Sayın Adnan Oktar'ın 16 Ekim 2012 tarihli röportajından Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Araf Suresi, 59. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Andolsun biz Nuh'u kendi kavmine (halkına bir elçi olarak) gönderdik.” Dedi ki: “Ey kavmim, Allah’a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım.” Kıyametin kopması kastediyor. “Kavminin önde gelenleri:” Bakın “önde gelenleri” her devirde bu böyle olmuştur. Yani asıl basına hâkim olan bazı güçler, orada insanlara sosyal yapıya hakim olan güçlerin bir kısmı. “Gerçekte biz seni açıkça bir 'şaşırmışlık ve sapmışlık 'içinde görüyoruz” dediler” diyor. Ne yapıyorlar peygamberlere, iyi insanlara, tebliğcilere, Mehdilere ne diyorlarmış? Şaşırmışlık; “şaşırmışsın sen” diyor. Ve sapmışlık; sapkınlık. Hz. Mehdi (a.s)'a ne itham edecekler? Sapkınlıkla itham edecekler, şaşırmışlıkla. Hz. Nuh (a.s)’ı neyle suçluyorlar? Şaşırmışlık ve sapkınlık ile itham ediyorlar. Zaman değişiyor insanlar değişiyor ama stil hep aynı, olaylar hep aynı. Kim yapıyor? Önde gelenler, mesela bak yobazların önde gelenleri şu an Hz. Mehdi (a.s)'a karşı, Mehdiyet’e karşı, İttihad-ı İslam’a karşı tavır koyanların içinde birçoğunu onlardan görüyoruz. Tamamı olmasa da birçoğunu onlardan görüyoruz.
“Ey kavmim,” diyor, bakın herkese yönelik bir tebliğ yapıyor “ey kavmim” oradaki topluluk değil sadece, bütün topluluk herkese karşı. Mehdiyet de bütün herkese karşı. “bende bir 'şaşırmışlık ve sapmışlık' yoktur.” kendisinin normal, makul, doğru bir insan olduğunu anlatıyor, bu bir övünme değil. Mehdiyet’in de yapacağı budur. ““ama ben âlemlerin Rabbinden bir elçiyim.”dedi.” Yani Allah için İslam’ı yayan, tebliğ eden, anlatan bir insanım. “size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum.” yani Allah'tan gelen vahyi bildiriyorum. “(Ayrıca)Size öğüt veriyor ve sizin bilmediklerinizi ben Allah'tan biliyorum.” bilmediğiniz şeyler, gayb bilgileri, birçok bilgi vahiyle bildiriliyor. “Sakınıp rahmete kavuşmanız için,” bakın sakınıp yani harama, helale dikkat edip sonunda ne oluyor rahmete kavuşuyor. Rahmet ne demek? Her türlü nimet, her türlü güzellik. “kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp” uyarıyor, “ve korkutacak” Allah korkusunu onların kalbine getirecek şekilde tebliğ yapan. “bir adam aracılığı ile” vesile olması ile “bir zikir gelmesine mi şaştınız?” Bir kitap gelmesine mi şaştınız? Allah'ın hükmünün gelmesine mi şaştınız? “Onu yalanladılar” Hz. Mehdi (a.s)'ı yalanlayacaklar mı? Hz. Mehdi (a.s)'ı da yalanlayacaklar. “Bizde onu ve gemide onunla birlikte olanları” Hz. Mehdi (a.s)’ıo devrin Mehdi'si kim? Nuh. Gemide birlikte olanlar ne? Talebeleri. “Birlikte olanları kurtardık” diyor Allah. “Ayetlerimizi yalan sayanları suda-boğduk.” Şimdi Deccaliyet manen bir boğulma içinde ve gittikçe gücünü kaybediyor.
