Enfal Suresi, 47-48 Ayetlerinin Tefsiri

(Refahtan şımarıp azmak)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 29 Nisan 2015 tarihli sohbetinden Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Bir de yurtlarından, refahtan şımarıp azıtarak”. Hayret, refahın insanları şımartması ve azdırması. Yani bir tabak yemek yiyorsun ama adam azıyor ve şımarıyor garip bir şekilde. “Refahı şımarma ve azıtma”. Mucize bu. Normal bir insanken deliye dönüyor, şımarıyor. Ve azıtıyor. Refahtan. Peygamberimiz zamanında Cenab-ı Allah diyor, “onların sana düşman olmasının nedeni seni onları zengin hale getirmen”, diyor. Yani onlara güzel bakman, güzel imkanlar sunman, zengin yaşatman. O yüzden böyle şımarıp azıyorlardı. Burada da ayette de “refahtan şımarıp azıtır”, diyor Allah.

“Azıtarak insanları gösteriş yaparak çıkanlar”. Bir de insanlara çalım yapıyor böyle gösteriş. Halbuki gösteriş yaptığın da ölecek. Sen de öleceksin. Gösteriş yaptığın nedir? Birkaç elbise, birkaç takı, belki bir araba, belki işte bir telefon şu bu falan. Kardeşim hepsini bırakıyorsun mezara girdiğinde yani iphone'un da kalıyor bilgisayarın da kalıyor, masanın üstünde sen toprağın altında oluyorsun. Sadece bir kefen. Şımarma diye bir şey yaratması Allah'ın bir mucize. Bir de azıtma. Mesela normal insan normalken şımarıp yeni bir karakter gösteriyor. Ne oldu diyor. Mesela şımardı diyor. Deminki adam bu değil miydi diyorsun. Evet buydu. Aklı başında normal bir adamdı. Ama şu an şımardı diyor. Bir de azıtıyor. Daha ileri aşaması.

Arkasından ne yapıyor? İnsanlara gösteriş yapıyor. Şımarma, azıtma ve insanlara gösteriş yapma iç içe. Poz yapıyor gariban insanlara. Ya sen de garibansın insanlarda gariban, ölüp gideceksin. Aklını başına al. Etten kemikten oluşmuşsun nihayet. Elbise giysen ne olur ya bilgisayarın olsa ne olur, telefonun olsa ne olur. Et kemik olduğun için ölüyorsun. Mezarın altına koyuyorlar. Paramparça olup çürüyeceksin. Neye şımarırsın? Neye azıtırsın? Neye gösteriş yaparsın?

“Bunlar Allah'ın yolundan alıkoyarlar”, diyor Allah. Böyle tipler. Mesela Müslümanların tebliğ yapmasını engeller, konuşmasını engeller, İslam'ın yayılmasını engeller, Müslümanlara kötü örnek olurlar. Allah'ın hükümlerini çiğneyerek kötü örnek olurlar ama diyor ki, “Allah onların yaptıklarını çepeçevre kuşatandır”. Yani her detayı en cildine kadar şımarması, azıtması, gösteriş yapması hepsini diyor ben yaratıyorum, benim kontrolümü diyor Allah. Şımarıp azıttığında adam zannediyor ki o ayrı bir güç olarak yapıyor. Allah'tan bağımsız. Allah'tan bağımsız yapamaz onu. Tamamen benim kuşatmam altında diyor Allah. Her yönde. Benim bilgim dahilinde diyor.

“O zaman şeytan onlara amellerini çekici göstermiş”, şeytanın özelliği bu. Çekici gösteriyor, süslü gösteriyor eylemlerini. Yaptığı ahlaksızlığı, münasebetsizliği, densizliklerini. Küstahlık yapıyor mesela, akılsızlık yapıyor. İslam'a zarar veriyor, Müslümanlara zarar veriyor ama buna yardım eden şeytan oluyor. “Ve çekici gösteriyor”. O etkileyici bir şey yaptığı kanaatinde. İnsanlara karşı şımarıp azıtmak, tepeden bakmak, enaniyette olmak. Onu ona şeytan güzel gösteriyor. Ama çok kolay yapıyor onu. Birkaç tavsiyede yapabiliyor.

