Sayın Adnan Oktar'ın 30 Ocak 2010 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bismillah, şeytandan Allah'a sığınırım. Enfal Suresi, 39. “Fitne kalmayınca”. Fitne nedir? Adam öldürme, asma, kesme, insanların canını yakma, korkutmak, üzmek. İnşaAllah. “Ve dinin hepsi”, tamamı, “Allah'ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin”. Bu Mehdi'ye emirdir bu. Allah'ın emri, Mehdi'ye emri. Fitne yeryüzünden kalmayacak, dinin hepsi de Allah'ın olacak Mehdi zamanında. İnşaAllah. Mesih zamanında. “Şayet vazgeçecek olurlarsa şüphesiz Allah yaptıklarını görenler”. Halim diyor Allah. Güzel davranın.
“Geri dönerlerse bilin ki gerçekten Allah sizin Mevla’nızdır”. Şu an zaten yenildi küfür. “O ne güzel Mevla'dır, ne güzel yardımcıdır”, diyor Allah. Bak Allah güzelliğin üstünde duruyor. “Gerçek şu ki inkar edenler insanları Allah'ın yolundan engellemek için mallarını harcarlar”. Mesela bu mucize. Ya bir adamın dinsiz olduğunu düşün. Değil mi? Dünyaya dalması lazım. Mesela adamın on trilyonu varsa bunu keyfine, zevkine, eğlenceye daha değil mi? Hayatı da kısa olduğuna göre, ahirete de inanmadığına göre, her şeyi bu dünyada gördüğüne göre, bir an önce o paraları harcayıp dünyasını yaşamak. Mucize oluyor. Bak ne oluyor?
“Gerçek şu ki”, diyor, “inkar edenler insanları Allah yolundan engellemek için mallarını harcarlar”. Bak bundan böyle de harcayacaklar diyor Allah. Hayrettir. Adam vakıf kuruyor sırf dinsizlikler yansıtıyor. Yani işini gücünü bırakıyor. Sabahtan akşama kadar. Mesela şu Dawkins. Ya adam sabahtan, “işin ne dersen?” Allah'ı inkar. Başka bir konusu yok adamın. Gecesini gündüzünü, imkanlarını, parasını her şeyini bu yolda harcıyor. Bak diyor ki Allah, “bundan böyle de harcayacaklar”, diyor. Sonra da bu onlara diyor yürek acısı olacak diyor Allah. İnşaAllah. Ciğer acısı olacak diyor. Yani İslam'ın dünya hakimiyetini gördüklerinde ahirette de Allah'ın varlığına kesin kanı olduklarında yürek acısı olacak diyor.
“Sonra bozguna uğratılacaklardır”, diyor. Ve şu an oldu. İlmin yönden bozguna uğradılar. Bak, “inkar edenler sonunda cehenneme sürülüp toplanacaklardır”. Hepsini toplayacağım diyor Allah. İnşaAllah. Bu “Allah'ın murdar olanı”, yani kötü olanı, “temizden ayırt etmesi”, yani kirli olanı temizden ayırt etmesi, “murdarın bir kısmını bir kısmını üzerine kılıp tümünü biriktirerek”, bütün küfrü bir araya getirip biriktirerek ben onun için müsaade ediyorum diyor Allah. Topluyorum onları diyor. Yani bir kavanozun içine pislik doldurur gibi yani böyle hayvan pisliğini köylerde falan yığıyorlar ya böyle gübreyi. Yani onları böyle gübre gibi yığarım diyor Allah. “Tümünü biriktirerek cehenneme atması içindir”. Amacım bu diyor Allah.
“İşte bunlar hüsranına uyanlardır”. Bak Allah'ın şefkatine, “o inkar edenlere de ki; “eğer vazgeçerlerse geçmişte yaptıkları şeyler bağışlanacaktır”. Ne yaparsa yapsın. Bağışlayacağım diyor Allah'ım. “Ama yine dönecek olurlarsa önceki toplumlara uygulanan sünnet”, Allah'ın sünnetullahı, “muhakkak onların başlarına geçmiş olacaktır”. İntikam alacağım diyor Allah. İnşaAllah. Evet inşaAllah.