“Çünkü onlar kör bir kavimdi.” Yani deccaliyetin etkisinde olan bir kavim ahir zaman deccalı ne? O da kör, onunda gözü görmüyor, o devrin deccalı nasıl? Onun da gözü kör. Bakın diyor Allah: “çünkü onlar kör bir kavimdi.” görmüyorlardı. Hakikati gerçeği anlatsan da anlamazdan geliyorlardı. Bakın diyorlar ki; “Ad (halkına da )kardeşleri Hud'u” diyor Cenab-ı Allah “elçi olarak gönderdik. Ey kavmim,” diyor. Bak topluluğa hitap var! “Allah'a kulluk edin,” “Allah'a kul olun” diyor. Yani; Allah'ın hükümlerini yerine getirin. Güzel bir sistem meydana getirin. “sizin O'ndan başka ilahınız yoktur.” Yani evrimle, şunla, bunla yaratılmış değilsiniz. Sadece Allah sizi yarattı. “hala korkup sakınmayacak mısınız?” Yani Allah'tan korkup harama, helale dikkat edip güzel bir yapı içine girmeyecek misiniz? “Kavminin önde gelenlerinden inkâr edenler dediler ki:” Bakın hep “kavminin önde gelenleri.” Dünya tarihinde hep böyle olmuştur, hep hak ve hakikate karşı onlar mücadele vermişlerdir. Önde gelenlerin bir kısmı tabii bu, hepsi değil. “Gerçekte biz seni 'akli bir yetersizlik' içinde görüyoruz.” Yani “akli dengen yerinde değil, delisin” diyorlar. Kime diyorlar? Peygambere Hz. Hud (a.s)'a “Gerçekte biz seni 'akli bir yetersizlik' içinde görüyoruz,” “deli olarak görüyoruz” diyorlar. “akli dengen yerinde değil” diyorlar. “Doğrusu biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz.” “Ayrıca yalan söylüyorsun, doğru bir hüküm anlatmıyorsun” diyorlar. Aynısını Hz. Mehdi (a.s)’a da yapacaklarını Kuran'dan anlıyoruz. Yani, yine o kör insanlarla karşılaşacağını Hz. Mehdi (a.s)'ın, deccalle karşılaşacağını, akıl hastalığıyla itham edileceğini. Bakın çünkü Hz. Hud (a.s.)'a aynısını söylüyorlar. Yalancılıkla itham edileceğini anlıyoruz. “Yalancılardan olduğunu sanıyoruz” diyorlar. Hz. Hud (a.s) diyor ki: “Ey kavmim,” dedi “ben de 'akıl yetersizliği' yoktur.” “Ben deli değilim” diyor, ispat ediyor. Hz. Mehdi (a.s)’ın da aynısını yapacağını Kuran'dan anlıyoruz. “ama ben gerçekten âlemlerin Rabbinden bir elçiyim.” “Tebliğciyim” diyor.
“Size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum.” “Allah'ın bildirdiği her türlü açıklamayı size bildiriyorum”. “Ben sizin için güvenilir bir öğütçüyüm,” “güvenilir bir insanım” diyor. Tebliğde insanlarla tanışırken en üstünde durduğu şey insanların güvenilir olmasıdır. Güven karşılıklı güven. O da diyor ki bakın; “güvenilir bir öğütçüyüm” diyor. “Sizi uyarmak için aranızdan bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir Zikr'in gelmesine mi şaşırdınız?” “Allah'tan size bir bilgi geldi” diyor. “(Allah'ın) Nuh kavminden sonra sizi halifeler kıldığını” liderler kıldığını “ve sizin yaratılışta gelişiminizi arttırdığını (veya üstün kıldığını) hatırlayın. Öyleyse Allah'ın nimetlerini hatırlayın ki kurtuluş bulasınız.” Allah'ın nimetini hatırlamak kurtuluş vesilesi olarak göstertiliyor. Çünkü nankör olan Allah'ın nimetini hatırlamaz, mümin Allah'ın nimetini hatırlar. Allah'ın nimetini hatırlayan zaten akıllı bir insandır, samimi bir insandır. Samimi bir insan da dinin gereğini yapar. “Dediler ki: “sen bize yalnızca Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi bize geldin?” Bakın: “atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin?” Hz. Mehdi (a.s)’a ne diyecekler? “Biz atalarımızın bize gösterttiği şekilde dini yaşıyoruz, atalarımız ne dediyse ona uyuyoruz” Hz. Hud (a.s)'a da aynısını söylüyorlar. “Atalarımızı dinliyoruz biz” diyorlar. “Eğer gerçekten doğru isen, bize vaad ettiğin şeyi getir, bakalım” Hz. Mehdi (a.s)'a ne diyecekler? “Madem öyle bir şey var getir, görelim. Kıyamet çok uzak” diyecekler.
