Tevbe Suresi, 47-48, 81 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 7 Şubat 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

CİHAT GÜNDOĞDU: Dediğiniz gibi savaştan geri kalmayı hoş görüyorlar, beğeniyorlar. Şeytandan Allah’a sığınırım. Tevbe Suresi 81. ayet: “Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: “Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” Bir kavrayıp-anlasalardı.”

ADNAN OKTAR: Bak bilmişlik yapıyorlar görüyor musun? Bu sıcakta savaş olur mu diyorlar, sanki serin olsa savaşacakmış gibi. Ona da bir bahane bulur zaten yani çünkü canı kıymetli. Halbuki Müslümanın canı kıymetli değil. Allah yolunda, her türlü zorluğa giriyor çünkü Allah’ın aşkı onu kuşatmış. Sadece Allah’ın rızasını istiyor.

CİHAT GÜNDOĞDU: İnşaAllah ve münafıkların aslında zarar verebilecekleri de Kuran’da haber veriliyor. Yani bizimle birlikte, müminlerle beraber savaşa çıkmış olsalardı diyerek inşaAllah. Şeytandan Allah’a sığınırım. “Sizinle birlikte çıksalardı, size 'kötülük ve zarardan' başka bir şey ilave etmez ve aranıza mutlaka fitne sokmak üzere içinizde çaba yürütürlerdi. İçinizde onlara 'haber taşıyanlar' vardır. Allah, zulmedenleri bilir.” “Andolsun, daha önce onlar fitne aramışlardı. Ve sana karşı birtakım işler çevirmişlerdi. Sonunda onlar, istemedikleri halde hak geldi ve Allah'ın emri ortaya çıkıp-üstünlük sağladı.” Aynı zamanda müminler içinde haber taşıyanlar olacağı da haber veriliyor. Yani müminlerin içinde devamlı yine münafıklığa eğilimi olan kişiler olabileceği bildirilmiş oluyor.

ADNAN OKTAR: Yani Müslümanların içinde olunca, Müslümanlar mesela seviniyorlar kalabalık olunca, halbuki bu iyi değil diyor Allah. Yani münafığın gitmesi iyidir. Yani Müslümanların içinde bulunsalar diyor Allah, fitne çıkarırlar, baş belası olurlar diyor. Karşı tarafla iş birliği yapıyorlar, haber götürüyorlar, Müslümanları ürkütmeye çalışıyorlar, moralini bozmaya çalışıyor yani baş belasıdır münafık. Münafığın gitmesi iyidir.

 


Tevbe Suresi, 81. Ayetinin Tefsiri

(Münafıklar)

 

ADNAN OKTAR: “Allah'ın ELÇİSİNE MUHALİF OLARAK (SAVAŞTAN) GERİ KALANLAR OTURUP-KALMALARINA SEVİNDİLER ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: “Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” Bir kavrayıp-anlasalardı”. (Tevbe Suresi, 81)

Münafıkların istemediği birşey var burada. Dinin hakimiyeti için gösterilmesi gereken gayret. Bu konuda sıkılmış vaziyetteler başka birşey yok. Tek sorunları İslam dinini yaymak.

 


Tevbe Suresi, 81. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 31 Ocak 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar” diyor, “oturup-kalmalarına sevindiler.” Açıkla Oktar.

OKTAR BABUNA: Hocam, Allah’ın elçisine karşı gelerek ondan uzak durmaları sanki, güya tehlikelerden korunuyormuş gibi oturmalarına seviniyorlar. Onların mücadelelerini görerek, dışarıdan bakarak inşaAllah.

ADNAN OKTAR: Bak diyor ki; “Allah yolunda mallarıyla” malını vererek, evini, arabasını, parasını vererek, “mallarıyla ve canlarıyla” istikbalini, hayatını vakfederek, “cihad etmeyi” cehdetmeyi, “çirkin görerek” olur mu böyle şey diyor, boş yere paranı harcıyorsun, gençliğini harcıyorsun diyor, ne alakası var diyor.

“Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın” dediler.” Hava sıcak diyor, görmüyor musun diyor. “De ki: “Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” diyor. Bu ne demektir biliyor musun? Cehennemde sonsuza kadar yanacaksın demektir. Cenab-ı Allah’ın demek istediği bu inşaAllah. “Bir kavrayıp-anlasalardı” diyor Allah. Tevbe Suresi, 81.

 


Tevbe Suresi, 81. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 7 Şubat 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

CİHAT GÜNDOĞDU: Dediğiniz gibi hocam inşaAllah savaşa çıkmayı hoş görmüyorlar, beğenmiyorlar. Bu da yine ayette Allah belirtmiş Hocam, bildirmiş Tevbe Suresi, 81. ayette. Şeytandan Allah’a sığınırım: “Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: ‘Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın’ dediler. De ki: ‘Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.’ Bir kavrayıp-anlasalardı.” İnşaAllah.

ADNAN OKTAR: MaşaAllah. MaşaAllah. Ama tabii imanı güçlü olan için bu bir şey ifade eder, bu ifade. Şimdi imanı zayıf adama biz bunu anlatsak bile pinekleyerek dinler. Yani Allah’tan korkmadı mı zaten etkilenmez. Onun için Allah’tan korkmaları için de ilim gerekiyor. İlim için de iman hakikatleri gerekiyor. İman hakikatleri anlattıkça insanların imanları güçleniyor. İmanı güçlenince Allah korkusu artıyor. Allah korkusu artınca cihat aşkı, Allah’ın dinini hakim etme arzusu güçleniyor. Ama yani kendini doğru yolda sananlara uyarı olarak ben bunu anlatıyorum. Çünkü Ahirette çok şaşıracaklar. Ayet var: “Kendilerini doğru iş yapmakta olduklarını zannederler” diyor Allah ayette. Allah onu kabul etmiyor inşaAllah.

CİHAT GÜNDOĞDU: İnşaAllah. Zaten daha önce de belirtmiştiniz Hocam, söylemiştiniz. Ahirete inanmıyorsa zaten istediğimiz kadar anlatalım, bir anlam ifade etmiyor zaten anlattığımız şeyler.

ADNAN OKTAR: Evet ama tabii böyle insanlar özel yaratılır. Mesela Mehdiyet 313 kişi olması için cihadı yapmayan bir topluluğa ihtiyaç var. Yani bizim anladığımız anlamda, mükemmel anlamda yapmayan bir topluluğa ihtiyaç var. Eğer mükemmel cihat yapıyorsa, mükemmel bir tebliğ çalışması varsa zaten Mehdi (a.s.)’nin gelmesi diye bir konu olmaz. Mehdi (a.s.) seçilemez zaten o ortam içerisinde. Mehdi (a.s.)’nin seçilebilmesi için böyle bir ortam zaten şart. Mesela Darwinizm, materyalizm hakim olmazsa Mehdi (a.s.) neyi anlatsın? Önce Darwinizmin hakim olması lazım, materyalizmin hakim olması lazım. Zulmün hakim olması lazım, acının hakim olması lazım, terör-anarşinin hakim olması gerekiyor. Ondan sonra Mehdi (a.s.) geliyor. Yani karanlık olmadan aydınlık olmuyor. O zaman Hz. İsa (a.s.)’nın inmesi de dikkat çekmez, Mehdi (a.s.)’nin gelmesi de dikkat çekmez.