Enfar Suresi, 42. Şeytandan Allah'a sığınırım. “Hani siz vadinin yakın kenarında onlar uzak yamacındaydılar. Kervan ise sizden daha aşağıdaydı”. Şimdi burada bir konum belirtiliyor. Yani burada bu ayet hiçbir ayet boş yere anlatılmaz. Bir şey anlatılıyordur. “Müslümanlar vadinin yakın kenarında”. Bir vadi derler. Yakın kenarında. “Onlar uzak yamacındaydılar”, diyor. Karşı taraftaydılar diyor. Kervan ise yol ise aşağıdan geçiyordu diyor. İnşaAllah. Yol aşağıdan geçiyordu diyor. Bir de karşı tarafta yerleşim var diyor. Siz de bu tarafta oturuyordunuz diyor. İnşaAllah. Burada bir koordinat var. Bak kervan da aşağıdan geçiyor diyor.
“Eğer sözleşseydiniz kaçınılmaz olarak sözleşme yeri hakkında anlaşılmazlığa düşerdiniz. Ancak Allah olacağı olan işi gerçekleştirmek için böyle yaptı. Böylece helak olacak kişi apaçık delilden sonra helak olsun”. Ben özel meydana getiriyorum bu sistemi diyor Allah, “diri kalacak kişi apaçık bir delilden sonra hayatta kalsın. Şüphesiz Allah gerçekten işitendir bilendir. Hani Allah onları sana uykunda az gösteriyordu”. Mesela bize de şimdi küfrü ve delaleti Allah az gösteriyor. Halbuki dünya çapında dünya derin devleti var. Yani akıl almaz bir güç. Ama bize kuş sürüsü gibi geliyor.
Ellerine sağlık. Bak ben günlerden beri hocama söylüyorum. Daha yeni bize Osmanlı kahvesi yeni geliyor. Bana sürekli Nescafe deyilen böyle zehir gibi bir kahve çeşidi var. Simsiyah o geliyordu. Dedim bana halis Osmanlı kahvesi rica ediyorum. Ve şu an bol köpüklü Osmanlı kahvem geldi ama programda bitmek üzere. Çok teşekkür ediyorum. Sağ ol, var ol.
“Hani Allah onları sana uykunda az gösteriyordu”. Mesela dünya çapında Amerika'da, İngiltere'deki Masonluğu, Darwinist, Materyalist dev sistemi Allah bize az gösteriyor. “Eğer sana çok gösterseydi gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız”, diyor. Ama evelAllah tabii Allah'a iyi gelsin. İnşaAllah. “Ve iş konusunda gerçekten”, tabii Cenab-ı Allah ne takdir etse o olur. Ama şu an bizim durumumuz bu. Yani biz çekinmiyoruz. Ama oradaki yani askeri güç olduğu için muazzam bir askeri güç olduğu için hakikaten bir insani şey olarak yılgınlığa kapılacaktınız diyor. Bizim işimiz daha kolay tabii ama orada adamlar palayla gürzle falan it kopuk takımı on binlerce adam bekliyor aşağıda. Müslümanlar bir avuç. Şimdi bu çok ürkütücü bir durum tabi Müslümanlar için. Yani zayıf olan, peygamberimiz aslanların aslanıdır. O şey yapmaz ama bir kısmını Kur'an kastediyor, ürkerdiniz, çekinirdiniz. Bir kısmı çekinebilirdin. Tabi doğrusunu Allah bilir. Veyahut hepsi de kastediyor olabilir oradaki insanların.
“Gerçekten çekişmeye düşerdiniz. Ancak Allah esenli kurtuluş bağışladı. Çünkü o elbette sizlerin özünde saklı olanı bilendir. Karşı karşıya geldiğinizde Allah olacağı işi gerçekleştirmek için onları gözlerinizde az gösteriyor. Sizi de onların gözlerinde azaltıyordu”. Mesela bizi de onları çok az bir şey zannediyorlar. Halbuki biz dev bir orduyuz. MaşaAllah. Bir buçuk milyarlık bir orduyuz. “Ve bütün işler Allah'a döndüğüdür. Ey iman edenler bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman dayanıklılık gösterin ve Allah'ı çokça zikredin”. Yani küfür size saldırdığında, “ki kurtuluş felah bularsınız”. Yani Müslümanlara ani saldırabilir mesela gece yarısı saldırılabilirler. Başka türlü olabilir. Ne yapılacak diyor bak Allah.
“Bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman”, bir topluluk size saldırdığı zaman basınla olabilir. Başka mesela iftirayla olabilir. Her şey olabilir. “Dayanıklılık gösterin”. Ayağınız çözülmesin. İnşaAllah. “Ve zikrullah'a devam edin”. Allah'a çok zikredin. “Ki kurtuluş felah bulursunuz”. Mutlaka kurtarırım diyor Allah. Yani onların hepsi rüyadır yani. Hepsini ezer geçerim diyor Cenab-ı Allah. “Allah'a ve Resulüne itaat edin”. Kur'an'a tabi olun. Peygamber'e, elçiye itaat edin. “Çekişip birbirinize düşmeyin”. Müslümanlar birbirine uğraşmayacak. Onun için söylüyorum. Mahalle bilmem neyi gibi oturup birbirinden dedikodu etmeyecekler. Birbirine uğraşmayacaklar.
“Birbirinize düşmeyin. Çözülüp yılgınlaşırsınız”. Şimdi olan işte budur. Çözülüp yılgınlaştılar. Bin bir parçaya bölündüler ve yılgınlaştılar. “Gücünüz gider”, güçleri gitti. Bir avuç küfre teslim oldu. Bir buçuk milyar İslam alemi. “Sabredin şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir”. İşte bu olay çekişip birbirine düşme olayını Mehdi ortadan kaldırıyor. Bir. Çözülüp yılgınlaşmayı ortadan kaldırıyor. İki. İnşaAllah. Gücü, giden gücü geri topluyor. Üç. Sabrı Müslümanları tavsiye ediyor. Dört. MaşaAllah. Ve o yüzden de bunun akabinde bir dünya hakimiyete geliyor. Bu olan olayı Mehdi çözmüş olacak. İnşaAllah. İslam aleminde yapılan meydana gelen bu yanlışlığı Mehdi düzeltiyor inşaAllah.
Şeytanın Allah'a sığınırım. Nedeni şu diyor Allah. “Bir kavim kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah ona nimet olarak bağışladığını değiştirici değildir”. Osmanlı'nın yıkılışını Allah işte açıklıyor Evet gittiler Darwinist, materyalist oldular Osmanlı aydınları. İslam'dan Kur'an'dan çekildiler, İslam ahlakını uygulamamak için. Allah'a şükür yok oldu geniş çapta, Allah'ta nedeni açıklıyor neden yıktığını Osmanlı'yı. Nedeni şu, yani geniş tabi anlamı Osmanlı'ya yönelik kısmını söylüyorum.
“Bir kavim kendinde olanı değiştirinceye kadar Allah ona nimet olarak bağışladığını değiştirici değildir. Allah şüphesiz işitendir, bilendir”. Her şeyi görüyorum ben diyorum. Osmanlı döneminde yapılan hata şimdi düzeltiliyor işte. İnşaAllah. Darwinist, materyalist felsefeyi ortadan kalkacak. Kalktı. Yani boynunu kırdık küfrün. MaşaAllah. Ve İslam dünyaya hakim olacak. Türk-İslam Birliği oluşacak. İnşaAllah. Bakın, yüzlerce kere söyledim. Milletin nefesi kesilecek on yıl sonra. İnşaAllah hocam. Acayip şaşıracaklar dediklerimin doğru çıkmasından. Adnan Hoca söylüyor. Ummuyorlar benden. Yani sözlerimden de ummuyorlar. Yani bu acayip şok meydana getirecek. Yani buna nefesleri kesilecek. Yani ummadıkları bir insanın sözünün doğru çıkmasına şaşıracaklar. Bak İstanbul'da dedim deprem olmayacak dedim. Dediğim oldu.
OKTAR BABUNA: Aynısını söylüyorlar hocam. Aynısını söylüyorlar.
ADNAN OKTAR: Bak 7 yıl sürecek dedim kriz, ekonomik kriz. Bütün dünya benim sözümü kabul etti. Bak IMF'in resmi açıklaması. Yani adamlarda ilmi yani mali bilgiye dayalı hiçbir bilgi yok. Metafizik açıklamayı kabul ettiler. 7 yıl.
