Sayın Adnan Oktar'ın 7 Şubat 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.
CİHAT GÜNDOĞDU: Başka bir ayette de, şeytandan Allah’a sığınırım. “Eğer güç yetirseydik, muhakkak seninle birlikte çıkardık.” diyorlar inşaAllah. Burada, aslında herkesin mutlaka elinden gelen bir fayda vardır. Burada samimiyetsizliklerini Allah bize tarif etmiş oluyor, inşaAllah.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah. Münafıklar ile ilgili ayetler var mı sende?
CİHAT GÜNDOĞDU: Hemen bulayım inşaAllah.
SUNUCU: Hocam bende, tam da buna uygun bir soru var. Eğer izin verirseniz, seyircimizin sorusunu aktarayım.
“Hocam, münafıklar ile ilgili bir ayet okudum: ‘Tamam kabul derler, ama yanından çıktıkları zaman, onlardan bir grup karanlıkta senin söylediklerinin tersini kurarlar.Allah, karanlıklarda kurduklarını yazıyor. Sen de onlardan yüz çevir, Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.’Nisa Suresi, 81. ayet. Mehmet Can Yüce, Osmaniye’den bize sorusunu şöyle aktarmış. Münafıklar önce, Peygamber(s.a.v.)’lerinin dediklerini kabul ediyorlar, inanıyorlar ama kendi başlarına kalınca inkâr ediyorlar. Bir insan, nasıl böyle ikiyüzlü, samimiyetsiz olabilir? İnkâr ediyorlarsa neden müminler ile beraberler? Münafıkları nasıl anlarız ve onlardan nasıl sakınabiliriz Hocam?” demiş.
ADNAN OKTAR: MaşaAllah, çok uzun bir soru. Kuran’da, münafıkların uzun uzun alametleri vardır. Münafıklar zora gelmezler. En açık alameti odur. Zordan çok kaçınırlar. Yani canları tatlıdır. Ama namaz kılar münafık, oruç tutar, zekât verir. Yani zorlu mücadelelere gelemiyorlar.
Sayın Adnan Oktar'ın 16 Aralık 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.
ADNAN OKTAR: Allah diyor ayette; “Mallarınızla ve canlarınızla” diyor. Doğru, para veriyoruz tabi ki. Malımızla, çünkü hiçbir çıkarımız da yok. Allah rızası için, anlatabilmek için geniş kitlelere, bu ahlaksızlıkları, bu üçkağıtçıları, Müslümanlar’ı böyle boğma faaliyetlerini anlatmamız için, Büyük Ortadoğu Projesi’nin alçak ajanlarının kafalarını ezmek için tabi ki her türlü yöntemi kullanıyoruz. Biz İnternete de para veriyoruz, radyoya da para veriyoruz, televizyonlara da para veriyoruz. Mesela televizyon kanalı kuruyoruz, oraya da para veriyoruz. Geceli gündüzlü çocuklar çalışıyorlar, ticaret yapıyorlar, kazanıyorlar, kazandıklarını Allah yolunda oraya veriyorlar. Biz Cübbeli gibi parayı aldığımızda Türkiye turuna çıkmıyoruz. Böyle teleskilerde böyle ayağında lastik terliklerle böyle elinde sopayla tebessümle dağlarda gezmiyoruz. Değil mi? Yahut gidip Hıristiyan kiliselerinde vay be şu mermerlere bak ne sanat bilmem ne falan oralarda da gezmiyoruz.
Yahut Malta adasına gidip paraları yemiyoruz. Bayanlarla böyle iç içe onlarla gidip yüzmüyoruz. Değil mi? Allah yolunda, İslam yolunda harcıyoruz. Yani benim eğlencem yok. Yani hiçbir şekilde keyfime, zevkime para harcama olayım yok. 30 yıldan beri ben tatile gitmiyorum. Hayatımda tatile gitmem yani. Dolayısıyla yani eğlenceye de para harcamam, gezmeye de para harcamam. Dolayısıyla ne oluyor? Ne imkanım varsa, Allah yolunda kullanıyorum. Arkadaşlarımızın da ne imkanları varsa, Allah yolunda kullanıyor. Ne güzel. Kendimizi tam Allah’a adadık. Değil mi birçok kişi yaz geldiğinde, direk yazlığa gidiyorlar. Bizi yazın burada sürekli gördünüz. En sıcak aylarda da gördünüz, en soğuk zamanlarda da gördünüz, bayramda da buradayız değil mi? Her gün buradayız. Biz Cübbeli gibi ekibi toplayıp böyle tek tek turistik gezilere çıkmıyoruz. Ondan sonra yazlığa gidip eğlenmiyoruz. Bizim yazımız kışımız yok. Ne zamandan beri? Otuz yıldan beri, kırk yıldan beri böyle. Bütün imkanlarımızı Allah yolunda harcıyoruz.
Sayın Adnan Oktar’ın 18 Ocak 2015 tarihli sohbetinden silah sanayi ile ilgili ayet açıklamaları.
ADNAN OKTAR: Bak, Cenab-ı Allah diyor ki, Enfal Suresi 60. ayette, şeytandan Allah’a sığınırım; “Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve araçlar hazırlayın. Bununla Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve bunların dışında sizin bilmeyip, Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutup caydırırsınız.” Demek ki, amaç caydırmak. Silahın caydırıcı gücünü kullanalım. Sen karşılarına demode G3’le çıkarsan, adam senden korkmaz tabii ki. Paslı silahlarla çıkarsan, korkmaz. Bak diyor ki Enfal Suresi 57. ayette; “Arkadan gelecek olanları caydır.”
Tövbe Suresi 123. ayet; “Sizde bir güç ve caydırıcılık görsünler.” Bu gücü görürse adam, cayar. PKK’nın bu kadar şımarmasının nedeni; asker yok ortada, polis yok, silahlar hurda. Adamlar mesela 150 kişiyle Mardin’de artistlik yapıyor. En fazla 150 kişidir bu çakallar. Her yerde eridiler zaten. IŞİD bunları her gün biçiyor, tuttuğu yerde biçiyor. Sınır dışına çıktıklarında doğranıyorlar. Bazı yerlere sığındılar, şimdi onları oradan da çıkaracaklar, orada da boğacaklar. Bunları bir şey yapacak bir gücü kalmadı.
BÜLENT SEZGİN: Türkiye dışında hiçbir ülkeye böyle tehditte bulunamıyorlar.
ADNAN OKTAR: Tabii.
Mesela Kehf Suresi 95. ayet; “Zülkarneyn” devrin Mehdi’si, “madem öyle bana insani güçle yardım edin de sisinle onlar arasında sapasağlam bir engel kılayım. Bana demir kütleleri getirin.” Silah sanayinin en önemli maddesi. İşte bu demirden olan silahlarla caydıracağız.
Sebe Suresi 11. ayette Cenab-ı Allah; “Geniş zırhlar yap, onları düzenli biçime sok ve hepiniz Salih ameller yapın.” Zırhlı araçlar, Kuran’ı emri.
“Hafif ve ağır silahlarla kuşanın” diyor Allah. Tövbe Suresi 41. ayet. “Hafif ve ağır silahlarla. Bak orada hafif silahlar da var ağır silahlar da var rampalı. Mesela roketler 5000 metre menzil, 10 bin metre menzilli roketler olması lazım havadan. Ve yüz binlerce roket olması lazım. Mesela onun farkına varsa PKK iş bitti. Senin yüz bin roketin olsa 5000 metre menzilli belli ki orası cehenneme dönecek. Adam sana nasıl kabadayılık yapsın? Oturduğun yerde cehenneme çevireceğini bilir.