Mesela Peygamber Efendimiz (s.a.v.) geldiği dönemde fitne, fücur, anarşi kol geziyordu. Yani muazzam rezalet bir ortam vardı. O gelince nur gibi aydınlandı. Ama orada mükemmel bir din yaşanmış olsa Peygamberimiz (s.a.v.) o kadar dikkat çekmeyebilirdi. Anlaşıldı mı? Belki Allah yeni bir din göndermezdi, yani hak din devam etmiş olsaydı belki. Takdir Cenab-ı Allah’ın. Ama tahrif oluyor din. Ama tabii yeni hükümler gelince Allah yeni din getiriyor. Her halükarda yeni bir din getiriyor Cenab-ı Allah ara ara. Fakat insanlar zannediyorlar ki küfür tesadüfen meydana geliyor. Halbuki küfür Allah’ın bir sanatıdır. Yani özel meydana getirir onu. Yani mesela dinsiz adam mucizedir. Dinsiz adam özel yaratılır. Yani dünyadaki en zor iştir dinsiz olmak ve çok ızdıraplıdır, çok acı ve insanı çıldırtacak bir şey, delirtir insanı dinsizlik.

SUNUCU: İnananların da imanını kuvvetlendirmek için aslında değil mi Hocam?

ADNAN OKTAR: Tabii.

SUNUCU: Yani onu anlatan biri aslında hem ona anlatmış oluyor hem de zaten inananların da imanını kuvvetlendirmiş oluyor.

ADNAN OKTAR: Anlatan, zaten kendine de anlatmış oluyor aynı zamanda. Hem kendine hem etrafına anlatmış oluyor. Mesela karlı, buzlu bir ev olsa, dışarısı da soğuk; evin içi ısıtıldığında ev çok hoş bir hale geliyor ama dışarısı soğuk olmak şartıyla. O zaman insan mutlu oluyor değil mi? Mesela dağ evinde olduğunu düşün, ev çok sıcaksa, kar-tipi varsa dışarıda, insanların hoşuna gider. Ama dışarı günlük-güneşlikse, evin içi de çok sıcaksa; bir anlamı yok. Cenab-ı Allah bunu imtihan için özel yaratıyor mesela Mehdiyet’in sevilmesi için, Hz. İsa (a.s.)’nın daha dikkat çekmesi için. Önce Hıristiyanlığı Allah bozuyor. Mesela teslis inancı meydana geliyor. Onu da Allah yaratmıştır, teslis inancını. Hıristiyan aleminin tamamını bozmuştur ki Mesih’in gelmesine zemin olsun; çünkü Mesih geldiğinde bir şey yapması lazım. Mehdi (a.s.) gelmeden önce mesela bütün İslam alemini Allah paramparça ediyor önce. İslam alemi bütün olsa, başlarında da halifeleri olsa Mehdi (a.s.) gelemez ki zaten. Yani Mehdi (a.s.)’ye vazife verilemez. Halife var çünkü başta. Yani haram olur. Önce Halifeliği kaldırıyor Allah. İslam alemini parçalıyor ki parçaları birleştirsin. Yani Mehdi (a.s.)’nin gelmesi için İslam alemi parçalanmıştır, onu bütünleştirmesi için.

 


Tevbe Suresi, 81. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 22 Ağustos 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

OKTAR BABUNA: Şeytandan Allah’a sığınırım. “Mücadeleden geri kalınca kendi akıllarınca seviniyorlar, bunu kar zannediyorlar, müminleri de alıkoymak istiyorlar. Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi (mücadele etmeyi) çirkin görerek: “Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın” dediler. De ki: “Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” Bir kavrayıp-anlasalardı.” Tevbe Suresi 81.

ADNAN OKTAR: Şimdi ayetin son kısmını anlattık da, baş kısmını açıklamadık. O baş kısmını anlat.

OKTAR BABUNA: Evet, inşaAllah Hocam. “Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler”

ADNAN OKTAR: Bak Allah’ın Resulüne, yani imama veyahut Mehdi (a.s.)’ye muhalif olarak. Şimdi bunların asıl şeyi muhalif olmasıdır münafığın. Mesela beyaz mı dedin, siyah der. Siyah mı dedin, beyaz. İllaki aksilik yapacak. Manyaklığından. Yani enaniyetli olduğu için itaat etmeyecek ya, aksilik yaptığında o kendini daha üstün görür. Münafığın ana özelliklerinden bir tanesidir. Mesela sen dersin ki; “şuraya oturalım.” “Yok, şuraya otursak daha iyi olur” der. Sen dersin ki; “kapı açık olsun. Yok kapansa daha iyi olur” der. Hasta manyak, böyledir. Mesela tebliğ, dikkat edersen, cehd; ana hastalığını Kuran sürekli vurguluyor, görüyor musun? Ana hastalığı. Bütün sorunları budur. Yani ana, %90 sorunları budur. Kuran’da ağırlıklı olarak buna Cenab-ı Allah dikkat çekmiştir.