 


Enfal Suresi, 46, 48-51, 53 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 10 Şubat 2010 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah'a sığınırım, Enfal Suresini açmışsın, 53. ayet. Cenab-ı Allah diyor ki bakın, nedeni şu. Bir kavim, bir toplum, bir devlet, bir millet, “kendinde olanı değiştirinceye kadar”, yani ahlakını, kişiliğini, tavrını değiştirinceye kadar, “Allah ona nimet olarak bağışladığını”, mal, mülk, zenginlik, güç, iktidar, “değiştirici değildir”, diyor Allah. Elhamdülillah. İnşaAllah. Bak benim kanunum diyor bu. Bu mucizedir bu. Yapmam diyor Allah. Bana şükredin, güzel ahlaklı olun. Nimetimi daha da artıracağım. Şükrettikçe artıracağım diyor bak. Şükredin, nimetimi artırayım. Ama aksini yaparsanız alırım diyor Allah. “Allah şüphesiz işitendir, bilendir”. Benim anlattığım işte bu. Yani bu duruma gelmesin millet.

Bir kavim kendinde olanları değiştirmeyecek. Birbirimizi seveceğiz, koruyup kollayacağız. Çünkü Allah diyor kardeşlerinizin arasını bulun. Kavga ederlerse diyor, mücadele ederse. Bozuşurlarsa, küserlerse, darılırlarsa aralarını bulun diyor. Farzdır bu. Allah'ın emrini yerine getiriyoruz. MaşaAllah. Mutlaka aralarını bulmamız lazım. Her hafta yemekli toplantı. Onlar yapmasa biz yapalım. İnşaAllah. Ama yaparlar tabii. Ben onun lafın gelişini söylüyorum. Yaparlar da devam etmesi lazım. İnşaAllah. Muntazam olan güzeldir. Mesela namazlar muntazam devam edecek. İltifat muntazamsa güzeldir. Sevgi muntazam devam eder. Yani sevgi bir gün coşmuş, öbürüsü gün yok olmuş. Böyle sevgi olmaz. Ölünceye kadardır. Ölürken de sevgiyle bakacaksın. Gözlerinde sevgi kalacak son anda. İnşaAllah.

“Refike ala” edeceksin. Yüce dostlar. Resulullah öyle vefat etti biliyorsun değil mi? Ya o benim güzeller güzeli. O benim yiğidim değil mi? MaşaAllah. MaşaAllah. O da imtihan oldu biliyorsunuz. Vefat ederken. Ağır hastalandı Resulullah (sav). Sürekli terlerini sürüyorlardı vefat etmeden önce. Son olarak bir göğe gözünü dikti. “Refika ala” dedi. Yüce dost dedi. Ondan sonra gözünü kapattı. MaşaAllah. Cennetin çiçeği. İnşaAllah. Canımız ciğerimiz. İnşaAllah. Bizleri bekliyor inşaAllah. Allah'ın izniyle.

Bakın diyor ki Cenab-ı Allah 46. Ayette. “Allah'a ve Resul'e itaat edin”. Allah'a ve elçiye. İmama, Mehdiye. “İtaat edin. Çekişip birbirinize düşmeyin”. Allah haram etmiş. Müslüman Müslümanla uğraşmayacak. Çekişip birbirinize düşmeyin. Muhkem ayet. Açık. Namaz gibi, oruç gibi. Allah'ın açık, salih emri. “Eğer yaparsanız”, diyor, bak ne olur diyor biliyor musunuz? “Çözülüp, yılgınlaşırsınız”, çözülürsünüz diyor. Yani askeri, siyasi, sosyal gücünüz gider diyor. İnşaAllah. Bedenen. Bak çözülüp, yılgınlaşırsınız. Bilmediğiniz bir yılgınlık gelir üstünüze. Gücünüz gider diyor Allah. Maddi manevi gücünüz gider. “Sabredin”. Olabilir kavga gelirim varsa sabredeceğiz.