“Hz. Mehdi (a.s)'ın alametleri nerde? Hz. İsa Mesih (a.s) nerde? Madem vaad edilmiş, Allah vaad etmiş görelim” diyecekler. “Gözümüzle görmek istiyoruz” diyecekler. “Andolsun dedi Rabbinizden üzerinize bir iğrenç bir azap ve gazap gerekli kılındı”. Bakın “iğrenç bir azap” meydana geliyor ve “gazap” Allah’ın gazabı geliyor gerekli kılındı. “Allah’ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği ve sizin ve babalarınızın isimlendirdiği, düzüp uydurduğu bir takım isimler, düzme inançlar, kurallar adına mı benimle mücadele ediyorsunuz?” “Darwinizm, materyalizm, ateist inançlar bunun adına mı benimle mücadele ediyorsunuz?” asrımıza göre uygulaması böyle. “Öyleyse bekleye durun”. Yani Allah’ın vaadini göreceksiniz. “Şüphesiz bende sizinle birlikte bekleyenlerdenim” Hz. Mehdi (a.s) ne diyecek? “Bekleyin” diyecek. Aynı mantık o devirde de var. “Böylece onu ve onula birlikte olanları katımızdan bir rahmet ile kurtardık ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların kökünü kuruttuk” diyor Allah. Şuanda da ilimle, irfanla kökü kuruyor küfrün ve delaletin, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar’ın 5 Mayıs 2014 tarihli sohbetinden Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Ey kavmim bende bir şaşırmışlık ve sapmışlık yoktur.” Yani ben delalete düşmüş, dinsiz, imansız veyahut deli falan değilim. “Ama ben alemlerinden Rabbinden bir elçiyim dedi.” Bir Mehdi’yim. Ebcedi kaç? 1997 tarihini veriyor. Mehdiyet’e en şiddetli saldırıların yapıldığı bir tarih, 1997. Bir tane tarih veriyor, 1997. Bak, “Ey kavmim bende bir şaşırmışlık ve sapmışlık yok.” Yani dinsiz, mürtet, sapkın, anormal biri değilim, hasta birisi değilim. “Ama ben alemlerinden Rabbinden bir elçiyim” Bir Mehdi’yim. 1997. Araf Suresi; 7. Sure, 61. ayet.
“İçinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığıyla bir zikir gelmesine mi şaşırdınız?” “İçinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam” Ayetin ilk kısmı 1993, ikinci kısmı 2011 tarihini veriyor. “Gerçekte siz beni akli bir yetersizlik içinde görüyoruz.” Deli zannediyorsunuz diyor. “Ve doğrusu biz seni yalancılardan olduğunu sanıyoruz.” “Gerçekte siz beni akli bir yetersizlik içinde görüyoruz.” O devrin Mehdi’sine böyle söylüyorlar. Delisin sen diyorlar. “Ve doğrusu biz seni yalancılardan olduğunu sanıyoruz.” Yalan söylüyorsun diyorlar. Dini saptırıyorsun, başka türlü bir şey anlatıyorsun. “Ey kavmim dedi: bende bir akıl yetersizliği yoktur.” Ben deli değilim diyor. Ama ben gerçekten alemlerinde Rabbinden bir elçiyim” Bir Mehdi’yim diyor, Hz. Hud (a.s).
Araf Suresi, 68; “Size Rabbimin risaletini” Allah’ın hükümlerini, “tebliğ ediyorum.” Ebcedi; 2029. Bir harikuladelik yok mu bunda? Bütün bu ayetler sadece Mehdi (a.s) devrini veriyor. Bu bir harikuladelik. Eğer kafası yağlanmadıysa bir insanın, basireti bağlanmadıysa bu harikuladeliği görür. “Musa kavmine: Allah’tan yardım dileyin ve sabredin…” diyor. 1970 tarihini veriyor. Anarşi ve terörün başladığı tarih. “…umulur ki Rabbiniz düşmanlarınızı helak edecek ve sizleri yeryüzünde halifeler kılacak.” Egemenler kılacak, egemen olacaksınız. “Böylece nasıl davranacağınızı gözleyecek dedi” diyor, Allah.
Sayın Adnan Oktar'ın 17 Ocak 2010 tarihli röportajından Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: İnşaAllah. Efendim Araf Suresi’ni açmışsın. Cenab-ı Allah diyor ki 55. ayette “Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin” diyor şeytandan Allah’a sığınırım. “Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez”. Bakın “yalvara yalvara için için dua edin”. Duada bir sır vardır. Yani insanlar diyor ki, hani mesela dua ediyorum ama olmuyor işte şöyle oluyor, böyle oluyor diyor. Şimdi her dua bir kere kabul olur. Ama Allah yani onun sevabını alır, duanın sevabını alır meydana getirmiyorsa onda mutlaka bir hayır vardır. Mesela diyor ki, üniversite imtihanını illa kazanacağım. Kazanırsın çok mutsuz bir yola girersin, o senin için bir hayırdır. Orada hayır göreceksin.