OKTAR BABUNA: Aynısını söylüyorlar hocam. Bu İstanbul'da depremin eşik yılı 2033 diyor Türkiye'de depremler durdu mu? Hepsi daha önce deprem olacak diyen profesörler. Türkiye'de depremler durdu mu? İstanbul’u korkutacak enerji birikimi yok. Birkaç ay evvel tam tersini söylüyorlardı. MaşaAllah.
ADNAN OKTAR: Oldu olacak olmak üzere. Hazır olun diyorlardı. Bak hepsi benim sözüme geldiler. Değil mi?
OKTAR BABUNA: Evet hocam. Siz söyledikten sonra olmayacak demeye başladılar. Kuraklık aynı şekilde hocam inşaAllah.
ADNAN OKTAR: Bak dedim kuraklık böyle bir şey yok dedim. Küresel ısınma yok. Hatta resmi ağızlarda çok yoğunlar küresel ısınma başladı “Eyvah” dedim. Bak. Baraj kapaklarını açtılar şimdi. Bütün barajlar %100 doldu. Yani muazzam bir bereket. “Mehdi'nin olduğu yerde bol yağmur olacak”, diyor Resulullah (sav). “Ve nebatat da”, diyor bitkiler de “coşacak” diyor Resulullah. İnşaAllah. Mehdi'nin bereketiyle Allah onu vesile ediyor inşaAllah.
OKTAR BABUNA: İnşaAllah hocam elhamdülillah.
Sayın Adnan Oktar'ın 22 Şubat 2011 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ALTUĞ BERKER: Hocam, Allah yolunda cehd etmenin, tebliğ yapmanın ve İslam’ı yaymanın önemiyle ilgili ayet okuyorum inşaAllah. Enfal Suresi 39. ayet, şeytandan Allah’a sığınırım; “Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin.”
ADNAN OKTAR: “Fitne yeryüzünden kalkıncaya kadar, din Allah’ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin.” Bana diyorlar ki; “Mehdiyet’le ilgili ayet var mı?”, işte apaçık ayet, çok net ayet. Bu dünya hakimiyeti ayetidir. Fitne nedir? Mesela bak her yerde Müslümanları, Müslüman olmayanları da katlediyorlar, o da fitnedir yani Hristiyanları katletmek de fitnedir, Musevilerin katledilmesi de fitnedir, Müslümanın katledilmesi de fitnedir, şehit edilmesi.
Sayın Adnan Oktar'ın 19 Nisan 2011 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bak yine İttihad-ı İslam’ın, Allah’ın dinini yaymanın farz olduğunu nereden anlıyoruz? Enfal Suresi, 39. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Fitne kalmayıncaya,” İslam’ın hakim olmadığı her yer fitnedir, Kuran’a göre böyledir. “...Ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar,” İslam bütün dünyaya hakim oluncaya kadar “...onlarla mücadele edin.” Anlatın, film gösterin, kitap dağıtın ne yapıyorsanız yapın, zulüm yok ama, zorlama yok, baskı yok. Dinde zorlama yok, haram. Açık ayet var, Allah “Dinde zorlama yok” diyor. Yok ben zorlarım diyorsan, Kuran’a karşı mücadele veriyorsun demektir.
Sayın Adnan Oktar'ın 9 Eylül 2012 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: “Hani siz vadinin yakın kenarındaydınız.” diyor Cenab-ı Allah Enfal Suresi’nde. Geçen günde söylemiştim. “Onlar uzak yamacındaydılar, kervan ise sizden aşağıdaydı.” (Enfal Suresi, 42) “Aşağıdan da yol geçiyordu” diyor Cenab-ı Allah. “Vadinin bir yamacında siz vardınız, karşı tarafta da insanlar vardı.” diyor, vadinin karşı tarafında. “Aşağından da yol geçiyordu.” diyor. Bir yer anlatıyor. “Hani Allah onları uykunda sana az gösteriyordu.” (Enfal Suresi, 43) Bize de Darwinistleri Cenab-ı Allah güçsüz gösterdi. Hakikaten sonunda adamlar güçsüz hale geldi. Halbuki dünya çapında, çok büyük bir yapıymış. Bütün dünyaya hakim bir güçmüş. Dev olması, bilmem ne olması bir şeyi değiştirmedi. Şeytandan Allah’a sığınırım. Enfal Suresi 39. “Fitne kalmayıncaya kadar” Allah “mücadele edin” diyor. “ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar mücadele edin.” diyor. Allah’ın emri.