“Şüphesiz Allah şükredenlerle beraberdir”, diyor. Şükredeceğiz ya Rabbi. Sana hamdolsun diyoruz elhamdülillah. İnşaAllah. “O zaman şeytan onlara amellerini çekici göstermiş”. Yaptıkları eylemleri çekici göstermiş. “Ve onlara bugün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur”. Yani o kadar güçlüsünüz ki kimse sizi bozguna uğratamaz diyor. “Ve ben de sizin yardımcınızım demişti”, diyor şeytan. İnşaAllah. “Ne zamanki iki topluluk birbirini görür oldu”. Mücadele başladı. “O iki topuğun üstüne geri döndü”. Aniden. “Ve şüphesiz ben sizden uzağım”. Şeytan çok kahpedir. Yani klasik manyaktır. Görüyor musunuz? Üsluba bak şimdi. “Şüphesiz ben sizden uzağım”. Ulan daha demin oradaydın işte. “Şüphesiz ben size uzağım”, diyor. Görüyor musunuz? Üslubu.

“Çünkü ben sizin görmediğinizi görüyorum”. Bakın çok acayip, harika. “Ben Allah'tan da korkuyorum”, diyor şeytan. Bak milleti dinsiz imansız yapıyor. Allahsız kitapsız yapıyor. Haşa. Arkasında diyor ki o dinsiz ateistlere, “ben sizin görmenizi görüyorum”, diyor. “Ben iman ediyorum”, diyor. “Ben Allah'tan da korkuyorum. Sizin gibi değilim ben”, diyor. Adamları şeytan ama cehenneme sürüklemiş adamları. “Allah cezayla sonuçlandırması pek şiddetli olandır. Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı: “Bunları Müslümanlar dinleri aldattı”. Mehdi'ye ne diyecekler Münafıklar? Bunları bu kişi aldattı. Değil mi? Yalan söylüyor diyecekler. Oyun oynuyor. Sizin istikbalinizi mahvetti. Sizi kötü yola sürüklüyor diyecekler. Mehdi'ye. Bak, “bunları Müslüman dinleri aldattı”. Hepiniz mahvoldunuz diyecekler. Mehdi cemaatine.

“Oysa kim Allah'a tevekkül ederse”, tam kendini Allah'a bırakırsa, “şüphesiz Allah üstün ve güçlü olandır. Hüküm ve hikmet sahibidir”. Güç sahibi sadece benim diyor Allah. İnşaAllah. Allah şimdi diyor ki onu yapanlara yani Müslümanlara böyle davrananlara, Müslümanlara eleştirenlere, “melekleri onların yüzlerine, suratlarına yumruk vuruyorlar. Ve arkalarına vurarak, sırtlarına vurarak”, yani feci şekilde döverek, “yakıcı azabın tadın diye inkar edenlerin canlarını alırken görmelisin”. Yani feci şekilde döverek canlarını alacak. Elhamdülillah. İnşaAllah. Ve diyor peygamberimiz, “bir dikenli çalının ciğerlerinden iç organından çıkması gibi”, diyor sökülerek ruhları çıkacak diyor. İnşaAllah. Ve “feci şekilde döverek canları alınacak”, diyor.

Müminler de Cebrail selam veriyor. “Esselamu Aleyküm”, diyor. İsmiyle. İnşaAllah. Yanında heyete hazırım. Sevdiklerinle beraber. “Cenab-ı Allah'ın izniyle canını almaya geldik”, diyorlar. İnşaAllah. “Hazır mısın?”, diyor. “Hazırım ya mübarek”, diyor. “Buyurun Bismillahirrahmanirrahim hep beraber gidelim”, diyorlar. İnşaAllah. “Bu ellerinizin önceden takdim ettiği işler yüzündendir. Yoksa şüphesiz Allah kullara zulmedici değildir”. Bu ahlaksızlığı yaptınız, zulmü yaptınız. O yüzden diyor Allah bu belayı veriyorum ben size diyor. Ellerinizden yaptınız siz bunu diyor. Yoksa diyor Allah kullara zulmedici ben diyor zulüm peşinde değilim diyor Cenab-ı Allah. Zulmetmiyorum ben diyor. Siz belanızı arıyorsunuz ben de belanızı veriyorum diyor. Adam belaya yalvarıyor. Allah da belasını veriyor.