Mesela ben Akademi’ye ilk girdiğimde kazanamamıştım. 78’de girdim, 1978’de kazanamadım. Akademi’ye bir daha gittim 79’da bu sefer üçüncü olarak kazandım. Allah 78’de kabul etmiyor. Bak, kader öyle çünkü. Mesela gidecektim bir türlü gidemedim. Okullar açıldı, annem ısrarla git ısrarla git dedi. O geminin patladığı akşam, gece annem illa bu akşam gideceksin dedi. Dedim artık ben bir bahane bulmak için burada gemi patlamış dedim. Ortalık birbirine karışmış dedim. Yok dedi gideceksin, olsun dedi git dedi. Geminin patladığı o akşam gittim. Akşam dediğim sabahına gittik ortalık böyle duman ateş böyle şey gibi. O işte benim kaderim. Mesela o gün o olacak. Ben de o gün oraya gideceğim. Yani daha önce gidemedim. Allah göndermedi. Kader öyle inşaAllah. Kadere tam tabi olmak lazım. Hayır oldu, mesela Akademi’de ben Akademi’yi bitireyim diye düşünmüştüm. Sonra baktım, tebliğ; İslam’ı, dini yaymak daha önemli vazgeçtim. Benim için daha hayırlı oldu, daha hikmetli oldu.
SUNUCU: Hocam, merak ettiğim bir şey var, bir de hani hayırlısıyla olsun diye bir dua şekli de var. Hayırlısıyla olsun.
ADNAN OKTAR: Tabii, hayırlısını istemek Cenab-ı Allah’tan. Ya Rabbi hayırlısını ver diyecek, hayırlıysa nasip et diyecek tabii ki. Ama bakın duada, çok müthiş sırlar vardır. Yani duayla dünyanın şekli değişir. Duayla mesela İslam dünyaya hakim olur. Duayla Mehdi (a.s)’ı görmek mümkün olur. Duayla Mesih (a.s)’ı görmek mümkün olur. Duayla Hızır (a.s)’ı görmek mümkün olur. Hatta, hatta Melekleri görmek mümkün olur. Yani çok çok ısrar edilirse, ısrar demeyeyim de Allah affetsin yani üstünde durulursa Meleği görmek mümkün olur. Ama, tabii insan suretinde görünür. Bazen fark edemeyebilir o ayrı. Hz. İbrahim (a.s) nasıl fark edemedi? Hz. Meryem nasıl fark edemedi? Değil mi? Melek geldi fark edemedi insan zannettiler. Melek de görebilir. Başka ruhani özellikler kazanabilir. Derin iman elde edebilir, çok derin iman. Mesela iman zafiyetinden birçok insan muzdariptir. Dua etmediklerinden. Dua ediyorum, öyle dua olmaz ki. Bak ne diyor ayette Allah?
“Yalvara yalvara için için” diyor. Bu ayrı bir duadır bu. Dua etmek ayrıdır, yalvara yalvara için için dua etmek ayrıdır. “İçin için”de müthiş bir konsantrasyon kastediliyor. Derin konsantrasyon. Onunla bambaşka bir aleme geçersin. Yani Allah’la doğrudan bağlantıdır bu inşaAllah. Onun için duanın derinliğini kavramak lazım. Yani herhangi bir dua... İnsanlar vardır mesela namazdan sonra hemen bir tesbih çekerler, hemen elini kaldırıp bir dua eder. Tamam, Allah kabul etsin. Ama kastedilen dua bu o değil. Değil mi? Ürpere ürpere diyor Cenabı Allah. Yalvara yalvara. Derinlik alarak, tutkuyla, aşkla Allah sevilecek. Değil mi? İnşaAllah. Derin teslimiyetle, derin bir korku ve derin bir saygıyla Allah'la bağlantı kurulacak inşaAllah.