Oturup kalmalarına sevinirler. Oturmaya çok meraklıdır münafıklar. Otursun kalsın. Böyle kaya porsuğu gibi, uyuz kaya porsuğu gibi bir deliğe girsin, orada yaşasın. Ve isabetli hareket ettiğine kanaat ediyor. “Ne kadar iyi yaptım Müslümanların yanından giderek. Tam yerimi buldum. İstediğim gibi yiyor içiyorum, tehlike yok, bir şey yok. İzlenme ihtimalim yok, tutuklanma ihtimalim yok. İftirayla karşılaşmam, hakaret eden olmaz. Hiçbir tehlike yok, ne güzel burada oturuyorum” diyor. Halbuki tehlikenin taa göbeğinin ortasına girmiş. Cehennemin en dibine gidecek münafık inşaAllah. Bundan haberi yok.

Tabii Kuran’da münafıklara yönelik tehdit özellikle Müslümanların etrafından çok iyi bilmesi lazım. Çünkü münafık zaten Kuran’ın tehdidinden etkilenmez. Biz bu münafık ayetlerini, münafıklar etkilensin de anlasın diye de anlatıyoruz, ama anlamazlar. Asıl Müslümanlar anlar. Müslüman ürperir “aman Allah esirgesin” der münafık gibi olmaktan. Çünkü hiç kimse için Cennet garantisi yok biliyorsunuz. Hiç kimse için Cennet garantisi yok. Allah vermesin, ya münafıklarla aynı yere gidersem diye Müslüman tir tir titrer, korkar, Allah’tan korkar. Münafıklardan da muazzam tiksinir, iğrenir. Allah iğrenelim onlardan diye ayeti anlatıyor. Müslümanlar iğrensin, bilsin, tiksinsin. Ne kadar aşağılık olduklarını görsünler, hırsla, tiksintiyle, yani imani bir hırs, imani bir kararlılıkla onlardan kalben nefret etsinler diye Allah söylüyor, inşaAllah.

 


Tevbe Suresi, 81. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 2 Aralık 2011 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler.” Yani ayrı kalmalarına sevindiler. “Ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: “Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın” dediler.” Soğukta da “savaşa çıkmayın” diyorlar, sıcakta da “savaşa çıkmayın” diyorlar. “De ki: “Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” Bir kavrayıp-anlasalardı.” (Tevbe Suresi, 81)

 


Münafıklar Çok Akılsızca Bahanelerle Allah Yolunda Mücadeleden Ayrılırlar

 

Sayın Adnan Oktar'ın 22 Mayıs 2015 tarihli sohbetinden münafıklarla ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah'a sığınırım. “Ey Yesrib (Medine) halkı artık sizin için burada kalacak yer yok. Şu halde dönün. Onlardan bir topluluk da; “gerçekten evlerimiz açıktadır” diye peygamberden izin istiyordu. Oysa onların evleri açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı”. Münafık böyle sürekli karşılaştığımız bir olay. Halen de karşılaşıyoruz. Çok pis, akılsızca bahaneleri vardır münafığın. Bilirsin ama söylesen, olumsuz etkilenecek söylemiyorsun. O söylemeyince de senin farkına varmadığını zannediyor. Bak, “gerçekten evlerimiz açıktadır”. Ev, aile, hep münafıklar onu kullanırlar. Ana, baba, kutsal olan şeyleri kullanırlar.

