Enfal Suresi, 17-19, 24-29 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 25 Nisan 2010 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım, “Ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'a ve Resûlü’ne icabet edin.” Bakın, “ey iman edenler, size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah'a ve Resûlü’ne icabet edin. Ve bilin ki muhakkak Allah, kişi ile kalbi arasına girer ve siz gerçekten O'na götürülüp toplanacaksınız. Eğer fetih istiyor idiyseniz, işte size fetih” 1985 tarihini veriyor, Mehdi (a.s.)’ın çıkış tarihi. Kuran’dan ayet. “Ama eğer (inkardan ve eski yaptıklarınızdan) vazgeçerseniz bu sizin için daha hayırlıdır. Yok, geri dönerseniz Biz de döneriz” diyor Allah. Yani “eğer siz deccaliyet yaparsanız Biz de size Mehdiyet ile karşılık veririz” diyor Allah. “Topluluğunuz çok da olsa, size bir şey sağlayamaz” diyor.

Milyonlarca, milyarlarca olabilirsiniz. Ama Allah ezerim diyor inşaAllah. “Çünkü Allah mü'minlerle beraberdir.” Yani Mehdi (a.s.) taraftarıdır Allah. Her devirde Mehdiyet taraftarı olmuştur. İnşaAllah. “Bir de: “Ey Allah'ımız, eğer bu (Kur'an) bir gerçek olarak Senin Katından ise, gökyüzünden üstümüze taş yağdır veya acı bir azap getir (bakalım).” demişlerdi”. Allah’ı denemeye kalkıyor kafirler. “Oysa sen içlerinde bulunduğun sürece, Allah onları azaplandıracak değildir.” Yani “toplam bir afat gelmez” diyor. “Sen onların içindesin, sen o beldede bulunduğun müddetçe o beldeye bir bela gelmez” diyor. Mehdi (a.s.)’ın bulunduğu yere de bir bela ve afat gelmiyor, gelmeyecek inşaAllah. Ve dolayısıyla deprem olmuyor. Bakın o toz bulutları geldi biliyorsunuz, ikiye ayrıldı, İstanbul’a yine dokunmadı. Deprem de yine Adalar’a kadar geldi hiç dokunmadı taaa çıktı çıktı Avcılar’dan inşaAllah devam etti. İnşaAllah.

“Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir. Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı”. Aynı şekilde Mehdi (a.s.)’a da bu yapılacaktır. “Onlar bu tuzağı hazırlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu” diyor. “Ben de bir tuzak kuruyordum o anda” diyor Allah. “Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır” diyor Allah. “Ben daha yaman tuzak kurarım” diyor Allah, inşaAllah. “Hatırlayın; hani sizler sayıca azdınız”, sayınız azdı, Mehdi (a.s.) talebelerinin sayısı az olacak biliyorsunuz. “Ve yeryüzünde zayıf bırakılmıştınız”, herkes hakaret edecek, iftira edecek Mehdi (a.s.)’a, tutuklamaya kalkacaklar.

“İnsanların sizi kapıp-yakalamasından korkuyordunuz.” Mesela polisin alıp götürmesinden veyahut bir başkasının, mesela çetelerin alıp götürmesinden çekiniyordunuz. “İşte O, sizi (yerleşik kılıp) barındırandı, sizi yardımıyla destekledi ve size temiz şeylerden rızıklar verdi. Ki şükredesiniz.” Mesela iftira atılır gelir seni alır bir oyun olur, polisi tenzih ederim de ama onun kanalıyla bir oyuna insanı sürükleyebilirler. Polis masumdur ama, orada insanlar onu kullanmaya kalkabilirler. Veyahut bir çete bir örgüt yapabilir, bir şey yapabilir. İnşaAllah. “Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Müminleri kendilerine güzel bir imtihan etmek için diyor. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir”. Yani her şeyi ben yaratırım diyor Cenab-ı Allah. Bir şeyi attığınızda ben atarım. Siz atıyormuşsunuz gibi görünür. Ama doğrusu ben atarım diyor Allah.

 


Enfal Suresi, 27-30, 33 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 29 Haziran 2010 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Enfal Suresi, 27.

SUNUCU: “Ey iman edenler, Allah'a ve Resûlü’ne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin.”

ADNAN OKTAR: Peygamberimiz (s.a.v.)’e o devirde münafıklar ihanet ediyorlardı, kahpelik alçaklık yapıyorlardı. Mesela sıkıştıklarında, münafıklar evini kutsal gösteriyor, ailesini kutsal gösteriyor. Halbuki Allah büyüktür, Resul (s.a.v.) büyüktür, değil mi? Asıl o önemlidir. Yani aile niçin önemli oluyor? Evimiz açıkta diyorlardı Peygamberimiz (s.a.v.)’e onunla beraber olmamak için, Peygamberimiz (s.a.v.)’le beraber. Mücadelede bir şey olur, başına bir şey gelir gibisinden. Niye gelmiyorsunuz dendiğinde, niye Müslümanlarla birlikte mücadele etmiyorsunuz dendiğinde, evimiz açıkta diyor. Herkesin evi açık. Her Müslüman’ın evi var, bir tek senin mi evin var? Her Müslüman evim açık derse ne olur? Hiçkimse ile mücadeleye gidemez o zaman değil mi? Münafıkların bir vasfı olarak, bahaneleri olarak, ailelerini ve evlerini göstermesini Kuran, onları aşağılayarak açıklıyor. Yani münafığın üslubudur bu. Bak Allah diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım. 28. ayet hemen devamı zaten ayet, deminki 27. ayetti. “Bilin ki, mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitnedir.” Bak mallarınız ve çocuklarınız ancak bir fitnedir. İmtihan konusudur. “Allah yanında ise büyük bir mükafat vardır.” Allah’ın yanında olursanız, Resulullah (s.a.v.)’tan yana olursanız, büyük mükafat alırsınız diyor Allah.

“Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız,” Yani helale-harama dikkat eder, Allah’tan korkarsanız, “size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir.” Yani kafanız açılır diyor Allah. Keskin ve doğru ve dürüst, samimi bakış açısı verir size Allah, her şeyin doğrusunu görürsünüz diyor. “Kötülüklerinizi örter,” yaptığınız bir hata varsa, onu örter Allah, kapatır diyor. “Ve sizi bağışlar.” günahlarınızı da bağışlar, yani onu ortaya çıkarmaz diyor Allah. Allah büyük fazl sahibidir diyor. “Hani onu inkar edenler seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla tuzak kuruyorlardı.” Demin kardeşimizin gösterdiği ayet. “Ancak bu tuzağı hazırlıyorlarken, Allah da bir düzen, bir karşılık kuruyordu.” Mehdi (a.s.)’ye de tuzak kuracaklardır, Allah’da karşı tuzak kuracaktır. Mehdi (a.s.)’den yana olan, Allah’ın kurduğu sistem deccaliyeti ezecektir. İnşaAllah. “Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır.” Hayırlısıdır, inşaAllah.

“Oysa sen içlerinde bulunduğun sürece, Allah onları azaplandıracak değildir.” Peygamber (s.a.v.)’in olduğu bir beldeye bela gelmiyor. Mesela Mehdi (a.s.)’nin bulunduğu yere bela gelmez, toplu bela gelmez. Mesela İstanbul’da deprem olmayacak Mehdi (a.s.) var dedim, bütün bilim adamları dedi ki; “olsun deprem olacak.” önümüzdeki 10 yıl içerisinde dediler, kısa süre içerisinde deprem olacak dediler. Ben de olmayacak dedim. Hiç deprem muhabbeti duyuyor musunuz? Hepsi benim dediğimi kabul etti sonunda. Dedim ki bak, ekonomik kriz bu yıl bitecek dediler. Ben dedim ki “7 yıl sürecek ekonomik kriz” dedim, Kuran’dan ve hadisten delil getirdim, 7 yıl sürecek dedim. IMF diretti diretti, diretti, diretti. En sonunda IMF resmi açıklama yaptı dedi ki, “evet”, dedi, “7 yıl sürecek”, dedi. “2014'te ekonomik kriz duracak”, dedi. Ne dediysek o. İnşaAllah. Önce bir diretiyorlar sonra dediğimi kabul ediyorlar. Bakın depremin olması mümkün değil İstanbul'da inşaAllah. Mehdi bulunduğu için. Olmaz. İnşaAllah. Yani toplu bir felaket de olmaz. İnşaAllah.

 


Allah kendisi'nden korkup sakınanlara anlayış verir

 

Doğruyu yanlıştan ayıran bir anlayış, Allah'ın Kendisi'nden korkanlara, Kuran ayetlerinde müjdelediği bir sırdır ki bu anlayışın adı “akıl”dır. Allah bunu Enfal Suresi'nde şöyle bildirir:

“Ey iman edenler, Allah'tan korkup-sakınırsanız, size doğruyu yanlıştan ayıran bir nur ve anlayış (furkan) verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. Allah büyük fazl sahibidir.” (Enfal Suresi, 29)

Bir önceki konuda söz edildiği gibi, Allah inkar edenlerin akıllarını ve anlayışlarını kapatır. Bu insanlar ne kadar zeki olurlarsa olsunlar, akıldan yoksun olurlar ve dinle ilgili en açık konuları dahi kavrayıp anlayamazlar. Akıl, sadece müminlere has bir özelliktir. Toplum içinde pek çok insan zeka ile aklın aynı şey olduğunu zanneder. Oysa zeka her insanın sahip olduğu zihinsel bir yetenektir. Örneğin bir insanın atom mühendisi olması veya matematikte başarılı olması onun zeki olduğunu gösterir. Akıl ise kişinin Allah'tan korkması ve vicdanını kullanması ile artan bir özelliktir, zeka ile bir ilgisi yoktur. Bir insan çok zeki olabilir ama Allah korkusu yoksa akıllı değildir.

Bu yüzden akıl, inananlara verilen çok büyük bir nimettir. Böyle bir anlayıştan yoksun olan insan içinde bulunduğu kötü durumun dahi farkına varamayacak haldedir. Örneğin sahip olduğu gücü ve imkanı kendinden zanneden bir insan bununla böbürlenir, kibirlenir ve insanlara gösteriş yapar. Bu o insanın akılsızlığının bir göstergesidir. Çünkü, akıl sahibi olsa Allah dilemedikçe hiçbir şeye güç yetiremeyen aciz bir insan olduğunu bilir ve ona göre tevazu ile davranır. Allah'ın dilemesi ile birkaç saniye içinde elindeki tüm mülkün yerle bir olabileceğini veya kendisinin ölümle karşılaşarak herşeyini dünyada bırakıp hesap vermek üzere cehennemin kenarında durdurulabileceğini düşünmez. Bunlar aklına bile gelmez. Halbuki tüm bunlar, onun sahip olduklarından daha kesin ve gerçektirler. Ancak Allah'tan korkup sakınan müminler bu anlayışa sahiptirler ve onlar dünya hayatının aldatıcı yönüne kapılmaz, herşeyin iç yüzünü ve gerçek yönünü bilerek yaşarlar. Allah imanlarından dolayı müminlere anlayış verir ve Allah'a olan yakınlıkları arttıkça, anlayış ve kavrayıştaki derinlikleri de artar, Allah'ın yaratışındaki sırlara daha çok vakıf olurlar.