“Sakınıp rahmete kavuşmanız için içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir gelmesine mi şaştınız?”, diyor Allah. Tebliğ yapılacak. Değil mi? Ahir zamanda İslam'ı anlatıyoruz. İnsanlara Kur'an'ı anlattığımızda insanlar şaşırıyorlar. Aynı şekilde Peygamber Efendimiz zamanında da. “İçinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracıyla bir zikir gelmesine mi şaştınız?” Peygamber Efendimize hitap ediyor ayetin birinci kısmı. Ama ikinci kısmına baktığımızda işari manasına baktığımızda, “sakınıp rahmete kavuşmanız için içinizden sizi uyarıp korkutacak”, 1993 ebcedi. “Bir adam aracıyla bir zikir gelmesine mi şaştınız?” 2011. MaşaAllah. Bak her ikisi de Mehdi devrini veriyor. Başka da anlamı yok. Yani başka da ebcedi yok. Bunu veriyor.
“Kavmin önde gelenlerini inkar edenler dediler ki; “Gerçekte biz seni aklı bir yetersizlik içinde görüyoruz”. Sen delisin diyorlar peygamberimize. “Ve doğrusu biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz”. Yalan söylüyorsun sen diyorlar. Ahir zamanda İstanbul'da zuhur edecek yobaz da, Mehdi'ye karşı ayaklanacak yobaz da, Mehdi'yi yalancılıkla itham edecek. Yalan söylüyor diyecek. Değil mi? Bak o zamanın yobazları da peygambere aynı şeyi söylüyor. Bak doğrusu biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz diyorlar.
Ahir zamanda Mehdi'ye karşı huruç edecek, Mehdi'ye karşı tavır alacak azılı bir yobaz vardır. Bu kişi özenle yaratılmıştır Allah tarafından. İmam-ı Rabbani birçok detay varken Ahir zamanla ilgili, Mehdi devrinde onun üstünde çok durmuştur. Ahir zaman yobazının üstünde çok durmuştur. Mehdi'ye karşı tavır alacak yobazının üstünde çok durmuştur. Hud (a.s.) dedi ki, “ey kavmim bende akıl yetersizliği yoktur”, ben deli değilim diyor. “Ama ben gerçekten alemden Rabbinden bir elçiyim”, diyor. Ben bir tebliğciyim diyor inşaAllah.
(Sayın Adnan Oktar’ın 27 Ocak 2011 Samsun Aks TV’deki Sohbetinden)
ADNAN OKTAR:Şeytandan Allah’a sığınırım. 63. ayet, Araf Suresi, “Sakınıp rahmete kavuşmanız için” yani helale, harama dikkat edip Allah’ın rahmetine kavuşmanız için “içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir (kitap) gelmesine mi şaştınız?” Her bölüm ayrı. Mesela bir ayet 1993’ü veriyor. Biri 2011’i veriyor, hicri 1433 veriyor. Yani miladi 2011 tarihi. 2011’deyiz. Bak, “Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir (kitap) gelmesine mi şaştınız?” Tabii bu Peygamberimiz (s.a.v.)’e bakıyor ayet. Ama Ahir zamana, Mehdi (a.s.)’a baktığı da ebcedden çok net anlaşılıyor ve konudan da anlaşılıyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 2 Ocak 2010 tarihli röportajından Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Araf Suresi 63 değil mi? Araf Suresi sırlarla dolu bir suredir. Şeytan’dan Allah’a sığınırım “sakınıp rahmete kavuşmanız için içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracığılı ile” diyor. Değil mi? orada “…içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam…” Peygamberimiz (sav) kasdediliyor ama ahir zamana bakan yönüyle, 2011 Mehdi’ye (a.s) bakıyor. “Kavminin önde gelenlerinden inkar edenler dediler ki;” 66. ayette “gerçekte biz seni bir akıl hastası olarak görüyoruz diyorlar ve biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz.” Yalancılıkla itham ediyorlar. Ve akıl hastası oluduğunu iddia ediyorlar Peygamber Efendimizin (sav). Mehdi’de (a.s) aynı olaylarla karşılaşacaktır. Hud (a.s) diyor ki; “Ey kavmim bende akıl yetersizliği yok” Ben akıl hastası değilim diyor. “Ama ben gerçekten alemlerin Rabbinden bir elçiyim” dedi.” diyor. Hatta Araf Suresi dedim ya çok sırlarla mesela, “size Rabbimin risaletini tebliğ ediyorum” Kuran’ı tebliğ ediyorum, ebcedi 2029’dur. İslam’ın hakimiyet tarihidir inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 25 Temmuz 2010 tarihli röportajından Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Araf Suresi 63, “Sakınıp rahmete kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam,” bak “içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam,” 2011 veriyor ebcedi. Kardeşim bu şimdi çok orjinal, çok harika bir şey değil mi bu? Kuran’da nerede böyle bir ayet varsa, 2010, 2000, 2007. Yani normal ebced bakıldığında 4918, 3711, 719 böyle rakamlar çıkıyor. Ama bu ayetlerde hiç şaşmıyor.