Evler açıktaymış. Peygamberin evi yok mu? Diğer müminlerin evi yok mu? Senin evin açıktaysa diğer müminleri mahvedecekler. Orada sen kendi evini düşünecek halin var mı? Ne kadar Müslüman varsa hepsini imha edecekler. Kendi evini de alıp geleceksin oraya. Müslümanları kurtaracaksın. Sen egoistçe kendi evini ve kendini kurtarmanın peşindesin. “Ben kendi evimi kurtarayım da bana ne ondan” diyorsan sen ahlaksızlık yapmış olursun. Zulüm yapmış olursun. Olur mu öyle şey? Şehitler, bizim aslanlarımız, benim evim önemli, bana ne demediler. Aslan gibi gidip o mübarek canlarını Allah'a teslim ettiler. Ve şehit oldular yani.

GÖKALP BARLAN: Bir ayette Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor. Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım. “Babalarınız, kardeşleriniz, aşiretiniz, az kar getireceğinden korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden evler, sizlere Allah'tan, onun elçisinden, onun yolunda mücadele etmekten daha sevimliyse Allah'ın emri gelinceye kadar bekleye durun. Allah fasıklar toplumuna hidayet vermez”.

ADNAN OKTAR: Tam klasik insanların kafaya taktığı şeyleri Cenab-ı Allah sayıyor. Ama ölümü de hatırlatıyor.

BÜLENT SEZGİN: Münafıklar diyor, “Bu sıcakta savaşa çıkmayın”.

ADNAN OKTAR: Aklına bak ya sıcak tamam sıcağı akım aldı. E orada Müslümanları imha edecekler. Sıcak hadi en fazla baygınlık geçirirsin, tansiyonun çıkar falan peş mekân yahut bunalırsın. E orada çoluk çocuk bütün Müslümanları imha edecekler. Orada mutlak ölüm var. İmha var. Büyük ızdırap acılar var. O mu önemli? Sen sıcaktan bunalman mı önemli? Münafık çok akılsızdır. Kendince o delille çok güçlü bir açıklama yaptığını zannediyor. Tabii ki çok kolay oradaki mantık. Anlaşılmayacak bir mantık değil. Evet.

KARTAL GÖKTAN: Bir başka ayette diyor. Şeytandan Allah'a sığınırım. “Eğer yakın bir yarar veya orta bir sefer olsaydı onlar seni izlerlerdi ama zorluk onlara uzak geldi”, diye buyuruyor.

ADNAN OKTAR: Ya fedakar olmamak çok büyük bir vicdansızlık, ahlaksızlık. Mesela bak bu Suriyeli mazlumlar. Ya tabii ki o bize bir ekonomik yük getiriyor, zorluk getiriyor. E feda olsun. Yani çoluk çocuk imha olacaklarına, işkence çekeceklerine, acı çekeceklerine bizim paramızdan gitsin. Hayır bize zorluk da getirebilir. Getirsin. Yeter ki o canlılar canlı olarak, güzel olarak yaşasınlar. O canlılar imha olmaz.

Yani Esad'ın eline verip niye doğrattıralım ya? Esad derken o salağın yapacağı da bir şey değil. O derin devlet yapıyor. Suriye derin devlet. O sırık gibi boynuna geziyor. Kafa pek çalışmıyor. Onu aldı getirdiler yurt dışından. O anlamaz böyle işlerden zaten. Sembolik. Kardeşi onun azılıdır. Yani azılı katildir kardeşi. Derin devlet elemanları çok azgınlar.

BÜLENT SEZGİN: “Yine yanımızda olsalardı öldürülmezlerdi”. Ama Allah diyor, “yüksek köşklerde olsanız dahi herkes gideceği yere gidecektir”.

ADNAN OKTAR: Canları çok tatlı.

ENDER DABAN: Başka bir ayette de Allah, şeytandan Allah'a sığınırım. “Mücadeleye çıkmak isteselerdi herhalde ona bir hazırlık yaparlardı. Ancak Allah gönderilmeni çirkin gördü de, “siz de oturanlarla birlikte oturun” denildi”.

