Sayın Adnan Oktar'ın 17 Şubat 2011 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Enfal Suresi, Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla, şeytandan Allah'a sığınırım, “Sana savaş-ganimetlerini sorarlar. De ki: “Ganimetler Allah'ın ve Resûlündür. Buna göre, eğer mü'min iseniz Allah'tan korkup-sakının, aranızı düzeltin ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Mü'minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. Onlar, namazı dosdoğru kılarlar,” beş vakit namazlarını, “ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler. İşte gerçek mü'minler bunlardır. Rableri Katında onlar için dereceler, bağışlanma ve üstün bir rızık vardır. Rabbin seni evinden hak uğrunda çıkardığında mü'minlerden bir grup isteksizdi.” Yani böyle lakayt, gevşekti. “(Her şey) Açıkça ortaya çıktıktan sonra bile, sanki kendileri, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı.” Bak Peygamberle bile tartışma eğilimi var, adam Allah ile tartışmaya meraklı oldu mu haşa, içinde bir istek oldu mu, Peygamberle de tartışma eğiliminde oluyor. “Cenab-ı Allah, suçlu-günahkarlar istemese de, hakkı gerçekleştirmek ve batılı geçersiz kılmak için (böyle istiyordu.)”
Sayın Adnan Oktar'ın 16 Mart 2010 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Enfal Suresi’ni açmışsın inşaAllah. Şeytan’dan Allah’a sığınırım: “Rabbin seni evinden hak uğrunda (savaşa) çıkardığında” Peygamberimiz (s.a.v.) tebliğe, mücadeleye çıktığında, “mü'minlerden bir grup isteksizdi”. Böyle biraz hımbıl, ilgisiz, alakasız, gevşekler. “(Her şey) Açıkça ortaya çıktıktan sonra bile, sanki kendileri, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı”. Peygamber (s.a.v.) ile tartışıyorlar. Yani onları riske attığını, onları tehikeye attığını iddia ediyorlar oradaki kişiler. Yani Peygamber (s.a.v.)’e saygı ve sevgi tam gelişmemiş. Tam anlamamışlar. Şeytan’dan Allah’a sığınırım. Rahman Rahim Olan Allah’ın Adıyla. “Aranızı düzeltin” diyor Allah “ve Allah'a ve Resûlü’ne itaat edin”. Demek ki Müslümanlar birbirine küsmeyecekler. Aralarını düzeltecekler.
Sayın Adnan Oktar'ın 10 Aralık 2016 tarihli sohbetinden Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Bir de münafığın en tehlikeli özelliklerinden bir tanesi de Kuran’la mücadele verir, Kuran ayetiyle. Mesela sen hadi cihada çıksın Müslümanlar gayret etsin mesela Müslümanların öldürüleceğini söylüyor pisipisine öldürüleceğini ve onu da Müslümanları öldürten insan konumuna getiriyor onları cihada davet edenleri de. “Bir Müslümanın” diyor “öldürülmesi bütün kainatın öldürülmesi gibidir” diyor “Ayet var” diyor. “Ebedi cehennemdir karşılığı” diyor. “Sen” diyor “bizi bile bile şimdi ölüme götürüyorsun” diyor. “Cinayete götürüyorsun” diyor. “Orda Allah’ın hükmü açık” diyor “cinayetle ilgili ayet var” diyor. Bak görüyor musun alçaklığı? Nerden nereye bağlantı kuruyor. Ahlaksıza bak Allah’ın emri olan dini yaymayı bak nereye götürüyor? Müslümanı nasıl bir suçlama yapıyor? Böyle alçaktır münafıklar ve gözü çok karadır onun için çok akılcı, basiretli, sabırlı bir mücadele gerekir. Müslümanlar içerisinde de bunlar it sürüsü gibi doluşurlar, bu Temmuz darbe girişimi tamamen münafık organizasyonu, tamamen. İngiliz derin devletinin bütün ordusu münafıklardan oluşuyor, hepsi münafıktır alayı münafık onun için çok usturuplu, akılcı bir mücadele şart.
Bak mesela Enfal Suresi 5/6’da, “Rabbin seni evinden hak uğrunda (savaşa) çıkardığında,” şeytandan Allah’a sığınırım. “Mü'minlerden bir grup isteksizdi. (Herşey) Açıkça ortaya çıktıktan sonra bile,” şeytandan Allah’a sığınıyorum. “Sanki kendileri, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi,” “sen bizi” diyor “ölüme sürüklüyorsun” diyor. Görüyor musun? Haşa cinayetle suçluyor. “Seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı” diyor. Peygamber (sav)’le. Münafıklar çok dilbazdır, Peygamber bir şey yok diyor ona cevap veriyor, bir şey söylüyor ona… çok geveze, küstah, münasebetsiz fakat şeytani hazırcevaptır münafıklar. Zırvalar ahmakça olur ama sürekli hazırcevaplıkları vardır yani seri cevap verir münafıklar oradan anlaşılır, münafık hiç düşünmez hemen cevabı hazırdır, yalan da ağzında hazırdır sıkıştığında seri yalan söyler peş peşe, peş peşe yalan söyler.
Sayın Adnan Oktar’ın 12 Ağustos 2013 tarihli sohbetinden Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Diyor ki Cenab-ı Allah, Enfal Suresi, 5. Badem şekerim okursan.
GÜLŞAH GÜÇYETMEZ: Şeytandan Allah’a sığınıyorum.”Rabbin seni evinden hak uğrunda (savaşa) çıkardığında mü'minlerden bir grup isteksizdi.”
