Tevbe Suresi, 87-89 ve 94 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar’ın  16 Eylül 2011 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Şeytandan Allah’a sığınırım. Tevbe Suresi, 94- “Onlara geri döndüğünüzde” diyor Cenab-I Allah, “size özür belirttiler.” Münafıklar bol bol özür belirtirler. Buna çok dikkat etmek lazım, o özre kanmamak lazım. “De ki: “Özür belirtmeyiniz, size kesin olarak inanmıyoruz.” Münafıklara kesin olarak inanılmayacak. Münafıklar acayip yalancı ve sahtekardırlar. “Allah bize, durumunuzu haber vermiştir.” Tabii Peygamberimiz (s.a.v.)’e vahiyle bildiriliyor. “Yaptıklarınızı Allah görecektir, O'nun elçisi de. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene” yani açığı, gizliyi, her şeyi bilene “döndürüleceksiniz ve O, yaptıklarınızı size haber verecektir.” Bakın ne güzel elhamdülillah. Müslümanlar için, her şeyin intikamını alınacağını bilmek çok güzel. En sinsi, en gizli tavrın bile, mutlaka intikamı alınıyor, mutlaka Allah, yanına koymuyor. Her anormal tavrı, her sinsi tavrı karşılığı, Allah tarafından veriliyor. Onun için Müslüman’ın gönlü çok rahat olacak. İçinde bir tedirginlik olmayacak. Yani bu ne olur, nasıl olur demeyecek. Allah, “ahirette intikam alacağını” söylüyor, fakat bakın kimsenin fazla bilmediği bir sır veriyor; Allah, küfürden intikam alırken, Müslümanların neşeleneceği şekilde intikam alıyor.

“Onlar koltuklarına yaslanmış, onların hallerine gülüyor” diyor. Allah onları aşağılıyor, yani onları çeşitli komik hallere düşürüyor, aşağılanacakları komik hallere düşürüyor. O enaniyetli, azametli, kendini büyük bilenler, müthiş aşağılanıyorlar ama Müslümanların çok şiddetli gülmesine sebep olacak şekilde aşağılıyor, Allah. Onların, Müslümanları eğlendirecek şekilde, onları neşelendirecek şekilde aşağılıyor küfrü. Bu bilinmiyor, cennetin eğlencelerinden birisidir bu. Yani zalimler, o şekilde cezalandırılıyorlar, onu detay olarak belirteyim, inşaAllah.

Bakın Allah, Tevbe Suresi, 87. ayette diyor ki; “(Savaştan, cihaddan, tebliğden) Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler.” Var ya öyle tipler, “bir şey yok” diyor, “ne var Türkiye’de, çok rahatız, abartmayın” diyor, “herkes saygı duyuyor” diyor. “Onların kalpleri mühürlenmiştir. Bundan dolayı kavrayıp-anlamazlar” diyor Allah. ‘Müslümanların içine düştüğü felaketleri, acıları, sıkıntıları anlamazlar’ diyor Allah. Adamın gözün sokuyoruz artık, filmler var, açık görünüyor diyoruz, yine adam dinlemiyor, anlamıyor. Tekrar tekrar gösteriyoruz, yine anlamıyor. 88- “Ama Resul” yani Mehdi, Peygamberimiz (s.a.v.) biliyorsunuz, “ve onunla birlikte olan mü'minler, mallarıyla” bütün parasını, pulunu, evini, barkını, Allah yolunda harcıyor, “ve canlarıyla” gece yarılarına kadar tebliğ, keyfine zevkine düşkün değil, “cihad ettiler” cehd ettiler, Allah’ın dinini yaydılar. “işte bütün hayırlar onlarındır” Allah ‘her türlü hayırları onlara veriyorum’ diyor, “kurtuluşa erenler de onlardır” diyor, sadece ‘onlar kurtuluşa ereceklerdir’ diyor Allah. Bu, Müslümanlar için büyük bir nimettir. Allah küfür içinde, bir hasret kılıyor onlar için, bir kayıp kılıyor.