 


Enfal suresi, 48. Ayetinin Tefsiri

(Münafıklar)

 

(Adnan Oktar’ın 28 Ağustos 2010 tarihli röportajından açıklamalar)

O zaman şeytan onlara amellerini çekici göstermiş ve onlara: “Bugün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım” demişti. Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu (karşılaştı) o, iki topuğu üstünde geri döndü ve: “Şüphesiz ben sizden uzağım. Çünkü ben sizin görmediğinizi görüyorum, ben Allah'tan da korkuyorum” dedi. Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır. (Enfal Suresi, 48)

Münafığın ahmak aklına göre kendisi müthiş güçlüdür, o kadar güçlü görür ki kendini bozguna uğramayağını zanneder. Şeytanın ilkasıyla komünisti, ateisti, Darwinisti hepsinin kendi yardımcısı olarak görür, onlarla işbirliği içine girer. Sayıca çok olunca da kendini güçlü sanır.

 


Enfal Suresi, 48. Ayetinin Tefsiri

(Münafıklar kendilerini güçlü ve güvende zannederler)

 

(Sayın Adnan Oktar'ın harunyahya.tv'deki canlı röportajı'ndan (4 Ağustos 2010))

“O zaman şeytan onlara eylemlerini çekici göstermiş ve onlara”, yani yaptıkları işleri çekici göstermiş, “bugün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım” demişti.” Münafıklar bir araya gelince kendilerini çok güçlü zannederler. Yani onlara saldırı olmaz artık, çünkü Müslümanlardan uzaklar ya tehlikeden kurtulduklarına inanıyorlar. Çünkü tehlikenin odağı olarak Müslümanları görürler. Müslümanların açık hedef olduğuna inanırlar. Müslümanlardan uzak durunca da açık hedef olmaktan kurtulduklarını ve artık rahat edeceklerini, yani toplumun baskı yapmayacağını, küfrün onlara saldırmayacağını, ailelerinin, şunun bunun artık onlarla uğraşmayacağını düşünürler. Dolayısıyla böyle korunan bir topluluk olduğuna inanır münafıklar. Bak, “bugün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur.” Artık küfürün ve imansızların da desteklerini aldıklarını düşündükleri için, yani mesela masonların, şunun bunun, itin kopuğun, kafir düşünceyi savunan bazı basın mensuplarının, bazı üçkağıtçıların, yani her türlü sahtekarın ve onların hampalarının desteğini aldıklarını düşündükleri için kendilerini güçlü zannediyorlar.

“‘Ve ben de sizin yardımcınızım’demişti”, onlara ilka ediyor şeytan. Hakikaten münafıklarda kendine bir güven vardır, rahatlamış olur psikolojik olarak, güvende hissederler kendilerini. “Ne zaman ki, iki topluluk birbirini görür oldu (karşılaştı) o, iki topuğu üstünde geri döndü ve; ‘Şüphesiz ben sizden uzağım’”, birdenbire şeytan onları ortada bırakıyor. “Çünkü ben sizin görmediğinizi görüyorum”, bak bu sefer de yine manyaklık yapıyor. “Ben sizin görmediğinizi görüyorum”, o da münafıkları eleştiriyor. “Ben Allah'tan da korkuyorum”, münafıklardan farklı olduğunu söylüyor. “Allah (ceza ile) sonuçlandırması pek şiddetli olandır”.

 


Enfal Suresi, 48. Ayetinin Tefsiri

(Şeytanın karakteri)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 29 Mayıs 2015 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

BÜLENT SEZGİN: Allah ayetinde şeytanın ilginç mantığından bahsediyor. Şeytandan Allah'a sığınırım, “bugün sizi insanlardan bozgun öğretecek yoktur. Ben de sizin yardımcınızım demişti şeytan. Ne zaman iki topluluk birbirini görür oldu, o iki topuğu üzerinde gerisin geri döndü. Ve ben sizden uzağım, sizin görmediğinizi görmekteyim ve Allah'tan da korkmaktayım”, dedi, hocam.

ADNAN OKTAR: Yani acayip gıcık bir mahluk şeytan. Yani karaktersiz insanın özeti. Yani böyle karaktersiz, münafık, cibilliyetsiz insan şey vardır ya profil. Tam öyle yani.