Sayın Adnan Oktar’ın 26 Nisan 2014 tarihli sohbetinden Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bismillah, Enfal Suresi, 39. Cenab-ı Allah diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım. “Fitne kalmayıncaya kadar mücadele edin” “dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar mücadele edin.” Dinin hepsi bak, dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar. “Din dünyaya hakim oluncaya kadar” yani, “mücadele edin” diyor.
Enfal 45- “Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklılık gösterin ve Allah'ı çokça zikredin-ki, kurtuluş (felah) bulasınız.” Bize komplo yapıldığında 99’da, Gökalp polis arabasına binerken bu ayeti okumuştu, hatırlıyorum. Çok iyi hatırlıyorum, hiç korkmamıştık. Bak, “Ey iman edenler” şeytandan Allah’a sığınırım. “Bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman, dayanıklılık gösterin” Bu iddia edilen Ergenekon terör örgütünün komplocularına karşı böyle bir söz söylemişti. Bak, şeytandan Allah’a sığınırım. “Ey iman edenler, bir toplulukla karşı karşıya geldiğiniz zaman” Yani Allah düşmanlarıyla karşı karşıya geldiğiniz zaman. “Dayanıklılık gösterin ve Allah'ı çokça zikredin. Ki kurtuluş (felah) bulasınız.” Hatırlıyorsun değil mi? Polis minibüsüne binerken kapısında söylemiştin. Aferin, inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 20 Ocak 2011 tarihli röportajından ahirette sorulması muhtemel Kuran ayetleri ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Mesela bakın, Al-i İmran Suresi, 103’te Cenab-ı Allah, şeytandan Allah’a sığınırım; “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın.” Bana diyor ki arkadaş; “Ahir zamanda Mehdiyet’i anlatıyorsunuz, İslam’ı anlatıyorsunuz bize ahirette soracaklar mı?” diyor. Ona ahirette sorulacak soruları söylüyorum. Al-i İmran Suresi 103, “Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın”. Adam oraya sallanarak gelecek, diyecek “Ben dağıldım ve Allah’ın ipine de sımsıkı sarılmadım” diyecek. Bu nedir? Bu bölünmüşlük işte, ayrılma. Anti-Mehdi hareket demektir. Bunun cevabını vereceksin. Veremezsen ne yapacaksın?
Al-i İmran Suresi 104, “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” Bu topluluk nedir? Hz. Mehdi (a.s) grubudur, Mehdiyet’tir. Böyle bir topluluğa yardım ettin mi sen? Allah bunu sorduğunda ne diyeceksin? Bak, diyor ki; “Hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun.” “Bu topluluk beni ilgilendirmedi” dersen sen, ne olacak durumun ahirette? Al-i İmran Suresi, 105; “Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, parçalanıp ayrılan ve anlaşmazlığa düşenler gibi olmayın.” Sen parçalanmışsın, ayrılmışsın; mezheplere, tarikatlara, tarikatlar içinde yine gruplara, gruplar içinde yine gruplara ayrılmışsın ve Müslümanlara yönelik nefret dolu ifadelerin var. Ağzına hiç sevgiyi almazsın, şefkati almazsın; dostluğu, kardeşliği almazsın; birlik, bütünlüğü almazsın. Böyle tiplere dikkat edin, hayatlarında sevgiden bahsetmezler. Bakın yazılarına, açın internetten, oradan buradan, gazetelere de bakabilirsiniz. Mesela 500 tane yazısı çıktıysa bir bakın, hangi yazısında sevgiden bahsetmiş, hangi yazısında şefkatten, merhametten, dostluktan, kardeşlikten, birlikten, beraberlikten, İttihad-ı İslam’dan, Türk-İslam Birliği’nden, İslam ahlakının dünya hakimiyetinden bahsetmiş. Bol bol dedikodu, laf sokma, ona buna iftira atsın, buğz etsin, tekvir etsin. Böyle şeyler olursa ahirette bunun hükmünün ne olacağını kendisi görür ahirette, inşaAllah.