ADNAN OKTAR: Oturdu mu da seviniyor ona. Ya sonunda kardeşim bağıra bağıra ölüyorsun, aklını başını al. Allah'ın nefretini kazanmış oluyorsun. Allah'ın büğzunu kazanmış oluyorsun. Cenab-ı Allah kendisini çok sevilmesini istiyor. Allah'ın çok gücüne gidiyor insanların bu hali. Sürekli bak Kur'an'ın neredeyse %80-90'ı insanlara tehdit ve Allah'ın onlara karşı sitemidir. Mesela şunu yapmazsınız, bunu yapmazsınız. Mesela diyor Cenab-ı Allah şöyle yapsam bu paraları vermezsiniz, zekat vermezsiniz değil mi?

 


Münafıklar Hiçbir Sorumluluğun Altına Girmezler, Müminlerin Mücadelesini Uzaktan Seyrederler

 

Sayın Adnan Oktar'ın 23 Ocak 2016 tarihli sohbetinden münafıklarla ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Münafıklar hiçbir sorumluluğun altına girmezler. Hep uzaktan izlerler, sanki böyle turist gibi. Hani sizin dininiz, davanız var ben de uzaktan sizi izliyorum ama o arada tabii adilik yapar, küfürle bağlantıya geçer, onlara istihbarat sağlar, onlarla küfür üslubunda konuşur. Küfre olan isteğini onlarla tatmin eder. Ruhundaki o kirli pis duyguyu küfürle iç içe olarak, onlarla bir şekilde bağlantı kurarak tatmin eder.

Mesela diyor ki Tevbe Suresi, 81’de. Şeytandan Allah'a sığınırım. “Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler.” (Tevbe Suresi, 81) Yani onu marifet zannediyor. Müslümanları seyrediyor karışmıyor, böyle turist gibi kenardan bakıyor. Müslümanlar her türlü zorluğun içine giriyorlar, onlar girmiyorlar. Ama buna seviniyorlar, diyorlar “çok akıllı hareket ediyoruz biz.” İşte bu onların iblis ruhunu taşımalarından kaynaklanıyor. “Sana iyilik dokunursa, bu onları fenalaştırır,” şeytandan Allah'a sığınırım “bir musibet isabet edince ise:” “ona sevinirler” diyor. “Biz önceden tedbirimizi almıştık” derler ve sevinç içinde dönüp giderler.” (Tevbe Suresi, 50) diyor. Münafığın yöntemi budur, hep turist gibi uzaktan seyretmek.

 


Tevbe Suresi, 81. Ayetinin Tefsiri

(Münafıklar çeşitli bahanelerle müminleri Allah yolunda mücadeleden alıkoymaya çalışır)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 23 Ocak 2016 tarihli sohbetinden münafıklarla ilgili açıklamalar.

 

BÜLENT SEZGİN: Allah bir ayette şöyle buyuruyor. “Allah'ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmeyi çirkin görerek: “Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın” dediler.” (Tevbe Suresi, 81)

ADNAN OKTAR: Evet, çeşitli bahanelerle Müslümanları pasivize etmeye çalışıyorlar, güçlerini kırmaya çalışıyorlar. Dikkatlerini dağıtmaya çalışıyorlar.

 


Tevbe Suresi, 81. Ayetinin Tefsiri

(Münafıkların bir özelliği de sürekli bir muhalefet ruhu içinde olmalarıdır)

 

