ledün ilmidir bu. Şimdi bütün bunları bilmeden bir insan ortaya çıkarsa bunu kavrayamaz. Çünkü Allah orada ne diyor, bir kere onu kavramaya çalışsınlar. Ben burada Allah’ın ne demek istediğini anlıyorum, inşaAllah. Onu dinleyenler, bu konuyu dinleyenler de bunu anlasınlar. Herkese Allah bir ruh vermiştir ama oradaki tecelli değişik, küfürde. Mesela bak, muhkem ayet, diyor ki; “gözü vardır; görmez.” Müteşabih değil. “Kulağı vardır; işitmez” diyor Allah, “kalpleri de kördür” diyor Allah. “Sen onları diri zannedersin” diyor, “onlar ölüdürler” diyor Allah.
“Dilini sarkıtan köpek gibidirler” diyor, “sen ona bir şey söylesen de söylemesen de fark etmez” diyor. “Robot gibidirler” diyor Allah, “robot gibi.” Cehennem ehlinin özelliği olarak söylüyor Allah. Şimdi biraz kafasını çalıştıran bunu anlar. Ben oturup her şeyi detay detay anlatamam yani. Ama şunu bilsin kardeşlerimiz; Allah, Kendi âşıklarını Cehenneme koymaz. Yani böyle bir vaka hiç yok, böyle bir olay olmaz. Bize merhameti, şefkati, sevgiyi öğren Allah’tır zaten. Yani şu yazıyı yazdıran Allah ona, bu soruyu sorduran Allah. Kendi sormadı; Allah sordu. Cevabını veren de Allah’tır. Bizleri sebep eder Allah.
Yani daha annesinden doğmadan Jale Hanım bunu sormuştu. Daha babası anası yokken, kelimesi kelimesine sormuştu, kaderinde. Ben de bu cevabı vermiştim, daha benim annem babam yokken cevabını verdim. Kader böyledir, inşaAllah. Allah’ın ilmini tam kavramaya kalkarsanız, bunu o kadar kavrayamazsınız ama Allah gerekli işareti vermiştir, gerekli ışığı vermiştir. Çünkü Allah ledün ilminin asıl sultanıdır. Ledün ilmini Allah uygular. Mesela Hızır kıssasında bunu görüyorsunuz. Biz sonuca ve pratik hayata bakmamız lazım. İyiler Cennete gidiyor mu, gitmiyor mu? Gidiyor. Bitti. Kötüye de sorduğumuzda “sen bilerek mi yapıyorsun?” diyorum. “Bilerek yapıyorum” diyor. “Seni kimse zorluyor mu?” diyoruz. “Zorlamıyor.” Bu da bitti. “Tam kavramak istiyorum” dersen ne sonsuzluğu kavrayabilirsin, ne onu tam kavrayabilirsin. Yani birçok şeyi kavrayamazsın, inşaAllah.