Enfal Suresi, 39; bakın Cenab-ı Allah diyor ki, şeytandan Allah’a sığınırım; “Fitne kalmayıncaya ve dinin hepsi Allah'ın oluncaya kadar onlarla mücadele edin.” Bu Mehdiyet değil mi? Bak, “Fitne kalmayıncaya kadar”; fitne ne demek? İslam’ın, Kuran’ın ulaşmadığı, İslam ahlakının yaşanmadığı her yer fitnedir. Sevginin, merhametin, şefkatin olmadığı; terörün, anarşinin olduğu her yer fitnedir. “Ve dinin hepsi Allah’ın oluncaya kadar,” din her yönden dünyaya hakim oluncaya kadar onlarla mücadele edin” diyor. Sen yapıyor musun bunu? Yok. Bu ayet neyi anlatıyor? Mehdiyet’i anlatıyor. Sen diyorsun ki, “Mehdiyet’ten nerede bahsediyor?” İşte burada bahsediyor. O illa istiyor ki, falanca kişi Mehdi’dir diye Kuran’da yazsın istiyor. Böyle yazmaz. İslam aleminin lideri olan kişiye biz Mehdi (a.s) diyoruz. Ve o topluluğa, İslam’ı dünyaya hakim eden, vesile olan topluluğa Mehdiyet grubu diyoruz, Mehdi topluluğu diyoruz.
Şura Suresi, 13; “Dini (İslam’ı) dosdoğru ayakta tutun ve onda ayrılığa düşmeyin.” Mezheplere, cemaatlere, gruplara ayrılıp birbirinizle uğraşmayın. Birbirinizi tekfir etmeyin. Birbirinizle mücadele etmeyin. Birbirinizi sevin, dost olun. Yemeğinize gidin. İftarlara gidin. Kardeş olun, birbirinizin evine gidin, komşuluk edin, sohbet edin. Birbirinizi koruyup, kollayın. İyi günde, zor günde birbirinize destek olun. Ayetin anlamı bu.
Şura Suresi, 14; şeytandan Allah’a sığınırım, “Onlar, kendilerine ilim geldikten sonra,” yani Kuran’ın bilgisi, İttihad-ı İslam’ın önemi, Türk-İslam Birliği ile ilgili bütün bilgiler geldikten sonra, “yalnızca aralarındaki 'tecavüz ve haksızlık' dolayısıyla ayrılığa düştüler.” Enaniyet, gurur ve kibirden ayrılığa düşüyorlar. Allah bunu telin ediyor işte, Kuran’da. Bunun hesabını verecekler ahirette, bu ayetlerin.
Zümer Suresi, 43; “Çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” Alevi, Sünni, Bektaşi, Vahhabi; birbirinize yönelip düşmanca bakış açınız olmasın. Birbirinizden nefret etmeyin. “Çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider.” Şimdi çözülüp yılgınlaşmadılar mı? Çözülüp yılgınlaştılar. Güçleri gitmedi mi? Gitti. Bak, “Amerika’dan çekiniyoruz” diyorlar, “İsrail’den çekiniyoruz” diyorlar. Türk-İslam Birliği’ne yanaşmayan bayağı bir insan var. Bu ayetin hükmü ahirette sorulacak, inşaAllah.
Enfal Suresi, 73; “İnkâr edenler birbirlerinin velileridir”. Deccaliyet, deccal orduları birbirilerinin velileridir. “Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız),” birbirinizi desteklemezseniz,”yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat),” anarşi ve terör,”olur” diyor Allah. Sen bunu yapıyor musun? Yapmıyorsun. Yapana destek oluyor musun? Olmuyorsun.Bu ayetin de hesabını vereceksin, inşaAllah.
Şura Suresi, 39; “Ve haklarına tecavüz edildiği zaman,” Afganistan’a, Irak’a, Moro’ya, Çad’a saldırıldığında; küfür, tuğyan, dalalet Müslümanın ırzına, namusuna, dinine, imanına saldırdığı zaman, “birlik olup karşı koyanlardır” diyor. Sen birlik olup savundun mu? Olmadın. Birlik olmak için gayret ettin mi? Etmedin. İşte bu birlik olması için yapılan gayrete Mehdiyet diyoruz biz, Mehdilik hareketi deniyor, inşaAllah. Birlik olup karşı koyuyorsan başında bir lider olur. Topluca karşılık verirsen ilimle, bilgiyle, akılla, sevgiyle, bunun adına biz Mehdiyet diyoruz.