Sayın Adnan Oktar'ın 27 Ocak 2016 tarihli sohbetinden münafıklarla ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Allah’ın elçisine muhalif olan” Bak muhalefet ediyor münafıklar görüyor musun? İleri gel dese geri gider, geri gel dese ileri gider çok ahlaksızdır münafık. “Mücadeleden geri kalanlar oturup kalmalarına sevindiler.” Hep kendi mekanında kendi mezbeleliğinde yahut kendi ortamında kalmak ister münafık. O kadar çoklarmış ki Peygamber zamanında (s.a.v.) Allah vermesin. Ben bu alçakların bu kadar çok olduğunu bilmiyordum. Peygamberimiz (s.a.v.) bayağı tedirgin olmuş. Medine’yi ele geçirme tehlikeleri varmış, Hz Ali (r.a)’yi başlarına bırakmış Müslümanların ondan sonra sefere çıkmış. Yani çok alçak mahluklar şimdi anlaşılacak gibi değil. Diyor ki, “Ya Resulullah seni çok seviyoruz.” Ee? “Bizim mescide niye uğramıyorsun?” diyor. “Ne var bu mescitte?” diyor. “Buraya hiç hanım gelmez, hiç kadın gelmez, müzik olmaz, gülen insan olmaz, ağlayanlar var bu mescitte” diyor.

“Hep kalp ehli evliyalar geliyor” diyor. Peygamberimiz (s.a.v.) de iyi niyetli olduğu için önce ses çıkartmıyor “tamam gelirim sonra” diyor. Cebrail (a.s) bildiriyor “bunlar hain alçak sana suikast hazırlıyorlar” diyor. “Orayı da silahla doldurdular” diyor. Cebrail (a.s)’in güzelliğini görüyor musun? Peygamberimiz (s.a.v.) haber alıyor doğrudan vahiyle aldığı için tereddüt etmedi, gidip araştırın demiyor direkt yakın diyor. Mescidi kundakladılar sahabeler cayır cayır yaktılar ahşaptan yapılmış büyük bir mescitti darmaduman ettiler vahiyle bildirildi. Onlar böyle ekip olmaya çok dikkat ederler münafıklar ama çok büyük ekip olmuş Resulullah (s.a.v.)’in zamanında. Mehdi (a.s) zamanında da olacak ama Mehdi (a.s) çok yamandır. Çünkü Allah özel yetenek vermiş münafığı gözünden görüyor anlıyor, perişan edecek ilimle irfanla. Yani palazlanmalarına imkan tanımayacak inşaAllah. İnşaAllah Allah talebesi eder.

 


Tevbe Suresi, 81. Ayetinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 28 Ocak 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: “Allah’ın elçisine muhalif olarak (savaştan) geri kalanlar oturup-kalmalarına sevindiler” mesela kadınla beraber evin içinde oturuyor adam, bağdaş kuruyor. Birlikte artık orada elini sokarak pilavdan yiyor sünnet diye, arada sırada bir ağzını da misvaklıyor. Oturup kalmalarına seviniyor. Yani biz çok doğru yoldayız, mütedeyyin aileyiz biz diyor. İnşaAllah. Yani muhafazakâr aileyiz. “Ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cehd etmeyi çirkin görerek” mesela kitap dağıtmak, para harcamak mesela televizyon programları yapmak, bunun için malını mülkünü, her şeyini harcamak.

“Ve canlarıyla” yani ölüm tehlikesini göze alarak, geceli gündüzlü uykusuz kalarak, yorgun olarak cihat etmeyi, cehd etmeyi çirkin görerek. “Ya” diyor “bunlara ne gerek kardeşim” diyor “sen işine gücüne bak”. Değil mi? “Evlen çoluğuna çocuğuna bak” diyor, “sen hayatını kazan namazını da kıl” diyor “orucunu da tut ama ne alakası var böyle”. “Çirkin görerek, ‘Bu sıcakta (savaşa) çıkmayın’ dediler” diyor. “Hava sıcak, muazzam sıcaklık var” diyor, “git otur serin evde değil mi buzlu şerbet iç o da sünnet” diyor “bu sıcakta dışarı çıkılır mı?” diyor. “De ki: ‘Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir.” diyor Allah. Bu ne demektir biliyor musunuz? Sizi Cehenneme koyacağım diyor Allah, “bir kavrayıp-anlasalardı.” diyor Allah Tevbe Suresi 81’de.