89- “Allah onlar için, süresiz kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı.” İnsanlar ne düşünür biliyor musunuz, gece-gündüz en çok düşündükleri nedir biliyor musunuz? En istemeyen bile en çok ölümü düşünürler. Gece-gündüz ölümü düşünürler. Hayat güzeldir, insan yaşamak ister. Onun için mümin, cennette sonsuza kadar yaşayacağını bildiği için, müminin o içgüdüsü tatmin olmuş oluyor. Fakat küfürde bu içgüdü, tatmin olmuyor. Onun için müthiş bunalıma düşerler, acayip sıkıntı duyarlar. Yani intiharların, içkinin, uyuşturucunun kökeni, budur. Sonlu olmanın verdiği acıdan dolayı böyle bir tavır gösterirler. Müslümanlarda biliyorsunuz intihar çok düşüktür, çok nadir olur Müslümanlarda. Yani Allah vermesin, ancak cinnet geçirecekte, o tarz olur, onun dışında olmaz. Çünkü Müslüman cennete gideceğini bilir, inşaAllah, Allah’ın dilemesiyle, sonsuzluğun başladığını ve artık bitmeyeceğini bilir. Gönlü müsterihtir, Allah’ teslim olmuştur, kendini Allah’a bırakmıştır, içinde bir huzur ve ferahlık olur, güven hissi olur, kalbinde bir tatmin meydana getiriyor. İşte o tatmini alan vücut rahatlıyor.

Vücut o tatmini alamadığında, o sonsuzluk hissini alamadığında, o tevekkül duygusunun verdiği doyuruculuğu alamadığında, vücut reaksiyona başlar. Vücut kendini parçalamaya başlıyor. Beynine saldırır, cildine saldırır, delirtir insanı. Onun sonucunda da, ya intihar ediyorlar, ya içkiye başlıyor, ya uyuşturucuya başlıyor veyahut mutsuz oluyorlar. Öfler, püfler biliyorsunuz veyahut çok sinirli oluyorlar, kökeni budur. Bakın “altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. “Suyu, Allah bize sevdirmiş. Su normal akan bir su ama kalbimizde ona karşı bir içgüdü var, sevme içgüdüsü var. Suyu gördüğümüzde, eririz. Küçücük havuz bile olsa, evlerin içine bile küçük havuz yapıyorlar, fıskiyeli falan, illa ki bir havuz olsun, illa ki bir su olsun, su şırıltısı olsun. Cennette, küçük ırmaklar, oturduğu evin içinden geçiyor, her yerden geçer. Hem akan yani yüksek yamaçlı ırmaklar vardır, hem de kendi mekanı içinde evin içerisinde küçük ırmaklar vardır, su arkları vardır. İnsanların hoşuna gitsin diye yaratılmıştır. Zevk veren, insanın içini açan güzelliklerdir.

 


Tevbe Suresi, 87-88, 90, 94-96 Ayetlerinin Tefsiri

 

Sayın Adnan Oktar'ın 10 Şubat 2010 tarihli röportajından Tevbe Suresi ile ilgili açıklamalar.

 

ADNAN OKTAR: Münafıklar yine diyorlar ki; “Onlara geri döndüğünüzde size özür belirttiler, şeytandan Allah’a sığınırım. Tevbe Suresi 94, “De ki: “Özür belirtmeyiniz,”. Münafıklar hep özür belirtirler ya kusura bakma oldu bir kere falan “size kesin olarak inanmıyoruz.” Bir kere münafığa kesinlikle inanılmaz. Mutlaka kahpedir, mutlaka alçaktır yani münafık kadar kahpe bir mahluk yoktur. Kapıdan girer, bacadan çıkar, yine ahlaksızlık yapar, yine ahlaksızlık yapar. Hiçbir şekilde güvenilmez. “Allah bize, durumunuzu haber vermiştir.” Bize de Kuran’la haberlerini veriyor ve hadislerle. “Yaptıklarınızı Allah görecektir,” yani bütün yaptığınız pislikleri Allah görüyor diyor, münafıklara. “O'nun elçisi de.” Mehdi (a.s.) da, Peygamberimiz (s.a.v.) de. “Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilene döndürüleceksiniz” Yani görünen ve görünmeyene yani bilinmeyene, Allah’a döneceksiniz “O, yaptıklarınızı size haber verecektir.” Yani münafıklara yaptıkları haber verilecektir ne demektir biliyor musun? Perişan olacaklar demektir.