Saff Suresi, 4; “Şüphesiz Allah, Kendi yolunda, sanki birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi,” binalar var ya, birbirine yapışık binalar,”saf bağlayarak mücadele edenleri Allah sever” diyor. Sen bunu yapıyor musun? Yok. Sen internet sayfalarından, oradan buradan, kudurmuş gibi Müslümanlara saldıracaksın, iftira atacaksın, hakaret edeceksin, tekfir edeceksin, İttihad-ı İslam’a karşı olacaksın, Türk-İslam Birliği’ne karşı olacaksın, Mehdiyet’e karşı olacaksın. Sonra da kendini doğru yolda zannediyorsun. Kuran’ın bu hükmüne giriyorsun. Ahirette bu hükmü açıklamak durumunda kalacaksın. Tabii açıklayabilirsen.
En’am Suresi, 159; “Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip kendileri de gruplaşanlar, sen hiçbir şeyde onlardan değilsin. Onların işi ancak Allah'adır. Sonra O, işlemekte olduklarını kendilerine haber verecektir.” Bak, “Gerçek şu ki, dinlerini parça parça edip,” adam parça parça etmemiş mi dinini? Kendileri de gruplaşmamış mı? “Kendileri de gruplaşanlar” diyor. “Sen hiçbir şeyde onlardan değilsin.” İşte burada Mehdi (a.s)’a hitap var. Mehdi (a.s) çünkü gruplaşmayı ve dinin parça parça olmasını kabul etmiyor. Mehdi cemaati ve Mehdi (a.s) kabul etmez. Biz de kabul etmiyoruz Mehdiyet grubu olarak, çünkü biz de Mehdi (a.s) talebesiyiz. Ben de Mehdi (a.s) talebesiyim ve kabul etmiyorum. Tabii şu an zaruri olarak mezhepler var. Ama Mehdi (a.s.) çıktığında mezhepler kalkıyor, gruplar kalkar. Cemaatler, tarikatlar olmaz. Bütün Müslümanlar, hepsi ittifak halinde olacaklar. Bütün Türklük alemi, bütün İslam alemi bir bütün; blok, bütün olacak, inşaAllah.
Al-i İmran Suresi, 104. O kadar çok ayet var ki; “Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.” İşte bu Mehdi cemaatidir, inşaAllah.
“Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar” mesela Afganistan, Irak, “Bize Katı’ndan bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize Katı’ndan bir yardım eden yolla.”“ Bu nedir? Mehdi (a.s.), Mehdi (a.s.) beklentisi işte, Kuran’da açık açık geçiyor. “Katı’ndan bir veli” nedir? Koruyucu, sahip; ‘Sahib-i Zaman’ değil mi Mehdi (a.s)’ın lakabı? “...gönder. Bize Katı’ndan bir yardım eden yolla.” Nedir bu, Müslümanların lider istemesinin sebebi? İşte Mehdi (a.s)’ı beklemeleri. “…diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına niye mücadele etmiyorsunuz?” diyor Allah; Nisa Suresi, 75’te.
Nisa Suresi, 76; “İman edenler Allah yolunda mücadele ederler; inkar edenler ise tağut yolunda mücadele ederler. Öyleyse şeytanın” deccalin “dostlarıyla mücadele edin. Hiç şüphesiz, şeytanın,” deccaliyetin, “hileli-düzeni pek zayıftır” diyor Allah. Darwinizm, materyalizm gibi pek zayıf, vurdun mu gidiyorlar.
Nisa Suresi, 84; “Artık sen Allah yolunda mücadele et, kendinden başkasıyla yükümlü tutulmayacaksın. Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et.” Ben ne yapıyorum? Müminleri hazırlayıp teşvik ediyorum. İttihad-ı İslam’a, Türk-İslam Birliği’ne. Demek ki bu Allah’ın hükmü. “Mü'minleri hazırlayıp-teşvik et. Umulur ki Allah, küfredenlerin,” materyalist, Darwinist, ateist düşüncenin, “ağır-baskılarını,” televizyonlardan, radyolarda, internetten yaptıkları; müşriklerin, münafıkların, yobazların,”ağır-baskılarını geri püskürtür. Allah, 'kahredici baskısıyla' daha zorlu, acı sonuçlandırmasıyla da daha zorludur.” Yani Mehdiyet’i yenmenin imkanı olmadığını söylüyor Allah.