ADNAN OKTAR: “Rabbin seni evinden hak uğrunda (savaşa) çıkardığında mü'minlerden bir grup isteksizdi.” Niye, korkuyor niye, çoluğunu çocuğunu düşünüyor, işini düşünüyor, tembellik var, ölüm gelip çatmadığı için bir ferahlık var üzerinde, ölüm yakasına yapışsa, öyle yapmaz. Ölümü uzak görüyor. En ziyade çoluk çocuk, aile, gelir mesela torun bunlar. Bak “mü'minlerden bir grup isteksizdi.” Bu ne demek? Allah bir şeyden hoşnut değil ise, bunu karşılığı cehennem anlamına gelir. Ne kadar korkunç bir şey Peygamber (s.a.v.) evden çıkıyor, onun evladı yok mu? O da bir insan, o da yoruluyor, o da uykusuz kalıyor. O çıkıyor da sen neden çıkmıyorsun? Ve peygamber bu insan ve Allah “senin nurundan yarattım” diyor kainatı bu kadar seviyor “Habibim” diyor. Sen kimsin çıkmıyorsun? Kıyasla kendini.
Enfal Suresi 6, Ebru Hocam okuyunuz.
EBRU ALTAN: Şeytandan Allah’a sığınırım. “(Her şey) Açıkça ortaya çıktıktan sonra bile, sanki kendileri, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı.”
ADNAN OKTAR: Bak peygamberle tartışıyorlar. Ne kadar yorucu bir şey. Peygamber, Allah “Habibim” diyor, “senin nurundan kainatı yarattım” diyor. Ulu-l azim peygamber, son gelen peygamber, seçkin peygamber. Herhangi bir insan oradaki, peygambere akıl veriyor. Bir bildiği vardır desene, vahiy ile hareket ediyor desene, Allah kalbine ilham ediyor, kalbine vahyediyor desene. Akıl veriyor, bir şey söylüyor yine akıl veriyor. Diyor ki Allah; “(Her şey) Açıkça ortaya çıktıktan sonra bile” diyor. Ortaya çıkmasa ayrı, onda da zaten itaat etmesi gerekir, hiç aksi olmaması lazım, “sanki kendileri, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı.” Sanki ölüme sürüklüyor gibi, o kadar azgın ve o kadar ters bir üslupla tartışıyorlar. Ölüme sürüklüyor gibi. Nur peygambere yaptıklarına bakın. Bir de sanki onları bak iddiada çok acayip ölüme sürüklüyormuş gibi, “seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı” bir de durmuyor bak “tartışıp duruyorlardı” devam ediyordu diyor Allah, sürekli.
(Herşey) Açıkça ortaya çıktıktan sonra bile, sanki kendileri, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, SENİNLE HAK KONUSUNDA TARTIŞIP DURUYORLARDI. (Enfal Suresi, 6)
Peygamber (sav)'le sürekli cedelleşmeye çalışıyorlardı. Kendilerince Peygamber (sav)'i mat etmeye, kendi düşük akıllarınca Kuran'la mat etmeye çalışmışlar, her seferinde rezil rüsva olmuşlardır. Kendilerince Peygamberimiz (sav)’in evliliklerini diline doladılar. Kendini hibe eden kadınları dillerine doladılar. Mehirsiz kendini hibe eden hanımları. Peygamberimiz (sav)’in coşkusuna, sevgisine haset ettiler.
Ondan çok rahatsız oldular. Bu çok ağırlarına gitti. Allah ona özellikle dikkat çekiyor. Beyni iğdiş ruhu iğdiş bunların. Allah onlara rezil rüsva olmayı nasip etti, Peygamberimiz (sav)'e de onuru, güzelliği, şerefi hepsinden önemlisi Kendi rızasını ve cennetini nasip etti inşaAllah.
Sayın Adnan Oktar'ın 4 Eylül 2010 tarihli röportajından Enfal Suresi ile ilgili açıklamalar.
OKTAR BABUNA: Şeytandan Allah’a sığınırım; “(Her şey) Açıkça ortaya çıktıktan sonra bile, sanki kendileri, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, seninle hak konusunda tartışıp duruyorlardı.”
ADNAN OKTAR: Evet, Peygamber (s.a.v)’le sürekli cedelleşmeye kalkışmışlardır münafıklar, yani Peygamberimiz (s.a.v.)’i güya kendilerince mat etmeye çalışmışlardır ve Kuran’la mat etmeye çalışmışlardır kendilerince, ahmak akıllarınca. Her seferinde rezil rüsvay olmuşlardır. Peygamberimiz (s.a.v.)’in evliliklerini diline dolamışlardır, Peygamberimiz (s.a.v.)’e kendini hibe eden kadınlar vardı, ondan çok rahatsız oldular. Çok fazla mümin kadın kendini hibe etti, mehirsiz. Mehirsiz, direkt; “ben seninim” dediler Peygamber (s.a.v)’e, bu da ağırlarına gitti. Allah ona özellikle dikkat çekiyor sonra Kuran ayetinde, inşaAllah. Ve teyzesinin kızlarını, halasının kızlarını, hepsini Cenab-ı Allah helal kıldı Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e. Bu beyni iğdiş, ruhu iğdiş, böyle hayatı kaymış tipler bunlar. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in coşkusu, sevgisi, kadınlara karşı olan muhabbeti bunların ağrına gitti, haset ettiler. Allah onlara rezil rüsvay olmayı; Peygamberimiz (s.a.v.)’e de onuru, güzelliği, izzeti, şerefi, mutluluğu ve sevinci nasip etti ve Cenneti nasip etti. Hepsinin üzerinde rızasını nasip etti, elhamdülillah.