“Onlara geri döndüğünüzde kendilerinden vazgeçmeniz için Allah'a and içecekler.” Bütün münafıklardan intikam alınacaktır Mehdi (a.s.) döneminde. Rezil rüsva olacaklardır. Yani aynı Samiri gibi. Tecrit edileceklerdir kahpeliklerinden dolayı. Mehdi (a.s.)’a ve cemaatine yaptıkları zulümden dolayı dünyanın en aşağılık mahlukları olarak bütün dünyaya tanıtılacaklar. Hayattayken de, vefatlarından sonra da yani ölümlerinden sonra Ahirette de sürekli aşağılanacaklar. Aşağılanma cezası vardır. Aşağılanma cezası. Samiri de öyle olmuştur. Hep bana dokunmayın diye gezmiştir Samiri. Yalnız bırakılmış, tecrit edilmiştir, aşağılanmıştır. Bakın; “Artık onlara sırt çevirin.” Muhatap olmayın diyor Allah, görüşmüyor, tecrit ediliyor. “Onlar gerçekten pistirler.” Pislik, mikrop, mahluk, aşağılık köpekler yani. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e muazzam eziyet ettiler zamanında bu köpekler. Ahir zamanda da Mehdi (a.s.)’ın karşısına dikilecekler. Özel yaratılırlar makamı yükseltmek için. Mehdi (a.s.)’ın makamını yükseltmek için, Resulullah (s.a.v.)’in makamını yükseltmek içindir, özel. Münafık olmasa insanın makamı pek yükselmez. Yani münafık Müslüman’ı yükselten bir güç, Allah’a yaklaştıran bir güçtür.

“Kazanmakta olduklarının bir cezası olarak, barınma yerleri Cehennemdir.” Hem de Cehennem’in en derin tabakası. “Kendilerinden hoşnut olmanız için size yemin ederler.” Yani vallahi, billahi diyor böyle bir şey yapmadık diyor. Asla inanılmaz münafığa. Mutlaka kahpedir. “Siz onlardan hoşnut olsanız bile” yani eğer kansanız da, sizi kandırsalar bile diyor Allah, “Şüphesiz Allah, fasıklar topluluğundan hoşnut olmaz.” Mutlaka intikam alacağım diyor Allah. “Geri kalanlarla birlikte olmayı seçtiler.” 87. ayet. Yani Müslümanlara katılmıyorlar, yardımcı olmuyorlar. Onu akıllı bir hareket olarak görüyorlar. “Onların kalpleri mühürlenmiştir.” Allah kalplerini kapattım diyor. Ruhlarını kapattım. Yani sevgi, merhamet, iman gibi duygular artık çalışmaz onlarda diyor Allah. “Bundan dolayı kavrayıp-anlamazlar.” Artık moron olmuş yani adam, ölü, kavramazlar diyor yani iptal olmuş adam. “Ama Resul” elçi, Mehdi (a.s.), “ve onunla birlikte olan mü'minler, mallarıyla,” eviyle, barkıyla, arabası, ne imkanı varsa “ve canıyla,” ölesiye, Allah rızası için bütün benliğini, gençliğini, hayatını Allah’a veriyor. Ne diyor Cenab-ı Allah ayette, şeytandan Allah’a sığınırım; “ölümün, dirimim” diri hayatım, “namazım” her şeyim “alemlerin Rabbi olan Allah içindir” diyor. Bütün bedenimi, ben her şeyimi sana vakfettim Yarabbi diyor inşaAllah.

“Canlarıyla cihad ettiler;” cehd ettiler, gayret ettiler. Gece-gündüz mücadele ediyorlar. “İşte bütün hayırlar onlarındır ve kurtuluşa erenler de onlardır.” “Bedevilerden özür belirtenler, kendilerine izin verilmesi için geldiler.” Ya diyor, bize müsaade et diyor, biz diyorlar dışarıdan takip edelim yani mümkünse katılmayalım. Şimdi çoluğumuz, çocuğumuz var. Ailemiz var diyorlar. Biz bu konuların içine girmesek diyorlar. “Allah'a ve elçisine yalan söyleyenler oturup kaldı.” Evinde oturuyor. Resulullah (s.a.v.) sabahın erken vaktinde kalkıp tebliğe, cehde, cihada gidiyor. Allah yolunda gayret ediyor. “Onlardan inkar edenlere” münafıklara “pek acı bir azap isabet edecektir” diyor Allah.