“Kavminin önde gelenlerinden inkâr edenler dediler ki: ‘Gerçekte biz seni 'aklî bir yetersizlik' içinde...’”, yani akli dengen bozuk diyorlar. “... görüyoruz ve doğrusu biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz.” Peygamberlere hep böyle yapılmıştır. Mehdi’lere hep böyle yapılmıştır. Ahir zaman Mehdi’sine de yapılacak muamele budur. Delilikle itham edilecektir. Yalancılıkla itham edilecektir. Bu Allah’ın sünneti bu. Sünnet hiç değişmemiş. Her Peygamberde gördüğümüz kadarıyla hep delilikle itham ediyorlar. Çünkü onların o karaktersiz sistemine zıt, alışmamış adam. Kendi gibi karaktersiz olmayınca ne diyor? Deli bu diyor. Kendi gibi böyle üçkağıtçı adam göremeyince, deli diyor. Başka diyeceği bir şey yok. Çünkü bünyesine alerji yapıyor, uymuyor adamın bünyesine. O sahtekar, o dürüst. O yalan söylüyor, o doğru söylüyor. O dünyadan geçmiş, o dünyaya aşık. Öyle olunca tabii ki olay bu şekilde gelişiyor. O zaman tek diyeceği teşhis delilik teşhisi oluyor.
Sayın Adnan Oktar'ın 5 Mayıs 2013 tarihli sohbetinden Araf Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bakın Cenab-ı Allah diyor ki, Araf Suresi, 74-”yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.” Terör anarşi çıkarmayın diyor Allah, haram kılmış. “Size Rabbimin risaletini” Allah’ın emrettiğini “tebliğ ediyorum” Araf Suresi, 68. Ebcedi; 2029. Bak 2029, 9 ile bitiyor sonu da, maşaAllah. İki sıfır, iki dokuz. İki kere iki tekrar ediyor. “Size Rabbimin tebliğ ettiğini, Rabbimin bildirdiğini size aktarıyorum” Biz ne yapıyoruz? Kuran’ı aktarıyoruz. Peygamberimiz (s.a.v.) ne yaptı? Cebrail (a.s)’dan geleni aktardı. Biz de Peygamberimiz (s.a.v.)’e aktarılan bilgiyi insanlara aktarıyoruz. Şeytan’dan Allah’a sığındım. “Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez.” (Araf Suresi, 55) Duanın samimi olması lazım. Bunu özel bir konsantrasyonla, özel bir samimiyet ruhuyla elde etmek lazım. Bak, “Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin” diyor Allah. Bir de çok uzun dua değil, yani özlü, derin ve samimi dua çok önemlidir, candan, inşaAllah.
“Doğrusu Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.” (Araf Suresi, 56) Allah Allah. 56. ayet. 1996 tarihini veriyor. “Allah'ın rahmeti iyilik yapanlara pek yakındır.” Demek ki, İslam’ın hakimiyeti pek yakın. 1996’dan sonra vakit artık daraldı, inşaAllah. 2016, 2026, inşaAllah. “İçinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam” Araf Suresi, 63, 2011 tarihini veriyor. “İçinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam” Araf Suresi, 63. 2011 tarihini veriyor. Bakın, Peygamber (s.a.v.)’e ne diyorlar? Araf Suresi, 66. “Kavminin önde gelenlerinden inkar edenler dediler ki” o devrin işte basınından bir kısım, işte o sermayedarlar, o zamanın sosyetesi, o zamanın ileri gelen entel dantel takımı, dinsiz, eracif takım, o devrin. “Gerçekte biz seni 'aklî bir yetersizlik' içinde görüyoruz.” Yani senin akli dengen bozulmuş, yani delisin sen diyorlar, Peygamber (s.a.v.)’e. Kim diyor? O devrin yöneticileri, o devrin derin devleti, o devrin züppeleri söylüyor. “ve doğrusu biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz” hâşâ, yalancı, oyuncusun sen diyorlar. Ve delisin ayrıca diyorlar işine gelmediği için. Ahir zamanda Hz. Mehdi (a.s)’a ne diyecekler? Aynı şekilde “sen yalancı ve delisin” diyecekler.